26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

HUKUK POLİTİKASI Yüksek Teknoloji Ürünleri İhracatında Türkiye yok gibi... AB’nin resmi istatistik organı Eurosat’a göre Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasına karşın yüksek teknoloji ürünleri ihracatında 55 ülke arasında 52. (sondan dördüncü) sırada bulunuyor. Dahası veriler, 20012006 döneminde Türkiye’nin ileri teknoloji ürünleri ihracatının yılda ortalama %20.6 oranında gerilediğini gösteriyor. Aynı verilere göre Çin birinci, ABD ikici ihracatçı durumunda. Reyhan Oksay kaynaklanıyor. 2005 yılında AB yüksek teknoloji ihracatında birinci sıradayken, 2006 yılında Çin birinci sıraya yerleşti. Çin’i sırasıyla ABD, AB’ye üye ülkeler (bundan böyle AB27 olarak anılacak) ve Japonya izledi. (Bknz: Şekil1) AB düzeyinde dört ülke ileri teknoloji ürünleri ihracatında dünya çapında çok büyük paylara sahip. Bunların başında Almanya geliyor. Almanya’yı İngiltere, Fransa ve Hollanda izliyor. (Bknz. Şekil2) 2006 yılında daha önceki yıllarda olduğu gibi Ç N AB ÜLKELER N N LER S NDE Rapora göre “ElektronikTelekomünikasyon” grubu yüksek teknoloji 2001 ve 2006 yıl ürünleri ihracatı ve ithalatında en büyük paya sahip. Bunu ları arasında dün “BilgisayarOfis Makineleri” grubu izliyor. Birlikte ele alınya ileri teknoloji dığında bu iki grup, dünyadaki yüksek teknoloji ürünü tiürünleri ihracatı caretinin %67’sini oluşturuyor. 2006 yılında dört ekonomi biraraya geldiğinde, küreortalama %5 orasel yüksek teknoloji ürünleri ihracatının yarısından fazlanında ilerleme sını oluşturuyor. Çin ve ABD yüksek teknoloji ürünlerinde kaydetti. Bu artış büyük oranda ana ihracatçı konumunda görünürken (sırasıyla %16.9 ve dünya ticaretinde %16.8 pay), bunları AB27 (%15) ve Japonya (%8) izliÇin’in ihracat pa yor. Çin, 20012006 döneminde sürekli olarak yükselen bir Şekil 1 Kaynak Eurostat istatistikleri yının artmasından trend izliyor. 2000 yılından sonra yükselme hızında önemli bir artış görülüyor. Son 11 yılda Çin’in yüksek teknoloji ihracatındaki payı yaklaşık 8 misli artmış durumda. 1995 yılında Çin küresel yüksek teknoloji ihracatında %2.1’lik bir paya sahipken, 2006 yılında Çin ihracatı ABD ve AB27’yi geçmiş durumda. 2003 yılına kadar ABD yüksek teknoloji ihracatında liderliği elinde tutuyor. Çin’in ihracatının gelişmesiyle 2004 yılından bu yana ortalama %17’lik pazar payını korumaya çabalıyor. AB ülkeleri ise 1995 ve 2006 yılları arasında görece olarak %17’lik paylarını sabitlerken, 2006 yılında ani bir düşüş ile %15’e geriliyorlar. Şekil 2 Kaynak Eurostat istatistikleri. Türkiye’nin küresel pazardaki Hayrettin Ökçesiz [email protected] AB ’nin resmi istatistik organı Eurosat’ın Mart 2009 tarihli “Statistics in Focus” yayınında Thomas Meri imzası ile yayımlanan raporda, Avrupa Birliği’ne üye ülkeler ile dünyadaki diğer ülkelerin ileri teknoloji ürünleri ihracatı alanındaki küresel pazar payları ve değişimleri incelendi. Kalkınma açısından en önemli göstergelerden biri olan ileri teknoloji ürünleri ihracatında ülkemiz ne yazık ki son sıralarda yer alıyor. DÖRT BÜYÜK L DER N PE NDEN GELEN ÜLKELER (%29) izliyor. İngiltere, Kıbrıs Rum Kesimi, İsviçre ve Macaristan’da yüksek teknoloji ürünleri ihracatının ulusal ihracat içindeki payı %20’den daha fazla. En düşük paylar (%4’ten düşük) Romanya, Bulgaristan, Polonya, Norveç, Türkiye ve Makedonya’da görülüyor. “Mahkeme, ‘Hisarçandır Köyü’nden geçen yüksek gerilim elektrik iletim hattı projesinin teknik yönden uygun çizildiği, başka bir yerden geçirilmesinin planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı anlaşıldığından (…)’ diyerek yürütmenin durdurulması talebini reddetmiştir.” Dört büyük lider ekonominin Türkiye İşveren Sendikaları dışında, yüksek teknoloji ihracaKonfederasyonu (TİSK) Araştırma Servisi, tındaki payı % 1’i aşan 10 ülke buEurostat’ın söz konusu raporuna dayanalunuyor. Singapur ve Hong Kong rak Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünü ihsırasıyla %7.8 ve %6.8 paylara saracat rakamlarını değerlendirdi.TİSK’e hip. Görece olarak diğer Asya ülgöre Türkiye’nin bu tablo içindeki durukelerinden küçük olan bu ülkelemu, ekonomisinin büyüklüğü ve kalkınma rin yüksek paylara sahip olmalarıbeklentisi ile kıyaslanamayacak kadar zanın nedeni, “re eksport” denilen yıf. diğer ülkelerden yurda ithal edilen Türkiye 2006 yılında sadece 359 milmalların daha sonra yurtdışına ihyon avro’luk ileri teknoloji ürünü ihraç raç edilmesi uygulamasından kay Tablo 1Kaynak Eurostat istatistikleri edebiliyor ve küresel pazardan on binde 2 naklanıyor. Singapur’da reekspay alabiliyor. Ülkemiz bu çok yetersiz sonuçla İzlanda ve port, küresel ticaretin yaklaşık yarısını oluşturuyor. Hong Güney Kıbrıs gibi ülkeler sınıfında yer alıyor. Kong ise bu kadar büyük bir paya sahip olmasını merkeUluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) zi konumda olmasına borçlu. Hong Kong bugün, yüksek 2008 Dünya Rekabet Gücü Yıllığı’nda yer alan verilere göteknoloji ürünleri için önemli uluslararası ticaret merre de Türkiye ileri teknoloji ürünleri ihracatı sıralamasında kezlerinden biri. 2006 yılı itibarıyla 55 ülke arasında 52. (sondan dördüncü) sırada bulunuyor. DI T CARET DENGES Dahası, veriler 20012006 döneminde Türkiye’nin ileYüksek teknoloji ürünleri ticareti dengesine bir göz atınri teknoloji ürünleri ihracatının yılda ortalama %20,6 oraca “diğer Asya ülkelerinin” en yüksel ticaret fazlasına sanında gerilediğini ve Avrupa içinde en olumsuz eğilime sahip olduğunu görüyoruz. Oysa AB27 ve ABD bu alanda hip olduğumuzu gösteriyor. Söz konusu ürünlerin toplam en yüksek açığa sahipler. Ne var ki ithalat/ihracat oranı söz ihracat içindeki payı ise Türkiye’de %1,4. Bu oran da konusu olduğunda dış ticaret açığının Avustralya, Hindistan Makedonya’dan sonra Avrupa’nın en düşük değeri. ve Rusya’da en yüksek düzeyde olduğu ortaya çıkıyor. Bu ülkelerde ithalat hacimleri ihracat hacimlerinden yaklaşık üç misli daha fazla. 2001 ve 2006 yılları arasında yüksek teknoloji ürünleri ihracatında yıllık ortalama büyüme hızı (YOBH) Asya ülkelerinde çok yüksek. Bu konuda %31 ile başı Çin çekerken, %7 ile %11 OBH’ye sahip olan ülkeler Hong Kong, Güney Kore, Hindistan ve Singapur. Bunun tam tersi yüksek teknoloji ürünü ihracatında İsrail yıllık ortalama %10’luk bir düşüş gösteriyor. ABD ve Japonyaihracatta lider iki ülke daha düşük oranlarda geriliyor (yaklaşık %1.5). Bu arada AB27’de yüksek teknoloji ihracatı pozitif (%0.5). (Bknz. Tablo 1) Yüksek teknoloji ürünleri ihracatında AB’ye üye ülkelerin tek tek durumlarına bir göz atarsak 2001 ve 2006 yılları arasında yalnızca Estonya, İrlanda, Fransa, İtalya ve Malta’nın ihracat rakamlarında düşüş olduğunu görüyoruz. (Bknz. Tablo2) TÜRK YE’N N DURUMU Yargıçları İkna Edemeyen Sözler “(…) proje iptali istemiyle açılan bu davada söz konusu olan proje Çevresel Etki Değerlendirmesinden kaçırılmış bir projedir. İlişkin bulunduğu, 1983 tarihli ‘Çevre Kanunu’ bu tür projeler için ÇED raporunu zorunlu kılarken, bu kanuna göre 1997 tarihinde çıkarılmış ilgili yönetmelikteki, ‘bu yönetmeliğin yayımından önce güzergah belirlemesini gerektiren faaliyetlerden, ilgili mevzuat gereğince güzergahı belirlenen veya yatırım programına alınan (…) enerji nakil hatları (…) faaliyetlerine bu yönetmelik hükmü uygulanmaz’ maddesine dayanarak muafiyet belgesi düzenlenmiştir.” “(…)Mahkemenin bir idari işlemi, yasaya aykırı bir yönetmeliğe uygun olduğu için yasal sayması mümkün müdür?” “Son olarak, (…) kimi taleplerimi ve düşüncelerimi Anayasa’nın yurttaşlara çevrenin korunması konusunda verdiği görev ve yetki çerçevesinde yeniden dile getirmek istiyorum: Enerji nakil hatlarının ülkemizde yol açtığı orman yangınları konusunda mahkemenin Orman Bakanlığı’ndan bilgi almasını talep ediyorum. 2008 yazında Manavgat bölgesinde 14 milyon ağacın ve köylerin mahvına yol açan yangının nedenleri için de yine Orman Bakanlığı’ndan bilgi edinilmesini talep ediyorum. Hisarçandır köylülerinden de birkaç yıl önce köylerindeki orman yangının nasıl çıktığının sorulmasını talep ediyorum. Bu hatların köylerin içerisinden, çifter çifter geçirilmesinin sağlıksal ve toplumsal, çevresel etkilerinin ve sonuçlarının uzmanlarına, üniversitelerimize sorulmasını talep ediyorum. Orman yangınlarına yol açan diğer enerji nakil hatları için dahi aynı bilirkişi raporu ve aynı mahkeme kararı verilmiş olabilirdi. Bunları hâlâ tutarlı, duyarlı, rasyonel ve yeterli belgeler olarak görebilecek miyiz?” “(…)Alternatif enerji nakil yollarının pahalı olduğundan söz ediliyor. Neye göre pahalı olduğunu söylemeden bu tür bir açıklamanın bir yanlışı gizlemek zannı altına gireceğini bilmek gerekir. (…) bir şehir kadar enerji sarf ettiği söylenen yedi yıldızlı yabancı sahipli otellere sorunsuz enerji nakli için ormanlarımızın yakılması, hayvanlarımızın ve insanlarımızın sağlıklı yaşam haklarının ellerinden alınması daha düşük bir maliyet midir?” “Çevreyi devasa boyutlarda tahribinin artık uluslararası bilimsel çalışmalarla saptanmış bulunduğu bu turizm sektörünün, ayrıca geri kalmış ülkelerde uluslararası kapitalin elinde, yol açtığı sömürüye de dikkat çekmek gerekiyor. Çoğunlukla sendikasız ve kimi durumlarda sigortasız işgücüne ödediği mütevazı ücretten gayrı kazandığını yurtdışında tutan bu anamalcıların gereksindikleri enerji için biraz daha fazla ödemelerini, bu tür enerji nakil hatlarının bu tahribatlara, sağlık sorunlarına yol açmayacak biçimde kurulmasını kendilerinin finanse etmelerini istemenin haklılığını; buradaki gibi broşür bilirkişi raporlarıyla akademisyenleri suçlayarak ve susturarak haksız ve afaki göstermenin haksızlığını anımsatmak isterim.” “(…) Mahkemeler ormanlarımızı, tüm canlımızı cansızımızı korumak için bu sözlerden daha iyi kanıtlar bulabilirler, bulmalıdır. Ben yalnızca üzerime düşeni yapmak istedim. Buradaki kaygının yargıçlarca anlaşılmasını arzuladım. Yangın mevsimi geldiğinde ormanlar kendi alevleriyle konuyu daha iyi aydınlatacaktır. Hattın ormansız bölgelerden ya da yeraltından geçirilmesinin iddia edilen sözde yüksek maliyetten başka tutarlı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Bu maliyet dahi yukarıda dile getirmeye çalıştığım trajik sonuçlar bakımından kamu yararını temellendirmeye yeterli değildir. Tehlikeyi yaratanın, tehlikenin vuku bulmaması için her türlü önlemi alması çağdaş sorumluluk hukukunun temel çıkış noktasıdır. Yangınlarda Orman Bakanlığı’na her defasında tazminat ödendiği, güzergâhın bakanlıktan kiralandığı, açılan güzergahın yangınları önlediği biçiminde getirilen açıklamaların ciddiyet ve sorumluluk duygusundan ve bilincinden ne denli uzak bulunduğunu hepimiz görebiliriz. Kapsamlı bir ÇED raporu her şeyi gerektiği gibi ortaya koyabilirdi. Paranın yenilip, içilmeyeceğini pek çok değeri kaybettikten sonra bu kişiler daha iyi anlayacaklardır.” Bu itirazı Bölge İdare Mahkemesi de yerinde görmedi. T SK’ N DURUM DE ERLEND RMES TİSK, Hükümet Programlarında, Kalkınma Plan ve Programlarında sürekli olarak yüksek katma değer içeren mal üretiminin ve ihracatının artırılmasının hedeflendiğine dikkat çekiyor. Buna karşın Eurostat istatistikleri son derece karamsar bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca Çin’deki üretimin “ucuz ve kalitesiz” mallardan ibaret olmadığı da böylece anlaşılmış oluyor. TİSK bütün bu olumsuzluklara çare olarak şu iki noktaya öncelik verilmesini istiyor: Birincisi, kalkınmaya yönelik uygun sektörel koridorlar seçerek, yatırım ve eğitim ortamının küresel sermaye Tablo 2 payı yalnızca on binde iki. ÜRÜN GRUBU OLARAK YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ İHRACATININ DÜNYA PİYASALARINDAKİ PAYLARI Bu tablo dört ana ihtacatçı ülke için yüksek teknoloji ürünlerinin grup olarak ihracatının dünya piyasalarındaki payını gösteriyor.Verilere göre grupların içinde ağırlığı olanların başında “Elektronik –Telekomünikasyon” ve “BilgisayarOfis Makineleri” geliyor. Birlikte ele alındığında bu iki grup ihraç edilen yüksek teknoloji ürünlerinin %67’sini oluşturuyor. “Bilimsel Cihazlar” (%11) ve “UzayHavacılık” (%9) da önemli paylara sahip. Geride kalan 5 grup ürün, toplam olarak yüksek teknoloji ihracatının %13’ünü oluşturuyor. 2001 ve 2006 yılları arasında yıllık ortalama büyüme, “UzayHavacılık” dışında tüm gruplar için pozitif. En yüksek yıllık ortalama büyüme hızı “Elektrikli Makineler”de görülüyor. İhracatçı ülkelerin hangi grup mallarda daha üstün konumda oldukları incelendiğinde, AB’nin “Kimya” ve “Eczacılık” grubunda güçlü olduğu anlaşılıyor. ABD ise “Uzay ve Havacılık” ve “Askeri Donanım”da üstün.Japonya Elektrikli makinelerde (örnek: Kapasitörler) diğer ülkelerden önde. Çin ise “ElektronikTelekomünikasyon” ve “Bilgisayar için çekiciliğinin artırılması zorunluluğudur. İkincisi, bilimsel ve teknolojik kapasitenin ticarileştirilmesini sisteme kavuşturacak yeni organizasyonlar yaratma gereğidir. Belirtilen amaçla devletin öncülüğünde bilim ve eğitim kurumlarıyla özel sektörün işbirliği yapmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Kaynak: EurosatStatistics in focus25/2009 T SK RAPORU: 4 Nisan 2009 Teknolojideki Yerimiz Müfit Akyos, Endüstri Mühendisi, Teknoloji Yönetimi Danışmanı, [email protected] AB’YE ÜYE ÜLKELER N N DURUMU Bunun tam tersi AB’ye yeni üye olmuş ülkelerin yüksek teknoloji ürünü ihracatlarında hızlı bir yükselme yaşadıkları görülüyor. Bunların başında Kıbrıs Rum Kesimi (%63), Bulgaristan, Litvanya ve Slovakya geliyor; tümü %30’ların üzerinde artış gösteriyor. Ancak Malta ve Macaristan’ın dışında yeni üyelerin dış ticaret dengesi açık veriyor. En yüksek ticaret açığında (ithalat/ihracat oranı bağlamında) Makedonya, Türkiye, Yunanistan, Romanya, Polonya, Letonya, Bulgaristan ve İspanya öne çıkıyor. Bu ülkelerde yüksek teknoloji ürünü ithalat değerleri ihracat değerlerinden ortalama üç misli daha yüksek. Yüksek teknoloji ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payının en yüksek olduğu ülkelerin başında %50 oranla Malta geliyor. Malta’yı Lüksemburg (%41), İrlanda CBT 1155/8 8 Mayıs 2009 Ofis Makineleri”nde en yüksek paya sahip. Kaynak: Eurostat istatistikleri CBT 1155/9 8 Mayıs 2009 Birkaç yorum • Türkiye’nin dışsatım rekorları kırdığı söylenen dönemi de kapsayan 20012006 yıllarına ait Yüksek Teknoloji Ürünleri (YTÜ) grupları özelindeki sayısal veriler hep sora geldiğimiz, “dışsatımımızın ürün bileşimi nedir? Katma değeri yüksek ürünlerimizin bu bileşimdeki payı ne kadardır? Ürünlerimizin değer zincirlerini nereye kadar uzatabilmekteyiz? v.b sorularımız” rekorların gürültüsünden duyulmadı. • Duyulmayan yalnızca sorularımız değildi. Nedenleri ve çözüm önerileri konusunda söylenenler de duyulmadı, dinlenilmedi. Örneğin, CBT 1086/6, 25 Ocak 2008, Politik Bilim köşesinde Aykut Göker’in “Sanal Strateji Tartışmaları (2)” başlıklı yazısında TESİD Yönetim Kurulu Başkanı Suat Baysan şöyle diyordu, “…Özellikle tüketici elektroniğinde inanılmaz bir değişim yaşıyoruz. Eskiden tüplü televizyonlarda Türkiye’de yüzde 30’la 40 arasında katma değer üretiyorduk. Birçok parçasını yapabiliyorduk. Ama sonra elektronik o kadar gelişti ki, her şey hazır geliyor. LCD televizyonlara baktığınızda en büyük maliyet unsuru ekranında. Ekranı yaparken özel çipleri de koyuyorlar. Dolayısıyla bir burada Türkiye olarak katma değer yaratamıyoruz. Elektronik sektöründe teknoloji değişimine Türk sektörü olarak pek ayak uyduramadık. Dolayısıyla da katma değerimiz azaldı.” (Cumhuriyet 10 Ocak 2008) • Otomobil üretimimizde 1 milyon üretim kapasitesinin YTÜ’ye bir katkısının olmadığı görülüyor. • Ülkemizin ARGE/inovasyon/yeni ürün geliştirme destek mekanizmalarının etkinliğinin ve etkilerinin ölçülmesinde belki de en önemli gösterge olabilecek YTÜ gruplarının dışsatımdaki payı konusunda hiçbir veriye sahip değiliz. Çünkü ölçmüyoruz. Ancak birileri bizi de kapsayacak biçimde ölçüp aynayı yüzümüze tutuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear