26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Tıp Etiği ve Hukuku Hastaya, ölümcül hastalığı söylenmeli mi? Eskiden doktorların "beni öldürseniz hastama ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyletemezsiniz" tutumu bugün değişti ve doktorların hastanın psikolojisini ve hasta haklarını de dikkate alarak, gerçeği gerekirse kademelisöylemesi kabul edilir oldu... Dr. Ann Namal (*) ugunlerde unlu bır bılımadamının aldığı olumcul hastalık tanısının, yakınlarının kararı ıle kendısınden gızlendıgı, bu ugurda tahlıl sonu^ljrının yıne yakınldrıncd değıstırılerek kendısıne gosterıldığının kamuoyunca ogrenılmesı uzerıne, boyle bır tutumun ınsan ve hasta hakları ıle bagdaştırılamayacağı ılerı surulerck bır tartışma başlatılmış gorunuyor Tıp hukuku ıle kesışen, anıak huku kıın değerlendırmeMiıı dikkate alırken gelıştırılmesı gereken yonlenne ışık tutma ıy levı de goreıı tıp etıgı açısından, beıızerı olguların aşagıdakı duşunceler uzermde duruldugunu hatırlatmak ısterım Ingılız hekım ve etıkçı Thomas Percival, 1803 yılında olumcul hastalık tanısının açıklanmasında teınkınlılıgı, hatta gerçeği maskelemeyı kurallaştırırken, şu soylemı ortaya koyuyordu "Hekım hastanın kendısını lyı hıssetmesıne, umut duymasına hızmet etmelıdır' Hastanın yargıcı olmdmalıdır' En u.stun yasa, hastanın yaşaına arzusunu kam(,ılayacak umudunun d^ındırılmamasıdır1 (1)" Koklerı daha eskılere dayanan bu goruş uzun sure elkılı oldu 20 yy 'ın or talarmdd deneyımlı bır hekım, bu çagrının etkısmı surdurduğu bır atmosferde mes B landığını açıkladı Bu zavallı kadının hayatı, son nefesıne kadar, bıı kabustan tarksız oldu Doktoru ıse. bır daha ne olursa olsu/ı hıçbır hastasına, olumunun yakın olduğunu sovlememeve dhdettı Doktorlar, ydlnız hastalanna deg.il, onların yakınlanna bıle yalan sovlemelıdırler Aılenın dığer fertlerı hakıkatı bılmelı lektaşlarına şu ogutte bulunuyordu (2) mıdır? Hakıkate tahammul edebılır ve bıl"29 senelık doktorluk hdyatımda, gılerını hastaya karşı takındıkları tutuma hastalarımdan herhdiığı bırıne durumu aksettırmezlerse, hdkıkatı bılmek haklaıınun umıtsız olduğunu bır kere dahı olsıın, dır Fakat gene de hastanın menfaatınm ıtıral etmedım Bu benı valancı yjpıyorsd, onde geldığı unutulmamalı " yaldnu olnıakla ıftıhar edıyorum Bugune kddar hastalarımın zıhnını hep lyıleşme ve DEĞİŞEN TUTUM sıhhat kavramldrı ıle mcşgııl ettneve çalışAma yıne, ozellıkle 20 yy başlarıntım Hastaya, hastalığınm tcdavı edılemedan ıtıbaren, gelışmış toplumlarda eğıtıyecek derecede ılerlemış olduğunu soylemın yaygmldştırılması ıle, egıtımlıbılınç. yıp, hditahğmın yukune olume mahkumıkazanmış bıreyın, saglıgını ılgılendıren koyetın ezıcı baskısını eklemek m; ğerekır? nuldrda kararını Doktonın boyle bır kendısının vermeharekette bulunması ve verdıgı karası hence Liridvetbr rın sorumluluğunu taşıması beDoktorları nımsenır olmaya kendısıne hakıkatı haşldndı iovlemeye ıkna Bu bakış açı eden, kuvvetlı kdsı ıle 1960'ları ızrakterh bır kddını leyen yıllarda hatırlarım 0, vası"hastanın aydınlayetndtnesını hazırla tılması ve ardınmak ve çocuklarının dan onayınm alınılerıdekı hayatını duması", onun bedezenlemek ıçın, ne nı uzerınde tıbbt bır uygulamada bulunukadar omru kaldığını mutlaka oğrenmek labılmesının temel koşulu kabul edıldı Bu ıstıyordu Israrma kanan doktoru, butun koşulu dıkkate almayan hekım, Ceza Yasadoktorluk havatı boyunca bağlı kaldığı ku sı karşibiuda "bedenı yaralama" eylemınrala avkın hareket ettı Kadma. amelıvatı den sorumlu tutulur oldu (3). mumkıın olmayan bır kanser turune yakaHastaya olumcul bır hastalık tanısı konduğunda ya da boyle bır hastalığın metastaJİarı saptandıgında ona gerçeği tum Viplaklıgıyla duyurup duyurmdiııa koııusu ıse, kolaylıkla tedavı edılebılecek "apandı sıf'ının, 'akcığer ıllıhabı'nın olduğunu dçıklamak kadar kolay olmadıgından, tıp <,evrelerınde tartışılmaya devam etmektedır "ÖLÜMCÜL" KAVRAMI Tartışanlar ı<,erısınde, 1950'lerdekı me.slektaşları gıbı duşunmeyı surdurup, "Kendım kotu bır kanser turune yakdldiısam bunu bılmek ıstemem, ya dd tunı so nuçları hakkında bılgılenmek îbtemem1" gerekçesını ılerı surerek, bu durumdakı hastalarıtid ger(,egı açıklamakta zorlanacaklarını ıfade eden hekımler bulunmaktadır (4) Ancak bulaşıcı hastalıklarda, hekı mın hastadan tanıyı gızleme hakkı bulunmamakta, hastanın bulaştırıcı olmamak uzere sorumluluk almasını saglamak ıçın bılgılendırılmesı zorunluluk olarak gorulmektedır Bu nedenle, gelı^tırılen tedavıle re karşın hala "olum tanısı dlmak" olarak algılanılmakta olan HIV/AIDS tanısı, has taya derhal açıklanmaktadır Bır başka duşundurucu yon, "olumcul" dıye nıtelenen hastalıklarda konulan tanının mutlak kabul edılemeyeceğıdır Tıpta ıfade edılen gerçegın ıçerığı ıstatıstığe, <,eşıtlı olgular uzerınden edınılen deneyıme dayanmaktadır Olumcul hastalık kavramı açı.sından dıkkatten kaçmaması gereken bır dığer yon kanser sozcuğunun, olumcul hastalık kavramı ıle tuınden ozdeşle^tırılemeyece ğı, halk arasında halen korkulan bır çok DörtKöşe n 5 Hatis Astro'dan "Simit'in DNA'sı" Azız Hocam Ökkeş, Yıllardır sıze yazamadım Neden mı? Bılıyorsunuz bır kaç yıldır sımıt uzerıne çalışıyorum Sımıt kadar malzeme lıstesı kısa ama onlarla varılması gerekenı karışık bır unlu urun daha yoktur Yok 22 ayar Osmanlı altını rengınde ola cak, yok altın oranda eğrı çızgıler ıle sarılı olacak Gecen yıl 260 tane sımıt yaptım 4 kg susam harcadım ama ne yazık kı çıtır sımıtlerım bır dolu arkadaşımı akşam çaylarının yanında mutlu ederken benım ıçın eksıklı olmaya devam ettıler Nasıl bukersem bukeyım uzerlerıne o kızıl kahveyı yaran beyaz vadılerden yapamıyordum bır turlu Sımıtle ılgılı ne kadar tarıf varsa karıştırdım, bır turlu bır ıpucu bulamadım Bu yaz, bu sorunu çözmek amacıyla memlekete gelır gelmez, ılkın bır unlu mamuller fırınına gıttım Sımıt yapım dırektöru ıle goruşmek ıstedığımı belırttım bıraz sertçe Bınbır dereden su getırdıler Derdımı anlattım," ekmeğınıze ortak çıkmaya fılan çalışmıyorum, okyanus ötesı yaptığım sımıtlerıme bu beyaz çızgılerden koymaya çalışıyorum dedım Kasada duran adam sankı kutsal emanetlerden bır PırefH ökkeş Watson gıbıydım "Demek çıtte sarmalmış dıye tekrar edıp duruyordum kendı kendıme "Nasıl da tahmın edemedım bunu 7 " dıye kızıyordum bır yandan kendıme Kasap ökkeş'ın kızından (Kasap Ökkeş ın sızınle bır alakası yok, sadece ısım benzerlığı) Ikı kılo yarı saydam Fethıye susamından alıp bavuluma koydum Beyaz vadılerı olan sımıtlerın ne kadar ddhd çok can sımıdıne benzedığını, onların halkayı can sımıdının ıplerı gıbı nasıl dolaştığını duşunuyordum bır yandan Nort Karolayna'ya donunce (mubarek geçen pazar gunu) ılk denememı yaptım Her ne kadar oyle lırt fırt dıye yapılacdk kolaylıkta bır şey değılse de bır ıkı başarısız halkadan sonra uygun bır yolunu buldum Heyhat' Fırıncı butun sırrını kaptırmamış Hamurun yumuşak olması ve sar malı yapan teklerın bırbırıne lyıce kaynaşması gerekıyor yoksa çızgı yerıne bombe olma problemı var Vadım o kadar beyazdı kı1 Fırının ışığını açıp seyrettım Sımıtlerıme dadanmış şakşakçılar "bız bır fark goremedık tadı aynı dedıler Bılgı ve ılgınıze sunar, sımıtlerımden tadmaya beklerım sızı azız Hocam Imza Pıref HatısAstro Nort Karolayna, ABD şey odunç verırmış gıbı gerınerek "bak boyle yapacaksın, fırt aşağı, fırt yukarı dedı Işte o zaman anladım sımıtın çıtte sarmal olduğunu1 Bu zamana kadar beyaz vadılerı beceremememın nedenı sımıtı ıkı sopa yerıne tek sopa hamurdan bukmeye çalıştığım ıçınmış Fırından çıktığımda DNA'cı 914/18 25 Eylul 2004
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear