05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

kitap ELEŞTİREL SAĞLIK SOSYOLOJİSİ SÖZLÜĞÜ Çok sayıda öğretim üyesi, hekim, sağlık emekçisi, iktisatçı ve yazarın katkılarıyla hazırlanan bu sözlük, dar kapsamlı bir uzmanlık çalışması değil. Sözlükte, pek çok temel iktisadi ve toplumsal kavram da eleştirel bir yaklaşımla ele alınıyor. Sözlüğün omurgasını oluşturan sağlıkla ilgili maddelerde, kapitalist sağlık sistemi (ve son yıllardaki reform girişimleri) eleştirel bir çözümlemeye tabi tutulurken, sosyalist ülkelerin sağlık sistemleri hakkında da bilgi veriliyor ve toplumcu bir bakış açısıyla geliştirilen alternatif yaklaşımlar tartışmaya açılıyor. BAZI MADDELER: Aile Hekimliği, Aşı ve Patent, Aşırı Çalışmaya Bağlı Ölüm (Karoshi), Bulaşıcı Hastalıklar, Bütçe, Çocuk İşçil e r , EmekDeğer Teorisi, Esnek Üretim, Gecekondu, Hakkaniyet, Hekim Yemini, Küba'da Sağlık Sistemi, Mezuniyet Sonrası Eğitim, Neoliberalizm ve Sağlık, Sağlık Emekçileri, Sağlık Sistemi Reformları, Sosyalist Ülkelerde Çözülüş Sonrası Sağlık, Sözleşmeli Hekim, Tıp Eğitiminde Reform, Uluslararası Sağlık Kurumları. Editörler: Prof. Dr. Erhan Nalçacı, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Erkin Özalp, Prof. Dr., Atilla Göktürk, Attila Aşut, Öğr. Gör. Burçak Özoğlu, Dr. Bülent Cengiz, Yard. Doç. Dr. Bülent Kılıç, Doç. Dr. Cem Terzi, Dilek Karaşin, Dr. Eylem Yentürk, Prof. Dr. Feride Saçaklıoğlu, Dt. Filiz Hamzaoğlu, Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu, Haluk Yurtsever, İlhami Alkan, Doç. Dr. İlker Belek, Prof. Dr. İzzettin Önder, Doç. Dr. Kayıhan Pala, Mesut Odman, Metin Çulhaoğlu, Dr. Murat Civaner, Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu, Özen Aşut, Yard. Doç. Dr. Özlem Özkan, Prof. Dr. Reyhan Uçku, Doç. Dr. Tamer Aker, Dr. Uğur İşlek, Yard. Doç. Dr. Yücel Demiral GÜNCEL TIP Dr.Mustafa Çetiner EVRİM BİLİM VE EĞİTİM Mersin'de beş öğretmenin evrim kuramını anlattıkları için sürgün edilmelerinin ardından 2005 yılının sonunda Üniversite Konseyleri tarafından hazırlanan ve bilim insanlarının imzasına açılan metin, şu cümleyle son buluyordu: "Eğitim, bilimdışı öğelerden arındırılmalı, bilimden ve aydınlanmadan yana bir müfredat uygulamaya konmalıdır." Bugün binden fazla imzacısı bulunan bu metin, kamuoyuna "700 akademisyenin gericiliğe ve bilim dışı müdahalelere karşı çıkışı" olarak yansıdı. Bilimsel eğitimi ve aydınlanmayı savunmanın bir gereği olarak evrim kuramını sahiplenen ve bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na dilekçe veren öğretim üyeleri ve aydınlar, 27 Mayıs 2006 tarihinde de "Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu"nu düzenledi. Sempozyum bildirilerinden oluşan bu kitapta, evrim kuramının insanlık açısından taşıdığı öneme ve sağladığı olanaklara ışık tutulurken, bu kuramın bilimsel gelişme açısından vazgeçilmezliği ortaya konuyor. Kitapta yer alan bildiriler, Türkiye’nin bugünkü ve olması gereken bilim ve eğitim politikalarını da tartışmaya açıyor. Editör: Özgür Genç Prof. Dr. Battal Çıplak, Doç. Dr. Burak Gürbüz, Yrd. Doç. Dr. Elif Omca Çobanoğlu, Ender Helvacıoğlu, Prof. Dr. Erh a n Nalçacı, Erk i n Özalp, Yrd. Doç. D r . Hakan Çetinkaya, Prof. Dr. Haluk Ertan, Yrd. Doç. Dr. Hamdi Erkunt, Yrd. Doç. Dr. Hasan Aydın, Hikmet Sürmeli, Prof.Dr. Kayhan Kantarlı, Prof. Dr. Mehmet Sakınç, Onur Seçkin, Yrd. Doç. Dr. Özgür Taşkın, R. Nazlı Somel, Prof. Dr. Rennan Pekünlü, Prof. Dr. Rıfat Okçabol, Şirin Öztürkler, Dr. Tolga Binbay, Prof. Dr. Turan Öztürk, Öğr.Gör. Tülin Bozkurt, Yrd. Doç. Dr. Zeki Apaydın Bilgi için: Nazım Kitaplığı www.nkyayinlari.com nk@nkyayinlari.com cetiner.m@superonline.com Hekimler ilaç seçimlerinde maliyetfayda analizini iyi yapmıyor, ülke koşullarını hiçe sayarak pahalı ve yoğun tanıtım yapan firma ilaçlarına öncelik veriyor. Kanser Tedavisi: Önemli Noktalar Ülkemizde kanser sıklığı ile ilgili kesin istatistik veriler olmamakla beraber oranın 100 bin kişide 120 civarında olduğu sanılıyor. Bunun Türkiye için anlamı yılda 75.000 yeni kanser olgusu demektir. Ne yazık ki bu şanssız yurttaşlarımız ve aileleri sadece hastalıklarını yenmek için mücadele etmemekteler. Hastaneler, eczaneler arası koşuşturmalar, bürokratik zorluklar, imzalar, raporlar, doktor kaşeleri, yatış zorlukları, kan vericisi bulma çabaları, hasta talebini karşılamaktan uzak hastane altyapısı ve uzman hekim eksiği hastalar ve ailelerinin aşmaları gereken diğer önemli engellerdir. Bu engellere kanser tedavisinin yüksek maliyeti nedeniyle Sağlık Bakanlığı’nın kanser ilaçlarının kullanımı konusunda sınırlamalar koymaya çalışması da eklendiğinde tedavi kalitesi daha da düşmektedir. İlk bakışta birçok kişi için sağlık harcamalarının yüzde 50’ye yakın bir kısmının ilaç giderlerine kullanıldığı ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın ilaç kullanımına sınırlamalar getirmeye çalışması kabul edilebilir görünmektedir. Ancak bu durum en azından kanser hastaları için hiç de sanıldığı gibi değildir. Geçen yılın verileri, ülkemiz için tüm ilaç harcamaları içinde kanser ilaçlarına düşen payın YTL olarak sadece yüzde 6 olduğunu göstermektedir. 2005 yılında Türkiye ilaç pazarı 8.9 milyar YTL’dir ve bunun yüzde 17.8’lik aslan payı antibiyotiklere aittir. Türkiye’de ilaç giderleri için kullanılan toplam paranın sadece %6’sının kanser ilaçlarına harcanıyor olması ve her yıl 75.000 kişiye kanser tanısı konduğu düşünülürse Türkiye için toplam kanser tedavi maliyetinin çok yüksek olmadığı anlaşılır. Kaldı ki, bu grup hastaların hastalıklarından kaynaklı ne büyük acılar ve zorluklar yaşadığını da hep göz önünde tutmak gereklidir. Bu bakış açısıyla Sağlık Bakanlığımızın kanser ilaçlarının kullanılması konusunda bazen literatür bilgilerini zorlayan sınırlamalar getirmesi ekonomik anlamda irrasyonel ve insani anlamda da kabulü zor bir durumdur. Ancak sorunun sorumlusu olarak sadece Sağlık Bakanlığı’nı görmek haksızlıktır. Nitekim, bakanlığı bu uygulamalara iten, hekimlerin ilaç seçimlerinde maliyetfayda analizini iyi yapamaması, ülke koşullarını hiçe sayarak pahalı ve yoğun tanıtım yapan firma ilaçlarına öncelik vermesidir. Bu anlamda hekimlere de büyük sorumluluk düşmektedir. Sosyal güvencesi olmayan hastaların tedavi olanaklarına kavuşması için genel sağlık uygulamalarındaki iyileştirmeler yanında yine hekimler, hasta yakınları, gönüllü dernek, kurum ve kişilerin de soruna katkı sağlaması olasıdır. Örneğin; birçok kanser tedavi merkezinde hastalardan geriye çok sayıda ilaç kalabiliyor. Bakırköy Belediyesi’nin Kanser Haftası nedeniyle yürüttüğü bir proje bu anlamda iyi bir örnektir. Belediye geçen nisan ayı içinde piyasa değeri yaklaşık 20.000 YTL olan ve hastalardan artan kanser ilaçlarını vatandaşlardan topladı ve zor durumda olan hastalarda kullanılmak üzere Türkiye Kanserle Savaş Vakfına bağışladı. Bu gibi girişimler sorunu çözmek anlamında kuşkusuz ki, son derece yetersizdir. Daha fazlasına gereksinim vardır. Örneğin; hastaların kolayca gidebileceği, yeterince uzman hekimin çalıştığı kanser hastanelerinin özellikle İstanbul gibi büyük illerde yaygınlaştırılması ve hastaların ilik nakli gibi ileri tedavileri de alabileceği merkezlerin oluşturulması kaçınılmazdır. Bu gibi merkezler hem hastaların dağılmasını önleyecek, hem kolay denetlenebilecek hem de daha ekonomik hizmet verecektir. Bakanlığın ve konuyla ilgili sağlık personelinin bilmesi gereken bir diğer önemli nokta; önümüzdeki yıllarda kanser tedavisine harcanacak olan paraların giderek artacak olduğudur. Geçen yıl tüm dünyada tam 5.955 yeni ilacın klinik ve klinik öncesi ilk deneme çalışmaları başladı. Bu ilaçların büyük kısmı onkoloji alanında kullanılacak olan ilaçlardır. Akılcı politikalar geliştirilmedikçe artan bu maliyetler sağlık sistemimiz için giderek büyüyen önemli bir sorun olacaktır. CBT 1004/15 16 Haziran 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear