29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu lerde maliyetler düşecek ve yataklar daha randımanlı bir şekilde kullanılacak. Siemens’in Almanya’nın Bielefeld kentindeki belediye hastanelerinde pilot olarak uygulanan RFID çipleriyle yatak temizliği projesi, hem emek hem de maliyetler açısından çok büyük tasarruf sağlıyor. Proje ortaklarıyla birlikte yataklara RFID çipleri yerleştiren Siemens Business Service, bunların sağladığı yararları gözledi. Eskiden hastane yatakları, hasta tarafından yatağın kaç saat veya kaç gün işgal edildiğine bakılmaksızın, kullanıldıktan sonra tümüyle temizleniyordu. Yatak üreticisi Stiegelmeyer ile birlikte çalışan Siemens uzmanları, seçilmiş bir koğuştaki her yatağa bir RFID çipi iliştirdi. Böylece kablosuz bağlantı sayesinde yatakları tek tek tanıma olasılığı elde edildi. Koğuşun girişi, çıkışı ve yatakların hazırlandığı merkezi bölüme yerleştirilen kayıt cihazları, yatakları kaydetti ve bu verileri bir yazılıma gönderdi. Bir yatak koğuştan temizleme birimine götürüldüğü zaman, yazılım yatağın ne kadar süre ile kullanılmış olduğunu belirliyordu. Koğuşta bir gün kullanılmış olan yataklar için basit bir dezenfekte işlemi yeterliyken, üç günlük bir kullanımdan sonra tam temizlik gerekiyor. Pilot proje hastane için büyük tasarruf sağladı. Örneğin, çok daha az miktarda temizleme malzemesi kullanıldı. Benzer şekilde İsviçre, Bern’deki Inselspital hastanesinde 1.600 yatak, 1.000 şilte ve merkezi yatak yönetim birimine Siemens’ten sağlanan RFID çipleri yerleştirildi. İsviçre’nin bu en eski ve en büyük hastanesinin yılda bu proje sayesinde 200.000 frank kâr etmesi bekleniyor. TanolTurkoğ[email protected] Afrika’da Mauritius’u, Asya’da Brunei’yi, Katar’ı, Amerika’da Barbados’u, Avrupa’da G.Kıbrıs’ı ya da Malta’yı geçince mi kendimizi başarılı addedeceğiz yoksa verimlilik kavramını idrak etmenin zamanı geldi de geçti mi? Dijital Fırsat İndeksi Internet adında eşitlenmiş dijital kültürü yönlendirme sürecini acaba Birleşmiş Milletler denetiminde, koruma ve kollamasında gerçekleştirebilir miyiz, diye girişimde bulunanlar (Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi) ağustos ayında bir rapor yayımladı: Dünya Bilgi Toplumu Raporu. Beş kıtada 180 ülkede yapılan araştırma sonucunda da bir indeks hazırlanmış. 180 ülkenin dijitalleşme süreciyle ilgili bilgiyi sembolize eden bu indekse Dijital Fırsat İndeksi deniyor. Bu çalışmaya göre dünya üzerindeki en ileri 10 ülke ve 1.00 üzerinden aldığı indeks değerleri şöyle sıralanıyor: 1. Kore – 0.79 2. Japonya – 0.71 3. Danimarka – 0.71 4. İzlanda – 0.69 5. Hong Kong – 0.69 6. İsveç – 0.69 7. İngiltere – 0.67 8. Norveç – 0.67 9. Hollanda – 0.66 10. Tayvan – 0.66 Türkiye’nin durumu ne? Bu indeks ne anlama geliyor? Biraz da bunları irdeleyelim: Türkiye’nin indeks değeri 0.45. Türkiye 180 ülke içinde 58. sırada. Kırk ülkelik Avrupa listesinde ise Türkiye 32. durumda. Türkiye’nin gerisine düşmüş yedi ülke şunlar: Rusya – Makedonya – Bosna – Beyaz Rusya – Ukrayna – Arnavutluk – Moldova. Moldova’nın indeks değeri 0.30. Bir başka deyişle Batı Avrupa, İskandinavya, Baltık Ülkeleri ile eski doğu bloku ülkelerinin pek çoğu bizim önümüzde. Biz ancak birkaç eski Yugoslavya cumhuriyetini geçmişiz. Rusya ile indeksimiz ise eşit. Bu indeks bize tam olarak ne diyor? İndeksi oluşturan üç temel kategori var. Bunlar: Fırsat, Altyapı ve Kullanım. Bu kategorilerde alınan indeksler, nihai indeksi oluşturuyor. Türkiye’nin bu üç kategorideki indeks değerleri şöyle : Fırsat : 0.97 Altyapı : 0.30 Kullanım : 0.08 Yerimiz pek de parlak bir yerde değil. Dünya ve Avrupa ortalamalarına bakarak da bunu görebiliriz. Tablo şöyle: Dünya Avrupa Türkiye Fırsat 0.77 0.97 0.97 Altyapı 0.23 0.46 0.30 Kullanım 0.11 0.22 0.08 DOI 0.37 0.55 0.45 Görüldüğü gibi fırsat indeksimiz yüksek görünse de aslında Avrupa ortalamasındayız; dünya ortalamasını ise 0.20 puanla geçiyoruz. Altyapıda da Avrupa’nın gerisinde, dünyanın kısmen de olsa önündeyiz. Kullanımda ise her iki ortalamanın da gerisindeyiz. Tabii dünya derken Afrika dahil tüm kıtalardaki ülkelerin resmin içinde olduğunu unutmamak gerek. Kısaca özetlemek gerekirse, burada bir kez daha şunu görüyoruz: Türkiye aslında yüksek potansiyele sahipken bunu hayata geçiremiyor. Bu sadece dijital kültür ya da teknoloji alanında mı geçerli? Hayır. Politika sahnesinde de benzer bir tablo yok mu ortada? Bir yandan baktığımızda biz büyük bir ülkeyiz. Ancak yukarıdaki gibi pratik bazı figürlere, ortalamalara, rakamlara baktığımızda ise dahil olduğumuz grubun içinde yer alan ülkeler pek de "rakip" olarak gördüğümüz ülkeler değil. Dijital kültür ortalamamızı artırarak örneğin Afrika’da Mauritius’u (0.48), Amerika’da Barbados’u (0.52), Asya’da Brunei’yi (0.49), Katar’ı (0.51), Avrupa’da G.Kıbrıs’ı (0.55), Malta’yı (0.58) geride bıraktığımızda da kendimizi başarılı addedeceğiz? Artık verim kavramını idrak etmenin zamanı gelmedi mi? 3. DÜNYA ÜLKELERİ İÇİN UCUZ AYDINLATMA Mightylight, su geçirmez, şoka dayanıklı bir LED (lightemitting diotes) lambası. El feneri, okuma lambası ve tavan lambası olarak da kullanılabilen Mightylight, güneş enerjisi ile çalışıyor; bir yükleme ile 8 saat ışık verebiliyor; 100.000 saat dayanma garantisine sahip. Stanford Üniversitesi’nden Matt Scott tarafından geliştirilen lambanın, gazyağı ile çalışan lambalardan daha güvenli ve daha ekonomik olduğu bildiriliyor. Matt Scott, Hindistan gibi yoksul ve elektrik kullanma olanaklarının düşük olduğu ülkelerde, Mightylight’ın gazyağı lambalarının yerini alması için Hindistan’da Amit Chugh ile birlikte bir pazarlama şirketi kurdu. Geçen yıl bu lambalar tanesi 45 dolardan satılmaya başladı. Ne var ki LED teknolojisinin büyük bir hızla ilerlediği göz önüne alındığında lambaların 30 dolara ineceği düşünülüyor. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1021/19 13 Ekim 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear