05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com www.mustafacetiner.com Sağlık Fransa’da lisansı iptal edilen Dr. Pierre Dukan’ın başına gelenler Türkiye’de yaşansaydı ne olurdu? Hiçbir şey… Fransa’daki bu küçük sorun bilime, bilimsel kurumlara ve insana değer veren uygar ülkeleri ilgilendiren bir sorundur. Dolayısıyla Türkiye’de karşılığı yoktur. Anestezide gelişmeler Özellikle son 20 yılda ilaç ve teknolojide ilerleme son derece hızlı olmuştur. İlaç ve teknolojideki gelişmeler anestezi uygulamalarındaki risklerin azalmasında oldukça etkilidir. Teknoloji yardımıyla hasta takibinde yardımcı olan birçok veriye ulaşabiliyor ve gerekli önlemleri zamanında alabiliyoruz. Dr. Özer Ali Sezer, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Anestezi ve Reanimasyon Bölümü Dukan mı Dedin? Hadi Canım Sende... Diyet konusunda dünyanın en popüler hekimlerinden biri olan Dr. Pierre Dukan’ın lisansı iptal edildi. Öyle sanıldığı gibi diyetinin sağlığa aykırı filan olmasıyla ilgili değildi bu karar. Pierre Dukan, geçtiğimiz günlerde 17 yaşına ulaşan okul çağındaki gençlerin yaş ve boylarına göre uygun kiloda olup olmadığının belirlenmesini, vücut kitle indeksi normal olanlara fazladan not verilmesini önermişti. Fransız Hekimleri Birliği” etik kurullarını hareBu öneri üzerine “F kete geçirdi ve Dukan hakkında soruşturma açıldı. Ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle suçlanan Dukan, bu sürecin beslenme alanındaki şöhretine zarar göreceğini düşünerek ifade vermeyi reddetti ve kendi isteği ile lisansından vazgeçtiğini duyurdu. Geçtiğimiz günlerde çok değerli bir gazeteci arkadaşım, benzer olay Türkiye’de olsa ne olurdu diye sordu. Ben bu sorunun yanıtını düşünürken başka bir arkadaşımdan başka bir soru daha geldi. Ayak detoksunu duydun mu? Anlamadım, ne detoksu? Sonradan öğrendim, ayak detoksu, bilimsel anlamda hiç bir tıbbi dayanağı olmayan sözüm ona zararlı toksinleri vücuttan uzaklaştırma yöntemiymiş. Üstelik bu yöntemin savunucuları, saçma bilimsel iddialarını ilgisiz biçimde Bush yönetimine karşı tavrıyla bilinen, Nobel ödüllü, saygın bilim insanı Dr. Peter Agre ve moleküler nörobiyolog Dr. MacKinnon’un çalışmalarına dayandırıyorlar. Üstelik “ayak ve el detoksu makineleri” ülkemizde 10001250 TL karşılığında alıcı buluyor. Bu yöntemin yararından söz eden malum kişi bir hekim mi, bir biyolog mu, bir eczacı mı, bir beslenme uzmanı mı? Kesinlikle hayır… İsminin başında “profesör” olan bu şahsın bilimsel özgeçmişine bir bakalım isterseniz, üstelik kendi yazdığı biyografisinden. Tütün Eksperleri Yüksek Okulu mezunu… İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği mezunu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Siyaset Bölümü’nde “master”… Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstrisi İlişkilerinde doktora… ABD’de mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışmalar… 1993 yılında kendi deyimiyle Azerbaycan’ın talebi üzerine bu ülkeye gidiş… Bu ülkenin üniversitelerinde uzman sıfatıyla “Principles Marketing”, International Economic Organization”, “International Marketing”, “Islam Economy Relation” isimli dersler vermek… Türkiye’de değil ama Azerbaycan’da profesörlük… Üstelik “Ekonomi” alanında profesörlük… Eee, diyeceksiniz ki, ayak detoksu ne alaka? Ben de bilmiyorum ne alaka? Ama bu sağlık ve tıbba “kel alaka” malum kişi, TV ekranlarından her gün “ilahi hükümler ışığında sağlıklı yaşam için manevi reçeteler” satmaya devam ediyor. Her gün ekranlardan 70 milyonluk bu ülkeye “haftada iki kez lavmanla arınmayı öneriyoruz” diyebiliyor… Daha da kötüsü, kürtaj ve sezaryen yasağından yapmamız gereken çocuk sayısına kadar her şeye karışan devletin kurumlarında çıt yok. Sahi asıl soru neydi? Dr. Pierre Dukan’ın yaşadığına benzer bir durum Türkiye’de olsa ne olurdu? Soru mu bu şimdi? laç ve teknolojideki son gelişmelerden yararlanarak anestezi dozunu ayarlayabiliyoruz. Anestezi derinliğini belirlemek için kullandığımız birçok parametre var. Kan basıncı ve nabızdaki değişiklikler, terleme gibi bulgular bunlardan bazıları. Ayrıca ilaçların hangi dozda ne kadar anestezi oluşturduğu ayrıntılı olarak biliniyor. Ancak anestezi ihtiyacı dinamik bir durumdur ve her zaman klinik bulgulara güvenemeyiz. Örneğin kullanılan bazı ilaçlar yüzeyel anestezide ortaya çıkması beklenen taşikardiyi engelleyebilir. Ayrıca kalp cerrahisi, sezaryen, şok durumundaki hastalarda anestezi dozunun yeterli olmasını ancak vital bulgulara minimum etki etmesini isteriz. Bu durumda daha ayrıntılı bilgiler saylayabilecek monitör sistemleri geliştirilmiştir. Birçok modern anestezi cihazında hastaya verilen ve hastadan gelen anestezi gazı ölçülebilmektedir. Ayrıca beyin EEG dalgalarını analiz ederek anestezi derinliğini sayısal olarak gösteren cihazlar klinik kullanımdadır. Bu cihazlar kullanılarak anestezi dozu hastaya özel ayarlanabilir. İ larında kardiyologlar tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Anesteziyolojide kullanımı ise son 15 yılda artmıştır. Ekokardiyografi ile myokard, kalp kapak fonksiyonları, kalp içerisinde ve damarlardaki kan akım hızları incelenebilir. Anesteziyologlar ekokardiyografi kullanarak anestezide şok ve kanama durumlarında sıvı ve kan ihtiyacını, kalp yetmezliğinin nedenini, kalp krizinin erken bulgularını ve kalp cerrahisinde müdahalenin sonucunu ameliyat sırasında değerlendirebilir. Anestezi uygulamasında hastanın ameliyat sürecinde yaşamsal fonksiyonlarının korunması ve stabil kalması önemlidir. Hastanın ve cerrahi sahanın takibi yanı sıra teknoloji yardımıyla detaylı veriler elde etmek, doğru ve zamanında müdahaleye olanak sağlar. Mutlaka takip edilmesi gereken parametreler kan basıncı, EKG, oksijen miktarı ve ateş ölçümüdür. Kan basıncının (tansiyon) kaç olduğunu bilmek önemlidir, ancak gerçekten doku ve organlardaki kan dolaşımı yeterli mi? Bundan emin olmak için doku ve organ fonksiyonlarının takibi gerekir. Bu amaçla doku perfüzyonunu değerlendirmede kullanmak üzere teknolojiler geliştirilmiştir. Bunlardan en önemlisi beyin dokusundaki oksijen miktarını ölçen cihazlardır. Bu cihazlar beyinde oksijen yetersizliğinin fark edilmesi için kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca kalp performansının değerlendirilmesi için atardamarda kan basıncının oluşturduğu basınç grafiklerinin solunum siklusu ile ilişkisini analiz eden cihazlar özellikle kan ve sıvı tedavisinde karar vermekte önem kazanmaktadır. YAŞAMSAL FONKSİYONLARIN KORUNMASI ÖNEMLİ Dr. Özer Ali Sezer Özellikle ameliyat sırasında vital bulgularda şiddetli bozulma varsa ekokardiyografi bulguları tedavi planında etkili olabilir. Günümüzde 3 boyutlu görüntü elde etmek ve kalp anatomisinin detaylı modellerinin incelenmesi mümkündür. Diğer bir gelişme ultrasonun anestezi pratiğinde kullanılmaya başlanmasıdır. Ultrason bize muayene bölgesinin 2 boyutlu bir kesitini gösterir. Cerrahi bölgenin duyusunu taşıyan sinirin ultrasonla görerek bloke edilmesiyle uyuşturulması veya damar içerisine kateter yerleştirilmesinde damarın görüntülenmesi en yaygın ve en bilinen kullanım alanlarıdır. Ultrason kullanımı ile, özellikle anatomik yapıların yerlerinin belirlenmesinin güç olduğu durumlarda (obezite gibi) bu girişimler daha kolay uygulanabilmektedir. Kuşkusuz bütün bu gelişmeler anestezi güvenliğine katkı sağlamaktadır. Ancak sensitivitesi ve spesifitesi %100 değildir. Bütün bu bilgiler hastaya ve klinik bulgulara göre yorumlanmaktadır. CBT 1316/17 8 Haziran 2012 Özellikle son 15 yılda kardiyoloji ve radyolojide kullanılmakta olan ekokardiyografi ve ultrason cihazları anestezi pratiğinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ekokardiyografi kalbin ultrasonla muayenesidir. Özel dizayn edilen eko probunun yemek borusundan ilerletilerek kalbin muayenesi (Transözofagial Ekokardiyografi), 70’lerin son EKOKARDİYOGRAFİ VE ULTRASON KATKISI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear