05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

2009’da bilimde neler olacak? 2009 yılında bilim dünyası geçmiş yıllardan sarkan yanıtsız sorunların çözümüne odaklanırken, aynı zamanda dünyamızı tehdit eden çevre kirliliğine ve enerji darboğazına uzun soluklu projeler üretecek. Cep telefonlarının beyinde kansere yol açıp açmadığı konusunda yıllardır sürdürülen tartışmalar bu yıl kesin bir sonuca bağlanacak. “CEP TELEFONUM OLMADAN ASLA” DİYENLERİN DİKKATİNE! Sigaradan sonra insan sağlığına bir tehdit de cep telefonlarından geliyor. İnsanlar bundan yıllarca önce büyük bir keyifle içtikleri sigaranın ölümcül sonuçlara yol açtığını öğrenince önce şaşırdılar, daha sonra –bazıları“atın ölümü arpadan olsun” psikolojisiyle sigaralarını tüttürmeye devam ettiler. Yıllar geçtikçe sigaranın gerçekten kanser yaptığını gözleriyle görünce bazıları yavaş yavaş bu alışkanlıklarına son verdi. Şimdi sigara içenler köşeye sıkışmış durumdalar. Bu yıl sigaranın yerini cep telefonlarının alması bekleniyor. Cep telefonlarının beyinde kansere yol açıp açmadığı konusunda yıllardır sürdürülen tartışmalar bu yıl kesin bir sonuca bağlanacak. Beyin tümörleri ve cep telefonları arasındaki bağlantıyı araştıran, INTERPHONE adındaki bugüne dek yapılmış en geniş kapsamlı çalışmanın sonuçları 2009’da açıklanacak. Çalışmadan bugüne dek alınan sonuçlara bakılırsa, çıkacak nihai sonucun pek de iç açıcı olmadığını söylemek yanlış olmaz. Interphone projesinde görev alan bilim insanları, 13 ülkede yaşayan, beyninde tümör olan 6.400 hastadan alınan örneklerden geniş bir havuz oluşturdular. Nihai sonuçların ilk sonuçlar ile örtüşmesi durumunda, dünyadaki üç milyon cep telefonu kullanıcısının ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğu ortaya çıkıyor. Interphone çalışmasına katılan İsrailli araştırmacılar, düzenli olarak cep telefonu kullanan insanlarda beyin tümörü gelişme olasılığının cep telefonu kullanmayanlara oranla %50 oranında daha fazla olduğunu ileri sürüyor İngiltere, Danimarka, Norveç, İsveç ve Finlandiya’dan Interphone çalışmasına katılan bilim insanları on yıldan daha uzun süre telefon kullanan kişilerde tümör riskinin %40 oranında artacağını söylüyor. Bu arada on yıldan daha kısa bir süredir cep telefonu kullanan kişilerde belirgin bir riskin söz konusu olmadığına dikkat çekiliyor. Yine de kimse cep telefonlarının kansere nasıl yol açtığını bilmiyor. Yaydıkları radyasyonun genetik bir hasar yaratamayacak kadar az enerji içermesine karşın, bazı bilim insanları bu radyasyonun hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına yol açan dolaylı bir etkisinin olduğunu düşünüyor. Fakat bu kuramlar üzerinde henüz bir görüş birliği söz konusu değil. Albany Üniversitesi’nden Sağlık ve Çevre Enstitüsü’nden David Carpenter gibi bilim insanları iki yıldır sonuç almayı bekledikleri Interphone çalışmasından çıkacak sonuçları dört gözle bekliyor. Carpenter’a göre bu sonuç çok önemli. Son yıllarda cep telefonlarının etkisi konusunda birkaç çalışma yapılmasına karşın, bunların pek çoğu istatistiksel olarak güven vermiyor. Kaldı ki bu çalışmaların pek çoğu cep telefonu kullanımının etkilerini birkaç yılla sınırlıyor. Oysa beyin kanserinin oluşması için en az on yıllık bir süre gerekiyor. Interphone hem kısa hem de uzun vadeli etkileri dikkate alıyor. Ancak Interphone çalışmasının da kusursuz olduğunu söylemek mümkün değil. Çalışma “düzenli” kullanımı haftada bir konuşma olarak tanımlıyor. Dolayısıyla insanların bu kadar yoğun konuştuğu bir ortamda bu tanım riski yeterli gibi durmuyor. Interphone cep telefonu ve kanser arasında kesin bir bağlantı olduğunu açıkladığı takdirde neler olabilir? Yeniden sabit hatlı telefonlara mı dönüş yapacağız? Bu pek mümkün görünmüyor. Çalışmanın İsrail ayağını yürüten Siegal Sadetzki, cep telefonu teknolojisinde geriye dönüş olmadığını belirterek, şöyle konuşuyor: “Trafik kazalarının olduğunu bile bile herkes hergün araba kullanıyor. Burada önemli olan arabayı kurallarına göre kullanmak.” YERYÜZÜNÜ TÜKETTİK; ŞİMDİ SIRA BAŞKA DÜNYALARDA! Uzayda yörüngeye oturtulan bir gözlemevi Yeryüzü’ne benzeyen başka gezegenlerin peşinde. rine başlayacak. Kepler bu gezegenleri doğrudan doğruya aramayacak, çünkü Yeryüzü benzeri gezegenler en iyi teleskoplarla bile zor seçiliyor. Kepler bunun yerine, gezegen avına çıktığında, gezegenlerin yörüngesinde oldukları yıldızları nasıl etkilediklerine bağlı olarak araştırmalarını sürdürecek. Kepler teleskopu, içinde bulunduğumuz galaksimizin küçük bir kesiti üzerine odaklanacak. Bu kesitte yer alan 170.000 yıldızın zaman içinde nasıl değiştiğini inceleyecek. Yıldızlardan birinin bir kere kararmış olması önünden bir gezegenin geçtiği anlamına gelir. Veya yalnızca bir güneş lekesi olabilir. Ancak birkaç kez kararması ve iki kararma arasındaki sürenin birbirine eşit olması durumunda, yıldızın yörüngesinde bir gezegeninin olduğu anlaşılır. Ancak Kepler, gezegenlerin üzerinde küçük yeşil canlıların yaşayıp yaşamadığı konusunda bilgi vermeyecek. Kepler projesi uzmanlarından William Borucki bu konuda şu bilgileri veriyor: “Kepler bir atlama taşı vazifesi görüyor. Eğer canlı yaşamına uygun çok sayıda dünyalara rastlarsak, uzayda çok sayıda yaşam var demektir. NASA uzayda yaşam izine rastlarsa, ne yapıp edip peşine düşecektir.” ile 10’unu ışığa dönüştürmeleri ve geride kalan elektriği ısı olarak dışarı yaymaları. Oysa kompakt floresan ampullerin verimi %40 civarındadır. Bunların yerine rafları kompakt floresan ampulleri, halojenler ve LED’ler dolduracak. ABD de benzer dönüşümü yapacak, ancak bu dönüşümün daha yavaş olması bekleniyor. 2014 yılında ampullerin pek çoğu bugünkünden %30 daha verimli olacak. 2009’un OLASI MANŞETLERİ DİNOZORLARIN GERÇEK RENGİ ORTAYA ÇIKTI 2008 yılında Yale Üniversitesi’nden bilim insanları 100 milyon yaşında bir dinozor tüyündeki organel denilen melanozomları keşfettiler. 2009’da melanozomların şeklini ve yoğunluğunu inceleyecek olan uzmanlar, kanatlı dinozorların orijinal rengini öğrenecekler. SELE DAYANIKLI PİRİNÇ Yeryüzü’nün ikizi yüzlerce ışık yılı ötede bizleri bekliyor olabilir. Yeryüzü’ne benzer binlerce gezegen uzayın derinliklerinde bizim güneşimize benzer bir yıldızın yörüngesinde dönüp duruyor olabilir. Teleskoplar bizim güneş sistemimizin dışında 300 kadar gezegen tespit etti. Ancak bunların pek çoğu üzerinde yaşam barındırmayacak kadar sert koşullara sahip. Buna tek istisna 2007 yılında keşfedilen Gliese 581 c adı verilen gezegen. 2009 Nisan ayında NASA’nın yörüngeye oturttuğu Kepler teleskopu, Gliese 581 c’ye benzer gezegenleri araştırmak için 3 yıl sürecek olan uzak uzay incelemele rilmesi yiyecek kıtlığı konusunda çok büyük yararlar sağlayacak. Biyoteknolojideki gelişmeler sayesinde Asya halkının aldığı günlük kalorinin %70’ini oluşturan pirinç, son yıllarda dayanıklılık konusunda büyük aşama kaydetti. Sürekli sellerden, deniz seviyesinin yükselmesinden ve doğal felaketlerden zarar gören ürün, su altında daha önce 4 gün dayanırken şimdi 18 gün dayanabilecek. Suya dayanıklı pirinçten sonra gündemde kuraklığa ve tuza dayanıklı pirinç var. Şu anda Güneydoğu Asya ülkelerinin tümünde test edilmekte olan genetiğine müdahale edilmiş pirinç projelerinden olumlu sonuçlar alındığı takdirde, bu tohumlar Uluslararası Pirinç Araştırma Enstitüsü (IRRI) tarafından çiftçilere ücretsiz dağıtılacak. IRRI sözcüleri pirinçten başarı sağlamaları durumunda iklim değişikliklerine dayanıklı ürünlerin gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde yayılacağına dikkat çekiyorlar. GÜNEŞ, RÜZGÂR VE DENİZ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETME PROJELERİ EKOSİSTEMİN KORUNMASINDA BÜTÜNSEL YAKLAŞIM Amerikan Balık ve Vahşi Yaşam Merkezi’nden çevre biyologları geliştirdikleri yeni bir yaklaşım çerçevesinde, tek tek türleri kurtarmak yerine tarımsal erozyon gibi daha köklü ve bütünsel nedenler üzerinde durmayı tercih ediyor. Tarımsal erozyon tek bir türü değil, tüm ekosistemi etkiliyor. KÖK HÜCRE BİLİMİ YENİDEN TANIMLANDI Bazı bilim insanları geçen yıllarda yetişkinlerden alınan cilt hücrelerini yeniden programlayarak embriyonik kök hücre gibi davranmalarını sağladılar. Bunun için virüslerin taşıdığı genlerden yararlandılar. Ancak bu işlem hücrelerin kanserleşmesine yol açabiliyor. 2009’da kök hücrecilerin amacı, bu riski bertaraf etmek için virüslerin yerine kimyasal maddelerden yararlanmak. 2009’un bilimsel takvimi: OCAK • Teleskopla ilk astronomik gözlemin 400. yıldönümü UNESCO, dünya kamuoyunun dikkatini Galileo’nun ilk kez teleskop kullanarak yaptığı astronomik gözlemlerin 400. yıldönümüne çekmek için 2009’u Uluslararası Astronomi Yılı ilan etti. CBT 1137/8 2 Ocak 2009 ŞUBAT • Hubble’ın onarımı Astronotlar, Hubble Uzay Teleskopu’nun nihai hizmet döneminde beş kez tekrarlanacak olan 6.5 saatlik uzay yürüyüşlerinde iki yeni cihaz monte edecek ve çalışmayan iki adet cihazı da onaracak. Daha sonra daha CBT 1137/9 2 Ocak 2009 uzaklardaki, üç farklı spektrumda (yakın morötesi, görünür ve yakın kızılötesi) galaksileri inceleyecek. NASA en az beş yıl daha Hubble’dan olağanüstü görüntüler bekliyor. 12 Şubat: Darwin 200 yaşında Doğal seçilim yolu ile evrim kuramının babası Charles Darwin bundan 200 yıl önce doğdu. Darwin’in 200.yaş kutlamalarının merkezi doğduğu kent olan İngiltere’deki Shrewsbury ve Londra Doğa Tarihi Müzesi olarak belirlendi. İLKBAHAR • Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) yeniden Geçen sonbaharda helyum kaçağına yol açan elektrik arızası giderildikten sonra Large Hadron Collider, Cenevre yakınlarındaki CERN Laboratuvarı’nda yeniden çalıştırılacak • Güneş enerjisi ile çalışan uçağın deneme uçuşları Güneş enerjisinden yaralanan ve kendi enerjisi ile havalanacak ilk uçak olan Solar Impulse deneme uçuşlarına başlayacak. Kabini basınca dayanıklı olmadığı için ancak 8.500 metre yükseklikte yol alabilecek. Öncelikle açık denizlerdeki rüzgâr gücüne dayalı projeler gündemde. Bunların en dikkat çekeni Massachusetts’deki Hull isimli sayfiye kasabasında Yıllardır çamurlu tarlaların içinde genetikleriyle : Aydınlatma sektöründe verimi düşük akkor kıyıdan 1.5 km açığa 80 m yüksekliğinde inşa edioynanmış sele dayanıklı pirinç, tropik Asya ülkelen türbinler. Toplam 40 milyon dolara mal olacak ampullerin yerini floresan, halojen ve LED lamlerinde pazara çıkmayı bekliyor. Endonezya bu koolan proje kapsamındaki 6 türbinin 14 megavat enernuda başı çekerken, Hindistan ve Bangladeş 2009’un baları alacak. ji üretmesi bekleniyor. Bu da 10 bin nüfuslu kasasonlarına doğru resmi onay almayı bekliyor. Mart 2009 yılında İrlanda Cumhuriyeti gele banın elektrik ihtiyacını karşılamaya yetecek. Kamboçya, Laos, Nepal, Tayland ve Filipinler de bu 2009 sonbaharında Kaliforniya’nın Majave neksel akkor ampullerini yasaklayan ilk demokraülkelerin izinden gidecek. Çölü’nde güneş ışınlarını izleyen hareketli aynalatik ülke olacak. Bu tarihten sonra mağazalarda bu Dünyanın en temel gıda maddelerinden birisi rın yapımına başlanacak. Aynalar, güneş ışınlarını ampüller satılmayacak. Ülkenin bu kararı almasıolan pirincin sel felaketlerine dayanıklı hale getinın nedeni akkor ampullerin elektriğin yalnızca %5 merkezi bir kulenin tepesindeki buhar kazanına yansıtacak. Güneş ışığı kazanın içinYAZ MTI Micro isimli yakıt pili üreticisi, 2.700 sa Merkezi Kaliforniya’da buluKopenhag’da toplanacak olan İklim deki borulardaki suyu ısıtacak ve • Güney at aralıksız çalışabilen metanol yakıt hüc nan Complete Genomics şirkeDeğişikliği Çerçeve Toplantısı, uluslararası çıkan buhar yakınlardaki bir Kore de resini piyasaya çıkartacak. Lityumiyon diz ti geçen temmuz ayında ilk iniklim politikalarının –Kopenhag Protokolu türbin yardımı ile elektrik eneruzayda şanüstü pilleri iki yıl içinde şarj etme kapasite san genomunu deşifre ettikten belirlendiği bir toplantı olacak. 15 yıllık jisine dönüştürülecek. 2011 yısını deneyecek sonra 2009’da 1.000 kişinin Kyoto Protokolu 2012’de hükmünü yitirecek. lında 100 megavat gücünde elektrik üretecek. Güney Kore’nin Korea Launch Vehicle daha gen haritasını çıkartİngiltere, tükettiği enerjinin System KLVS1 adlı uzay aracı ülkenin uzay mayı planlıyor. 2010’daki heYIL SONU %10’unu 2010 yılında yenileile ilgili araştırmalarında diğer ülkelere olan defleri bu sayıyı 20.000’e çıYıl sonunda nebilir enerjiyle karşılamayı planbağımlılığına son verecek. kartmak. Ruanda’da 2.250 lıyor. 2009 yaz aylarında Galler • Çevreci yolcu uçağı sefere çıkıyor Temmuz km’lik fiber optik • LityumPolimer piller artık otomobillerde Boeing’in Dreamliner yolcu uçağı 60 kablo döşenebölgesinde Wave Dragon adı Hyundai, dünyanın ilk lityumpolimer, şarj sinin yarısını yitirirken, metanol pilleri kap uçaklık filosuyla bu yıl ilk yolcularını taşıya cek. Ruanda, verilen dünyanın en büyük daledilebilir pilleriyle çalışan otomobilini piya asitesinin yalnızca %15’ini yitirecek. cak. Uçağın gövdesinin büyük bir kısmı G ü n e y gaenerjisi jeneratörü inşa edisaya çıkartacak. Elantra LPI (Sıvılaştırılmış • Elektrikli otomobiller boy gösterecek kompozitten yapıldığı için aynı boyuttaki Afrika’dan sonra Sahra Altı Afrikası ülkele lecek. 300 m. uzunluğundaki ciPetrol Enjeksiyonlu) adı verilen otomobil, Subaru, Mitsubishi ve Mini (resimdeki) bu uçaklara göre %20 daha az yakıt tüketecek. rinde en güçlü internet altyapısı olan ikinci haz çevresindeki dalgaları yakabenzin ile çalışan standart Elantra’ya göre yıl fişe takılıp şarj edilebilen hibrid elektrikülke konumunda. Ruanda Hükümeti, ayrıca, layacak. Su denize geri döndüğü %90 daha az emisyon yayacak. li modellerini bu yıl piyasaya çıkartmayı ARALIK kalkınmakta olan ülkelerdeki çocuklar için zaman türbinleri döndürecek ve SONBAHAR planlıyor. Birleşmiş Milletler’in hükümetler düzeyin tasarlanan XO dizüstülerden 50.000 adet yedi megavat elektrik üretecek. • 1000 insan genomu • Sonsuza yakın enerji de düzenlediği, Danimarka’nın başkenti satın almayı planlıyor. Derleyen: Reyhan Oksay Normal pirinç suyun altında dört gün dayanırken, genetik yapısıyla oynanmış pirinçler su altında 18 gün kalsa bile zarar görmüyor. AYDINLATMADA AKKOR AMPUL DÖNEMİ KAPANIYOR 2009’da yenilenebilir enerji projelerine hız verilecek. ÇOK İŞLEVLİ GÖRÜNMEZLİK MALZEMESİ 2008 yılında bilim insanları ilk görünmezlik sağlayan metamalzemeyi geliştirdiler. Metalyarıiletken bir hibridden oluşan bu metamalzeme giyeni görünmez yapan bir “görünmezlik pelerini” olarak kamuoyuna lanse edilmişti. Bu arada radyo frekanslarıyla çalışan metamalzeme, cep telefonlarının “çekme kapasitesini” de artıracak. BİR TÜRLÜ YAKALANMAYAN KARA DELİK ELE GEÇİRİLDİ Astronomlar çok nadir bulunan orta boy kara deliklerin izini sürebilecek. Çalışmalar bunların seyrek görülme nedenlerine odaklanırken, geleneksel görünürışık astronomisini yıldız kümelerinden yayılan Xışını emisyonları ile birleştirecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear