05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com KOBİ’lerin bugünü ve geleceği ancak ulusal ölçekte uygulanacak sanayi strateji ve politikalarıyla ve bu bağlamdaki sektörel önceliklere göre yürürlüğe konacak sektörler düzeyindeki ulusal programlarla güvence altına alınabilir. Çarp mayan arabalara do ru Yeni araba teknolojileri, trafik kazalarını azaltmaya yöneldi: Uzak hedefte sürücüsüz, arabayı kaza olasılıklarına karşı “yolunda tutan” arabalar var. Çarpışma erken uyarı sistemleri frenleri kendiliğinden devreye sokacak... Daha şimdiden, ESC (geliştirilmiş denge denetim) sistemleri, sürekli olarak direksiyonun açısını ve aracın yönünü denetliyor ve tek araç için kaza olasılığını %2935, birden çok aracın karıştığı kaza olasılığını da %1530 oranında azaltıyor. KOBİ’ler İçin Ne Yapılabilirdi?.. KOBİ’ler konusunda Türkiye’de sayısız rapor hazırlandı; hazırlanmakta olan yeni raporlar da var. Geçmişte kalan KOBİ raporlarından kanımca en iyilerinden bir tanesi Yavuz Bayülken’in hazırlayıp MMO’nun 2005’teki Sanayi Kongresi’nde sunduğu “Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri” başlıklı rapordu. O raporun girişindeki cümle çarpıcıydı: “...her an her yerde abartılarak, Türkiye'nin kalkınma reçeteleri veya sanayi mucizeleri olarak sunulan KOBİ'leri nesnel bir yaklaşımla inceleyip, gerçekleri ortaya koymak gerekir.” Bilim, teknoloji ve inovasyon strateji ve politikalarında KOBİ’lere abartılı roller biçmek sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil. AB ülkelerinde olsun, başka gelişmiş ekonomilerde olsun, bu tür strateji ya da politikalarda, KOBİ’lerin önemli bir yer tuttuğu doğrudur. Buna bakılıp, bizde de, yılardır bu politikaların konuşulduğu toplantılarda KOBİ’lerle oturulup KOBİ’lerle kalkıldı ve sanayi stratejisi olmayan ülkede, KOBİ niteliğindeki sanayi işletmeleri için stratejiler hazırlandı! Ama ne hikmetse, o ülkelerin gelişkin bir sanayi yapısına ve uluslararası arenada cirit atan, teknolojiye egemen, büyük ölçekli pek çok firmaya sahip oldukları; KOBİ meselesini de, o büyük firmaların başını çektiği bir iktisadi sistem içinde ele aldıkları hep görmezden gelindi. ‘Şimdi dünyada KOBİ modası var; biz de modaya uyalım’dan öteye geçilemedi. Bütün derdimiz ‘modaya uymak’! ‘İnovasyon’u da, çoğu zaman, dünyada ‘şimdi moda bu’ anlayışıyla ele almadık mı? KOBİ’lerle uğraşmak Türkiye için gereksiz mi? Söylediklerim asla böyle anlaşılmamalı. Türkiye’de de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, hatta onlardan çok daha fazla, KOBİ’ler için yapılması gerekenler var. Ama bu mesele, genel olarak Türkiye’nin sanayiini geliştirme ve büyük ölçekli firmalarına dünya pazarlarında rekabet üstünlüğü kazandırma; bunun için de onların teknoloji yeteneklerini geliştirme sorunundan bağımsız olarak ele alınamaz. Kapitalizmin dünya sisteminde ve bu sistemin önde koşan ülkelerinde belirleyici olan, sanayilerinin yapıları ve asıl teknolojideki üstünlükleridir; bu üstünlüklerini de büyük ölçekli firmaları belirler. ARGE büyük ölçüde büyük ölçekli firmalarca yapılır. Hiçbir ülke sadece KOBİ’lerine dayanarak, dünya pazarlarında varlık gösteremez. Türkiye bu sistemi kabullenmiş bir ülke olarak oyunu kurallarına göre oynamak durumundadır. “Biz KOBİ’ler için Türkiye’de bir cennet yaratırız; onlar da kendi sektörlerinde, gelişmiş ülkelerin büyük firmalarına iş yaparlar; onların tedarik zincirlerinde yer alırlar; böylece ülkede istihdam da yaratırız; ihracatımızı da arttırırız” diye düşünülemez. Ne pahasına yaratılacağını bilemediğim o cennetteki KOBİ’ler dünyanın başka köşelerinde yaratılmış, örneğin ucuz emek cennetlerindeki KOBİ’ler karşısında her an topun ağzında olacaklardır. İş yaptıkları gelişmiş ülkelerin büyük firmaları, bugün olduğu gibi, kapitalizmin hiç de eksik olmayan kriz dönemlerinde, kendi ülkelerindeki KOBİ’ler lehine, önce başka ülkelerin KOBİ’lerini tedarik zincirlerinden çıkartacaklardır. Onun içindir ki, kapitalist sistemin verili koşullarında, bir ülkenin sadece KOBİ’lerine dayanarak toplumsal gelişme mucizesi yaratması mümkün değildir. Ufkumuzda elbette KOBİ’lere de ihracat yeteneği kazandırmak; uluslararası tedarik zincirlerinde yer almalarını kolaylaştırıcı düzenlemeler yapmak olacaktır; ama aynı zamanda, KOBİ’ler açısından, ülke içinden de ciddi ölçeklerde talep yaratabilmenin önlemleri de alınabilmelidir. Böylesi bir talep de ancak ülke içinde kurulu büyük ölçekli firmalar kanalıyla; bu firmaların girdilerini ülke içinden karşılamalarını sağlayacak sanayi politikalarıyla yaratılabilir. Sözün kısası KOBİ’lerin bugünü ve geleceği ancak ulusal ölçekte uygulanacak sanayi strateji ve politikalarıyla ve bu bağlamdaki sektörel önceliklere göre yürürlüğe konacak sektörler düzeyindeki ulusal programlarla güvence altına alınabilir. Türkiye’de KOBİ’ler için önce bu yapılabilirdi; bugüne kadar yapılmadı. Söylenecek birkaç sözüm daha var... O toyol boş olduğundan, bir anlığına gözünüzü yoldan ayırıp arabanın merkez konsolundaki elektronik göstergeye bakıyorsunuz. Ekrandaki sayıları bir çırpıda okuduktan sonra gözlerinizi yeniden ön cama çeviriyorsunuz, ortalık yoğun bir sisle kaplanmış. Göz gözü görmediğinden arabayı öylesine sürüyorsunuz. Ayağınızı fren pedalına uzatmanıza kalmadan stop lambası kırmızısı bir ışığın cama yansıdığını görüyorsunuz. Bir yandan lanet okurken, bir yandan da var gücünüzle frene basıyorsunuz. Kör karanlıkta ansızın beliren bozuk arabaya bindirmenize ramak kalmışken aracınız duruşa geçiyor. Soluk almanıza fırsat kalmadan ortalığı parlak ışıklar kaplıyor ve yolcu kabininden kahkahalar yükseliyor. O anda Ford’un VIRTTEX adlı Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin sürüş benzeşim laboratuvarında olduğumu fark ediyorsunuz. Yumurta biçimindeki büyük simülasyon kabininde uzmanlar tümden güvenli, ancak son derece inandırıcı sanal gerçeklik koşulları altında birtakım sürüş deneyleri yapıyorlar. Deneyin ardından VIRTTEX laboratuvarının teknik şefi Mike Blommer son aşamada ön camda beliren uyarı ışığının Volvo marka araçlardaki erken çarpışma uyarı biriminden kaynaklandığını belirtiyor. Aracın önündeki trafiği radarlar ve kameralarla izleyip tehlikeli bir durum sezdiğinde sürücüyü uyaran bu sistem, elektronik bir koruyucu melek işlevini görüyor. Bu sistem trafik kazalarını önlemeyi amaçlayan son kuşak gelişmiş güvenlik aygıtlarından yalnızca biri. Bu tür aygıtlara şimdilerin en üst düzey araba markalarında rastlanmakla birlikte, söz konusu teknolojiler giderek daha düşük maliyetli araba ve kamyonlarda da yaygınlık kazanıyor. ta belli bir aşamada sürücüye bile gerek kalmayacağına inanıyor. Arabalarda bu tür yeniliklere gidilmesinin ardında yatan unsurlar belli. ABD’de 2006’da 6 milyon motorlu araç kazası oldu: 39 bin ölü, 1.7 milyon yaralı. Bu kazaların %95 kadarını arabalar ve düşük tonajlı kamyonlar yapıyor. İstatistikler trafik kazalarının genellikle sürücü hatasından kaynaklandığını ortaya koyuyor. Arabalarda daha yoğun otomasyona gidilmesini körükleyen iki neden daha var. Bunlardan ilki dünyada araba kullananların ortalama ya n n h zla yükselmesi. Yaş ilerledikçe sürücülerin yeti ve becerilerinde meydana gelen düşüşü teknoloji kapatabilir ve böylelikle gerek sürücünün, gerekse yoldaki öteki insanların can güvenliğini sağlayabilir. kinci neden ise, şimdilerde daha az enerji tü CBT 1139/ 6 16 Ocak 2008 B R SONRAK A AMA Kaza önleme teknolojisinin bir sonraki a amada sürücünün araya girmesine gerek kalmadan frenlerin kendiliğinden devreye girmesini sağlaması ve böylelikle çok daha etkili olması bekleniyor. Uzmanlar yirmi otuz yıl içinde gelişmiş arabaların kazaları önleyici özelliğe sahip olacaklarına, hat keten çevre dostu arabaların çok revaçta olması. Bu yönde harcanan çabaların büyük bir bölümü enerjiyi daha tasarruflu kullanan motorların yapılmasına odaklansa da, mühendisler çok daha hafif arabalar üreterek bu hedefe ulaşabilir. Ne var ki, hafif sıklet arabalar genellikle pek sağlam olmuyor ve çarpışmalarda çok daha ciddi hasar görüyor. Kazaları önleyen arabalar bu olumsuzluğu bir biçimde giderebilir. LK KU AK GÜVENL K Kazaları önleyen ya da kazadan doğacak zara
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear