29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör sedilir bir şekilde azalmasına yol açmış. Sadece Piemont bölgesinde bile yasağın yürürlüğe girmesinden sadece beş ay sonra yaşları 60’a kadar olan hastalar arasında akut kalp enfarktüsü nedeniyle hastanelere başvuranlar %11 oranında azaldı diyor Turin Üniversitesi bilim adamları. Yasaktan bir yıl önce 922 vaka yaşanırken, 2005 Şubat ve Haziran aylarında bu sayı 832’ye inmiş. Araştırmayı yöneten Francesco BaroneAdesi, araştırmamız,sigara yasağının sağlık üzerinde kısa bir süre içinde olumlu etki yaptığını göstermesi açısından önem taşımakta diyor. Sigara yasağının solunum yolları, kalp/dolaşım sistemi ve kanser gibi uzun vadede ortaya çıkan hastalıklar üzerindeki etkisi önümüzdeki yıllarda incelenecek. İtalya’da restoranlarda, bürolarda ve kamusal alanlarda sigara içme yasağı Ocak 2005’ten bu yana uygulanmakta. Sigara içme yasağı kafelerde ve barlarda da geçerli ve sıkı bir şekilde kontrol edilmekte. önemli yaşam fonksiyonunun doğal bir parçası, ama mekanizma bozulduğu zaman örneğin Alzheimer gibi hastalıklara yol açabilmekte. Nörologlar aşırı testosteronun, hücrelerin sinyal sistemine saldırarak, intihar programını çalıştırdığını söylüyorlar. Daha önceki araştırmalarda da yüksek dozda testosteronun, aşırı uyarıma, saldırganlığa neden olabileceği ve kişileri intihara sürükleyebileceği ortaya çıkmıştı. Üniversiteler isterlerse yasa dışı olduğu mahkemelerce belirtilen TÜBİTAK yönetimini çalışamaz hale getirirler. Yapılacak iş, TÜBİTAK'taki personeli geri çekmektir. TÜBİTAK Sorunu Kangren Olmadan Çözülmeli Türkiye'de eğitim ve araştırma faaliyetlerinin karşısındaki en büyük tehdit olarak gördüğüm Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in son gayrikanuni hamlesi, mülâkat yoluyla yurtdışına gidecek lisansüstü öğrenci seçimine kalkışmasıydı. YÖK bu yolla gidecek öğrencilerin diplomalarını tanımayacağını pek haklı olarak beyan etti. Bu yazının yazıldığı 24 Eylül günü, TÜBİTAK'ın Sayın Bakan'ın operasyonuna isimlerini açıklamadığı bir jüri marifetiyle katıldığını öğrendim. Tabiî bu şaşılacak bir durum değildir, zira şu anda mahkeme kararlarıyla yönetimi (ve dolayısıyla kendisi) yasa dışı ilân edilmiş olan TÜBİTAK iktidarın bir maşasıdır. Geçen akşam bir televizyon kanalına çıkan eski Başkan (ve Academia Europaea üyesi olacak saygınlıkta uluslararası bir bilim adamı olan) Prof. Dr. Namık Kemâl Pak, 59. hükumetin TÜBİTAK hakkındaki icraatını yasa dışı ilân eden mahkeme kararlarını tek tek saydı döktü. Bunun üzerine programa telefonla bağlanan eski TÜBİTAK başkanlarından ve eski YÖK başkanı Prof. Dr. Kemâl Gürüz, Cumhurbaşkanlığı’nın ortada resmen yasadışı bir kurum olarak faaliyet gösteren TÜBİTAK'a Denetleme Kurulu'nu yollaması gerektiğini söyledi. Gürüz ayrıca, üniversitelerden izinle TÜBİTAK'ta çalışan akademik personelin izinlerinin iptalini, Türkiye Bilimler Akademisi'nin de TÜBİTAK'a kanunen vermesi gereken üyesini geri çekmesi gerektiğini söyledi. Gürüz'ün söyledikleri, şimdiki YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in üniversitelere yaptığı, TÜBİTAK toplantılarına katılınmaması ve TÜBİTAK'tan proje parası alınmaması çağrısına paraleldir. Ancak üniversitelerdeki araştırmanın pek çoğu TÜBİTAK parası olmadan yürütülemez. Bu durumu daha da keskinleştirmek, üniversiteleri iyice kendi yandaşlarıyla doldurduğu TÜBİTAK'a bağımlı kılmak için AKP hükumeti üniversitelerin parasını keserek, para kaynaklarını TÜBİTAK'a aktarmış, sonra da sıkılmadan araştırma parasını arttırdıklarından bahsetmiştir. Halbuki gerçek, araştırma parasının belli politik görüşü olanların ellerine verilmesinden ibarettir. Bu zor günlerde üniversiteler isterlerse yasadışı olduğu mahkemelerce belirtilen TÜBİTAK yönetimini çalışamaz hale getirirler. Yapılacak iş, Gürüz'ün söylediği ve Teziç'in de sık sık imâ ettiği gibi TÜBİTAK'taki personeli geri çekmektir. Bu yapılırken Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu da TÜBİTAK'ın yasadışı olduğu ilân edilen yönetimini köşeye sıkıştırabilir. Bunlar behemahal yapılmalıdır. Ortada tehlikede olan yalnızca üniversitelerin ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin onuru değil, ülkenin emniyetidir. TÜBİTAK pek çok stratejik projede Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin ortağıdır. Sayın Millî Eğitim Bakanının bilinen görüşlerini ve faaliyetini destekleyen ve aralarında Anayasa Mahkemesi de bulunan mahkemelerce Sayın Başbakan'ın keyfî olduğu açık icraatı sonucu yasa dışı ilan edilmiş bir yönetime sahip bir TÜBİTAK'ın aynı zamanda ordumuzla ülke emniyetini ilgilendiren ve yer yer gizlilik derecesi olan ortaklıklar yapmasının ne derece doğru olduğunun takdirini okuyucularıma bırakıyorum. TÜBİTAK sorunu derhal çözülmeli, kurum bilimsel saygınlığı tartışılmayan yasal ve bağımsız bir yönetime kavuşturulmalıdır. O zamana kadar, Sayın YÖK başkanının da çeşitli vesilelerle söylediği gibi TÜBİTAK parası kullanılmamalıdır, zira günün birinde bugünkü yasadışı olduğu söylenen yönetim mahkeme önüne çıkarıldığında yasa dışı olduğu mahkemelerce söylenen dönemde yaptığı icraat arasında herhalde dağıttığı paraların da hesabı sorulacaktır. Yasadışı bir kurum veya kişilerden hiç kimse (ne amaç için olursa olsun) para kabul etmiş olmak istemez, zira yasadışılık tanım gereği suçluluktur; suçluyla suçlu olduğu konuda ortaklık, suça ortaklıktır. TÜBİTAK'ın içine düşürüldüğü korkunç ve anlaşılması güç durum Türkiye sınırlarının dışına taşmış, ülkemizin imajını zedelemeğe, menfaatlerinin altını oymağa başlamıştır. Bu konuda dünyanın en saygın dergileri olan Nature ve Science'da yayımlanan tam sahifelik makaleler her ne hikmetse Türk medyasının çoğunun gözünden kaçmıştır! TÜBİTAK'ı kurtarmak hepimizin görevidir: Cumhurbaşkanımızdan, ordumuza, oradan üniversitelerimize kadar. 1500 AVRO’YA UZAY YOLCULUĞU ERKEKLİK HORMONU, BEYİN HÜCRELERİNE ZARAR VERİYOR Yoksa maço erkekler aptal mı? Yale Üniversitesi’nde ger CBT 1021/5 13 Ekim 2006 çekleştirilen bir araştırma sanki bu önyargıyı doğrular gibi. Çok fazla erkeklik hormonu (testosteron) sinir hücrelerini öldürmekte. Testosteron en önemli erkeklik hormonudur ve tüm bedensel gelişmeleri ve insansı davranışları kontrol eder. Journal of Biological Chemistry dergisinde yayımlanan araştırmada, laboratuvarda üretilen sinir hücrelerinden yararlanılmış. Yüksek dozda testosteron,laboratuvar hücrelerinde programlı hücre ölümünü başlatıyor. Bu mekanizma, birçok Cambridge Üniversitesi öğrencileri, insansız ucuz uzay uçuşu için ilk pilot denemelerini başarıyla tamamladılar Öğrenciler bir helyum balonunu yaklaşık olarak 32 km. yüksekliğe kadar uçurabildiler. Balonun içindeki bir kamera üç saatlik yolculuk sırasında müthiş dünya fotoğrafları aldı. Öğrenciler balona bir roket yerleştirerek, atmosferin daha üst tabakalarına göndermek istiyorlar. Roketin, balonu, 100 km’ye taşıması bekleniyor. Mühendis Paul Collins yönetiminde çalışan öğrenciler roketli balon deneyini önümüzdeki yıl gerçekleştirecekler. Çok ucuza mal olan roketsiz balon 32m. kadar yükselmiş. Yani Transatlantik uçuşlarında kullanılan uçaklardan üç misli daha yükseğe ulaşmış. Bu yüksekliğe ulaşan balon patladıktan sonra, üzerinde bulunan kamera bir paraşütle zarar görmeden, kalkış yerinin 45 km. ilerisine düşmüş. Öğrenciler roketli balonun sadece 1500 Avro’ya mal olacağını sanıyorlar. Önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek deney başarılı olursa, tüm zamanların en ucuz uzay misyonu da gerçekleştirilmiş olacak. Nilgün Özbaşaran Dede
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear