Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
YEN ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör Ürünler Şık mutfakların ses sistemi Harman Kardon firmasının MaestroKichen ses sistemi ister yeni yapılan bir mutfağa ya da halihazırdaki mutfağa yerleştiriyor ve ne kablolar ne de hoparlörler görünüyor. Ses sistemi renkli bir LCD ekranı üzerinden çalıştırılıyor. Ses sisteminde bir radyo, CD ve MP3 çalıcısı bulunuyor. Ayrıca bir iPod/USB girişi de var. İki hoparlör örneğin dolap kapağının içine saklanabiliyor. Fiyatı: 1799 Avro. Bilgi için: http://www.bornrich.com/entry/harmankardonmaestrokitchensoundsystemforworldsfirstmusicalkitchencabinet/ sunuyor. Şarj aletinin içinde bulunan 5400mAh aküsü çok sayıda şarj için yeterli enerjiyi saklıyor. Yeni şarj aleti, güneş enerjisi toplayan diğer şarj aletlerine kıyasla 3,5 misli hızlı şarj ediyor. Fiyatı: 140 dolar. Bilgi için: http://www.geekygadgets.com/joosorangeportablesolarpanelshot5timestoproveitsstrengthvideo12082011/ Geçen gün bir dangalak (hem de bir üniversitemizden!), bana elektronik posta atarak «Koşaner Paşa’nın itiraflarından sonra artık askeri metheden yazılar yazmıyorsun, ne oldu?» diye dalga geçmeye yeltenmiş akılcığı sıra. Bir de diyor ki, «Okullara zorunlu din dersi koyan kimdi, hatırlıyor musun?» Bir laf vardır, pek severim: «Aptalla tartışma, dışarıdan bakan üçüncü kişi aradaki farkı göremeyebilir.» Ancak dünyanın en kaliteli ordularından biri olan ordumuza dil uzatılınca cevap vermek gerekli oluyor. Okuyucularım, bir dangalağın hezeyanlarıyla uğraşıyorum diye kızmasınlar. Muhalefetin sık sık dile getirdiği gibi, ne yazık ki dinci hükümetimizin ve onun bazı dış kaynaklı destekçilerinin üstün gayretleriyle ordumuzun imajı halkımız nazarında epey hırpalandı. Doğan Heper Bey gibi kaliteli ve tecrübeli bir yazar bile «Orduyu böyle bilmezdik» başlıklı bir yazı yazdı. Bu, talihsiz ve ulusal güvenlik açısından çok tehlikeli bir gelişmedir; asla izin verilmemelidir. Ancak bunlar bir bilim köşesinin konuları değildir. Benim burada konuyu ele almamın nedeni, ordunun kalitesi hakkında Sayın Koşaner Generalimin söylediklerini genelleyerek bir hükme varmanın felsefî yanlışlığını vurgulamak istememdir. Koşaner özetle neler dedi? 1. Bazı birlik komutanları silahını bırakıp kaçıyor, 2. Mayınları rastgele döşemişiz, 3. Eğitimimizin iyi olmadığını gördük. Şimdi gelelim bunların bir ordunun kalitesine etkilerine. Hatırlayalım: Kaybettiğimiz KütahyaEskişehir muharebesinde ordunun yaklaşık %46’sı kaçmış, bu durum cephe komutanı İsmet Paşa’yı çok üzmüştü. O kadar ki, acilen cepheye çağırdığı Atatürk’e «Her şey bitti» diyecek kadar yeise kapılmıştı. Atatürk’ün gülerek verdiği cevabı hatırlar mısınız? «Déjà kazandın!» (yani şimdiden kazandın!). Şaşkın gözlerle kendisine bakan İsmet Paşa’ya Atatürk, orduyu derhal Sakarya’nın gerisine çekmesini emretmişti. İsmet Paşa, «Yapamayız! Eskişehir’i, Afyon’u Yunan’a mı bırakacağız?» sorusuna ise Atatürk, «İsmet, burayı savunamayız. Biz nereye çekiliyoruz? Kendi vatanımızın, milletimizin bağrına. Papulas ise bizi takibe mecbur. Nereye? Kendi ikmal kaynaklarından uzağa. Onu orada, vatanın harîmi ismetinde boğacağım» demişti. Moralman çökmüş olan arkadaşının ismine de bir kelime oyunuyla hoş, moral verici bir gönderme yapan dâhi komutan Sakarya’da dediğini yapmıştır. Peki Sakarya’da ne olmuştur? Ordunun gene %44’ü kaçmıştır! Niçin? Çünkü verilen eğitim yetersiz, hatta yer yer hiç yoktu. Ne erlerimiz, ne de subaylarımız adam gibi eğitim alabilmişlerdi. Ama onun yerine ne vardı? Ordusuna güvenen, onu her şart altında destekleyen bir hükümet vardı. Meclis’te çatlak ses yok muydu? Elbette vardı. Hatta o gâfiller, Atatürk’ü başkomutanlıktan düşürmeye bile niyetlendiler. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ordu tek tek birliklerin eğitimi, cephedeki başarısı ile değil, genel bir savaş kuramının doğruluğu ile başarılı oldu. Kuramda böyle bir doğruluk ancak ülkenin tek yürek halinde olmasıyla sağlanır. Amerikalı meşhur jeolog ve bilim kuramcısı Thomas Chrowder Chamberlin‘in «bol ve paralel çalışma varsayımları» fikrine karşı çıkarken, hocam Prof. Dewey «Öyle zırvalık olmaz bilimde» derdi. «Tek bir varsayımı alırsın, denersin, çalışmıyorsa çöpe atarsın, sonra bir diğerini geliştirirsin. Chamberlin’in dediği gibi her olasılığı aynı anda denemeye kalkmaya ömür yetmez.» Askerlik bilimi de böyledir. Sakarya yanlış varsayımların, öğretilerin elendiği, cesur varsayımların geliştirilerek başarıyla denendiği bir yöntemle kazanılmıştır. Dolayısıyla Koşaner Generalimin üç paralık bir ajan tarafından sızdırılan konuşması, itiraf değil, aksayan yönlerin eleştirisidir. (Bu sızdırmalar, Kurtuluş Savaşı’nda da vardı. O yüzden Atatürk Büyük Taarruz’un başlangıç tarihini, Rus elçisine söylediği halde, ekseri kendi arkadaşlarından bile gizli tutmuştur!) Bugünkü orduda aksayan yönler, Kurtuluş Savaşı’nı «düveli muazzama»ya karşı zaferle bitiren ordununkilerin yanında devede kulaktır. Her zaman şunu ısrarla belirtirim: Ordumuz, bu ülkenin tek kurumudur. Öteki kurum müsveddelerimiz keşke ondan ders alabilseler. Bir ordunun en çok korktuğu şey, içeriden vurulmaktır. Bugün bunu yaşıyoruz. 12 Eylül yönetimi, din derslerini mecburi kılarken, halkın din adına kullanılmasına mani olabilmek için din yerine safsatanın öğretilmesini engellemek istiyordu, ama diğer konularda olduğu gibi burada da önemli bir yanlış yaptı: Sivillere güvendi! Bugün ordumuz içeriden vuruluyor. Bunu yapanlar belli. Her gün gazetelerdeler. Ordumuz bununla da baş eder. Yeter ki yüce ulusumuz ona olan inancını kaybetmesin, desteğini ersirgemesin. Ordumuzun Kalitesi Hakkında İnsan kokusunu alan hava temizleyicisi Panasonic firması Japony a ’ d a ekim ayında iki yeni hava temizleyicisini satışa sunacak. FVX680 ve FVX670 özel bir “insan sensoru” ile insanların kokusunu aldıktan sonra havayı filtre ediyor. Bu filtreleme sırasında tüm bakteriler de temizleniyor. İnce tasarımlı olan FVX670 modelinin derinliği sadece 30mm. Bilgi için: http://de.engadget.com/ Taşınabilir aletler için hoparlör Sony Ericsson’un yeni Walkman cep telefonu 1GHz işlemci, HVGA çözünürlüklü 8.1cm ekran, 5 megapiksel kamera, 8xzum ve 720p video fonksiyonu gibi özelliklere sahip yeni telefonun işletme sistemi Android 2.3. Ne var ki dahili belleği sadece 320 MB RAM. Fakat microSD kartlarıyla 32GB’a kadar büyültülebiliyor. Yeni akıllı telefonun bu yılın sonunda piyasaya verilmesi bekleniyor. Bilgi için: http://www.mobileburn.com/news.jsp?Id=16297 Scosche firmasının yeni hoparlörü BoomCAN Media, akıllı telefon, tablet PC, Netbook ve dizüstü bilgisayarlarıyla kullanılmak üzere üretilmiş. 40mm’lik sürücüleri bulunan hoparlör sesli içerikleri 3,5mm fişten veya USB girişinden alıyor. Şarj edilebilir aküler de USB girişinden dolduruluyor. Dahili lityum iyon akü yedi saat kadar dayanıyor. Hoparlörün beyaz, siyah, mavi ve kırmızı renk seçenekleri var. Fiyatı: 25 Dolar. Bilgi için: http://www.scosche.com/consumertech/product/2179 Brando firması dijital çerçeve ve bilgisayar faresini birleştirdi. Yeni optik PC faresinin boyutları 98x50x30mm ve 90g ağırlığında. Fare, dizüstü bilgisayarıyla da kullanılabiliyor. Üzerindeki dijital çerçeve 3.9cm büyüklüğünde ve JPEG veya BMP formatında maks. 50 fotoğraf gösteriyor. Farenin dahili fotoğraf belleği 8MB. Fotoğraflar elle değiştirebildiği gibi slayt şov ayarında peş peşe de izlenebiliyor. Fiyatı: 32 Dolar. Bilgi için: http://usb.brando.com/usbopticalmousewithdigitalphotoframep02454c037d15.html Dijital çerçeveli fare JOOS Orange: Güneş hücreli şarj aleti Taşınabilir güneş enerjili şarj aleti akıllı telefon, tablet PC, MP3 çalıcısı ve dijital kamera gibi çok sayıda aletin enerjisini sağlayabiliyor. Alet sadece bir saat kadar güneşte bırakıldığında bile iPhone’e fazladan iki saatlik enerji Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1278/ 5 16 Eylül 2011 Panasonic firmasının TG8051 DECT kablosuz telefonuyla artık elektrik kesintisinde bile konuşmak mümkün. Elektrik kesildiğinde telefon temel ünitenin içine yerleştiriliyor ve ahizenin içinde birikmiş elektrik üniteye aktarılıyor. Telefon bu şekilde “Speakerphone” ayarında 5 saat, “Eller serbest” ayarında ise iki saat kadar kullanılabiliyor. 3,5cm TFT ekranlı telefonun dijital rehberine 200 telefon numarası kaydedilebiliyor. Fiyatı: 134,90 Türk Lirası. Bilgi için: www.marjinal.com.tr ve www.panasonic.com.tr Elektrik kesintisi konuşmamıza engel olmasın