Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İSLAM VE BİLİM İslamcı yönetimlerin baskıcı ortamında boğulan bilim Nature’ın 1 Kasım 2006 tarihinde internette yayımladığı "Bilim ve İslamcılar" isimli makalede, Müslüman ülkelerin bilimden çok büyük yararlar sağlayacakken, son yıllarda yönetimi ele geçiren İslamcı liderlerin yarattığı baskıcı ortam yüzünden bilimin gelişmesi için ihtiyaç duyduğu özgür havayı soluyamadığı belirtiliyor. Makaleye göre. Arap liderlerinin kronik ilgisizliği bu olumsuz tabloyu biraz daha ağırlaştırıyor. H z. Muhammed, "Bilgiyi Çin’de bile olsa ara!" sözleri ile Müslümanlara iki önemli mesaj veriyor. Bunlardan biri Tanrı’nın yarattıklarını anlamaya çalışmak, bir diğeri de bilgiyi İslam kültürünün dışında bile olsa inatla aramaktır. Ne var ki Müslüman dünyasında son yıllarda ortaya çıkan talihsiz gelişmeler, Hz. Muhammed’in özendirmeye çalıştığı bilimsel ortamın yaratılmasını engelliyor. Laik yönetimlerin yerlerini dinci yönetimlere bırakması, sorgulamaya dayalı bilimin önünü tıkıyor. Bütün bunlar İslam dünyasında 8.Yüzyıl’dan 13.Yüzyıl’a kadar devam eden bilimin altın çağı ile ne kadar büyük bir çelişki yaratıyor. O dönemde siyasi liderler, bilimsel çalışmaları teşvik ederken, tartışma ve eleştiriyi ilerlemenin lokomotifi olarak görüyorlardı. Böyle saygın bir geçmişe sahip olan genç Müslümanlar, bilime daha büyük bir hevesle sarılacakken, İslami düşünce ve politikasındaki çağdaş akımlar bu hevesi söndüreceğe benziyor. İslam ülkelerinde bilimi tehdit eden en önemli unsur, bilime verilen destek ile kısıtlanan ifade özgürlüğü arasındaki gerginliktir. Bir diğer önemli engel de zengin Arap devletlerinin sergilediği utanç verici ilgisizliktir. İslamcı liderlerin aynı anda hem bilimi teşvik edip, hem de ifade özgürlüğüne kısıtlama getirmeye çalışması çok çelişkili ve rahatsız edici bir tutumdur. Bu da uluslararası arenada bu liderlerin söylemlerine güven duyulmamasına yol açıyor. DolaKatar‘da bir üniversite yısıyla İslam ülkeleri yalnızlığa itiliyor; bilimsel açıdan gelişmiş ülkelerin bilim adamları, salt siyasi liderlere duydukları güvensizlikten dolayı Müslüman ülkelerle ortak bilimsel projelere katılmaya pek yanaşmıyor. Ancak bilimde ilerlemek isteyen Müslüman ülkelerin karamsarlığa kapılmasına gerek yok. Bunun için minimum gereksinim, bilimi ve eleştirisel görüşü kucaklayan bir eğitim sistemi ve en azından bir adet birinci sınıf bir üniversitedir. Atama ve terfiler şeffaf olmalı ve liyakat temel alınmalı. Özetle, İslamcı liderlerin yalnızca Batılıların fikirlerini ithal ederek bilimde ilerlenmeyeceğini anlamaları gerekiyor. Kaynak. NaturePublished online: 1 Kasım 2006; doi:10.1038/444001a Petrolde zengin, bilimde yoksul ature 2002 yılında Arap dünyasındaki bilimsel faaliyetlerin ne düzeyde olduğunu araştırdığı zaman bölgenin üç konuda büyük başarı elde ettiğini keşfetti. Bunlar deniz suyunun tuzunu çıkartıp kullanılabilir hale getirmek –desalinizasyon teknolojileri, deve üretme çiftlikleri ve şahin soyunu ıslah etme çalışmalarıdır. Ancak bu son iki konunun bilim dünyasında çok fazla heyecan uyandırdığı söylenemez. Müslüman ülkelerin en zenginleri Körfez krallıklarıdır. Ancak bu zenginliğin çok azı bilimsel çalışmalara ayrıNature’ın bilim mu lır. Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt’in bilime ayırdığı pay, habiri Jim Giles gayri safi milli hasılalarının yalzengin Arap ülkele nızca %0.2’sidir. "Zengin ülkerinin bilime karşı ler bilimle ilgilenmeye gerek görmüyorlar, çünkü petrol yasergiledikleri kronik ilgisizliklerinin taklarının üzerinde oturuyorlar" diye konuşan Kahire’deki Aldeğişip değişmeye mishkat Araştırma Merkezi müceğini sorguluyor. dürü Nader Fergany, "Doğal kaynaklardan elde edilen zenginlik yüksek düzeyde yaratıcılığa ihtiyaç duymuyor" diyor. Fergany, petrol teknolojisi gibi doğrudan ilgili bilim dallarında kullanılan inovasyonun körfez ülkelerinin dışında gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor. Ancak Körfez krallıklarından bazılarında petrol yatakları azaldıkça, ekonomik bir gelecek yaratmak için bilim ve teknolojiye yatırım yapmanın gerekli olduğu görüldü. Körfez’de bilimi canlandırmaya çalışan bazı bilim adamları bu değişikliğin mümkün olabileceğine inanıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Sarjah kentindeki Arap Bilimi ve Teknolojisi Vakfı ARGE sorumlusu Samir Hamruni, "Şu anda kırılma noktasındayız. Artık bilim doğal kaynaklara bir alter N natif olarak değerlendiriliyor" diyor. Şu anda bilime çok fazla fon ayrılmamasının nedenleri açık. 20.Yüzyıl’ın ortalarına kadar Körfez ülkelerinin yönetimi üzerinde büyük söz sahibi olan Avrupa Sömürgeciliği yüksek öğrenime veya araştırmaya hemen hemen hiç yatırım yapmadı. Petrol gelirleri bölgenin dış görünümünde çok büyük değişiklikler yaratırken, akan paranın eğitim ve bilime aktarılmasına gerek görülmedi. İKÖ’nün bilim ve teknoloji Arap ülkelerinde avcı kuşlara ilgi büyük. Yukarıda Dubai’deki deve üretme çiftliği komitesi COMSTECH’in derle ve Suudi Arabistan’daki Jubail tuzdan arındırma tesisi. diği istatistiklere göre bilimsel değişiklikler yok denecek kadar başkanı Muhammed Hasan, "Katar’ın gelişmesi duaz. Suudi Arabistan’da yıllık üretilen bilimsel makale rumunda, diğer ülkeler de bu konuda düşünmeye başsayısında 2000 ile 2005 arasında hemen hemen hiç layacaklardır" diyor. bir ilerleme kaydedilmemiş. Tuzdan arındırma teknoBu komşuların arasında Suudi Arabistan yavaş lojisinde bile yatırımlar çok düşük. Umman’ın baş adımlarla ilerlerken, 2002 yılında yeni bir ulusal bikenti Muskat’ta 1996 yılında kurulan Ortadoğu Tuz lim ve teknoloji kalkınma planını yürürlüğe soktu. Bu dan Arındırma Araştırma Merkezi yılda yalnızca 2 planda öncelik savunma, petrol ve benzin teknolojimilyon dolarlık bir bütçe ile körtopal ilerliyor. Bun sine verildi. Ancak 2020 yılında GSMH’nın %1.6’sıdan sonraki 5 yıl içinde değişiklikler hız kazanabilir. nın ARGE’ye ayrılması öngörülüyor. Katar’da ülkenin devlet başkanı Emir Hamid bin Bu girişimler heyecan yaratırken, aynı zamanda Halife ElTani her yıl bilimsel araştırmalara milyon kuşkuları da yoğunlaştırıyor. Fergany petrol monarşilarca dolar kazandıracak bir vakıf kurdu. Ayrıca Av lerinin, araştırma ve inovasyonu dönüştürmek için rupa ve ABD’deki üniversiteler ile aralarındaki işbir gerekli olan yapısal ve ekonomik değişiklikleri gerliğini artırdı. Bu arada çevre mühendisliği, bilgisayar çekten isteyip istemediklerini sorguluyor. Petrol zenve biyotıbba ağırlık verilmesi için gerekli adımları gini ülkelerin liderlerinin eleştiri ve sorgulamaya açık attı. bir atmosferi yaratmaya gönüllü olup olmadıkları net Katar’ın yeni araştırma merkezleri bilim adamları olarak bilinmiyor. Şu anda yapılması planlanan nı ve öğrencileri çekmeyi başarırsa, komşu ülkeler de reformların ne kadarının samimi olduğu uzun vadede bu girişimlerden esinlenebilir. İtalya, Trieste’deki belli olacak. Gelişmekte olan Ülkeler için Bilim Akademisi’nin Düzenleyen: Reyhan Oksay CBT 1040/16 23 Şubat 2007