24 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

SON ARAŞTIRMALAR MESSENGER UYDUSUNDAN MERKÜR GÖRÜNTÜLER ment dergisindeki yazısına göre, yavru denizyıldızları bir müddet suda serbest dolaştıktan sonra, bir süreliğine bir vantuzla zemine tutunuyorlar. Şimdiye kadar bu vantuzun nereden geldiği bilinmiyordu. şte, De Lussant bu vantuzun körelip yok olan altıncı kol olduğuna inanıyor. Denizyıldızları örneğin denizlalesi ve denizhıyarı gibi derisidikenliler sınıfındandır. Bu tür hayvanlar larva döneminde simetrik yapılı olmalarına rağmen yetişkinlikte bu simetri bozulur. Şimdiye kadar yetişkin hayvanın, yavrunun sol tarafından büyüdüğü sanılıyordu, bu süreç sırasında da larva bu yapıdan ayrılıyordu. Halihazırdaki bilgilere göre larvanın beden yapısı tamamen bozulmakta. Ancak De Lussanet yapının kalıcı olduğunu fakat bazı değişimlerin yaşandığını söylüyor. lk önce karın tarafı bedenin sağ tarafından uzaklaşıyor. Bunun ne zaman meydana geldiği, denizyıldızı fosillerinden anlaşılmakta. Bedenin sağ tarafından zemine tutunabilmek için bir sap uzuyor. Beş kol kalıcı oluyor ve bunlar yetişkin denizyıldızında genelde karın tarafının ortasında yer alan ağzın etrafında sıralanıyor, diyor De Lussanet. bir aküde birleştirdi. Söz konusu model bir kondansatörün gücünü bir pilin enerjisiyle birleştiriyor (Nature Nanotechnology). Bu tür akülerle bir dizüstü bilgisayarı birkaç dakika, bir cep telefonu ise sadece birkaç saniye içerisinde kullanıma hazır hale geliyor. Hızlı şarj olan aküler, tıp dünyası ve ordunun da dikkatini çekecek. Nikelmetal hidrojen veya lityumiyon aküleri çok hızlı şarj edilip boşaltıldıklarında verimsiz çalışıyorlar. Gerçi bu, etkin malzemenin çok ince bir tabaka halinde bulunması halinde engellenebiliyor ama bu sefer de enerji depolamak için yeterli madde bulunmadığı için kapasite düşüyor. Spiegel dergisindeki habere göre Paul Braun ve ekibi bu sorunu yeni malzeme ve akünün katot alanındaki ilginç düzenlemeyle aştı. lk olarak bunları minik strafor kürecikleriyle doldurarak, sık dokulu bir kafes yapısı elde etmişler. Bilim insanları bu tür yapıların zahmetli ve pahalı olduğunu söylüyor. Fakat yeni üretim sürecinde kürecikler otomatik olarak uygun yerleri doldurmuşlar. Bu kafes daha sonra elektrolizle nikelle doldurulmuş. Kürecikler eriyip, kopunca, pürüzlü ve süngerimsi bir nikel gövde elde edilmiş. kinci adımda elektro cilalama ile boşluklar büyültülmüş ve geriye bir ağ yapısı kalmış. Bu yapı daha sonra elektrolitik olarak etkin olan malzemeyle kaplanmış. Bu şekilde üretilen nikelmetal hidrojen ve lityumiyon aküleri, on ila yüz misli daha hızlı şarj edilebilmekte. Yeni üretim tekniği, endüstriyel ölçekte de kullanılabilecek. Astronomi tarihinde ilk kez bir uydu Merkür gezegeninin çevresinde dolaşıyor. NASA’nın uzay araca “ Messen ger” 7,9 milyar kilometrelik bir yolculuğun ardından, 18.3.2011 tarihinde eliptik bir yörüngeye yerleşti. Messenger, Merkür’ü bir yıl boyu araştıracak. Yörünge sondayı Merkür’ün 200km. yakınına yaklaştırıyor. Sondanın üzerinde bulunan yedi farklı cihaz, atmosferin ve yüzeyin bileşimlerini araştırarak bir tür harita çıkaracak. Bilim insanları her şeyden önce gezegenin manyetik alanı ve çekirdeği hakkında ayrıntılı bilgiler edinebilmeyi ve kutuplarda de ki olduklarını açıkladı. Mesela arılar veya karıncalar üzerinde gerçekleştirilen araştırmalar, bu hayvanların çok gelişmiş davranış biçimleri sergilediklerini gösterdi. Bern hard Ronacher ve ekibi, bir çöl karıncası türünün şaşırtıcı yer bulma yetisini inceledi. Karıncalar yem ararken yuvalarından, en az yüz bin beden boyu uzaklaşıyorlar. Yem bulduktan sonraysa kestirmeden geri dönüyorlar. Bu kısaltmayı hesaplayabilmek için yürüyüş yönü ve geride bıraktıkları mesafe hakkındaki bilgileri birleştirmek zorundalar, bunun için de, gün ışığından ve bir tür adım sayardan yararlanıyorlar. Arı araştırmalarından, böceklerin öğ vamlı gölgede kalan kraterlerde su buzu olup olmadığını öğrenmek istiyor. Altı buçuk yıldır yolda olan Messenger, yolculuğu boyunca güneşin etrafını on beş kez çevreledi, bir kez dünyanın yanından, iki kez Venüs’ün ve üç kez de Merkür’ün yanından geçti. Bu manevra uydunun hızını kısarak, gezegenin etrafındaki bir yörüngeye ulaşmasını sağladı. Messenger daha Merkür’ün yanından geçerken bile yüzeyinin bir kısmını haritalandırmış ve dünyaya nefes kesici fotoğraflar göndermişti. Bunlar 1974 ve 1975 yılları arasında Merkür’ün yanından geçen Mariner 10 sondasından sonra alınan ilk ayrıntılı bilgiler, diyor NASA araştırmacıları. CEP TELEFONU B RKAÇ SAN YE Ç NDE ŞARJ OLACAK! Amerikalı bilim insanları bildik akülerden yüz misli hızlı dolan yüksek kapasiteli olan aküler geliştirdi. Bildik aküler ge DEN ZYILDIZI N Ç N 5 KOLLU? nelde büyük miktarda enerji depolar ya da hızlı şarj olur. Illinois Üniversitesi’nde Paul Braun ve ekibi, şimdi bu iki özelliği tek Dünyanın her köşesinde yaşayan böcekler, tüm hayvan türlerinin yaklaşık yüzde seksenini oluşturur ve gezegenimizin en başarılı yaşam biçimidir. Ama insanlar yine de böcekleri ilkel canlılar olarak görür. Böceklerin beyin yetisini inceleyen Berlin Humboldt Üniversitesi bilim insanları, böceklerin birçok omurgalı hayvan kadar ze BÖCEKLER OMURGALI HAYVANLAR KADAR AKILLI rendikleri ve davranışlarını deneyimleriyle birleştirdikleri biliniyor. Arılar örneğin renkleri ve kokuları ödüllendirmeyle ilişkilendirerek, akıllarında tutabiliyorlar. Zeka kavramı burada biraz abartılı kaçabilir, sonuçta ilk önce neyle karşı karşıya olduğumuzu öğrenmemiz gerekir, diyor Ronacher. nsanın sahip olduğu karmaşık sorun çözme davranışı olarak zekâ, hayvanlar dünyasında çok enderdir. Yeni stratejiler geliştirebilmek için çevresindeki bağlantıları çok az hayvan türü kavrayabiliyor. Planlı davranışlar veya alet kullanımı gibi yetiler sadece insansı maymun, kargagiller veya yunuslar gibi çok gelişkin hayvanlarda görülmekte. Böceklerin beyin yetisi hep belli başlı yaşamsal gerekliliklerle ilişkili. Bazı istisnalar dışında bu durum aslında omurgalıların büyük bir kısmı için de geçerli. Yani genel olarak bakıldığında böcekler de omurgalılardan pek aşağı kalmıyorlar, diyor davranış bilimcisi. Nilgün Özbaşaran Dede Larva döneminde altı kollu olmalarına Araştırma SPERMLERİN YÖNGÜDÜM SİSTEMLERİ VAR nsan sperması yumurta hücresine giden yolu “bilinçli” olarak buluyor. Yöngüdüm sistemi için bir şalter keşfeden Alman bilim insanları, kısırlığın olası nedenini de bulabilecek. Dişi cinsellik hormonu progesteron, spermanın hücre kılıfındaki bir iyon kanalını açıyor ve buradan hücreye kalsiyum akıyor. Kalsiyum ise spermanın etkinliğini güçlendirerek, yumurta hücresine doğru yönlendirmekte. Progesteron, yumurta hücresini bulut gibi çevreleyen hücreler tarafından üretilir ve spermanın reseptörüne kenetlenir. Bilim insanları “CatSper kanalı” olarak adlandırdıkları bu sistemi Nature dergisinde anlatıyor. Spermanın rastlantısal bir biçimde yumurta hücresiyle buluşmadığı ve progesteronun sperma üzerindeki etkisi de uzun bir süredir biliniyordu aslında. Ama dişi cinsellik hormonunun semen hücrelerini tam olarak ne şekilde kendine çektiği anlaşılmamıştı. Bilim insanları yeni bilgiler ışığında kısırlığın bazı nedenlerini daha ayrıntılı bir şekilde açıklayabileceklerine inanıyor. Progesteronun, CatSper kanallarını ne şekilde etkinleştirdiği tıp açısından çok önemli. yon kanalıyla olan karşılıklı etkiyi bozabilirsek, daha iyi tolere edilebilen doğum kontrol yöntemleri geliştirebiliriz diyor araştırmayı yöneten bilim insanı Benjamin Kaupp. CBT 1254/ 4 1 Nisan 2011 rağmen, yetişkin denizyıldızları genelde beş kolludur. Peki neden? Bilim insanları neredeyse iki yüz yıldan bu yana bu soruyu yanıtlamaya çalışıyordu. Almanya’daki Münster Üniversitesi biyoloğu Marc de Lussanet şimdi doğru cevabı bulduğundan emin. Evolution & Develop
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear