01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bilim ve Düşünce Tarihi CBT 1472/5 Haziran 2015 14 OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu [email protected] Fizik ve Felsefe (1) Fizikçiler aynı zamanda felsefeci midir? 8 Mayıs 2015 tarihli Scientific American dergisi bu ilginç soruya yanıt arıyor ve bilim felsefesinin önemli konularını tekrar ortaya seriyor. çok az bir etkisi olmakta ya da hiç olmamaktadır. “Felsefeyi küçümseyen fizikçiler arasında [email protected] uss yalnız değildir. Stephen Hawking ve Leonard Mlodinow da, The Grand Design adlı kitaplarının izikçiler ve felsefeciler arasındaki bitmek bilmeyen bir tartışma, gerçekliğin doğası hak girişinde şunları yazmışlardı: ‘Felsefe öldü, çünkü kında bilimin bize söylediklerinin tam kalbine felsefeciler bilimdeki özellikle de fizikteki modern gelişmeleri izlemediler. Bilgi peşinde keşif meşaişlemektedir. Derginin editörü, bu tartışma konusunu ele al lesini ellerinde tutanlar bilim insanları oldular. Evren nasıl davranır? Gerçekliğin doğası nedir? Her madan önce şunları söylüyor: “Önemli bir fizikçi ve ünlü entelektüel Victor şey nereden geliyor? Evrenin bir yaratıcıya ihtiyaStenger, geçen Ağustos’ta 79 yaşında vefat etme cı var mı?’ Hawking ve Mlodinow’a göre bu soruden hemen önce Scientific American dergisine iki lara felsefeciler değil, fakat sadece bilim insanları yazarla birlikte bir yazı yazmıştı. Bu yazıda Sten cevap verebilir. Ünlü astrofizikçi ve popüler bilim ger ve diğer ortak yazarlar, bilimin ve felsefenin yazarı Neil de Grasse Tyson da bu tartışmaya doğası ve bilimin sınırları hakkında fizikçiler ve katıldı. Ona göre de bilim ilerliyor, fakat felsefe felsefeciler arasındaki tarihsel anlaşmazlığın son yerinde sayıyor, yararsız ve fiilen ölü durumda. Tyson da Krauss gibi Platon ve Aristoteles dönemlerdeki yükselişi hakkındaki görüşlerini bezamanından beri felsefecilerin, evren hakkınlirttiler. Araçlar ve deneyimler (ya da saf akıl ve daki bilgilerin sadece saf düşünce yoluyla elde teorik modeller), gerçekliğin nihai edilebileceğine inandıklarını doğasını açığa çıkartmaya yetebilir düşünüyor. Tyson’un açıkladığı mi? Fiziğin modern zaferi, felsefenin gibi, böyle bilgiler bir koltukta pabucunu dama mı attı? Eğer öyleyoturarak elde edilemez. Sadese, modern teorik fizikçilerin hangi ce gözlem ve deney yaparak felsefeye sahip olduğu söylenebilir? sağlanabilir. Richard Feynman “Stenger ve ortak yazarlar bu da bir zamanlar “koltuk felsefedenemelerinde tüm bu derin probcileri” hakkında benzer şeyler lemlere giriyorlar ve bu iki büyük söylemişti. Richard Dawkins de, düşünce okulu arasındaki büyüyen Tyson’la fikir birliği içerisinde, ayrılığı gidermeye çalışıyorlar. Stendoğal seçilim olgusunun, alanger, fizikçilerin evren hakkında bir larında bilgi toplayarak çalışan düşünce ileri sürdüklerinde, binler Victor Stenger iki doğa bilimcisi Charles Darce yıllık büyük bir felsefi geleneğe win ve Alfred Russel Wallace de bağlandıklarını söylemektedir. tarafından keşfedilmiş olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla fizikçiler kaçınılmaz olarak aynı zaNobel ödüllü Steven Weinberg, pozitivizmle manda felsefecidirler de.” ilgili problemlere işaret ediyor, fakat yine de poziEditör, bu açıklamalarından sonra Stenger’ın tivizmin hem görelilik teorisinin, hem de kuantum son makalesini veriyor. Stenger makalesinde birteorisinin erken dönemdeki gelişmelerinde olumlu çok fizikçinin görüşlerine atıfta bulunarak konuyu bir rolü olduğuna dikkat çekiyor. O, pozitivizmin geliştirmeye çalışmaktadır. Bu makalede başlıca yarardan çok zararı olduğunu söylemekle birlikolarak şunlar söylenmektedir: te şunu da ileri sürüyor; parçacıkların konumu ve hızı gibi konulara pozitivist yönelişin, dalga fonkMAKALEDEKİ TEZLER siyonunun fiziksel gerçekliğin temsilcisi olduğu “Teorik fizikçi ve kozmolog Lawrence Krauss, kuantum mekaniğinin gerçekçi bir biçimde yorumbir makalesinde felsefenin en kötü bölümünün lanmasında katkısı olmuştur. bilim felsefesi olduğunu, çünkü bilim felsefecileriBelki de en etkili pozitivist, 19. yüzyıl sonlanin çalışmalarını okuyanların sadece öbür bilim rının fizikçisi ve felsefecisi Ernst Mach idi. Mach, felsefecileri olduğunu, bu nedenle de fizikçiler atomlar görülemediği için maddenin atomik moüzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığını ileri delini kabul etmemişti. Bugün tarama tüneli yasürmektedir. Bilim felsefecilerinin yazılarını diğer pan bir mikroskopla atomları görebiliyoruz. Fafelsefecilerin okuduğu bile çok kuşkuludur. Çünkü kat modellerimiz hâlâ kuarklar gibi görünmeyen bu yazılar oldukça teknik niteliktedir. Bu nedenle nesneler içeriyor. Fizikçiler de felsefeciler de artık bilim ilerlemekte, fakat felsefe yerinde saymakta pozitivizmi ciddiye almıyorlar ve bu yüzden pozidır. tivizmin fizik üzerinde artık iyi veya kötü bir etkisi “Krauss, felsefi tartışmaların çok önemli biçim bulunmuyor. lerde karar almaya katkıda bulunabileceğini, faBununla birlikte Krauss, Tyson ve çoğu fizikkat olguların nihai olarak tek kaynağının deneysel çi, doğa hakkında tek güvenilir bilgi kaynağının keşif yolu olduğunu söylemektedir. Krauss bir baş gözlem olduğu konusunda hemfikirdir. Fakat enska makalesinde ise şu fikirleri ileri sürmektedir: trümantalizme eğilim gösteren bazı fizikçiler teo‘Fiilen bir fizikçi olarak ben ve bu konuyu tartıştı rilerinde sınıflandırma, sistematikleştirme vb. yapğım meslektaşlarımın çoğu, fizik ve bilimin doğası mak için kavramsal araçlara yer vermektedir. Bu hakkındaki felsefi tartışmaları yararlı bulmuyoruz. kavramsal araçlar, kuarklar gibi gözlenemeyen Bu tartışmaların alanımdaki ilerleme üzerinde ya nesneler içerebilmektedir. Bir Oy 50 Milletvekili Bu kez bir oyun gerçekten büyük önemi var. Bir partinin meclise girip girmemesini, dolayısıyla da 4050 milletvekilinin yerini değiştirebilir. Hangi partiye oy vereceğinden bağımsız, sırf bu durumun belirleyicileri içinde yer almak için bile sandığa gidilir. Osman Bahadır F Genel olarak “seçim” olgusu ile ilgili düşünceniz nedir? Seçimler pratikte demokrasinin uygulanmasını sağlayabiliyor mu? Yoksa zihninizde şöyle bir intiba var mı: “Kim ne derse desin, X partisi yine bir yolunu bulacak ve işin içine hile de karıştırarak seçimden galip çıktığını açıklayacak”. Bu tür karamsar düşüncede olmak için son yıllarda Türkiye’de yaşıyor olmaya gerek yok; anımsıyorum 1980’li yıllarda duvar yazıları ile ilgili çıkan bir kitapta şöyle bir grafitti vardır (seçim gecesi bir Avrupa ülkesinde duvarlara yazılmış): “Onlar kazandı, sen kaybettin! İyi geceler”. Seçimlerde yapılabilecek en büyük hilesel altyapı (eğer yapılıyorsa) olsa olsa “rakibi yıldırmak”tır. Özellikle de sandık başında görev yapanlar için. Düşünsenize kaybedeceğinizi baştan biliyorsunuz; o zaman sandık başındaki oyların sayımı ve bildirimi sürecini kitapta yazdığı gibi icra etmek için ne tür bir motivasyonunuz olabilir? Malum sihirbazlar, “numaralarını” izleyicinin en beklemediği anda yapar. Bir hile yapılıyorsa bunun da en beklenmedik bir anda yapılması gerekmez mi? Mesela rakip partilerin görevlilerinin “yılıp, gitmesinden” sonra. Seçimlerde bir hile söz konusu olacaksa mevcut yapıda bunun yapılacağı en kritik noktalar nereler olabilir? Birincisi var olmayan kişiler adına oy kullan(dır)mak. Yani sandık listesinde adı olduğu halde öyle bir kişinin gerçekte olmadığı durumlarda. Bunun için oradaki görevlilerin yapabileceği tek şey beyan edilen belgenin sahte olup olmadığını anlayabilmektir. Bozacının şahidi şıracı olursa yandı gülüm keten helva. Peki sandık oyunları neler olabilir? En temel nokta sandık bazında oyların tam sağlıklı olarak sayılması, tutanaklara geçirilmesi ve tutanağa geçirilmiş tablonun kâğıttan bilgisayara hatasız girilmesi. Bunun için hem sandık görevlilerinin hem de müşahitlerin süreci sonuna dek izleme hakları yasa gereği var. Ancak bu süreci tam sağlıklı icra etmekten alıkoyan bir husus YSK’nın sonuçları sandık bazında açıklamaktan kaçınması. Hâl böyle olunca sandık bazında yapılan “ufak, tefek” maddi hatalar genel toplamda ciddi sapmalara neden olabilir. Özellikle bu seçimde bir partinin genel seçim barajının civarında bir oy alma durumunun olması bu “ufak tefek hataları” bile çok kritik hale getirmekte. Önceki yıllardan bildiğimiz üzere il ya da ilçe seçim kurulları gelen her itirazı haklı sebeplerle (özellikle de resmi sonuçların açıklamasını geciktirmek amaçlı ise) kabul etmeyebiliyor. Bu karardaki kritik sebeplerden birisi de itiraza konu hatanın genel tabloyu değiştirmeyecek seviyede küçük olması. Mesela diyelim ki bir partinin oyları 19 yerine 13 yazılmış. 6 oy bir şey değiştirmeyecek denilerek reddedilebiliyor. Oysa bir oyun bile 4050 milletvekilinin yerini değiştirme potansiyelinin olduğu bu seçimlerde en küçük bir hataya bile tolerans gösterilmemesi gerekir. Sandıklara atılan oyların gerek sandık listelerinde gerekse de ilçe ve il düzeyindeki sistemlerde “değişime uğramadan” aynen yansıtılması, tüm görevlilerin bu hassasiyetle çalışması gerekir. Bir tane bile oyun hatalı sayılmasının, bildirilmesinin ya da sisteme girilmesinin pek bir anlam ifade etmeyeceğini düşünenlerdenseniz şu sözü değerlendirin: “Eğer etkili olmayacak kadar küçük olduğunu düşünüyorsan, bir sivrisinekle uyumaya çalış” (Anita Roddick).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear