05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Teori/Kuram ve inanç Sayın Milli Eğitim Bakanı, Darwin Teorisi’nden "Ne de olsa bir teori" diye söz ederek bilimselliğini azımsar, hatta onu küçümser bir deyişle nitelemekte. Önce şunu söyleyelim ki artık bunun adı Evrim Teorisi. Evet bunun ilkel biçimini ilk öneren ve kimi delillerle savunan Darwin’di; ama bunun günümüzdeki konumu bundan çok uzak. Sonra da Sayın Bakan’ı ve onun gibi düşünenleri teori kelimesinin aşağıdaki sözlük açıklamasını okumaya çağırırım.(1). R. Ömür Akyüz, Fizik Profesörü (Yeditepe ve Boğaziçi Üniv.), Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı. the·o·ry (thêerê, thîrê) noun plural the·o·ries [Late Latin theoria, from Greek, from theoros, spectator/seyirci : probably/belki thea, a viewing/bir bakış + oros, seeing/görme.] 1. a. Systematically organized knowledge applicable in a relatively wide variety of circumstances, especially a system of assumptions, accepted principles, and rules of procedure devised to analyze, predict, or otherwise explain the nature or behavior of a specified set of phenomena. b. Such knowledge or such a system. a. Görece geniş bir olgular Bir Tasarımyelpazesine uygulanabilecek siscı'nın hep temli olarak düzenlenmiş bilgi; varoluşunun özellikle belli bir olgu kümesinin doğasını ya da davranışını çövarsayılması zümlemek, önsöymek yahut hiç ve her şeye olmazsa açıklamak için bir varsayımlar sistemi, kabullenilmiş ilkaadir oluşu keler ve yürütme yönergeleri b. bilime gerekböylesi bilgi ya da böylesi bir sistem. sinme de 2. Abstract reasoning; spebırakmıyor. culation. (Soyut usavurma; spekülleme.) 3. A belief that guides action or assists comprehension or judgment (Bir eylemi yönlendiren yahut kavrayışa ya da vargıya yardımcı olan inanç.) 4. An assumption based on limited information or knowledge; a conjecture. (Sınırlı bilgilendirim ya da bilgiye dayalı bir varsayım; bir sayıltı.) Teori böyle tanımlanmakta. Belki Darwin Teorisi başlangıçta sözlüğün 4. tanımına uygundu, ama zamanla toplanan deliller ve 20. yüzyıl boyunca olan gelişmeler artık sözlüğün 1. tanımındaki anlamı kazandığını göstermekte ve dolayısıyla buna artık Evrim Teorisi diyoruz. Bu konuda, biyolog olmadığım için hiç bir örnek ve açıklama yapmak haddim değil, dolayısıyla okuyucuyu 23.02.06 tarihli RADİKAL’deki yazımda değindiğim Darwin’in Tanrısı adlı yazıya (2) yönlendirmek isterim. Bu yazı dindar denilebilecek bir biyolog tarafından yazılmıştır. Aynı yazıda vurgulamak istediğim en önemli bir husus ise olabilecek (3) bir "Akıllı Tasarım" savunusuna peşin verilmiş yanıttı: Bilimsel yaklaşım, kesin bir varsayımı, onun neden öyle olduğunu anlatmadan, hele yanlış olabileceğini peşinen kabullenmeden kullanmaz. Aşağıda karşılaştırmayı daha iyi yapabilmek amacıyla gerçek sayılabilecek bir diyalog sunuyorum: CBT1010/20 28 Temmuz 2006 ÖA AKILLI TASARIM'ın dinsel doktrinlerden esinlenmediğini kabul etsek bile, bunun "tasarımı yapanı" açıklaması mümkün mü? Mümkünse nasıl açıklıyor? Eğer mümkün değilse ya da tıpkı dinsel doktrinlerdeki gibi bu soruya yasak koyuyorsa bunun hiç bir "bilimsel" değeri olamaz. "Her şeye kaadir" bir "???"i kabullendikten sonra, artık adına ne derseniz deyin bununla zaten istediğinizi istediğiniz gibi açıklayabilirsiniz. {Bu noktada dostum Celâl Şengör’ün 06.03.06 günü RADİKAL’deki yazısında değindiği NapoleonLaplace diyaloğunu tamamlamak isterim. Bu görüşmeye tanık olan (Napoleon’u Ecole Polytechnique’e girerken sınayan ve onun önce öğretmeni sonra da bir süre bakanlığını yapan) ünlü matematikçi Lagrange –biraz da alaycı bir tavırla– şunu eklemiş: "Ama, bu nefis bir varsayım. . ."} Oysa bilimsel yaklaşım "yanlışlanabilmeye" açık olup ille de ortak bir son sebebe bağlanmayı beklemez; beklese bile bu sebebin kendi kendisinin varlığını da açıklaması beklenir. AT Akıllı Tasarım teorisi, Tasarımcı’nın kimliğine, amaçlarına, sıfatlarına dair bir şey söylemiyor. Bilimsel kanıtlardan bunlar çıkarsanamaz çünkü... ÖA Lütfen söylediklerimi bir daha ve DİKKATLE düşünün. Ben kimlik, amaç ve sıfat sorgulamıyorum; bunlar ancak tasarımcı "varolduktan" sonra sorulabilir. Benim sorguladığım tasarımcının "varoluşu". Bu nasıl oluyor? AT Siz de lütfen cevabımı dikkatle düşünün. Bilim bize evrende akıllı bir düzenlemenin ve dolayısıyla bir Tasarımcı’nın var olduğunu gösterebilir. Başka bir şey gösteremez. Tasarımcı’nın doğasına dair sorularınız bilimin alanına girmiyor. Ama bilimden çıkıp şunu söyleyebilirim: "Tasarımcı nasıl var oldu" Bilimsel yaklaşım, kesin bir varsayımı, onun neden sorusuna, "var olmadı, öyle olduğunu anlatmadan, hele yanlış olabileceğini çünkü hep vardı" diye cepeşinen kabullenmeden kullanmaz. vap verilebilir. İlâhî dinler öyle cevap veriyor. ÖA İşte bilimle dinin farkı bu. Varlığı kanıtlanamayan, ancak inanç/iman ile kabullenilen –hatta icat edilen– bir Tasarımcı'nın hep varoluşunun varsayılması ve her şeye kaadir oluşu bilime gereksinme de bırakmıyor. Tartışma için ortak zemin olmaması da bu. Çok inançlı/imanlı olan bir yakınıma hep söylediğim bir sözü size de söyleyeyim: "Eğer bir gün Tanrı’nın olmadığı kanıtlanırsa sen yıkılırsın, oysa ben, olduğu kanıtlanırsa doğanın gizi çözüldüğü için mutlu olurum." AT Sanırım algılama konusunda biraz eksikliğiniz var. Bir Tasarımcı’nın varlığını varsaymıyorum, bilimsel kanıtlardan çıkarsıyorum. Mona Lisa’yı görünce Leonardo da Vinci’nin varlığını çıkarsamak gibi... Sizce "bilim" nedir bu arada? Ve evrenin ve yaşamın kökenini nasıl açıklar? ÖA Benim algılamam yerinde. Siz en hafifinden çıkarsadığınızı sanıyorsunuz, Leonardo'da ise gene en hafifinden "teşbihte hata" oluyor. Mona Lisa’yı görünce Leonardo’nun ya da bir başka sanatçının varlığına hükmetmek daha önce benzer deneyimlerden geçtiğimiz için geçerli; oysa görünüşe göre evren bir kere oluştu, oluşurken de bizler ortada yoktuk! "Bilim" açıklamıyor, yalnızca tutarlı olarak açıklamaya çalışıyor. Siz "ille de bir tasarımcı var ya da olmalı" diyorsunuz, "bilim" ise eğer varsa buna tutarlı adımlarla yaklaşmaya uğraşıyor. Ne yazık ki sizin kesin, "başka türlü olamaz" tarzı tutumunuz ortak zemini ortadan kaldırıyor. AT Ben "ille de bir tasarımcı olmalı" demiyorum ki. Canlılığın doğal süreçlerle ortaya çıkmış olabileceğini gösterin bana, ben de biyolojik tasarım iddiasından vazgeçerim. ÖA Ben de diğer hiçbir bilim adamı da bugün için, değil "canlılığın doğal sebebini", cansızlığın bile "doğal sebebini" gösterebilemez; yapılan yalnızca –varsa– bu sebebe olabildiğince yaklaşmaya çalışmak ve bu arada dayanaksız hipotez yapmamak (Newton'un dediği gibi "Hypothese non fingo"). Oysa siz çok KUVVETLİ bir hipotez öne sürüyorsunuz ve bunu "onun" sonuçlarından gelerek "gerçekliyor"sunuz. Buna mantıkta "totoloji" diyorlar. Ben size nazire yapayım: Tasarımcının nasıl "VAR" OLDUĞUNU tutarlı ve öncülsüz gösterin, ben doğal olarak kabullenirim. Bu sözlerim daha önce dediklerimin tekrarından başka bir şey değil. AT Benim Tasarımcı’nın nasıl var olduğu konusunda bilimsel bir argümanım yok ki... Sadece bir Tasarımcı’nın varlığına dair kanıtlar olduğunu söylüyorum... ÖA Bu "kanıtlar" her ne iseler tasarımcıyı da anlatabildikleri kadar "kanıt" sayılırlar, yok
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear