05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com Bu ülkenin 60’lı yıllarında, örneğin iletişim cihazlarının imalinde, bunlarla ilgili tasarım ve teknoloji geliştirmede atılım yapmak isteyen ve sonuçta bunu başaran insanlar vardı... Romatoid Artrit için yeni bir veri toplama yöntemi: “Hastayı dinlemek en az testler kadar önemli” İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı tarafından romatoid artrit (RA) hastalığının tanı ve takibinde yepyeni bir yöntem uygulamaya girdi. RAPID3 (Routine Assessment of Patient Index Data 3) adı verilen bu yöntem, hastanın hastalığı ve yaşam kalitesi hakkında verdiği bilgilere dayanıyor. Reyhan Oksay PTTARLA’dan Geldik Bugüne! Dünya için yeni olmayan 3G teknolojisi ve ürünlerine kapılarımızı açmış olma başarısını taçlandırmak için üç mobil iletişim operatörü ve cep telefonunda marka olan firmalarca yürütülen olağanüstü reklam kampanyasını hep birlikte izliyoruz. Çoğumuz izlediği reklamın gereğini de yerine getiriyor... Üretmekten değil tüketmekten heyecan duyan, üretmediği malları kapışmak için güle oynaya mağazalara koşan insanlar ülkesi olduk. Sokaktaki adamın, biz niye hiç teknoloji üretemiyoruz, gibi bir derdi yok. Sokaktaki adamı kınamıyorum. Hatta iş milliyetçiliğe gelince mangalda kül bırakmayanların teknoloji üretmeyen bir ülkenin yurttaşları olmayı içlerine sindirebilmelerini yadırgamıyor; şu günlerde, alt kimliküst kimlik girdabında aidiyet arayanların da bu tür meselelerinin olmamasına şaşmıyorum. Ama şu ‘3G’ piyasaya sürüldüğünden beri, zihnime iyice takılan iki mesele var. Bunlardan birincisi, teknoloji üretmeyen bu ülkenin çocukları için üniversite giriş sınavlarında mühendislik dallarının en çok tercih edilenler arasında olması; üstelik, elektronik ve bilgisayar mühendisliklerinin de bunların başında gelmesi... Bu ülkenin elektronik ve bilgisayar mühendisleri, yıllardır, bu sınavlarda en çok başarı kazananlar arasından çıkıyor. Demek ki, en yetenekli gençlerimizi biz, ‘3G’leri bu ülkede iyi pazarlasınlar diye yetiştiriyoruz! Zihnimi bu noktada asıl kurcalayan da şu: Onlar buna razı mı? Elbette içlerinde, her şeye rağmen özgün ürün ve yazılım geliştirme peşinde koşanlar ve ülkenin şartlarını zorlayarak bunu başaranlar var. Ülkemizde bu imkânı bulamayıp çözümü gelişmiş ülkelere göç etmekte bulanlar var... Ama bu yetenekli, zeki insanların önemli bir bölümü de mevcut düzene ayak uydurmuş gidiyor. Seçimleri her ne olursa olsun, sonuçta, bilim ve teknolojide geride kalan bir ülkede[n] olmanın sıkıntısını yaşamıyorlar mı? Ama, onlardan ve onları yetiştirenlerden bu gidişe toplu bir itiraz gelmiyor. Zihnimi kurcalayan ikinci mesele de şu: Cumhuriyet’imizin 20’li 30’lu yıllarına gitmiyorum; ama, bu ülkenin 60’lı yıllarında da, örneğin iletişim (telekomünikasyon) cihazlarının imalinde, bunlarla ilgili tasarım ve teknoloji geliştirmede atılım yapmak isteyen, sonuçta bunu başaran insanlar vardı: “Bilhassa Hacim’le yapmış olduğumuz konuşmalarda yıllar önce terk ettiğimiz PTT Araştırma Laboratuvarı’nın kurulması fikri gündeme gelmekte ve buna ait koşullar, düşünceler ortaya atılmakta idi.” Bu cümle, Elektrik Mühendisleri Odası’nca 1997’de yayımlanan “Fikret Yücel’in Anıları” adlı kitaptan (baskıya hazırlayan Yurdakul Ceyhun). Cümle Sayın Yücel’e ait; yıl 1965; ‘Kamoy”, o dönemde PTT Teknik İşler Dairesi Başkanı olan [ışıklar içinde yatsın] Hacim Kamoy; ‘PTT Araştırma Laboratuvarı’ da, ‘fikir’ gerçekleştirildikten sonra, kısaca PTTARLA olarak anılan ünlü laboratuvar... Evet, PTTARLA, onu kurma fikrinin sahiplerinden Sayın Yücel’in yönetiminde kuruldu, gelişti; bin bir güçlüğün üstesinden gelinerek bu birimde, başlangıçta ‘tersine mühendislik’ten hareketle pek çok iletişim cihazında imalat ve tasarım geliştirme yeteneği; sonuçta da özgün ürün ve sistem geliştirme yeteneği kazanıldı. Bu gelişime paralel olarak, aynı alanda yan sanayii geliştirmek; kamunun başka bir biriminde, TÜBİTAKMAM’da, ARGE yeteneği yaratılmasına destek olmak gibi misyonlar da üstlenildi. PTTARLA 1983’te şirketleşti ve TELETAŞ’a dönüştü. TELETAŞ’ta da aynı çizgi devam etti; ARGE’de önemli aşamalar kaydedildi. Ama bir gün geldi; TELETAŞ’ın sermaye kompozisyonundaki değişimle birlikte bu yetenek birikimi dağıldı gitti. O yıllardaki teknoloji değişimine ayak uydurabilen ve sayısal teknolojiye geçerek ilerleme yoluna giren Türkiye, sonuçta bugüne, dışarıdan 3G’yi aldık diye, bayram etme noktasına geldi... Sizin de zihninizi kurcalıyordur; bizi bu duruma kim düşürdü? Yoksa kendi ayağımızla mı geldik? İ .Ü.Cerrahpaşa Tıp Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, Uz. Dr. Gülen Hatemi ve Prof. Dr. Hasan Yazıcı RAPID” isimli veri ve taını toplama yöntemini gösteriyor Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Yaz c , öğretim üyesi Prof. Dr.Vedat Hamuryudan ve Uz.Dr. Gülen Hatemi ile birlikte düzenledikleri toplantıda, romatoid artrit (RA) tanı ve tedavisinde Türkiye’de ilk kez kendi bölümlerinde kullanılmaya başlayan RAPID3 isimli veri toplama yöntemini tanıttı. Şimdilik yalnızca Cerrahpaşa Romatoloji Bölümü’nde RA hastalarına uygulanan bu yöntemin ileride Behçet Hastalığı, Lupus gibi diğer hastalıklarda da kullanılması düşünülüyor. DAYANIKSIZ VER LER ÖNE ÇIKIYOR.. Hastalık tanı ve tedavisi için toplanan verilerin dayanıklı (hard dataölçülebilen veriler laboratuvar testleri, röntgen vb..) ve dayanıksız (soft dataölçülemeyen verilerağrının derecesi, yorgunluk hissi vb..) olmak üzere ikiye ayrıldığını açıklayan Prof. Yazıcı, son yıllarda gittikçe önem kazanan dayanıksız verilerin nasıl ölçülebileceği konusunda çeşitli çalışmaların başladığını belirtti. RAPID3 yönteminin, New York Üniversitesi’nden aralarında Türk doktor Yusuf Yaz c ’nın da bulunduğu bir grup Amerikalı ve Finlandiyalı klinik araştırıcılar tarafından son yıllarda geliştirildiğini söyleyen Yazıcı, bu yöntem sayesinde hastanın kendi kendini değerlendirmesi ve hastalığın seyri ile ilgili detaylı ve düzenli bilgi verme olanağının yaratılmış olduğuna dikkat çekiyor. 350 B N HASTAYA 150 DOKTOR Bugün Türkiye’de 350 bin RA hastası olduğuna ve romatolog hekim sayısının ise 150’nin biraz üzerinde olduğuna işaret eden Prof. Hamuryudan bu yöntemin doktorlara sağladığı avantajları şöyle açıklıyor: “RAPID3 ile hastaların hastalık derecesini kendi ağzından tarif etmesi, hastanın durumunun standart olarak belirlenmesi ve düzenli olarak bu bilgilerin kaydedilmesi çok önemli. Bu sayede, doktorlar hastalarının durumunu sürekli olarak takip edebiliyor ve değişen hastalık seyri ve şiddetine göre en uygun tedaviyi sunabiliyor. RAPID3, bir yandan hastayla ilgili elimizde bulunan verileri yeniden ölçümlemeyi mümkün kılarken, diğer yandan hekimlerin muayene ROMATO D için ayırdıkları zamanı daha etkin kullanmasına olanak taARTR T NED R? nıyor. RAPID3, hastaların rahatsızlıklarını doktorlarına Romatoid Artrit, hastaların daha kolay ve net aktararak, tanı ve tedavi sürecinde günlük yaşamını olumsuz yönde daha aktif rol almalarını da sağlıyor” dedi. etkileyen, yaşam kalitesini düşüren ve ileri dönemlerde ölümlere neden olabiRAPID3 NASIL ÇALI IYOR? len iltihaplı kronik bir romatizmal hastaİÜ. Cerrahpaşa Romatoloji Bilim Dalı elemanlıktır. Günümüzde uygulanan tedaviyle, haslarından Uz. Dr. Gülen Hatemi RAPID3 ile hastalığın tamamen ortadan kalkması mümkün tanın kendi kendisini bedensel fonksiyon, ağrı ve olamasa da, belirti ve bulguların baskı altına genel durum açısından değerlendirebildiğini bealınması sağlanıyor ve sakatlığa dönüşmesi enlirtti. Söz konusu yöntemle hasta, dakikalar içinde gellenebiliyor. Türkiye’de yaklaşık 350.000 yanıtlayabildiği sorular ile hastalığının durumunu erişkini etkilediği tahmin edilen RA, kadın0–30 arası bir ölçekte yansıtabiliyor. Cerrahpaşa larda erkeklere göre 3 kat daha fazla görülüRomatoloji Polikliniği’ne muayene için gelen her yor. RA bireylerin gerek özel yaşamında, hasta, doktorun yanına girmeden önce bir kiosk üzegerek iş hayatında çeşitli zorluklarla karrinden elektronik olarak soruları yanıtlıyor. Hasta, şılaşmalarına neden olabiliyor. % 25 gerektiğinde personelden destek alarak, verdiği ceile % 50 oranında RA hastası, hasvapları kiosktan kâğıda çıktı alabiliyor. Hastanın klinitalığın başlaması ile birlikte 10 ğe her gelişinde indeksin yeniden hesaplanması ile hasyıl içinde işini bırakmak talığın seyri takip edilebiliyor ve tedaviye verdiği yanıt ölzorunda kalabiliyor. çülerek, yanıt yetersiz ise tedavinin yeniden ayarlanması mümkün olabiliyor. CBT 1172/ 6 4 Eylül 2009
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear