Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ARKEOLOJİ DÜNYAYI ETKİLEYEN ANADOLU KARTALININ ÖYKÜSÜ En büyük günah ne olabilir? Türk Tarih Kurumu, Çift Başlı Kartalı Değiştirebilir mi? 1921’de Polatlı’ya kadar gelen Yunan ordusunun top seslerinin Ankara’da duyulduğu, başkentin Kayseri’ye taşınmasının gündemde olduğu günlerde, Mustafa Kemal Paşa, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, Ankara’da “Hars (Kültür) Müdürlüğü’nün” kurulmasını istedi! Bakanlığın topu topu 17 memurundan 4’ü, Hars Müdürlüğünde “Anadolu’nun ve Türklerin tarihinin” sergileneceği bir müzenin kurulmasıyla görevlendirildi. “Anadolu Medeniyetleri Müzesi (AMM)” adını alacak olan “Eti (Hitit) Müzesi” Ankara’da açıldı. Atatürk düşmanın top sesleri altında önce müzeyi, 10 yıl sonra bağımsızlıkta “Anadolu’nun ve Türklerin tarihinin” araştırılması için “Türk Tarih Kurumu’nu (TTK)” kurdu. Özgen Acar TTK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü’nün, Kurumun 83’üncü yaşına, yeni “logosuyla” girmeye hazırlandığını ilişkin şu açıklaması basında yayımlandı: “Kartal motifli logo Türkleri tam anlamıyla yansıtmıyor. (Görsel 19/1) Kartal, Türklerde (pes doğrusu) yalnızca Selçuklu döneminde kullanıldı. Kartal özellikle Bizans’ı (pes doğrusu) temsil eder. Ayrıca Almanya, ABD gibi pek çok ülkenin de simgesi (!), ama Türklerin değil (pes doğrusu)! Türkiye’nin çağdaş yüzüne daha yakışacak ve Türkleri daha iyi ifade edecek bir logo arayışına girdik!” Eski Başkan Yusuf Halaçoğlu açıklamaya şöyle tepki gös3. Orta Asya’da çift başlı kartal insan baltası 20. Bizans düşü kuran Yunan simgesi Hedef: TTK’nin Logosu ce katında “tanrıyı” kim görebilir? Kuşlar… Peki serçe, göğün yedinci katına kadar çıkabilir mi? Çıkamaz… Hangi kuş çıkabilir? Kartal… Dolayısıyla kartal, gökyüzünün bilinmezliğine, yüceliğine, özgürlüğüne egemendir. Urfa Göbeklitepe kazısında, 2010’da bulunan, 11 bin yıllık bir insan heykelinin başı üzerinde kırık bir hayvan gövdesi vardı. (Görsel 1) Daha yerinden çıkarılmadan o gün çalındı! Yine Urfa Nevaliçori kazısında bulunan, 10 bin yıllık parçalanmış bir heykel Göbeklitepe hayvanın “kartal” oluşunu doğruluyor! (Görsel 2) Her iki buluntu insanın, “gök yüzünin bilinmezliği inancı ile bağlantılı kartalın” kökenine ışık tutuyordu. 4. Hititlerde güneşli kartal kabartması 5. AMM logosu Yazının ve arkeolojinin devreye girmesinden sonra ortaya çıkan buluntulara göre, “kartalın” son 45 binyıl boyunca “siyasal güçlerin” de simgesi olduğu anlaşılıyor. “Kartal” bağlantılı ikinci tür betimleme olan “çift başlı kartalın” ilk betimlemelerinden biri, insan vücudu üzerinde, bir tören baltasında görülür. Nev York Metropolitan Sanat Müzesi’ne Orta Asya’dan geldiği söylenen gümüş üzerine, altın kaplı balta İÖ 20001750 arasına tarihleniyor. (Görsel 3) Bu baltanın tarihi, Hititler’in Kafkaslar’dan doğru Anadolu’ya geldikleri varsayılan yıllar ile de örtüşüyor. “Kartal”, Hitit Krallarının “siyasaldinsel yüceliğini” de yansıtan imza türünü, tanımlama işlevini de yüklenmişti. Gök1. Göbeklitepe’nin 11 binyıllık 2. Nevali Çori’nin 10 bin yıllık heykeli kartal yüzünü aydınlatan tanrının ışığı olan güneşle birlikte de görülür. (Görsel 4) AMM’nin logosunda, 1921 yılı ve Hitit Kralı heykeli başlı insan Tutalya’nın “güneşkartallı” simgesi yer alır. (Görsel 5) “Çift başlı kartal”, Çorum’da Alacahöyük’ün ünlü sfenkterdi: “TTK’nın bugünkü logosu Atatürk zamanında konan ve Selçuklular’ı temsil eden çift başlı kartaldır. Eğer değişti sli kapısında ziyaretçileri karşılar, (Görsel 6) Yazılıkaya Açık rirlerse yanlış olur, sıkıntı meydana gelir. Değişiklik mahke Hava Tapınağında tanrılarla bağlantılı (İÖ 1275) sahnede yine görülür. (Görsel 7) meden döner!” Dünyada ilk imparatorluğu kuran Hititler’in kartalları, evrenin egemenliğini yansıttıkları için, yalnızca tapınak kabartGökyüzünün Yedinci Katı! Tarih boyunca dinlere ve çeşitli inançlara göre “tanrı” gök malarında değil, mühürlerde de izler bırakmıştır. (Görsel 8) Hiyüzündedir, 7. katta olduğuna da inanılır! Gökyüzünün en yü tit İmparatoru 4. Tutalya’nın (İ.Ö 12501220) mühründe de Hititlerde Kartallar CBT 1382 10 /13 Eylül 2013 8. Hitit İmparatoru 4. 9. Moğolistan’da çift başlı kartal 6. Alacahöyük’te çift başlı kartal 7. Yazılıkaya’da tanrılar ve çift başlı kartal Tutalya’nın mührü 10. İskitlerde çift başlı kartal takısı 11. Erzurum’da Çifte Minareli Camii 12: Divriği Ulucamii tallı mezartaşı daki kartal kartal takısı CBT 1382 11/ 13 Eylül 2013 Roma İmparatorları, Jupiter’in “evrenin egemenliğini” yansıtan Hititler’in“kartal”ını Orta Asya Kartalları yüzyıllarca egemen oldukları Anadolu’da göMoğolistan’da bulunmuş, ka 13. Diyarbakır Kalesi’nde Artuklu rüp kendilerine uyarlamış olmalılar. “Karlay kaplı İÖ 65.yy’dan bir tunç çifte başlı kartal tal” Roma’da imparatorların göğüslerine; plak ile (Görsel 9) İÖ 54. yy’da mezar taşlarına kadar geniş bir alanda kulİskitler’den bir gümüş takıda da lanılmıştı. (Görsel 16) (Görsel 10) “çift başlı kartallar” karşımıza çıkar! Hun İmparatoru Attila’nın, sancağınOrta Asya Türk inançlarına göre, insanların (ruhlarına) da “kartalı” kullandığı biliniyor. İS 8. yy’da 15. Roma ve Beylik sikkeleri gökyüzü yolculuklarına eşlik eden varlıkların ve ululuğun timGöktürler’in önderi Kul Tigin’in Orhon 14. Konya Kubad Abad Büyük Sarayı sali kartalın, kutsal sayılması Sibirya’daki Altay Türklerinin Anıtları yöresinde bulunan heykelinin ba“anahtar” yerleştirildikaya resimlerinde de görülüyor. şında da kartal vardı. (Görsel 17) Bu heykel Göbeklitepe ve ği görülür. Bu inanç, Türkler, “çift başlı kartal” kabartmalarını kılıç kabzalarınNevali Çori buluntularını anımsatmıyor mu? “Konstantinopolis’in” da da kullanmışlardı. Yakut Türklerinde “Şaman” inancına Germen İmparatoru’nun “kartalı” simge olarak benimse günün birinde Türk göre kartalın, “yer” ile “göğün” kapısını tuttuğu için “Gök Dimesi üzerine, Doğu Roma İmparatorları (Bizans); Anadolu’da egemenliğinden çı riği” anlamına gelen uzun direklerin tepelerine “çift başlı karHititlerden, Selçuklulardan, Beyliklerden görüp çok sevdikleri, karılıp Bizans’ın yenital” konulurdu. göklerin, dolayısıyla sonsuzluğunu, evrenin egemenliğini ve ik den kurulacağı inancıtidarın gücünü yansıtan “çift başlı kartalı” 14. yy’da kullanma nı yansıtır! (Görsel 20) Anadolu Beylikleri 19. TTK ile günümüz Türkiye’sinde kartal logoları ya başladılar. (Görsel 18) “Çift başlı kartal”, aynı anda doğu Osmanlıca “Kamusı Orta Asya’dan Anadolu’ya 11. yüzyılda gelen Selçuklular ile batı yönlerine bakması nedeniyle Bizans İmparatorluğu’nda Türki” sözlüğüne göile Artukluların da simgeleri “çift başlı kartal” idi. Selçuklula“siyasal iktidarın egemenliğinin” simgesi yapılması da bundan re Hz. Muhammed’in rın Döner Kümbet’inde (Kayseri), Hüdavent Hatun Türbesindır. “Ortodoksluğun başı” olmaları nedeniyle “siyasal” ve “din de etkilendiği söylede (Niğde), Çifte Minareli Medresesi’nde (Erzurum) (Görsel sel” gücün birlikteliği, iki şapkayı da kapsar. nen “kartal”, kendisi11), Divriği Ulu Camii’nde (Sivas) (Görsel 12) ve Artuklu’lanin “Ukab Sancağının” rın Yedi Kardeş Burcu’nda (Diyarbakır) (Görsel 13) “çift başGünümüzde Kartal adına da yansımış! lı kartal” kullanılmıştır. “Çift başlı kartal” simgesi sonraları Avusturya’dan, G a r i p t i r , Konya Kubad Abad Büyük Sarayı’ndaki, coğrafi ana ve Arnavutluk’tan Rusya’ya kadar pek çok ülkenin bayraklarına Anadolu’nun bu tarihara yönlerini de gösteren sekizgen çinilerdeki “çift başlı kartayansıdı. Günümüzde ise Türkiye’de polis örgütüne, Erzincan ve sel “üstün siyasal din 21. (Üst sırada) Anadolu Hititlerin; Latin lın” göğsündeki “sultan” sözcüğü iktidarı, egemenliği vurgular. Konya Belediyesi ile Selçuklu Üniversitesi’ne, Konya Spor ve sel güç” gelişimi; batıda Roma üzerinden ABD’ye güneşli kartal (Görsel 14) Sikkelerde de Roma imparatorlarınca “kartal”, Erzurum Spor’a kadar geniş bir alanda, tek kartal ise Türk Hava HititlerLatin Roma (Alt sırada) Anadolu Hititlerinin, Ortodoks Beylikler Döneminde de bazı yöneticilerin egemenlik gücünü Kuvvetlerinde ve Beşiktaş takımında kullanılıyor. (Görsel 19) lılardan ABD’ye “kar Bizans üzerinden Rusya’ya çift başlı kartal yansıtan “çift başlı kartal” simgeleri kullanılmıştır. (Görsel 15) Ortodoks Yunanistan’da bazı çift kartalların pençelerine tal”; Doğuda HititlerOrtodoks Bizans’tan Rusya’ya “çift başlı kartal” olarak geçmiştir. (Görsel 21) “Türk Tarih Kurumu” yalnızca Türklerin değil, Anadolu’nun tarihini de araştırmak amacıyla kurulmuştu. Beş ciltlik Abdülhamit kitabının başyazarı olan TTK Başkanı, bu anıtsal simgeyi değiştirmeye kalkıyor! Anlatılarımızdan sonra “Bizans’ın çift başlı kartalının” dünkü çocuk sayılacağını her halde algılayacaktır! Kaldı ki Bizans da “Anadolu tarihinin” önemli bir parçası 17. Göktürk önderi 16. Gaziantep’te Roma kar Kul Tigin ve başın 18. Bizans’ın çift başlı değil mi? “çift başlı kartal” vardı. Batı ve Doğu Roma AHLAK Ateistlerin, kendileri gibi düşünmeyenlere karşı ileri süregeldikleri en önemli tez şudur: “Mademki üstün bir güç her şeyi yaratıyor, o halde benim O’nun iradesi dışında bir şey düşünüp yapabilmem imkânsız olmalıdır. Değilse, O’nun gücünün üzerinde bir başka saik vardır ki, bu da O’nun varlığının imkansızlığı demek olur. O halde ben her ne yapıyorsam O istediği için yapıyorum ve sorumlu tutulamam” Buna karşı ileri sürülen tez ise şöyle özetlenebilir: “Üstün güç, gücünün sınırsızlığı tanımı dolayısıyla, kendisinin –bağımsız davranabilme özelliğini yarattıklarına da vermiş; buna karşılık doğruları ayırdedebilecekleri düşünebilme yetisiyle de donatarak, tutarlı bir sistem kurmuştur. O halde, doğru ya da eğri davranışlarınızın hesabını vermekten O’na karşı sorumlusunuz” Bu tezler arasında seçim yapmak insanların bireysel kararlarına bağlıdır ve her biri birer inanç olduğu için de doğruluklarını tartışmak yersizdir. Ayrıca, teistleri, ateistleri ve agnostikleri (www.umutdolu.net/egitimkultur/dinbilimleri/agnostizmnedir. asp ) “doğru” yaşamaya sevk eden dinler, bilim ya da özgün öğretiler (Budizm gibi) gibi çeşitli yol göstericiler mevcuttur. Bu yol göstericilerin hepsinde, doğruları eğrilerden ayırdedebilmek için emredilen sorun çözme aracı “düşünmek”tir. Örneğin, İslami yol göstericinin kitabı Kuran’ın tam 79 ayetinde düşünmek öğütlenmiş (http://www.dinahlak.com/index. php?option=comcontent&task=view&id=453) ya da emredilmiştir. İncil’de de 75 ayette akıl ve düşünme öğütlenmiştir (http:// www.openbible.info/topics/thoughtsandthemind ). Budizm düşünmeye özel bir yer (http://www.campusnet.unito.it/commons/campusnetcortesia.htm ) vermiş, kritik düşünmeye[1] de özel vurgu (http://shindharmanet.com/critical/ ) yapmıştır. Agnostisizm ya da bilimi yol gösterici kabul edenler için düşünmek neredeyse en üst düzeydeki sorun çözme aracıdır. Bütün bunlardan basit ve güvenilir bir yargıya varılabilir: Hangi tür inanca sahip olursanız olunuz, sizin eğrileri doğrulardan ayırdetmenizi sağlayabilecek en önemli araç “düşünmek aklı işletmek” olduğuna göre, bu yeteneği dumura uğratmak veya belirli bir amaç doğrultusunda koşullandırarak sadece o amaca hizmet eder hale getirmek en büyük günah sayılabilir. Şimdi, ister siyasal, ister dini, ister ticari bir ideoloji yönünde insanları eğitmeyi amaçlayan, icra eden, destekleyen ya da ses çıkarmayarak ortam oluşturmanın günah olup olmadığını, bunun cezasının hangi inanç sisteminde ne olacağını “düşünmek” gerekmez mi? Ezber’in (sorgulanamazlık) ne büyük bir dini günah, ne büyük bir insanlık suçu olduğunu kabullenenler için acaba bir görev doğuyor mu? [1] Rasyonel (nedensel) (http://en.wikipedia.org/wiki/Rationalthought ) ve kritik (eleştirel) (http://en.wikipedia.org/wiki/Criticalthinking ) düşünme genelde birbiri yerine kullanılabiliyor. Halbuki; rasyonel düşünme, nedensonuç bağlantılarını kesintisiz ve yanlışlanabilir adımlar halinde düşünmek; kritik (Yunancaiyiyi kötüyü ayırmak, kalburdan geçirmek, ayırt etmek) düşünme ise, bir sonuca yol açan çeşitli nedenleri ağırlıklandırılarak düşünmek olup, bu iki bileşen ancak “birlikte” kullanıldıklarında “doğru” olarak nitelenebilir düşünme ortaya çıkıyor. Bu birliktelik sağlanmadığında, herhangi bir sonuca yol açan ve kritik düşünme bileşenine göre az önemli olan kişinin duyguları doğrultusunda herhangi bir nedenin, sonucu belirleyen esas neden olduğu savunulabilir ki bu durumda nedensel düşünce tamamen işlevini kaybetmektedir. Rasyonel ve kritik düşünme bileşenlerin tanımlarının dahi önemsenmemiş oluşu, sorun çözme kabiliyetinin önemli bir gereği olan doğru düşünebilme aracından yoksun kalındığını gösteriyor. See more at: http://tinaztitiz.mertnuhoglu. com/?p=6337#sthash.KMHYxzHm.dpuf İster siyasal, ister dini, ister ticari bir ideoloji yönünde insanları eğitmeyi amaçlayan, icra eden, destekleyen ya da ses çıkarmayarak ortam oluşturmanın günah olup olmadığını, bunun cezasının hangi inanç sisteminde ne olacağını “düşünmek” gerekmez mi? Tınaz Titiz