05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

GÜNDEM Üniversiteler İçin Özgürlük Sesi Aranıyor ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1316 8 Haziran 2012 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul CBT 1316/ 2 8 Haziran 2012 Üniversiteleri bir korku yuvasına dönüştürdüler.. Geçen gün Prof. Şengün Hablemitoğlu Tweet’inde Sadece öğretim üyeleri üzerinde sessiz sedasız şöyle diyordu: “Bu kadar baba adamın arasında rektör baskıdan bahsetmiyorum, üniversitelerin esas sahipleri adayı olarak bir tek kadın adayın olmadığı üniversitemde olan öğrencileri susturmak için de ciddi disiplin cezaları toplumsal cinsiyet eşitliği sorunu yokmuş...” YÖK’ün Rektörleri tarafından devreye sokuldu! YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya bile “akademik un*** van yükseldikçe kadın oranında azalma oluyor. İşte Özgür Geçen gün Cumhuriyet gazetemizin “İ Araştırma görevlilerinin yüzde 47’si, yardımcı doçentleÜniversite” manşetindeki (4 Haziran 2012), Mahmut rin yüzde 35’i, doçentlerin yüzde 31’i kadın. Profesörlere Lıcalı arkadaşımızın haberinde şu bilgiler vardı bakıldığında kadın sayısı daha az. 165 rektörden sadece 9’u kadın. Şuna inanıyorum ki, kadınların katılımını ve (Milletvekili Veli Ağbaba’nın soru önergesine Bakanlığın toplumsal cinsiyet dengesini yüksek öğretimde çok boyverdiği yanıttan): utlu ele almalıyız,” diyordu! (3. Avrupalı Kadın Rektörler *AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana üniversiToplantısı, İstanbulİTÜ). telerde disiplin soruşturmaları son derece arttı, 144 üniBu tür toplantılarda iyi şeyler söylemek, olayın versiteden toplanan bilgilere göre bu dönemde 34.818 şanındandır! Herkes sizi alkışlar çünkü genel görüşe uyöğrenci soruşturudu. gun davranıp, aynı zamanda aykırı durumu eleştiriyors*Bunlardan 9.824 öğrenci bir dönem; 2.517’si iki döunuzdur.. Ama önemli olan yükseklerde daha çok kadın nem uzaklaştırma cezası aldı.. 598 öğrenci ise okuldan tabii özgür beyinli akademisyen! gelmesi için pratikte atıldı.. ne yapacağınızdır! (Pratik herşeyin anasıdır!) Soruşturma nedenleri arasında neler mi var: İzinsiz Kadın akademisyen “iktidara” gelmiş, ama iktidardadergi dağıtmak, pankart açmak, gösteri yapmak, YÖK’ü ki erkeklerden farklı hiç bir durum yaratmamış, iktidar protesto etmek, Kürtçe ders istemek, kütüphaneden izinbağımlılığı konusunda da, yönetimde de.. siz kitap çıkarmak, koşu törenine katılmamak… Şüphesiz ki kadınların yükseklerde bulunması, cinsiy(Hapishaneden bir öğrenci mektubu aşağıda...) et eşitliliği bakımından önemlidir.. Ama doğrusu, kadın *** farklılığını yaratamaması, derin bir hayal kırıklığı olur! İktidarın sosyal ve üstelik kurumsal hayatı da dinsel Kadınlar, akademisyen olarak da itilmişlerdir; eğer bunu doğmalarla adım adım yönetmeye giriştiği işte böyle bir kabul ediyorsak, kadın rektör ve dekanlardan özgürlükçü dönemde, rektör seçimleri yapılıyor. Öğretim üyelerinin bir yönetim biçimi beklemek herkesin hakkıdır.. Yoksa özgür üniversite seslerini en çok yükselteceği üstelik “yükselen kadın”lar, salt kendilerini kurtarmış ve erkek seçim sandığında! günlerdeyiz.. saflarında yer almış olur.. Böyle bir “cinsiyet eşitliliği” Özgürlük isteğinin gür sesini duymalıyız! için mücadelenin “cazip yanı” nedir diye soranlara Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle.. doğrusu yanıt vermekte zorlanabilir insan.. *** obursali@cumhuriyet.com.tr http://orhanbursali.blogspot.com İktidarın baskıcı, özgürlük düşmanı yüzünün en iyi anlaşılabildiği yerlerden birisi üniversitelerdir. Her baskıcı ve faşist karakterli bir rejim, geçmişten ders çıkartır ve öncelikle üniversiteleri sessiz tarlaya dönüştürmeye çalışır. Çünkü üniversiteler, doğaları gereği, özgürlük isteğinin ne çok “Pamukkale Üniversitesi sosyoloji bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Fakat şu an öğrenci yükseldiği yerlerdir.. Bu isdeğil; basından da takip ettiğiniz gibi sistematik bir aşağılama modeli ile gündeme gelen 5 tek buradan taşar ve dalga yıldızlı, Aliağa yeni Şakran cezaevinde mahkumiyetimin 11. ayını doldurmak üzereyim. 3 dalga yayılır.. Yani öyle olHaziran (2011)’de ikâmet ettiğim İstanbul’daki adresten özel harekat timlerinın baskınıyla ması gerekir! göz altına alınıp, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüm. Benim gibi 28 öğrenci daha AKP’nin üniversiteler Türkiye’nin çeşitli kentlerinden alınıp eğitim hayatlarını sürdürdükleri Denizli İl Emniyet yasasında bir otoriterleşMüdürlüğünün 6. katındaki nezarethanede buluşturulduk. Dört gün gözaltında her türlü tirme değişimi yapması geaşağılama, onur kırıcı muameleden sonra mahkemeye çıkarıldık. 13 öğrenci tutuklanarak Denizli D tipi cezaevine konulduk. Buradan da Bergama cerekmiyordu, çünkü zaten zaevine gönderildik. Bir kaç ay sonra tekrar apartopar Şakran’daki “beş yıldızlı” cezaeviotoriter bir YÖK ve üniverne hakaretlere maruz kalarak yerleştirildik. Fakat sesimizi kimseye duyuramadık. Tüm bu site yönetimi devraldı.. zorluklardan sonra 8 şubat 2012’de ilk mahkemeye çıkarıldık. Hakimin ezber sorularına 2 Üstelik büyük bir YÖK’ü gün boyunca cevap verdik. Beni bombalı eylem yapmak, üniversite öğrencilerine Kürtçe kaldıracağız, yalanıyla.. eğitim vermek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde slogan atmak, Nevruz’da yaşasın halkların YÖK otoriterdi, ama kardeşliği demek gibi sorulara cevap vermek zorunda kaldım. 12 maytapla BİM marketine belki askeri dönemi sayve PTT şubesine yapılan saldırıyı sanki bombalı eylemiş gibi basına yansıtmak ve bu saldımazsak, sonraki hiçbir iktirıların faili olmakla da suçlanmaktayım. Görüntülerdeki, maytapları patlatan eylemci, başı dar döneminde, YÖK, AKP kapalı ve fizyolojik olarak da erkek olduğu halde, bu eylemcinin, benim başörtülü olmamdöneminde olduğu gibi dan ötürü, benim olduğum iddia ediliyor. Fakat ben bu eylemin düzenlendiği tarihte tam bir ideolojik silaha döİzmir’de bulunmaktaydım. Bunu telefon kayıtlarında, gidişdönüş biletlerimle de kanıtlanüştürülememişti! dığım halde içeride tutulmaktayım. Doğrusu AKP, askeri yöneBenim gibi suçsuz binlerce öğrenci eğitim hayatlarından ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldı. Biz öğrenciler eğitim hayatlarımızı sürdürmek istiyoruz. Özgür olmak istiyotimleri bile geride bırakaruz. rak,YÖK yasasına tüm Kesire Dinar, Aliağa Yeni Şakran Kadın Kapalı Cezaevi” hakkını verdi! Hapishaneden bir ses
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear