23 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağlık Çocuklarda bahar hastalıkları Bahar aylarının gelmesi ile birlikte ısı ve nem değişiklikleri söz konusu olur. Bu değişiklikler, insan vücudunda farklı organ sistemlerinde farklı reaksiyon ve sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu dönemde iki farklı grup hastalık diğerlerine göre daha sık olarak rastlanır. 1. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları 2. Alerjik Hastalıklar Dr. Ayla Kamburoğlu Göksel – VKV Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları Üst solunum yolu enfeksiyonları arasında grip, sinüzit, kulak enfeksiyonları, farenjit, krup (yalancı difteri) sayılabilir. Bu dönemde bazı mikroorganizmalar daha sık hastalık etkeni olarak karşımıza çıkar. Viral etkenler, bakterilere göre genellikle daha ön plandadır. Bahar aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan virüsler arasında en sık, Rhinovirüs, Respiratuvar Sinsisyal Virüs (RSV), Influenza ve Parainfluenza tipleri, Adenovirüsler ve Metapnömovirüs sayılabilir. Viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının mevsimsel özelliğinin nedenleri konusunda yapılmış pek çok çalışma vardır. Soğuk hava etkisiyle burun yollarını döşeyen hücre tabakasında ısının düşmesinin, solunum yollarında var olan koruyucu aktiviteyi (mukosilier klirens ve lökositlerin fagositik aktivitesi azalır) azalttığı bildirilmiştir. Üst solunum yolu enfeksiyonunu belirtileri arasında değişik şiddette olabilen, ateş, öksürük, hırıltı, ses kısıklığı, boğaz ağrısı, gözlerde akıntı, baş ağrısı, burun tıkanıklığı veya akıntısı sayılabilir. Pek çok farklı viral enfeksiyonda klinik tablo genellikle benzerlik gösterir. Diğerlerine göre farklı bir klinik durum olan krup (yalancı difteri) tablosunda özellikle gece, sabaha karşı şiddetlenen ses kısıklığı, köpek havlar tarzda öksürük ve bazen solunum zorluğu ortaya çıkar. Parainflunza tipi virüslerin etken olduğu bu klinik tabloda, ses telleri ve çevresindeki dokularda meydana gelen şişme bazen korkutucu olabilen soluk alamama durumunu meydana getirir. Hasta çocuklardaki yakınmaların şiddeti, hangi yakınmanın daha ön planda olduğu ve yapılan fizik muayenedeki bulgulara göre tanı genellikle klinik olarak konulur. Hastalık tablosunun çok belirleyici olmadığı durumlarda, tanıya yardımcı olmak amacıyla, boğaz kültürü, kan sayımı ve bazı virüs incelemeleri istenebilir. Hastalık ortaya çıktığında çocuk doktorunun görüşleri alınmalıdır. Klinik tablonun farklılığına göre önerilen tedavi de farklı olacaktır. Üst solunum yolunun virüs etkenli enfeksiyonlarında semptomatik tedavi yeterlidir, antibiyotik kullanılmamalıdır. Ateşin düşürülmesi, tıkalı solunum yollarının açık tutulması, sıvı alımının arttırılması önerilmektedir. Çocukları, belirtilen üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumak için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, hasta kişilerle temasın önlenmesidir. Bu amaçla kapalı ve kalabalık ortamlara girilmekten kaçınılmalıdır. Okul çağı çocuklarında, okul içinde bulaşmayı en aza indirmek veya önlemek amacıyla hasta çocuğun okula gönderilmemesinde büyük yarar vardır. Bir çocukta bulaşıcı bir hastalık tespit edildiğinde okulun haberdar edilmesi gereklidir. Böyle bir durumda, okul doktorunun veya hemşiresinin okul ortamı ile ilgili önerileri dikkate alınmalıdır. Sınıfların düzenli havalandırılması, çocukların ortak kullanım alanlarında hijyen koşullarına dikkat edilmesi önemlidir. Tüm hastalıklardan korunmada el yıkamanın çok önemli rolü vardır. Doğru el yıkama, bulaşıcı hastalıkları önemli ölçüde azaltır. Baharla gelen hastalıklardan korunmada önerilen bir medikal tedavi bulunmamaktadır. Grip aşıları, uygun mevsimde, tıbbi gereklilik olarak uygun görülen çocuklara, doktor kontrolünde yapılabilir. Alerji, en basit anlamıyla, normalde insanların büyük bölümünde reaksiyon yaratmayan bir maddenin bazı kişilerde yol açtığı istenmeyen bir etki olarak tanımlanabilir. Bu nedenle bahar aylarında sık karşılaştığımız çeşitli virüs enfeksiyonlarının, farklı polenlerin ve alerjenlerin etkisi ile alerjik alt yapılı çocuklarımızda, alerjik hastalıkların da çoğaldığını görüyoruz. 1. Alerjik Rinit (saman nezlesi) 2. Alerjik Konjonktivit (göz nezlesi) 3.Egzema 4. Astım Alerjik rinit, önemli kronik solunum yolu problemlerinden biridir. Görülme sıklığının fazla olması, yaşam kalitesine ve okul performansına olan etkisi ve astım hastalığı ile olan ilişkisi nedeniyle önem taşımaktadır. Sinüzit ve alerjik konjoktivit birlikteliği oldukça fazladır. Astım için bir risk faktörü olduğu unutulmamalıdır. Şikâyetlerin görülme sıklığına göre intermittan (haftada 4 günden az veya 4 haftadan kısa) veya persistan (haftada 4 günden fazla veya 4 haftadan uzun) alerjik rinitten söz edilir. Yakınmaların şiddetine göre ise hafif, orta veya ağır diye sınıflandırılır. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı ve hapşırma en sık görülen yakınmalardır. Bazı çocuklarda baş ağrısı ve göz semptomları (gözlerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma) eşlik edebilir. Bu şikâyetler genellikle alerjenler ile tetiklenir. Özellikle bahar aylarında sayısı ve niteliği artan polenler gibi dış ortam allerjenleri, alerjik rinit ve konjonktivit yakınmalarının ortaya çıkmasına neden olur. Pek çok çocukta bu yakınmalar irritanlar (soğuk hava, sigara dumanı, keskin kokular) ile de artar. Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve pullanma oluşturan, süregen ve tekrarlayıcı bir hastalıktır. Kişiden kişiye bulaşmaz. Çocuk büyüdükçe ve erişkin dönemde egzema boyun, eller, dirsek iç yüzü ve diz arkasında görülmeye başlar. Kaşınma sürtünme nedeniyle cilt kuru ve pullu bir hal alır. Hastalığı tetikleyen bazı faktörler vardır. Bunlar arasında bazı gıdalar, enfeksiyonlar, polenler, akarlar ve ev hayvanları gibi çevresel allerjenler, terleme, kaşındıran ve hava aldırmayan giysiler ve kuru hava sayılabilir. Bu faktörler semptomları ortaya çıkarabilir veya kötüleştirebilir. Bu nedenle bahar aylarında egzeması olan çocuklarda BAHAR AYLARINDA GÖRÜLEN ALERJİK HASTALIKLAR yakınmalar artış gösterebilir. Hastaların en belirgin yakınması ciltte kaşıntı ve hassasiyettir. Kaşıntı günboyu olabilirse de akşamları ve geceleri artar. Astım, soluduğumuz havanın akciğerlere iletilmesini sağlayan bronşların zaman zaman daralması sonucunda nöbetler halinde ortaya çıkan solunum güçlüğü atakları, öksürük, göğüste sıkışma hissi, solunumda hızlanma ve hırıltı ile kendini gösteren bir hastalıktır. Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Astım genetik altyapı ve çevre faktörlerinin etkisiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Astımlı çocuklar çevredeki birçok maddeye astımlı olmayanlara göre daha duyarlıdır. Bronş aşırı duyralılığı, astımlıların büyük bir kısmında görülen ve kalıtımla ilgisi olan bir durumdur. Çocuklarda astımın önemli bir bölümü allerjik yapı ile ilgilidir. Farklı allerjen maddeler olan ev tozu akarları, evcil hayvan tüyleri, çeştli polenler, enfeksiyonlar hastalık belirtilerini ortaya çıkarabilir. Astımlı çocuklarda grip veya bir soğuk algınlığı nefes darlığı yaratacak şekilde hastalığı tetikleyebilir. Sürekli veya ataklar halinde gelen öksürük, hırıltı, nefes darlığı astımı düşündürmelidir. Öksürük: Astım öksürüğü kuru, inatçı ve tekrarlayıcıdır. Nöbetler halinde, sıklıkla gece veya sabaha karşı gelir, çocuğu uykudan uyandırabilir. Efor sonrası olması da belirleyicidir. Hırıltı: Astımın en önemli bulgularından biridir. Özellikle nefes verirken duyulur. Ancak her hırıltı astım değildir. Yaşamın ilk iki yılında solunum yolu enfeksiyonları sıktır ve hırıltılı bir seyir gösterebilir. Bu nedenle özellikle tekrarlayan hırıltılarda astım akla gelmelidir. Nefes darlığı: Sık nefes alma ve bebeklerde karnın, çocuklarda göğüsün körük gibi inip kalması şeklinde kendini belli eder. Astım Alerik Rinit ve Alerjik Konjonktivit ENFEKSİYONLARDA TEDAVİ Enfeksiyonlardan Korunma Egzema ALERJİK ÇOCUKLARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER Alerjik hastalıklara sahip çocuklarda günlük yaşamda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Hekimin önerdiği ilaç tedavisi dışında bazı özelliklerin bilinmesi ve bunlara dikkat edilmesi hayat kalitesini arttırır. Alerjik çocuklar sigara ile temastan, hava kirliliğinden, grip ve soğuk algınlığından, solunum yolunu tahriş eden maddelerden ve en önemlisi çocuğun alerjik hastalığını tetiklediği belirlenmiş bir alerjen varsa, bu alerjenden korunmalıdır. Özellikle bahar aylarında çimen veya ağaç polen duyarlılığı olduğu bilinen çocuklarda bu açıdan dikkatli olunmalıdır. CBT 1413 17 /18 Nisan 2014
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear