Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com Ülkemizde 26.585 KOBİ mühendis çalıştırıyormuş. Bunlardan 15 bininde 1 mühendis; 10 bininde 25 mühendis; 1.585’inde de 535 mühendis çalışıyormuş. Dikkatlerin odaklanması gereken bir varlık bu... KOBİ’ler için ne yapılabilirdi (2) Sanayi alanında faaliyet gösteren KOBİ’lerimizin sorunlarını herkes bir çırpıda sayabilir. Topluca hatırlamak için önemli olanlarını yineleyelim; neydi bu sorunlar: • KOBİ'ler dünyasında şirketler çok çabuk kurulur, çok çabuk kapanır; onun için yaş ortalamaları, dolayısıyla kurumsallaşma (‘şirketleşme’ de denebilir) düzeyleri düşüktür. • Sanayi sektöründe yaratılan toplam katma değer içindeki payları, işyerlerinin sayısı ve sağladıkları istihdama göre düşüktür. Bu, üretkenliklerinin (prodüktivitenin) düşük olduğu; genellikle düşük katma değerli ürünler ürettikleri anlamına gelir. • Ülke ihracatındaki payları düşüktür. • Banka kredilerinden yararlanma oranları ve sabit sermaye yatırımlarındaki payları düşüktür. • Ölçeklerinin küçüklüğü nedeniyle üretimlerinin bir parçası olması gereken bazı ekonomik faaliyetleri kendi bünyelerinde yürütemezler. Örneğin, yapabilecekleri ARGE faaliyetleri sınırlıdır. Finansman ve eleman güçleri daha fazlasına yetmez. Tek çıkış yolu, ARGE faaliyetlerini, ortak yarar sağlama esasına göre, başka KOBİ’lerle ortak yürütmektir. Buysa, rakipleriyle işbirliği yapabilme beceri ve kültürünü gerektirir. Oysa bu yönleri zayıftır. • KOBİ’lerin en belirgin özellikleri teknolojide, inovasyonda ve yönetim tekniklerindeki yetersizlikleridir. Bu yetersizlikler ölçekleri küçüldükçe daha da artar. Çoğunlukla girişimcilik kültüründen de yoksundurlar. • Yine ölçek sorununa bağlı olarak, mühendis ya da işlerinin bir parçası olması gereken herhangi bir alanda (örneğin pazarlamada) uzman istihdam etme oranları düşüktür. • Sayılan yetersizlikleri, mühendis ve uzman istihdam etmedeki zorlukları nedeniyle, dış pazarlara açılmada ve uluslararası düzeyde iş ilişkileri kurmada genellikle darboğazlarla karşı karşıyadırlar. Aslında bu sorunlar gelişmiş ülkelerin KOBİ’leri için de söz konusudur. Aramızdaki fark, genel sanayi yapımıza, daha doğrusu mevcut gelişmişlik düzeyimize bağlı olarak, bizim KOBİ’lerimizin bu sorunları çok daha yüksek dozda yaşıyor olmalarıdır. Onun içindir ki, bizim ülkemizde uygulanacak bir KOBİ stratejisinin, gelişmiş ülkelerde uygulananlardan çok önemli bir farkla, onlarla aramızda olan gelişmişlik farkı dikkate alınarak tasarlanması gerekirdi. Kaldı ki bu, ülkemiz için tasarlanacak herhangi bir strateji için de geçerlidir. “Farkı dikkate almak”, her şeyden önce, aradaki gelişmişlik açığımızı kapatacak önlemleri öngörebilmek; stratejiyi o etkinlik düzeyinde tasarlayabilmek demektir. O nedenle, KOBİ stratejisinin bir sanayi stratejisiyle birlikte ele alınması gerektiğini yineleyip duruyorum. Ama ortada bir sanayi stratejisi olmasa bile, KOBİ’ler için hazırlanacak bir stratejiyi çok daha etkin hâle getirmenin, özellikle söz konusu açığı kapatma yolunda bir sıçrama yapmanın yolunu bulmak mümkündü. Buna tek bir örnek vermekle yetineceğim: Sözünü ettiğim, Yavuz Bayülken’in hazırlayıp MMO’nun 2005’teki Sanayi Kongresi’nde sunduğu raporda belirtiliyordu: Ülkemizde 26.585 KOBİ mühendis çalıştırıyormuş. Bunlardan 15 bininde 1 mühendis; 10 bininde 25 mühendis; 1.585’inde de 535 mühendis çalışıyormuş. O büyük KOBİ kalabalığı içerisinde, dikkatlerin odaklanması gereken bir varlık bu... ‘Mühendis çalıştıran KOBİ’, yukarıda sayılan sorunları aşma konusunda kendisine sunulacak destek imkânlarını, ötekilere göre, çok daha etkin biçimde kullanma ve daha kısa zamanda başarıya ulaşma potansiyeline sahip KOBİ demektir. KOBİ stratejisi, her şeyden önce bu tür KOBİ’ler özelinde uygulanabilecek sektörel düzeydeki ulusal programları içerebilir; bu programlar o sektörlerde bulunan büyük ölçekli firmaları da işin içine katmayı ve onların katkılarını sağlayacak teşvik unsurlarını, düzenlemeleri içerebilirdi. Bu yoldan KOBİ’ler dünyasında hızla yaratılacak her başarılı örnek diğer KOBİ’ler için de öğretici olurdu. Ne var ki, “uygulamadaki strateji” bu tür stratejik inceliklerden bütünüyle yoksundur! Kendi enerjisini üreten cihazlarda Türk parma Alternatif yakıt teknolojileri ve nano ölçekli malzemeler üzerindeki başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Teksas A&M Üniversitesi’nden Prof. Dr.Tahir Çağın, son günlerde üzerinde çalıştığı nanometre boyutlarındaki, piezoelektrik malzemeler ile enerjisini alternatif kaynaklardan üretebilecek araç ve cihazların yolunu açtı. Reyhan Oksay arj edilmeye gereksinim duymayan bir cep telefonu hayal edin. Bu telefon, ortamdaki titreşimleri ve hatta kullanıcının ürettiği ses dalgalarını ihtiyaç duyduğu enerjiye dönüştürebilir. Böyle bir hedef artık Teksas A&M Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Tahir Ça n’ın son çalışmaları sayesinde hayal olmaktan çıkıyor. Çağın, konvansiyonel piller gibi yüklenen güç kaynağı yerine, nano yapılı piezoelektrik vb. malzemelerin çevreden enerji üreten araçların kullanılmasını mümkün kılacak önemli bir buluşa imza attı. Çağın, Houston Üniversitesi’nden meslektaşlarıyla birlikte, piezoelektrik malzemelerin, nano ölçekte –kalınlığı 21 nanometre üretildiği zaman enerji dönüştürmede %100 bir artış sağlayacağını gösterdi. Dahası malzeme bu spesifik boyutun altında veya üzerindeki bir ölçekte üretildiği zaman enerjiyi dönüştürme kapasitesi büyük ölçüde azalıyor. Ş pillere alternatif, nanojeneratör sistemleridir. Bunlar sesten, titreşimden, hareketten yararlanan sistemlerdir. Bunu daha genişletmekte yarar var; çevredeki ısıdan yararlanan enerji dönüştüren sistemler termoelektrik malzemeler de bu kategoride ele alınabilir. Çalışmalarımızın odağını nano yapılar yoluyla dönüştürme verimini artırmak oluşturuyor.” Amerikan Fizik Birliği’nin yayın organı “Physical Review B” isimli dergide yayımlanan buluş, cep telefonları, dizüstüler, kişisel haberleşme cihazları ve bilgisayarla ilgili diğer cihazlar gibi az enerji tüketen elektronik cihazlar konusunda çok önemli bir gelişmenin kapısını aralıyor. Bütün bu ileri teknoloji içeren cihazlar nanometre –metrenin milyarda biri boyutunda parçalar içeriyor. Atom ve moleküller nanometre ile ölçülürken, bir insan saçının telinin genişliği yaklaşık 100.000 nanometre. BOYU KÜÇÜK, ETK S BÜYÜK Çağın’ın araştırmasına konu olan malzeme çok küçük olmakla birlikte etkisi devasa olacak. Bu buluş, küçük, taşınabilir ve kablosuz cihazlara duyulan talebin arttığı son yıllarda ileri çalışmaların yolunu açacak. Bu cihazların bugün için en önemli sorunu pil ömürlerinin görece olarak kısa olması. MP3 çalarlar ve cep telefonları gibi her gün yeni işlevlerin ilave edildiği taşınabilir cihazlarda pil ömrü tüketici açısından problem yaratıyor. Ancak bir dış güç kaynağına gerek duymadan, kendi kendini çalıştıran cihazlar, tüketiciler için büyük kolaylık sağlamalarının yanı sıra, askeri alanda da bugün yaşanmakta olan çok sayıda soruna çözüm getirecek. Çağın bu malzemelerin olası kullanım alanlarını ise şöyle özetliyor: “Nano yapılı bu malzemelerden oluşturulacak jeneratör sistemleri özel ola NANOJENERATÖR S STEMLER Kendi enerjisini üretmek deyiminin yanlış anlamaya yol açabileceğine dikkat çeken Çağın, söz konusu teknolojiyi şöyle açıklıyor: “Konvansiyonel PİEZOELEKTRİK NEDİR? Çağın ve ekibinin geliştirdiği teknolojinin temelinde piezoelektrik yatıyor. “Press” anlamına gelen Yunancaki “piezein” sözcüğünden üretilen piezoelektrik, bir çeşit mekanik pres (baskı) uygulandığında elektrik üreten malzemelerdir. Genellikle kristal veya seramikten yapılır. Tam tersi, elektrik alanı etkisi altında kaldıklarında fiziksel özelliklerinde değişim meydana gelir. 1880’lerde Fransız fizikçiler tarafından keşfedilen piezoelektrik yeni bir kavram değil. İlk önce I.Dünya Savaşı sırasında sonar cihazlarında kullanıldı. Bugün mikrofon ve kuvartz saatlerde kullanılıyor. Otomobillerdeki sigara çakmakları da piezoelektrik içerir. Çakmağın düğmesine bastığınız zaman piezoelektrik kristalin üzerinde bir baskı oluşur ve bu da kıvılcım yaratacak miktarda elektrik üretir. Daha büyük ölçeklerde bazı dans pistleri piezoelektrik malzeme içerir. İnsanlar bu malzemenin üzerine bastıkları zaman oluşan enerjiyi emen ve dönüştüren piezoelektrik dans salonlarındaki ışıkların yanması için enerji üretir. CBT 1140/ 6 23 Ocak 2009