01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kürtaj Tartışması GönüldenBilime Ahmet İnam mada kullanılan verileri yeniden inceledikleri zaman riskte bir artış bulamadıklarını duyurdular. Bu iki değerlendirme arasındaki fark, ilk çalışmada ergenlik çağındakilerin dahil edilmemesiydi; çünkü hamilelikten önce bu çocukların akıl sağlıklarıyla ilgili bir bilgi yoktu. Oysa ergenlerin kürtajdan sonra depresyona yakalanma riskleri daha yüksektir. Dolayısıyla bunları kapsama alanı dışında bırakmak sonuçları büyük ölçüde bozan bir yaklaşımdır. Yeni Zelanda Christchurch Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nden David Fergusson, kendi yürüttüğü çalışmanın sonucunda kürtajın olumsuz etkilerinin olduğunu, yalnızca bu etkinin çok küçük olduğuna dikkat çekiyor. Fergusson, çok yaygın bir uygulama olan kürtajın kadınların ruhsal sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkilerinin daha kapsamlı ve uzun soluklu çalışmalarla araştırılması gerektiğine inanıyor. Şu anda böyle bir çalışma yapılmamış. Bu arada Amerikan Psikoloji Birliği, kürtajın uzun süreli ve belirgin bir tehlikesi olmadığını belirtiyor. Reyhan Oksay New Scientist 18 Mart 2006 maz olarak ciddi bir psikolojik travma ve bunalıma yol açar. Doğal olarak çocuğunu büyütme ve koruma içgüdülerine sahip bir kadının kürtaj olması, doğal ve sağlıklı bir gelişme değildir. Kaldı ki bilimsel çalışmalar kadınların depresyon, iki kutuplu hastalık ve ilaç bağımlılığına daha yatkın olduğunu gösteriyor. Karşı görüşler: Kürtajın kadınların ilerideki ruhsal yapılarını nasıl etkileyeceği konusu oldukça tartışmalıdır. Öncelikle nedensonuç ilişkisi net değildir. Bazı kadınlar, ruhsal sorunları nedeniyle çocuk yetiştirmeye uygun olmayabilir. Bu sorunlar ileride akıl hastalığına yol açabilir. Bazı kadınlar ise çocuk aldırdıklarını bildirmek istemeyebilir. Bu tür sorunlar neden sonuç ilişkisini açıklamaya yönelik çalışmalarda yanılgılara neden olabilir. 2002 yılında British Medical Journal isimli tıp dergisinde yayımlanan çalışmadan yararlanan araştırma komisyonu, bu çalışmaya dayanarak kürtaj yaptıran kadınların depresyona yakalanma riskinin yaptırmayanlara göre yüzde 50 oranında daha yüksek olduğunu bildirmişti. Geçen aralık ayında Colorado Üniversitesi’nden Sarah Schmiege ve Arizona State University’den Nancy Russo, söz konusu çalış Şiir ve Ahlâk Kim demiş, "Şairdir, ne yapsa yeridir" diye? Şairin ahlâk açısından bir sorumluluğu yok mu? Şairin kime karşı sorumluluğu vardır? Yok mudur? Bütün sorumluluklardan arınmış, göksel bir varlık mıdır şair? Şiir, insanı ahlâkın üzerine çıkarabilir mi? Şairin sıradan bir vatandaşa göre herhangi bir ayrıcalığı olabilir mi? Şiirle uğraşıyor olmanın şaire kattığı bir "üstünlük"ten söz edebilir miyiz? Üstünlük değil ama bir ayrıklık, aykırılık söz konusudur. Yeter ki, şairim diye ortaya çıkan, önce şair olsun! Şair, şiirin içinde iken bu dünyada değildir. Şiir, silme bir aşkınlıktır. Aşkınlık yaşantısıdır. Bu yaşantının ardındaki şair, bu dünya ile ötedeki şiir dünyası arasında gidip gelir. İki dünyanın sınırlarında dolanır. Bu anlamda şiir yaşantısı, Jaspers’in anlamında olmasa da, bir sınır yaşantısıdır. Aşkınsal (transzendental), bir serüvenin, bir sınır serüveninin içinde şiirler şair. Aşkın olan, şiirin olanağı ile açılan kapıdan girilen şiirsel anlam dünyasıdır. Şair bu dünyayı, yaşadığımız şu olağan dünyaya taşır. Aktarır. Olağan dünya anlamını şiirsel anlamla bezer. Şiirsel anlam gücüyle, bu alelâde dünyayı dokur. Şiiri olanaklı kılacak, şiirsel yaşantının izinin görülebileceği bir olağan dünyaya gerek var. Şiirin olanağı, belli bir altyapı üstünde kendini duyurabiliyor kimi insanlara. Onlara şairgiller diyoruz. Şairgiller, olağan dünyada şiirin izini yakalamış insanlardır. Aşkın dünyadan şairlerin getirdikleri yaşantıları duyabilecek güce ulaşmışlardır. Bilirler ki, dünya salt olağan dünyadan oluşmaz. "Dünyada şiir var" derler. "Şükür dünyada şiir var. Bu şiirle anlıyorum ki, dünya bu kadar değil. Olağan dünya ötesi dünyalar var." ŞİİR SALT SÖZCÜK DEĞİL Buradan çıkarmamız gereken derslerden biri, şiirin salt sözcüklerden ibaret olmadığı gerçeğidir. Sözcükler yalnızca yaşantı taşıyıcılarıdır. Şairgiller bu yaşantıyı tanırlar. İzini sürerler. Kimileri bunu yaşayabilir de.Oysa sözcüklerin tuhaf bir hilesi vardır. (Hegel’e nazire olsun diye, List der Worte, sözcüklerin hilesi diyebiliriz buna!) Size yaşantı taşıyormuş izlenimi verebilirler, içleri boşken. İşte manzumecigiller, bu boş sesin budalası olan insanlardır. Sözcük bağımlısı, sözcük şakşakçısı bu yaman adamlar, yaşantısız sözcüklerden tavşanlar çıkartırlar. Gözbağcıları insanları nasıl oyunlarıyla aldatıyorsa, bunlar da sözbağcılığı ile şairimsi varlıklarını ortaya koyarlar. İşte, şair, sözcüğün hilesini sezen, sözcükler tarafından kullanılmak yerine, sözcüklerle iletişime geçebilen biridir. Sözcükleri koklayabilen, tadabilen, görebilen, duyabilen, hele hele onlara dokunabilen bir aşkınlık yolcusudur. Şimdi, manzumecilerin ahlak sorunları doğrusu hiç ilgimi çekmiyor. Şairgillerdenseniz, sorumluluklar yumağı ile sarılmışsınızdır. Önce şair olmalısınız ki, sizin ahlak alanındaki şair olarak duruşunuzu değerlendirme olanağı doğsun. Aşkın yolculukların ardında değilseniz, bu yolculuklar için yeterince hazırlığınız, donanımınız yoksa, şiire ihanet ettiğiniz, şiire olan sorumluluğunuzu yerine getirmediğiniz söylenebilir. Şairim diye ortaya çıkan, gerçekten de şairgillerden olan birinin şiiri ihmali, şairin yeryüzünde işleyebileceği en büyük suçtur. Şairgillerden olup da, ruhuna şiirin kanadı değmiş birinin evvel emirde kötülüklerle savaşmasınının ilk koşulu, şiir yolculuklarını canla başla sürdürmektir. Bu olağan dünyanın çamuru yeni yorumlar bekler ondan, anlama açtır dünyanın çamuru; ağzını açmış anlam yiyeceğini bekleyen bir yavru kuştur anasından. Anası şairdir, üvey ana bile olsa, yine de anadır. Şiir bu anlamıyla, evrendeki yaşam gücünün yeryüzünde serpilmesine mânâ gülleriyle katkıda bulunmak demektir. Şiirde hayat var! Şiirde evren var! Yaşam gücü! İnsan var şiirde! Şairin sorumluluğu, yaşama duyulan sorumluluktur; cana, canlılığa! Yüksek katma değerli bilişim ürünleri ihracatı T üm Telekomünikasyon İş Adamları Der tan, Madagaskar ve Mısır bulunuyor. Toplantıda verilen bilgiye göre, TÜTED neği (TÜTED), yüksek katma değerli biliüyesi 20 üretici şirketin toplam ihracat rakamı şim ürünlerini ihraç eden 20 üyesi ile bir89 milyon 530 bin Amerikan Doları, ArGe yatılikte 2005 yılı ihracat rakamlarını ve 2006 yılı rımları ise 44 milyon 250 bin Amerikan Doları hedeflerini açıkladı. Yaklaşık 206 üyelik portfödüzeyine ulaştı. Sektörün 2006 yü ile telekomünikasyon pazarıTürk hedefinin de geçtiğimiz yıllara nın yüzde 80’ini kapsayan TÜoranla en az yüzde 50 civarında Telekomünikasyon TED’in pazarda hali hazırda yürütülen projelerin de yüzde Endüstrisi’nin yazılım, bir artış göstermesi beklenmekte. 80’inin üyeleri ve çözüm ortakdonanım ve Telekomünikasyon Kuruları tarafından gerçekleştirildiğiTayfun Acarer’in mu Başkanı tasarımları ile yüksek ne dikkat çekilen toplantıda, arAnkara’dan video konferans ile tık Türk Telekomünikasyon En katma değerli bilişim katıldığı toplantıda, yeni çıkacak düstrisi’nin yazılım, donanım ve ürünlerini, dünyanın olan Elektronik Haberleşme Yatasarımları ile yüksek katma desası ile gelirlerinin bir kısmını dört bir yanına ğerli bilişim ürünlerini, dünyateknoloji üreten firmalara, özelnın dört bir yanına ihracat ettikihracat ettikleri likle sektörün gelişiminde önemleri vurgulandı. vurgulandı. li rol oynayan ArGe’ye aktaraAirTies, PhonoClick, Pencaklarını açıkladı. ta Elektronik, SANKO Grup şirCeBIT Bilişim Eurasia’nın ketlerinden ARGELA, TELPAŞ, Karel, CENTürkiye’deki temsilcisi ve organizatörü KABLO, SYS, Universal, Selex, Hittite, TeleŞ a f ak Alpay da AvrasHİFAŞ’ın Genel Müdürü nity, Multitek, Bircom, Mimtel, Telesis, Küresel, ya’nın en büyük iş platformu niteliğindeki bu Kumtel ve Teleteks Kablo’dan oluşan TÜTED önemli organizasyonun özellikle dev uluslar üyesi 20 üretici şirketin ihracat yaptığı ülkeler arası şirketler tarafından takip edildiğine dikarasında K.K.T.C, Ukrayna, Gürcistan, Kazakiskat çekti. TÜTED ile işbirliği yapmanın önemtan, Moldavya, Azerbaycan, Bulgaristan, Cezayir, Kamerun, Yugoslavya, Avusturya, Belçika, ine değinen Alpay, tüm şirketlerin yeni iş ve Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, ilişki geliştirme fırsatlarını burada bulacaklarınİspanya, Suriye, Amerika, İsrail, Rusya, Hindis dan emin olduklarını vurguladı. 993/11 1 Nisan 2006 AHLAKÇA SORUMLULUK Yalnızca şiire midir sorumluluk? Ahlakça sorumluluğu yok mudur? Hem de nasıl! Şair olmak, yaşamın serpilmesi sorumluluğunu yükler, şaire. Yaşamın serpilmesine aykırı olan her edimi onu suçlu kılar! Peki, şöyle düşündüğünde ve eyleme geçirdiğinde bu düşüncesini, örneğin, suçlu mu olur? Ahlaksız mı olur? "Madem ki şairim, yaşamın serpilmesine karşı sorumluluğum var, şair arkadaşım falanca da bu serpilmeyi engelliyor, o halde ona kötülük yapayım, gerekirse öldüreyim." Elbette, kötüdür bu düşünce ve eylemiyle şair. Yaşamın serpilmesini şiir yolculuklarını başararak sağlama sorumluluğu verilmiştir ona. Bu arada olağan dünyada kimseye zarar vermemesi gerekir. Aşkın dünyada çıkacakları amansız yolculuk için, şiir onları beklerken, birbirleriyle uğraşan, olağan dünyada insanları aşağılayan, kötülük tohumları saçan şairler iki dünyaya da kötülük yapmış olurlar. Unutmayalım, şair, herkesten bir fazla dünyaya karşı sorumluluğu olan biridir. Onun bir de şiir dünyası vardır. Şairin serseriliği, uçarılığı, sorumsuzluk demek değildir. Şiir, aşkın dünyada şairi gözlemekte, şiir adına ne yapıp ne ettiğini levhi şiire yazmaktadır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear