Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TIP VE TOPLUM ‘İnsanın öncelikli uzmanlığı insan olmaktır” Küba önemli sağlık sorunlarını çözen ve dışarıya da bilgi ihraç eden bir ülke.. ‘Küba Biliminin Castro’su’, ilk kez Küba’da geliştirilen "beyin elektrotomografisi"nin de mucitlerinden Pedro A. Valde Sosa, İstanbul’daydı, doktora dersleri verdi.. Dr. Cem Taylan Erden; İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri CBT 1010/8 28 Temmuz 2006 aziran ayının ortasında İstanbul, Küba’dan gelen bir bilim adamını ağırladı. Beyin Araştırmaları Derneği’nin davetlisi olarak, TÜBİTAK destekli Bütünleşik Doktora Programı çerçevesinde ülkemize gelen Sosa, Jose Marti Küba Dostluk Derneği, Boğaziçi ve İstanbul üniversitelerinde, "Küba’da sağlık ve bilimsel gelişmeler" üzerine bir dizi seminer verdi. Sosa, halen Küba Sinirbilim Merkezi Nörofizik Bölümü’nün başkanlığını yürütüyor. Çalışmalarını nörogörüntüleme sistemleri üzerine yoğunlaştıran Sosa, ilk kez Küba’da geliştirilen "beyin elektrotomografisi"nin de mucitlerinden. Küba’nın sağlık göstergeleri, ülkenin yıllık geliriyle değerlendirildiğinde diğer ülkelerin fersah fersah ilerisinde. Sosa’yı dinlerken anlıyorsunuz ki, bu göstergelerin altında Küba’lı bilim adamlarının yoğun çabası ve ülkelerine, insanlarına karşı duydukları sorumluluk duygusu yatıyor. Yaşadıkları ambargo koşulları Geçenlerde bir inşanedeniyle 1970’li yılların başında bilatın yanından gisayarlarını bile geçiyordum, yukarıda kendileri geliştiren bu insanlar, şimdi çalışmakta olan bir dünyaya biyoteknoişçinin sesi beni lojik yenilikler ihraç durdurdu "Bekle ediyorlar. Menenjit aşısını dünyada ilk beni!" diyordu, "Sana geliştiren ve ülkelebeyinle ilgili rini enfeksiyon hastalıklarının bir çosoracaklarım var." ğundan temizleyen bilim adamları olma gururunu yaşıyorlar. Pedro A. Valde Sosa ile Küba’da bilimsel üretim ve Kübalıların bilime yaklaşımları üzerine kısa bir sohbet yaptık. Alacağımız çok ders var... Soru: Küba’da bilim insanı olmak nasıldır, insanlar size nasıl yaklaşıyor? Neden bu mesleği seçtiniz? Sosa: Öncelikle, bilim ile uğraşan bir aileden geliyorum. Babam devrimden önce Amerika’da çalışan bir doktordu. Ben Amerika’da doğdum ve devrimden sonra Küba’ya geri döndük. 1960’lı yıllar uzay yolculuklarının, Sputniklerin dönemidir. O dönemlerde her ülkede bilim adamı olmak başlı başına çekici bir uğraştı. Aynı şey Küba için de geçerliydi. Düşünün ki, devrim henüz yeni başarılmışken 1961 yılında cehalete karşı bir savaş başlatıldı. Fidel’in H o dönemlerde söylediği bir söz vardı: Küba’nın geleceği bilim insanlarının ellerindedir. Küba’nın bilimsel gelişiminin temelleri o yıllarda Küba’da kalan az sayıda bilim adamı ve çevre ülkelerden Küba’ya gelen onurlu insanların yoğun çabalarıyla atıldı. 1980’lerde Amerika’ya gittiğimde havanın çok değiştiğine tanık oldum. İnsanlar bilimi suçluyordu. Bilim biyolojik ve kimyasal silahların geliştirilmesinde kötüye kullanılıyordu, ama suçlu olan bilim değildi. Küba’da durum çok farklı, Küba’da bilim adamları takdir ediliyor. Çocuklar sizi seviyor çiçekler veriyor. Buraya gelmeden önce, yaptığımız geniş bir biyomedikal araştırmanın sonuçlarını sunduğumuz bir televizyon programına katıldım. Böyle bir programın nasıl sıkıcı olacağını düşünün. Ama insanlar televizyon kanalını telefon yağmuruna tuttular, programın tatil gününde yeniden yayınlanması için. Geçenlerde bir inşaatın yanından geçiyordum, yukarıda çalışmakta olan bir işçinin sesi beni durdurdu "Bekle beni!" diyordu, "Sana beyinle ilgili soracaklarım var." Soru: Bu nasıl oluyor, insanların bilime karşı ilgisinin kaynağı nedir? Sosa: Öncelikle Küba’da eğitim düzeyi çok yüksek, ama bunun ötesinde Küba’da bilimsel yapı insanların güvenini hiç boşa çıkarmadı, insanlar bize inanıyor, saygı duyuyor. Küba’daki bilimsel yapı başlangıcından itibaren etik değerlerini korudu. Biz para için çalışmıyoruz. Önceliğimiz insanın ta kendisi. Çok zor günler geçirdik. Özellikle 90’lı yıllarda sosyalist ülkelerin sahneden çekilmesiyle milli gelirimiz bir yıl içinde yüzde 70 oranında azaldı. O zor günlerde ülkemizde bilimsel alana çok büyük yatırımlar yapıldı. Biyomedikal araştırmaları için yaklaşık 1 milyar dolar kullanıldı. Bu bir kumardı. Biz bu yatırımın hakkını verdik, birçok yeni aşı geliştirdik, ülkemizi enfeksiyon hastalıklarından temizledik, geliştirdiğimiz aşıları ve teknolojiyi ihtiyacı olan diğer ülkelere verdik. Bilim uluslararası dergilerde çıkan yazılardan ibaret değildir, önemli olan yaptığınız işi topluma mal edebilmektir. Bilim üretmek zor bir iştir, ama asıl zor olan ürettiğiniz bilimin toplum yararına kullanılabilir hale getirilmesidir. İşte biz bunu yapıyoruz, bu yüzden saygı görüyoruz. Soru: Küba’nın bilim politikası nasıl oluşturuldu? Neden biyomedikal araştırmalara ağırlık verildi? Sosa: Öncelikle şunu söyleyeyim, Küba’nın bilim politikası bilim adamlarıyla birlikte oluşturuldu. Merkezi bir ekonomimiz ve merkezi bir yönetimimiz olduğu için, insanlar bilimin de merkezden yönlendirildiğini düşünüyor. Bu doğru değil. Farklı dallardan bilim adamlarıyla bu konuyu uzun süre tartıştık. Bilgi teknolojisi, genetik mühendisliği, biyokimya, seçenekler arasındaydı ve sonunda biyoteknolojide karar kıldık. Bu kararı yönetimle etkileşerek, tartışarak hayata geçirdik. Örneğin geçtiğimiz yıllarda işitme kaybı ile ilgili ülke çapında bir araştırma yürüttük. Bu fikir laboratuvarda doğdu, ultramikroelisa yöntemiyle bir damla kan ile birçok hastalığı tarayabileceğimizi fark ettik. Bu projeyi yönetime götürdük ve ülke çapında bir tarama kampanyası başlattık. Bu sadece bir laboratuvar çalışmasının sonucuydu. Bilim politikası ise bu ve bunun gibi örneklerin bileşkesidir. Soru: Küba’ya uzun yıllardır ABD tarafında uy gulanan ambargodan bilim nasıl etkilendi?