23 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

HUKUK POLİTİKASI Türkiye Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği Adli Psikiyatri ve Travma Alt Komisyonları Basın Bildirisi Çocuk gelişimi ve ruh sağlığının önemsenmesinin toplumun gelişmesi ve güçlenmesi için bir önkoşul olduğu bilinmektedir. Son zamanlarda, devlete ait kuruluşlar tarafından çocuk ve gençlere karşı ruhsal travma etkisi taşıması nedeniyle istismar olarak değerlendirilebilecek birçok uygulama hatalarının yapıldığına üzüntüyle şahit olmaktayız. Okullarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen bir yazı ilgi tutularak illerdeki özel okullarda 6 yaş ve üzeri çocukların ebeveynlerinin bilgisi ve izni dışında sorgulandığı, güven duyduğu ailesi ve öğretmenleri ile ilgili yanlı soruların sorulduğu ve yanıtların istendiğine ilişkin derneğimize bilgiler gelmektedir. Ayrıca durum kısıtlı olsa da basında yer almıştır. Sorgulamaya maruz kalan çocukların aileleri tarafından iletilen soruların içeriği değerlendirildiğinde, çocukların bu sorularla ciddi kaygı yaşayabileceği, verdiği yanıtlardan dolayı suçluluk duyabileceği açıktır. Ayrıca, tanımadığı erişkinler tarafından nedenini anlayamadığı bir şekilde sınıfından alınıp, sorgulanma süreci içine konulması başlı başına her yaş grubundaki çocuk için bir ruhsal travma ve bir çeşit duygusal istismardır. Küçük yaştaki çocuklar düşünüldüğünde; nedenini bilmediği, altında yatan amacı algılayamayacağı bir yaşta bu tür sorgulamalara maruz kalmak, çocukta belirsizlik, kaygı, endişe duyguları yaratacak ve yetişkinlere karşı güven duygusunu sarsacaktır. Aile ortamından sonra en çok korunduğunu ve güven duyduğunu hissettiği okula karşı kaygı ve güvensizlik duyguları oluşacaktır. Bu durum, bazı erken yaş çocuklarında okul korkusunu tetikleyecektir. Okul ve öğretmenleriyle bağlarının kopmasına, okul ve çevre ile ilgili yoğun kaygılara; sorgulanmanın altında yatan nedenleri ebeveynlerinden öğrenmeleri durumunda ise yoğun suçluluk duyacak ve sevdiklerine zarar verdiğini düşüneceklerdir. Bu sorgulamayı algılayabilecek düzeydeki çocuk ve ergenler ise yaşadıklarını bir çeşit duygusal baskı olarak değerlendirecekler ve kendi söylemlerinin ailelerine ve öğretmenlerine zarar verebileceği, her söylediklerinin onları incitebileceği kaygısı ile sıkışmışlık ve çaresizlik yaşayacaklardır. Bu ise öfke, huzursuzluk, kaygı ile giden tepkilere ve gençler arasında siyasetin yaratacağı kutuplaşmalara neden olabilecektir. Bu tarz ruhsal travmalara maruz kalan çocuklarda, travma etkileri erken ve geç dönemde çeşitli ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı gibi çocukların yüksek yararını en önemli ilke olarak benimsemesi gereken bir Bakanlığın birebir çocuklara zarar verecek bir uygulamaya başlaması, çocuklarda bölünmeye, kaygıya, korkuya yol açtığı gibi ötekileştirmeye yatkınlığı da artıracaktır. Bu yanı ile gelişimlerinde son derece önemli olan akran ilişkileri ve sosyalleşme becerileri de risk altına girecektir. Yukarıda sıraladığımız nedenlerin yanı sıra çocuğun üstün yararını koruyan ulusal ve uluslararası tüm yasa ve sözleşmelerden doğan sorumluluğunu göz önüne alarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu uygulamasını ivedilikle durdurması gerektiği kanısındayız. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı uzmanları olarak bilimsel temelli olan görüşümüzü tüm kamuoyunun dikkatine sunarız. Hayrettin Ökçesiz [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com “İlkbahara Eylem Kitabı”mdan (*) Gözümüzün ötesine bakıyoruz! Baş tarafı 1011 sayfadan devam deneyin ardından tespit edilebilecek bazı parçacıklardan oluştuğu sanılıyor. Bu deneylerin en fazla umut vaat edeni LUX adlı proje. Bu projenin geçen ekim ayındaki ilk denemesi sırasında hiçbir şey bulunamadı, ancak araştırmacılar umutlarını yitirmiş değil. LUX ekibinden Henrique Araujo, “Higgs bozonu da tam 50 yıl sonra bulundu” diyor. Karanlık enerji de evrenin bir diğer göremediğimiz bileşeni. Bunun izini Karanlık Enerji Araştırması adı verilen bir başka çalışma sürüyor. Bu çalışma kapsamında bilim insanları, karanlık enerjinin gerçekten ne olduğunu anlamak için 300 milyon galaksiden gelen ışığı incelemek zorunda. Görülemeyen evrenin keşfi ile ilgili bir diğer çalışma da galaksi kümelerinin nasıl evrildiğini çözmeye yönelik. Aynı anda kozmik mikro dalga arkaplan radyasyon yapısının son 13 milyar yıl içinde nasıl bir değişim geçirdiği de araştırılıyor. Bu çok yönlü çalışmalar sırasında astronomların, kozmik mikroskoplarda ortaya çıkan herhangi bir sapmanın kendilerini yanlış yollara sevk etmesine izin vermemesi gerekiyor. http://io9.com/anillustratedhistoryofunbelievablycamouflagedship676257937 http://www.livescience.com/41659razzledazzlecamouflagefoolseye.html http://www.psychologytoday.com/basics/priming Derleyen: Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist; 22 Mart 2014 (*) Yakında çıkıyor. CBT 1412 19/11 Nisan 2014 Gizli gerçeklikleri gün ışığına çıkartmaya yönelik teknolojiler 17. yüzyılda, Robert Hooke’un mikroskobu icadından bu yana çok uzun bir yol kat etti. Örneğin bugün tarama transmisyonu elektron holografi mikroskobu bir metrenin 35 trilyonda bir çözünürlüğüne kadar inebiliyor. Bu arada Büyük Hadron Çarpıştırıcısı sıradan dünyamızda fiziksel varlığı bile olmayan cisimlerin peşine düştü. Zaman içinde karanlık enerji ve karanlık madde araştırmaları resmin eksik parçalarını tamamlayacak. Böylece evrenin temel taşları yerli yerine oturtulacak. BİLİNMEYEN EVREN ZAMANLA ÇÖZÜLECEK • Saygı duymadığım bir buyruğa uymak beni onursuzlaştırır. Özsaygım, ona karşı gelmeyi buyurur. Ben bu buyruğa uyarım. • Cumhuriyeti yıkan “dinamit yasalar”ı birlikte çıkardığınız yetmiyormuş gibi, bu kez de hezimete uğrayarak hizmet ettiniz. Tarih sizi unutmayacak! • Bir “Türkiye İlçe Temsilcileri Meclisi” kurulmalıdır. Bu temsilciler partisiz olmalıdır. Belirli konularda alacakları kararlar üç devlet erkini doğrudan bağlamalıdır. Kültür ve çevre koruma bu konulardan ikisidir. •Facebook’ta kısa bir diyalog: Hayrettin bey, hiç hukuk bilmiyormuş, hatta uzaydan gelmiş gibi yorum yapıyorsunuz. Şaşırtıyorsunuz beni. Ben hukuk bilmem. Evet, uzaydan geldim. İnsanları şaşırttığımı biliyorum. Ama siz beni hiç şaşırtmıyorsunuz! • İtirazlar yapılıyor, sayımların yanlış yapıldığı ortaya çıkıyor. Ortalık ta yanık pusulalar uçuşuyor, kediler trafo yakıyor, koyunlar meliyor... Balkonlardan tehditler savruluyor, köşelerden salvolar geliyor. “asa lım” nidaları ayyuka çıkıyor ve “başarılıydık” yalvarmalarını bastırıyor... Tüm dünler unutuluyor. Ülke tüm değerleriyle avuçlarımızdan kum gibi akıp gidiyor. Yapılacak şeyler iyice belirginleşiyor, sertleşiyor, ivedileşiyor...Bunları yapacak olanlar daha yeni gözlerini ovuşturuyorlar. Aslında hergün doğan şey güneş değil, umuttur. Onun aydınlığıdır yüzümüzü ısıtan, ışıtan şey... • Halk diye bir yaratık var da, ben mi bilmiyorum? Onu hiç tanımıyormuşuz vs.! Şimdi moda suçlama, bu. • Birkaç oyla bile kazanmayı istemek, kumarbaz halidir. Gerçek kazanmak, dolu doludur. Bu yüzden onurludur. Birkaç oyun peşine düşmek ancak, o oyu verene saygı nedeniyle anlamlıdır, değerlidir. Bu yüzden onurludur. Bunun, bir kaç oyla bile olsa, kazanmayı istemekle bir ilgisi yoktur. • Biz neyiz biliyor musunuz? Stalin’in tavuğu, Russel’ın horozu, Buridan’ın eşşeği... • Sandığa gitmeyenler, geçersiz oy kullananlar... Bu da bir seçim değil mi? Niye bu yurttaşları küçümsüyorlar? Kesinlikle %15’i, 20’yi bulur oranları. Bu yurttaşlar neyi, niçin beğenmiyor, doğru bulmuyorlar? Niçin bu partileri seçmek içlerinden gelmiyor? Siyaset bu yurttaşları sevmiyor. Çünkü onlar siyasetin turnusol kâğıdıdır. Kerhen oy verenleri de sayarsanız, gerçek çoğunluk onlardadır. Onları anlayarak siyasete dürüstlük, bilgelik, adalet ve beceriklilik getirebiliriz. Şimdi bu durumu ciddiye almak zamanıdır. “Kurtuluş Kongresi”ni bunun için toplamalıyız! • Bugünkü siyaset sahnesi, globalpostmodernsürrealistpostkapitalistpostendüstriyelpostdemokratikabsürd bir natürmort! • İyiyi seçebilen irade özgürdür. İyiyi gerçekleştirebilen irade güçlü... • Devlet hukuk devleti olmadan, güçlü ve yeterli, yetkin bir hukuk devleti olmadan bu ülke özlediği hiç bir şeye kavuşamaz. Aksine, yıkılır, çürür, toz toprak olur gider! Bu bir 1 nisan şakası değil... Bunun yollarını bilenlere sorunuz, onlara kulak veriniz; bilenlerin çoğalmasını, bu bilginin çoğalmasını sağlayınız. Hukuk devleti araştırmalarını destekleyiniz. Hukuk devleti, tüm temel hak ve özgürlüklerin kalkanıdır. Bu yüzden onu istemek her yurttaşın en temel hakkıdır. Zorbalara karşı isteyeceğimiz ve uğruna direneceğimiz ilk ve tek şey hukuk devletidir. • “Mardin’de 70 yıl önce annesinin Deyrul Zafaran Manastırı’na bıraktığı ve o günden beri manastırda yaşayan 76 yaşındaki ‘Bahe’ bu sabah öldü”. (Radikal, 31.3.2014) İşte dünya’nın tüm haberlerinden en dokunaklısı... Bir ömür anayı beklemek bir manastırda ölmez bir umutla... Kim Bahe değil ki kendi manastırında. • Cemaatlerin yurttaşlara karşı oy kullandığı arabeskpostmodern bir karanlıktan kurtulmaya çalışıyoruz. Kazanmak için cemaatlerle işbirliği yapmak gericiliktir. Hiç bir yaldızlı söz bu ayıbı kapatamaz. • Şehvet, soygun, cinayet, ihanet 32 kısım tekmili birden bu filmde ve çoktan sinemamızda! • İnsanın düşlemini, düşünmesini bir parti programına, bir parti genel başkanının kafatasına hapsetmesi çok üzücü geliyor bana. Yapmayın arkadaşlar, onlar sizin ufkunuzu görmeye çalışsınlar! • Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanları başka hiç bir devletin nişanını, madalyasını taşıyamazlar. Almış olan varsa, derhal iade etmeli...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear