29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR Mısır’daki mezar mücevherleri meteoritten üretilmiş arkadaşına da bir ödül verip vermemesi konusunda özgür bırakılmış. İkinci deneyde ise çocuğa iki yiyeceğin ikisini de kendisine saklama ya da ikisini de arkadaşına verme veyahut da eşit bir biçimde paylaşma seçeneği sunulmuş. Ayrıca bu kültürlere ait yetişkinleri de incelediler. Görüldüğü üzere tüm kültürlerde çocuk büyüdükçe daha sosyal davranmaya başlıyor ancak sadece kendisine kısıtlamalar gelmediği sürece. Eğer ellerindekini kaybedeceklerse 78 yaşına kadar paylaşmaktan uzak duruyorlar. Bu yaşlardan sonra kültürler arasında farklılıklar ortaya çıkıyor. Çocuklar içinde yaşadıkları toplumun yetişkinleri kadar cömert davranıyorlar. Araştırma, edinilen kültürel normların paylaşımcı davranışların ve kültürlerarası çeşitliliğin anlamını vurgulayan teorileri kanıtlaması açısından önem taşımakta. de intihara meyilli kişileri saptamanın prensipte mümkün olduğunu gösteriyor. Önce üç yıl boyu bipolar bozukluğa sahip olan 9 hastanın kan örnekleri incelenmiş. Bu hastalıkta dönüşümlü olarak manik ve depresif evreler yaşanıyor. Bazı kan örnekleri intihara meyilliğin en yoğun olduğu tahmin edildiği zamanlarda, diğerleri hastaların daha iyi durumda oldukları zamanlarda alındıktan sonra örnekler birbirleriyle karşılaştırılmış ve 41 genin etkinlikleri arasında önemli farklılıklar saptanmış. İntihar eden kişilerden alınan kan örneklerinde ise söz konusu genlerden 13ünde çok daha belirgin farklılıklar görülmüş. Bu farklılık bipolar bozukluğa sahip diğer 42 erkeğin kan örneklerinin incelenmesiyle de ortaya çıkmış. Buna göre en etkili olan 13 gen içindeki 4 gen. 46 şizofren erkekten oluşan diğer bir grupta da benzer sonuçlar elde edildi, ama bunlar daha az belirgindi. Yüksek intihar girişiminde farklı etkinlik gösteren genlerin türleri, biyokimyasal reaksiyonların stres, iltihap ve programlı hücre ölümlerinin intihar isteğinden sorumlu olabileceğini gösteriyor. Psişik bozukluk yüzünden intihara meyilli olmayan kadınlarda ve erkeklerde farklı sonuçlar çıkabilir. Ayrıca uyuşturucu bağımlılığı, mutsuzluluk ve beklenmeyen durumlar da intihar riskini arttırabilir. Dünya genelinde her yıl bir milyonu aşkın insan intihar ediyor. Bu trajedi erken tanıyla önlenebilir. Bugüne kadar bulunan en eski demir objeler olan Mısır’daki 5000 yıllık mezar mücevherleri, arkeologların son bir araştırmasına göre meteoritten üretilmiş. İngilizler en gelişkin teknolojilerle 1911 yılında Mısır’daki AlGerzeh köyünde bulunan demir boncukları inceledi. Journal of Archaeological Science dergisinde yayımlanan sonuçlara göre boncuklar dünyada bulunan maddelerden değil de, bir zamanlar dünyaya çarpan meteorit parçalarından üretilmiş. Demir boncukların incelenmesi sırasında bilim insanları nikel, fosfor, kobalt ve germanyumun izlerine rastlamışlar ki bu tür bir bileşim dünyada bulunmuyor. Bu yüzden kullanılan malzemenin bir meteoritle dünyaya geldiği düşünülüyor. Araştırmacılar ayrıca demirin tekrar tekrar ısıtıldıktan sonra çekiçle işlendiğini de saptamış. Bu da Mısırlıların 5000 yıl önce bile usta demirci olduklarını gösteriyor. Çünkü meteorit demiri, o dönemlerde en fazla işlenen bakıra kıyasla çok daha serttir. Yeni kan testiyle intihar riski saptanıyor Çocuklar içinde yaşadıkları toplum kadar cömert Psişik rahatsızlığı bulunan birçok hastada intihar riski söz konusu. Fakat intihar riskinin ne kadar büyük olduğu kesin olarak öğrenilemiyor. Amerikalılar şimdi genetik bir kan testiyle bipolar bozukluğa sahip erkeklerdeki intihar riskini kestirmeyi başardı. Sonuçlar, intihar eğiliminin temelinde yatan biyolojik mekanizmaların açıklanmasında da yardımcı olacak. Ancak yeni test yönteminin daha büyük araştırmalarla kontrol edilmesi gerekiyor (Molecular Psychiatry). Indiana Üniversitesi’nden Alexander Niculescu’nun araştırması, kan hücrelerindeki gen etkinliklerinin ölçülmesi sayesin Mars atmosferi günde iki kez ısınıp, soğuyor Mars’taki atmosfer çok incedir ve dünyamızın atmosferinin sadece yüzde biri kadardır. Fakat buna rağmen yine de sürpriz etkilere neden oluyor. Mars’ın atmosferi yarım günlük ritimlerle soğuyup, ısınıyor (Geophysical Research Letters). Mars Reconnaissance Orbiter uzay sondasının verileri, or ta Mars atmosferindeki sıcaklığın günde iki kez 32 derece düşüp, yükseldiğini kanıtlıyor. Bilim insanları bu sürpriz bulguyu Mars atmosferindeki su buzundan oluşan bulutlarla açıklamaya çalışıyor. Pasadena Jet Propulsion Laboratuarı’ndan Armin Kleinböhl ve ekibi, Mars Climate Sounder ölçüm aletiyle Mars’ın çeşitli bölgelerini farklı mevsimlerde incelemiş. Gerçi 1970’li yıllardan bu yana Mars’ta yarım günlük ritimlerle sıcaklık oynamalarının yaşanabileceği biliniyordu. Ama bu oynamaların sadece Kızıl Gezegen üzerinde meydana gelen kum fırtınaları sırasında yaşanan özel durumlar olduğu sanılıyordu. Oysa son incelemelere göre bu değişimler yıl boyu tüm gezegende ortaya çıkıyor. Simülasyonlar yardımıyla, sıcaklık oynamalarından, on ila otuz kilometre yükseklikteki su buzu bulutlarının sorumlu olabileceği saptanmış. Su buzu bulutları, ısınmış Mars toprağından yayılan sıcaklık ışınını soğurabiliyor. Dünyamızda benzer koşullar sadece en üst atmosfer tabakalarında görülür ve alttaki atmosfer tabakalarına ulaşamazlar. Fakat Mars atmosferi bunun için yeterince ince ve bol su içerikli diye açıklıyor uzmanlar. Çocukla rın ne kadar paylaşımcı oldukları içinde yetiştikleri topluma bağlı olarak değişiyor. Aşağı yukarı 7 yaşından itibaren çocukların sosyal davranışları yetişkinlerin davranışlarına benzemeye başlıyor (PNAS). Bilim insan ları aralarında Kongo havzasında yaşayan avcı toplayıcı kültürüne ve Melanezya balıkçı kültürüne ait çocukların da dahil olduğu altı farklı kültürden yaşları 314 arasında değişen 300 çocuğun davranışlarını inceledi. Kaliforniya Üniversitesi’nden Bailey House ve ekibi, farklı kültürlere ait çocukları oyunlu testlerle değerlendirdi. Çocuklardan örneğin yiyeceklerini paylaşmaları istenmiş. Deneylerin ilkinde paylaşımcı çocuğun cömert davranması kendisi için bir dezavantaj yaratmıyordu. Çocuk bir ödül aldığında İnsan ayağı sanılandan daha esnek Bilim on yıllardan bu yana insan ayağının en yakın akrabasından farklı olduğunu kabul ediyordu. Buna göre enine ve boyuna Alzheimer: Bakır içerikli gıdalar hastalık riskini yükseltiyor Gıdayla alınan bakır beyin damarlarında birikiyor. Bu birikim betaamiloid proteinlerinin taşınmasını engelliyor ki bu da Alzheimer hastalığının tipik belirtileri olan plakların oluşmasına neden oluyor. Sonuç, farelerle deneyler yapan Amerikalı bilim insanlarına ait. Alzheimer hastası farelerde hafif bakır içerikli içme suyu, beyindeki betaamiloid üretimini arttırarak, iltihap reaksiyonunu güçlendirmiş. Sonuçlar Alzheimer hastalığının önlenmesi ve tedavi edilmesinde yeni olanakların yolunu açacak (PNAS). Bakırın uzun vadeli etkisi, betaamiloidi beyinden uzaklaştıran bir süreci bozmasına dayanıyor diyor Rochester Üniversitesi’nden Rashid Deane. Deane’nın ekibi ilk önce genç ve sağlıklı farelerin içme suyuna üç ay boyunca az miktarda bakır karıştırmış. Bu doz insanların normal beslenmeyle aldıkları bakır miktarına eşit. Bakırın zamanla farelerin beyin damarlarındaki hücrelerde biriktiği görülmüş. Bu hücreler kan ve beyin dokusu arasındaki madde naklini ayarlayan kanbeyin bariyerini oluşturur. Hücreler gerçi bakırın beyne girmesini engellemiş ama yüksek orandaki metal ayrıca önemli bir taşıma proteinini de (LRP 1) engellemiş. Bu protein normalde, betaamiloidin beyinden kana geçerek taşınmasını sağlıyor. Bu nakil engellendiğinde, protein birikerek, beyin hücrelerini öldüren çözünmeyen birikimler oluşturuyor. Bakırın bu etkisi kültüre alınmış insan hücrelerinde de saptanmış. Ayrıntılı biyokimyasal incelemeler, taşıma proteinin yüksek bakır seviyesi yüzünden okside edilerek, hücre tarafından indirgendiğini gösteriyor. İkinci bir deneyde bakırın etkisi Alzheimer hastası farelerde kontrol edilmiş. Bu hayvanlarda kanbeyin engeli zarar görerek geçirgen hale geldiği için bakır sadece damar hücrelerine değil beyin dokusuna da işlemiş. Buna bağlı olarak da betaamiloid üretimi ve dolayısıyla da birikimler de artmış. Ayrıca kanbeyin engeline daha fazla zarar veren iltihap reaksiyonları da gelişmiş. Bakırın farklı etkileri Alzheimer hastalığının daha hızlı gelişmesine sebep olabileceği gibi, bu hastalığın oluşumunu da tetikleyebilir. CBT 1381 8 / 6 Eylül 2013
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear