26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Tablo 1: Dünya, Avro Bölgesi, Almanya ve ABD’de Gayri Safi Sabit Sermaye Yatırımları /GSYH (%)   Dünya Avro Bölgesi Almanya ABD 2007 24.0 22.5 19.3 22.3 2008 23.6 22.1 19.3 20.8 2009 20.9 18.8 16.4 17.5 2010 21.6 19.1 17.3 18.4 2011 21.9 19.6 18.3 18.4 2012 21.8 18.4 17.3 19.0 Kaynak: Dünya Bankası veri tabanı. büyüme modelinin geçmişte yaşanan krizler göz önüne alındığında, yakın bir gelecekte daha büyük krizlere gebe olduğunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Fed’in piyasaya enjekte ettiği fonların büyük bir kısmi Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı yükselen ekonomilerde düşük kuryüksek faiz makasından önemli gelirler elde ettiler. Ancak krizden kurtulmak için metropol ülkelerden finansal sisteme aktarılan kaynaklar reel ekonomide istenen ölçüde iyileşmelere neden olmadığı gibi, krizleri önceleyen gelişmelere neden olabileceği de görülmeye başlandı. Bu çerçevede Fed’in yakın bir gelecekte parasal genişleme politikasını sonlandıracak olması Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı ve büyük ölçüde dış kaynağa dayalı büyüyen ekonomileri son derece olumsuz etkileyeceğini belirtmek gerekiyor. Kaldı ki, 22 Mayıs 2013’de Fed’in parasal genişlemeye son vermeden önce niyetini ortaya koymasının dahi ne tür olumsuz sonuçlar doğuracağını göstermesi açısından önemliydi. FED’in parasal genişlemeye ilişkin yaklaşımını açıklaması sonucunda, Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı ülkelerden sermaye çıkışları hızlanırken, sermaye girişlerinin yavaşlaması gündeme geldi. Sermaye çıkışları borsaları düşürüp, dövizin değerlenmesine neden olurken bu kez yükselen dövizi durdurabilmek için faizlerin artışı devreye girdi. Faiz artışları ise fiyat istikrarı hedefinde sapmalara neden oldu. Yükselen ekonomiler sermaye çıkışını engellemek ve yeni sermaye çekmek için faiz artırımına yönelince büyüme hızları düştü ve küresel büyüme oranları üzerinde olumsuz etki yaptı. tırım oranları incelendiğinde sabit yatırımlarda ılımlı sayılabilecek bir artışın yaşandığı, ancak 2013 2012 yılındaki sabit yatırım oranının 2007 yılının 3.3 puan altında kaldığı anlaşılıyor. Sabit yatırım oranlarına ilişkin bu bulgular, 17.9 krizden çıkmak için henüz tempolu sabit yatı17.0 rımların yapılmadığını, ekonomik istikrararı sa  dece fiyat istikrarı çerçevesinde değerlendiren neoliberal politikalardan radikal bir kopuşun gerçekleşmemesi halinde, finansal krizlerin süreceğini ve dünya ekonomisinin yakın bir gelecekte istikrarlı ve tempolu büyüyemiyeceğini ortaya koyuyor. Seçilmiş gelişmekte olan büyük ekonomilere ilişkin kırılganlık değerlerini toplu Tablo 2: Kırılganlık Göstergeleri (%) olarak gösteren Tablo 2 incelendiğinde, en kırılgan ülkenin Türkiye olduğu görülüyor. Brezilya Cari işlemler dengesi/GSYH Toplam rezervler/Toplam dış borç Söz konusu kırılganlık göstergeleri daha ya Brezilya Kısa dönem borç/Toplam dış borç kından incelendiğinde şu tespitleri yapmak Brezilya Brezilya Kısa dönem borç/Toplam rezervler mümkün gözüküyor: Brezilya Net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH Hindistan Cari İşlemler Dengesi/GSYH SEÇİLMİŞ GELİŞMEKTE OLAN BÜYÜK EKONOMİLER VE TÜRKİYE Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu/GSYH Oranları: Yabancıların bir ülkedeki varlıkları ile yerli aktörlerin dış dünyadaki varlıkları arasındaki fark “net dış yükümlülüklernet uluslararası yatırım pozisyonu” olarak adlandırılıyor. “Net dış yükümlülükler/ GSYH” oranının %40’ı aşmasının ekonomide önemli bir kırılganlık kaynağını oluşturacağı kabul ediliyor. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, net dış yükümlülüklerin GSYH içerisindeki payı göstergesine göre en kırılgan ülke olarak Türkiye öne çıkıyor. 2012 yılında söz konusu oran Türkiye’de eksi %52.9 oranında gerçekleşirken önemli bir kırılganlık kaynağına işaret ediyor. Sonuç olarak, metropol ülkelerde finansal birikime dayalı kumarhane kapitalizminden henüz ciddi bir kırılma izlenmezken, çevre ekonomilerde yeni bir krizin öncüllerine (balonlaşmaya, varlık fiyatlarındaki aşırı 2010 2011 2012 CBT 1434 9 /12 Eylül 2014 Küresel ölçekte durgunluğun aşılamamasının bizatihi uygulanan finansal birikim modelinde aramak gerekiyor. Reel üretimden kopuk spekülatif nitelik taşıyan model kaynakların kalkınma için kullanımını engelliyor. 1980 sonrası gündeme gelen ana akım iktisat politikaları sonucunda giderek unutulan, ancak kalkınmanın en temel bileşenlerinin başında gelen sabit yatırımların ekonomik canlanmadaki önemini belirtmek gerekiyor. Sabit yatırım oranlarında gerçekleşen tempolu artışlar, ekonominin içerilmiş teknoloji ve üretim kapasitesini geliştirerek verimlilik ve rekabet gücünün artması ile sonuçlanıyor. Bu çerçevede küresel krizden çıkmak için tempolu sabit yatırımlara ihtiyaç bulunuyor. Dünya, Avro Bölgesi, Almanya ve ABD’ne ilişkin kriz öncesi ve sonrası gayri safi sabit sermaye oluşum oranları incelendiğinde (Tablo 1), küresel krizin sabit yatırımlar üzerinde yaptığı aşındırıcı etkiyi izlemek mümkün. Kriz öncesinde dünya ortalama sabit yatırım oranı %24 iken, krizle birlikte 2009 yılında %20.9’a geriliyor. Kriz yılını izleyen yıllarda sabit yatırım oranlarındaki durağanlığın devam ettiği izleniyor. Avro Bölgesi’nde 2007 yılında %22.5 oranında gerçekleşen sabit yatırım oranının 2009 yılında %18.8’e geriledikten sonra 2013 yılında %17.9 oranı ile kriz yılında gerçekleşen %18.8’lik sabit yatırım oranının dahi altında kaldığı izleniyor. Avro Bölgesi’nin çekirdeğini oluşturan ülkelerin başında gelen Almanya’da da işlerin iyi gitmediği, 2013 yılındaki sabit yatırım oranının 2007 yılının 2.3 puan altında kaldığı anlaşılıyor. Dünya ekonomisinin tepesinde yer alan ABD’ne ilişkin sabit ya SABİT YATIRIMLARDAKİ DURAĞANLIK SÜRÜYOR Cari İşlemler Dengesi/ GSYH: En temel Hindistan Toplam Rezervler/Toplam dış borç Kısa dönem borç/Toplam dış borç kırılganlık göstergelerinin başında cari işlem Hindistan Kısa dönem borç/Toplam rezervler ler dengesi/GSYH oranı geliyor. Söz konusu Hindistan Hindistan Net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH oranın %5’i geçmesi ekonomilerde önemli Endonezya Cari işlemler Dengesi/GSYH bir kırılganlık ögesi olarak değerlendiriliyor. Endonezya Toplam Rezervler/Toplam dış borç Bu bağlamda gelişmekte olan büyük ekono Endonezya Kısa dönem borç/Toplam dış borç miler arasında en yüksek cari açık/GSYH Endonezya Kısa dönem borç/Toplam rezervler değerine Türkiye sahip bulunuyor. 2012 yı Endonezya Net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH G. Afrika Cari işlemler dengesi/GSYH lında söz konusu oran Türkiye’de %6.1 ola G. Afrika Toplam Rezervler/Toplam dış borç rak gerçekleşerek, kritik eşik olan %5’i aşmış G. Afrika Kısa dönem borç/Toplam dış borç gözüküyor. G. Afrika Kısa dönem borç/Toplam rezervler Net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH Kısa Vadeli Dış Borç Stoku/Toplam G. Afrika Cari işlemler dengesi/GSYH Rezervler: Ekonomide kırılganlık oluşturan, Türkiye Toplam rezervler/Toplam dış borç krizleri tetikleme özelliğinden dolayı üzerin Türkiye Türkiye Kısa dönem borç/Toplam dış borç de önemle durulması gereken göstergelerden Türkiye Kısa dönem borç/Toplam rezervler birisini de “kısa vadeli dış borç stoku/ toplam Türkiye Net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH rezervler” oranı oluşturuyor. Söz konusu gösKaynak: Net uluslararası yatırım pozisyonu IMF veri tabanından, diğer veriler Dünya Bankası terge, uluslararası derecelendirme kuruluşları veri tabanına ait. başta olmak üzere, tüm kriz ve/veya kırılganlık ölçümlerinde uluslararası finans sisteminin yakından izlediği en temel parametrelerin başında geliyor. Söz ko şişme) zemin hazırlıyor. Krizle birlikte neoliberalizmin nusu oranın 100’ü aşması ekonomide önemli bir kırıl sonunun geldiği ve liberal ekonominin prestij kaybeganlık sinyali olarak algılanıyor. Söz konusu göstergeye derek yeni düzenlemelerin gündeme geleceğine ilişkin göre gelişmekte olan büyük ekonomilerin performansı iyimser beklentilerin de gerçeklemediği görülüyor. Başka bir ifadeyle, metropol ülkeler başta olmak incelendiğinde en kötü performansa sahip ülke olaüzere, çevre ekonomilerde bölüşüm karşıtı neoliberal rak Türkiye öne çıkıyor. 2012 yılında söz konusu oran politikalardan henüz dönülmüş değil. Bunun kendili%84.6 oranında gerçekleşerek önemli bir kırılganlığa ğinden gerçekleşeceğini beklemek ise ham bir hayal. işaret ediyor. Krizin kurbanlarının tarih sahnesine çıkıp, krizin Kısa Vadeli Borç/Toplam Dış Borç: Kısa vadeli maliyetini krizi yaratanlara ödetmemesi halinde, emek borç/toplam dış borç oranı, TL’nin dolar karşısında hız karşıtı neoliberal politikalardan dönüş mümkün gözükla değer kaybettiği bir konjonktürde özel kesimin mali müyor. bünyesini etkileyerek önemli bir kırılganlık kaynağını oluşturuyor. 2012 yılına ilişkin söz konusu gösterge göz önüne alındığında, Türkiye %29.9 ile kırılgan beşli arasında en kötü performans sergileyen ülke olarak öne çıkıyor. 2.2 81.9 18.6 22.7 41.9 3.2 103.0 19.4 18.8 11.8 0.7 48.0 16.5 34.3 40.6 1.9 42.8 21.2 49.6 23.4 6.2 28.7 25.8 90.0 50.7 2.1 87.1 10.4 12.0 38.0 3.3 88.7 23.2 26.1 13.1 0.2 49.0 17.0 34.7 38.9 2.3 42.3 17.8 42.1 8.3 9.7 28.8 26.8 93.2 45.9 2.4 84.7 7.4 8.7 39.6 4.9 79.2 24.6 31.1 16.1 2.7 44.3 17.6 39.7 42.4 5.2 36.9 20.3 55.0 8.4 6.1 35.3 29.9 84.6 52.9 Emin Kansu Başkan seçildi Prof. Dr.Emin Kansu Pekin’de düzenlenen 35. Uluslararası Dünya Hematoloji Kongresinde Internasyonel Hematoloji Derneği (ISH) başkanlığına seçilmiştir. Prof. Dr. Emin Kansu halen Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü öğretim üyesi, ve Kök Hücre Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Toplam Rezervler/Toplam Dış Borçlar: Çalışmada kırılganlık göstergesi olarak ele aldığımız toplam rezervlerin toplam dış borçları karşılama oranı göstergesine göre de Türkiye en kırılgan ülke konumunda bulunuyor. Söz konusu göstergeye göre Türkiye’nin toplam rezervlerinin toplam dış borçları karşılama oranı %35.3 oranında bulunuyor. Söz konusu göstergeye göre Türkiye’den sonra en kırılgan ülke olarak G. Afrika öne çıkıyor. EKONOMİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear