29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

TEKNOLOJİPOLİTİK EYLÜL’DE AY EVRELERİ Mars’ta yaşasaydık Ay evresi yazamayacaktıkSatürn’de yaşasaydık çok sayıdaki Satürn Ay evrelerini yazıyor olacaktık İlk Dördün Gün 2 Saat 14:11 Gün 9 Dolunay Saat 04:38 Gün 16 Son Dördün Saat 05:05 Gün 24 Yeni Ay Saat 094:14 Baha Kuban [email protected] Batı uygarlığı bizatihi sorunlu bir kavram. Başlık da zaten bana değil, birazdan kitaplarından söz edeceğim Naomi Oreskes ile Eric Conway’e ait. İklim Değişikliği ve Batı Uygarlığının Çöküşü! EYLÜL AYINDA GÖK OLAYLARI GÜNLÜĞÜ GÜNCEL HABERLER 1– TÜBİTAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliğinin 17incisini de tamamladık gün saat 1 03 Mars Ay’ın 4 derece güneyinde 2 14 İLKDÖRDÜN 4 18 Batıda Güneş güneydoğuda Ay ufuktan 17 derece yüksekte 5 15 Venüs Regulus’un 0.8 derece kuzeyinde 5 18 Batıda Güneş güneydoğuda Ay ufuktan 14 derece yüksekte 6 19 Batıda Güneş güneydoğuda Ay ufuktan 10 derece yüksekte 8 07 Ay Yer’e en yakın 8 15 Neptün Ay’ın 5 derece güneyinde 9 05 DOLUNAY 11 05 Uranüs Ay’ın 1.1 derece güneyinde ve örtülüyor (resimde verildi) 11 08 Batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 14 derece yüksekte 12 09 Batıda Ay doğuda Güneş ufuktan 20 derece yüksekte 16 05 SON DÖRDÜN 20 14 Jüpiter Ay’ın 5 derece kuzeyinde 20 17 Ay Yer’e en uzak 21 05 Merkür Spica’nın 0.6 derece güneyinde 22 01 Merkür–Güneş açıklığı en büyük (doğu 26 derece) 22 16 Plüto sabit görünümde 23 05 Gece–gündüz eşitliği 24 09 YENİ AY 26 13 Merkür Ay’ın 4 derece güneyinde 27 24 Mars Antares’in 3 derece kuzeyinde 28 04 Ceres Ay’ın 0.1 derece kuzeyinde ve örtülüyor 28 07 Satürn Ay’ın 0.7 derece güneyinde ve örtülüyor 28 18 Vesta Ay’ın 0.5 derece güneyinde ve örtülüyor (resimde verildi) 29 20 Mars Ay’ın 6 derece güneyinde DOĞA OKUMALARI–ESİNLENME– DÜŞÜNCE–FİKİR–SÖZ Evrende nesneler “en az enerji harcama” eğilimi gösterirler. Atom içerisindeki bir elektron, bulunduğu enerji seviyesinden uyartılarak bir üst seviyeye yükseldiğinde sadece saniyenin yüz milyonda biri kalabiliyor ve derhal eski (rahat ettiği) seviyesine dönüyor. Benzer davranış “en az yorulma” olarak yeşil çimenlik parkbahçede kahverengiye dönüşmüş patika yollarda da kendini gösteriyor… “Önce alanı yeşillendir sonra zamana bırak ve ardından oluşacak patika yollara kaldırım döşe” sıralaması doğal olacaktır. “Açı oynatma toku kaldırma” sözümüz aynı doğallığın ifadesi de olmalı… Resimde kaldırım yolu dik üçgenin kenarları olup uzun, hipotenüs yolu ise “kestirme” olduğundan zamanla patikaya dönüşmüş. arkasından unutulmayan anılar bırakarak… Genç katılımcılarımızdan İstanbul Ümraniye’deki Bahçeşehir Koleji öğrencisi 12 yaşındaki sevgili Burcunaz Özlü Eriş yapılan yarışmalarda bolca birincilik aldı, imzalı TÜBİTAK yayınları ödülünü alırkenki resmi bu sayfada verildi. Burcunaz’ın “Geceleri soğuktan kat kat giyinerek yattığımız için sabah çok erken bir saatte çadırda terleyerek uyanmak…” ile başlayan ve diğer katılımcılarımızın geri dönüş bildirimleri ile resim ve videolarına TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinin şenlik sayfasından ulaşılabilir: http://senlik.tug.tubitak.gov.tr. CBT 143215 /29 Ağustos 2014 2–TÜBİTAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği katılımcılarının Gözlemevini ziyaret etmelerinden başka, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarlığı, TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeleri, çeşitli kurumlarımızın bürokratları, Antalya Valiliği, üniversite rektörleri ve öğrencileri de ziyaretlerini kesintisiz sürdürüyorlar… Kardakışta diz boyu kar altında, yaz sıcağında yayla serinliğinde TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinden gece gökyüzünün güzelliği ve lokomotif heybetindeki mekanik teleskopunun jilet keskinliğinden daha hassas yönelimihedefi bulması ilgi çekiyor; en son ziyaretçisi İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Karamehmetoğlu olmuştur. Gece 01’de bilimsel gözlem sırasındaki bir resim bu sayfada verildi. Ayrıntılı bilgi ve resimler için adres: http://www. istanbul.edu.tr. Yine de Mahatma Gandhi’nin, ABD’li bir gazeteciyle söyleşisi sırasında yaptığı iddia edilen ünlü şakayı hatırlatmadan edemeyeceğim. Rivayet o ki, gazeteci Hindistan bağımsızlık mücadelesinin önderi Gandhi’ye: «Sayın Gandhi, Batı Medeniyeti ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz acaba?” diye sorar. Gandhi’nin yanıtı gazeteciyi dondurur: “Olsaydı çok iyi olurdu tabii !”. Naomi Oreskes ile Eric Conway, sırasıyla Harvard ve Caltech olmak üzere ABD’nin önde gelen üniversitelerinden iki bilim tarihçisi. 2010 yılında çıkan ilk kitapları “Kuşku Tüccarları; Sigaranın Zararlarından Küresel Isınmaya, Bir Avuç Biliminsanı Gerçekleri Nasıl Saptırdılar” (Merchants of Doubt: How a Handful of Scientists Obscured the Truth on Issues from Tobacco Smoke to Global Warming) büyük ses getirmişti. Bu ilk kitaplarında ikili, sigaranın zararları, asit yağmuru, ozon deliği ve nihayet iklim değişikliği gibi alanlarda hemen ortaya çıkıveren sınai lobilerle ve onların kurdukları paravan sivil toplum kuruluşlarıyla elele çalışan bir biliminsanı grubunu ele alıyorlar. Doğrudan isim vererek de eleştirdikleri bu kişilerin, şirketlerin çıkarları doğrultusunda çalışarak, bilimsel konsensus ya da oydaşma sağlanmış belirli alanlarda kamuoyunda kuşku ve ciddi ekolojik tehditlere karşı kayıtsızlık yaratma rolünü nasıl üstlendiklerini teşhir ediyorlar. Eleştirilen bilim adamlarının, ABD bilim kamuoyunun yakından tanıdığı, federal hükümetin çeşitli kurumlarında önemli görevler almış kişiler olduklarını da belirtelim. Söz konusu bilim insanlarının istisnasız muhafazakar, sapına kadar serbest piyasacı ve de her türlü devlet müdahalesini sosyalizm ya da komünizmin hortlamasına eşdeğer olarak gördüklerine de işaret edelim. Oreskes ve Conway’in her iki eser için yaptıkları araştırmalar ve ortaya çıkan bulgularla, aslında bir çeşit “ bilinçlendikleri” de görülüyor. İlerleyen satırlarda göreceğimiz gibi, bilim tarihi alanındaki araştırmalarını, ekonomikpolitik sonuçlarla birleştirmeye daha hazır gibi görünüyorlar ikinci kitaplarında. Biz köşemizde birbirini izleyen birkaç yazıda daha çok yeni çıkan ikinci kitapları ile ilgileneceğiz Oreskes ve Conway’in. “Batı Uygarlığının Çöküşü” bir bilimkurgu (scifi) daha doğrusu, iklimkurgu (clifi) öyküsü. Kitabın anlatıcısı, küresel ısınma ile ilgili bilimsel mutabakatın aşağı yukarı sağlandığı 1993 yılından 400 yıl kadar sonra, yani 2393 yılında yaşayan Çinli bir tarihçi, bir biliminsanı. Kahramınımız, “Roma İmparatorluğu’nun Sonu” ya da “Mayalar’ın Sonu” türü, günümüzün popüler tarih kitaplarında rastladığımıza benzer bir tarih analizi yapmakta. 400 yıl sonraki anlatıcının Çinli olmasından başlayarak kitap, neoliberal kapitalizmin sert bir eleştirisinin yanı sıra, yazarların iklim değişikliği ile mücadelede başarısız olmuş bir “Batı Medeniyetinin”, yukarıda aktarılan Gandhi fıkrasındaki tanımına hayli yaklaştığını da söyleyebiliriz. Bir sonraki yazıda devam etmek üzere...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear