05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR Kahvenin Alzheimer’da işe yaradığı ikinci kez kanıtlandı tür enfeksiyonlar için bir risk faktörü oluşturuyor. Özellikle de bakterinin MRSA (Mesitilin dirençli S.aureus) köklerinden endişe ediliyor. Bunlar halihazırdaki birçok antibiyotiğe karşı direnç kazanmışlardır. Bu bakterilerle savaşmak çok zor ve özellikle de hastanelerde çok sayıda ölüme neden olabiliyorlar. Ayrıca dünya genelinde yaygın olarak kullanılan triklosan katkısının yeni dirençlikler doğurabileceği düşünülüyor. Michigan Üniversitesi’nde Blaise Boles ve ekibi, şimdi triklosanın burun salgısında ne kadar yaygın olduğunu gösterdi. Doksan kişiden otuz yedisinde bu madde tespit edilebilecek miktarda bulunuyor. Göreceli olarak yüksek miktarda triklosan saptanan katılımcıların üçte ikisinde ise burunlarında stafilokok birikimi tespit edilmiş. Burunlarında triklosan bulunmayan kişilerde ise yarı yarıya daha az stafilokok saptanmış. Ancak araştırmaya katılanların sayısı yeterli bulunmadığından sonuçların daha büyük gruplarla kanıtlanması gerekiyor. Stafilokokların insan bedenindeki proteinlerle birleşmesini kolaylaştıran triklosan, bakterilerin cam ve plastik gibi yüzeylere de daha fazla yapışmalarını sağlıyor. Hayvanlarla gerçekleştirilen deneyler, triklosanın kas ve hormon sistemine zarar verdiğini göstermişti. dist rahiplerini şaşırttı. Gifu’daki Ganjoji Tapınağı’nın başrahibi ayrıca daha önce (tahminen) 1250 yaşında olan ağaca ait başka hiçbir çekirdek filiz vermedi diyor. Söz konusu kiraz çekirdeği Kasım 2008’de 264 diğer çekirdekle birlikte UUİ’ye gönderilmiş ve Japon astronot Koichi Wakata ile birlikte sekiz ay içinde 4100 kez dünyanın etrafında yolculuk etmişti. Temmuz 2009’da dünyaya döndükten sonra toprağa ekilen çekirdekten büyüyen ağaç şu sıralar dört metreye ulaşmış. Ve kiraz ağaçları normalde on yıl sonra çiçek vermelerine rağmen, “kozmik kiraz ağacı” çiçeklenmeye başlamış bile. Tsukuba Üniversitesi’nden Kaori Tomita’ya göre, kuvvetli kozmik ışınlar, büyümeyi hızlandırmış olabilir. ken, modern eklembacaklılarla da benzerlikler saptanmış. Mesela sağa ve sola doğru dallanan, ana sırt damarı gibi. Söz konusu kalpdolaşım sistemi, diğer hayvanların gelişmiş olduğu “temel motifi” oluşturuyor. Hayvanın yalın bir görünümü var ama iç yapısı oldukça gelişkin. Mesela beyne çok sayıda arter damar uzanıyor ki bu durum günümüzdeki kabuklulara çok benziyor. Kabuklular da (Crustacea) eklembacaklılara (Arthropodae) dahildir. Beynin iyi kan alması nedeniyle, birçok davranış olanakları arasında tercih yapabilen çok etkin bir hayvanla karşı karşıyayız diyor araştırmacılar. İyi bir kan dolaşımına sahip duyu sistemi (gözler ve dokunaçlar) ilkel eklembacaklıların, çok hareketli bir biçimde av peşinde koştuklarını kanıtlamakta. Kahve, uyarıcı ve konsantrasyonu güçlendirici bir içecek olarak bilinir. Fakat anlaşıldığı üzere kafein sadece yorgunluğu gidermekle kalmayıp uzun vadede Alzheimer hastalığını da önlüyor. Fransız ve Almanlar, kafein benzeri bir etki maddesinin beyinlerinde ipliksi protein (tau proteinleri) birikimleri bulunan farelerde olumlu etki yaptığını söylüyor. Bu birikimler Alzheimer hastalığının iki ana göstergesinden biridir. Kafeinin, hastalığın diğer belirtisi olan amiloid beta protein plakları üzerindeki olumlu etkisi daha önce yine farelerle gerçekleştirilen deneylerle kanıtlanmıştı. Fransız araştırmacı David Blum ve Alman meslektaşı Christa Müller şimdi aynı etkinin ipliksi protein birikimleri için de geçerli olduğunu anlatıyor (Neurobiology of Aging). Araştırmalara göre kafein, normalde adenosin uyarı maddesiyle etkinleşen belli başlı reseptörleri bloke ediyor. Bu engelleme amiloid beta ile gelen hasarlar üzerinde etkilidir. Zararlı plakların/topaklanmaların miktarı azalıyor, kafeinin etkisi ortaya çıkıyor. Müller, Alzheimer araştırmalarında önemli bir adım atıldığını, çok benzer bir hastalığa sahip hayvanlarda kafeinin gerçekten de çok az yan etkilerle, çok olumlu bir etki yaptığını gösterdiklerini söylüyor. Klinik araştırmalara geçilmeden önce hayvanlarla yeni deneyler yapılacak. 520 milyon yıllık eklembacaklı Bir kiraz çekirdeğinin Uluslararası Uzay İstasyonu’yla (UUİ) dünyanın etrafından dönmesi, etkisini gösterdi. Filiz sadece birkaç yıl içinde büyüyerek çiçek açmaya başladı. 8 ay uzayda yolculuk yapan bir kiraz çekirdeğinden büyüyen ve normalden yıllar önce çiçek veren kiraz ağacı bilim insanlarını ve Japonya’daki Bu “Kozmik kiraz ağacı” çiçek açtı CBT 1414 6 / 25 Nisan 2014 Birçok deodorant, sabun ve diş macununa katılan etki maddesi triklosan tehlikeli bakterileri tetikleyebiliyor. Amerikalı “mBio” dergisindeki araştırmalarına göre, burunda daha fazla stafilokok (Staphylococcus aureus) birikiyormuş. Bazı durumlarda bunun sonucunda ortaya çıkan enfeksiyon daha tehlikeli olabiliyor. Mesela cerrahi girişimlerde veya bağışıklık sistemleri zayıf olan kişilerde tehlike büyüyebiliyor. Staphylococcus aureus insanların üçte birinde ciltte ve üst solunum yollarında görülür ama genelde önemli hastalık semptomları doğurmaz. Ancak uygun koşullarda ve zayıf bağışıklık sisteminde bakteri yaşamı tehdit eden iltihaplanmalara ve kan zehirlenmesine (sepsis) yol açabiliyor. Bu yüzden bakterilerin burunda birikmesi bu Bakteri öldürücü katkı maddesi tehlikeli Bilim insanları Çin’in Kunming kentinde ilginç bir fosil buldu. Erken Kambriyum dönemine ait eklembacaklının korunagelmiş bir kalpdolaşım sistemi var. Karidese benziyor, uluslararası araştırma ekibi, yarım milyar yıl önce bile karmaşık kalpdolaşım sistemine sahip hayvanlar vardı diyor. Protensa fosili yaklaşık 7.5 cm uzunluğunda. Bu bugüne kadar korunaglen ilk kalpdolaşım sistemi (Nature Communications). Yumuşak eklembacaklılar öldükten sonra çabuk çürüdükleri için yeni fosil olağanüstü bir buluntu. Hayvanın uzun kalbi, kan damarları ve kafasındaki dokunaçlar görünür kılınmış. Diğer fosillerle yapılan karşılaştırmalar sonucunda izlerin sinir sistemi veya bağırsaklara ait olduğu sanılır Amerikalı ve Meksikalı bilim insanları, doğuştan cinsel organları bulunmayan ya da az gelişmiş vajinaya sahip genç kadınlar için vajinal dokudan yapay vajina üretti. Nakilden 8 yıl sonra organlar doğal doku gibi işlevlerini yerine getiriyor. Organ aktarılan kadınlardan hepsi cinsel olarak aktifti ve haz duyma, ıslanma ve orgazm konusunda memnun kaldılar. Yapay vajina için ilk önce yaşları 13 ila 18 arasında değişen genç kadınlardan vajinal doku alınmış. Bu dokulardan ise kas ve vajinal doku hücreleri üretilmiş ve bunlar vajina biçiminde bir gövde üzerine yerleştirildikten sonra, yedi gün büyümeleri beklenmiş. İşte bu şekilde elde edilen yapay organlar kadınlara nakledilmiş. Kadınlardan dördünde MayerRoki tanskyKüs terHauser (MRKH) sendromu bulunuyordu. Bu hastalığa sahip kadınlarda cinsel organ ya az gelişir ya da hiç gelişmez.. Bu tür hastalara bugüne ka Yapay cinsel doku tamamen işlevsel Küresel içme suyuna çözüm: “Su çipi” Hâlâ temiz içme suyuna ulaşamayan çok sayıda insan var, üstelik de bunların çoğu denize yakın bölgelerde yaşıyor. Austin Üniversitesi bilim insanları şimdi Marburg Üniversitesi bilim insanlarıyla birlikte bir nanosuçipi geliştirdi. Küçük çip küçük bir elektriksel manyetik alan ve göreceli olarak düşük bir enerjiyle tuzlu suyu tuzdan arındırıyor. Gerçi nanoçip henüz geliştirme aşamasında ama ilk testler çipin işlediğini göstermiş. Nanosuçipinin en iyi özelliği belki de bildik pillerle çalışacak olması ki bu sistemi taşınabilir kılacağı için en ücra yerlerde bile kullanılmasına izin verecek. Çip şimdilik bir seferde sadece bir nano litre suyu tuzdan arındırabiliyor ve henüz yüzde 25’lik bir randımanla işliyor. Yani bu teknolojinin pratikte kullanılabilmesine daha çok zaman var. Fakat çip son derece basit bir şekilde işliyor. Bilim insanları çipin üzerinde, iki kanaldan oluşan üç voltluk bir gelirilim oluşturmuşlar. İçteki bir elektrot klorit iyonlarını nötrleştirince, tuz sudan ayrılıyor ve iki madde iki ayrı kanala akıyor. Yani tuz bir tarafa, tuzdan arınmış içme suyu diğer yöne akıyor. Yeni çip özellikle de deniz kenarında yaşayan ama temiz içme suyu bulamayanlar için geliştirilmiş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear