Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Haberler GönüldenBJIime Gönül nedir? Daha küçük çene, daha büyük beyin Insanoğlu büyük beynini ve gelişmiş kültürünü, 2.4 milyon yıl önce çene kaslarımızı zayıflatan tek bir genetik mutasyona borçlu. Ahmet Inam 2 m*ı milyon yıldır in*""V san beyni diğer • KJ primatlara göre daha fazla büyüdü. Bugün insan beyni şempanze ve goril beyninden kabaca 3 misli büyüktür. Bilim adamları bunu çevresel koşulların zorlamasıyla insanların alet geliştirmesine bağlıyor. Sonuçta daha büyük beyni olanların el becerileri daha fazla geliştiği için aletleri daha büyük bir ustalıkla kullanabildiler. Bu süreç niçin diğer primatlarda değil de yalnızca insanlarda etkili oldu? Philadelphia'daki Pennsylvania Üniversitesi'nden Hansell Stedman a göre insan beyninin bu kadar büyümesi yalnızca çene kası dokusunda faal olan bir gen mutasyonu ile açıklanabilir. Çalışıııarıın bir bölumünde Stedman ve ekibi, makak maymunlarının spesifik bir çene kası üzerinde yoğunlaşarak, kas kasılmasında rol oynaması muhtemel bir geni araştırdılar. "Çalışma sırasında bu genin yalnızca güçlü ısırma kasında etkin olduğunu keşfettik" diye konuşan Stedman, "Isırma kası çene kapayıcı kaslarm içinde en güçlü olanı. Ayrıca bu kas insanların dışındaki primatlarda kafatasını tümüyle kapatıyor" diyor. Araştırma ekibi insanlarda da aynı geni buldular. Bu gen insanın ısırma kasında da faal durumda bulunuyordu. Ancak arada çok önemli bir fark vardı. Makak geni ile karşılaştırıldığında, insandaki ge nin kilit bölgelerindeki iki baz çifti eksikti. Stedman'ın ekibi başta Afrika, Güney Amerika, Hatı Avrupa, İrlanda, Japonya ve Rusya olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki insanları inceledi. Ayrıca insan olınayan 7 primat türü ele alındı. Her insanda söz konıısu mutasyon varken, hayvanların hiçbirinde yoktu. Ekip ısırma kasının yapısını dikkatli bir şekilde inceleyince, insanlarda kas liflerinin diğer primatlarınkinden daha kü^^^^^ çük olduğtınu keşfetti. Bu da * « İ H I H mutasyonun insanlarda bu kaMII kutlesıııi azalttığını gösteriyor. Üaha zayıf olan kaslar kafatasına daha az kuvvet bindirdiği için kafatasmm büyüme şansı artmış oldu. Detaylı genetik analizlerin sonucunda bu farkı yaratan mutasyonunun 2.4 milyon yıl önce meydana geldiği anlaşıldı. Bundan henıen sonra, Homo türünün ilk üyesi ortaya çıktı. Bu üyenin beyni daha büyük, çenesi daha küçüktü. İngiltere, Sheffield'den insanın kökenleri konusunda uzman Paul Pettitt, bundan 2 milyon yıl önce Homo habilis ve Homo rudolfensis'in 500 santimetre küp beyinlerinin ilk ortaya çıkışlarının bu mutasyonun ile açıklanabileceğini ileri sürüyor. Bu iki türün de, ataları olan australopithecine'lerden daha küçük çenelere sahip olduklarına dikkat çekiliyor. New Scientist. 27 Mart 2004 Dünyada ve Türkiye'de çektiğimiz sıkıntıların toplumsal, siyasal, ekonomik ,boyutlannın yanında, birey ve toplum olarak gönül oluşturamamanın derin acılarını da yaşıyoruz. Bu konuda düşünmenin gereğini vurgulamak amacıyla, kendimi tekrar etme tehlikesini göğüsleyerek, gönül kavramını yeniden açmayı deneyeceğim. Gönül, insanın insan olma iradesidir. İnsan olma, olgunluğa erme aşamasında gönül olmadır. Gönül, insanın birçok etkinliğini, özelliğini taşıyan bir kavramdır. Gönülü dörtana özelliğiyle betimlemeye çaltşabilirim: 1. Gönül, birguçlür. Biryaşam enerjsi, öğrenmeye, anlamaya, yaratmaya, zorlukları yenmeye, yaşamı ve kendimizi dönüştürmeyeyönelik biryaşam gücüdür. Bilinçli bir güçtür. Bir arzubilinçtir. isteyen, talep eden, iradesi olan bir bilinç. insanı, insan kılan özelliklerini bütünleyen,, bu bütünleme çabasmda onun kendini, kendine özgü bireyselliğini ortaya çıkaran güçtür. 2. Bir havadır, biryaşam alanıdır. Bir ortamdır. Çevredir. Gönül hem içimizdeki güç, hem dışımızda, bizi kuşatan bir atmosfer, birküredir. Ondayaşarız. 3. Gönül, bir tavırdır. Bir duruştur. Yaşamayı, çevremize, kendimize karşı takındığımız bir tavır. Kendimizi olanaklarımızı gerçekleştirmeye hazır, açık tutma çabamız. içtenlik, kendiliğindenlik tavrı. Birgöze alma, hayata "ben de varım" diyebilme tavrı. 4. Gönül, bir yaratmadır, meydana getirme, dönüştürmedir. Gönül bir eylemdir. Gerçekleştirmedir. Hayatı etkileme başarısıdır. Gönül, öyleyse bir güç, birhava, bir tavır, bir eylemdir. Bir tomurcuk kavram olarak kendini güç, hava, tavır, eylemde sunar. Gönül, bireyin ya da birey topluluklarının gönlü olabilir. Birey, gönül insanı, topluluk, gönul topluluğu olabilir. Her birey, gönül taşır ama gönül sahibi, gönül insanı olamaz. Gönül bir gizilgüç olarak bizde bulunur; yaşanması için bizden tavır ve eylem bekler. Benzer biçimde, topluluklarda, toplumlarda, kültürlerde gönül vardır, gizilgüç olarak; gerçekleşmesi, ortaya çmması için uygun koşullar, topluluk bireylerin'm gönül atılımları gerekir. Gönül atılımları, kokuşmuş ortamı dönüştürerek canlandırmayı başaracak anlam doğurmaları, anlam yaratmaları, anlam yaşamları, yaşantıları ile gerçekleşir. Öteki çıkışlı atılımlardır. Ötekinin varlığını gözeten, larklı olanı farketmeye yönelik çabalardan oluşur. İnsanın tükenmezliğini, olanaklarını, yaşamın bitimsizliğini, sonsuzluğunu kavrayan gönül gücü ile sağlanır. Atılımı gerçekleştiren bireylerin, kendi kendileriyle, içinde bulundukları gerçeklik ile yüzleşmeleri gerekir. içten, yapmacıksız insanlar, atılımı hedefine ulaştırır. Gönüllerini, dürüstlüklerini ortaya koyarak, atılımlarını tamlayabilirler. Gönül atılımı, birey ya da topluluklarıngönülleyebilmesinin, gönüllerini gerçekleştirebilmesinin ilk koşuludur. Gönülleme, uzun bir yoldur. Gönül atılımlarıyla yürünebilir bu yolda. Gönül oluşumu, bireyde ve toplumda, onların varlığını oluşturan bileşenler arasındaki etkileşimi gerçekleştirerek bütünlük sağlar. Bütünlük olanaklara açıklık demektir, bireyin bedeninin, duygularının, düşüncelerinin, toplumsal ilişkilerinin gelişimlerinin dayandığı olanakların bilincine sahip olması demektir.. Toplumu o toplum yapan özelliklerin de belli bir çerçevede ilişkilendirilip toplanmasıdır. Gönül atılımlarıyla varılan gönül oluşumu, özgül bir varlığa aittir. Gönül topluluğu ve gönül insanı, kendine özgü özellikler taşır. Bütünlük ve özgüllükle.gOnül insanı, ötekine yönelmiş insandır.Ben merkezli biryaşamdan.ötekini öne alan biryaşama doğru yürüyendir. Dünya gönül insanlarını, gönül topluluklarını yaratmada çok mu geç kaldı dersiniz? 4ÖZELÜK GÖNÜL ATILIMI Depremin şifresini kırmak UCLA'dan jeofizikçi Vladimir KeilisBorok deprem tahmininde yeni bir yö'ntem geliştirdi. ek çok bilim adamı için deprem tahmini kazanılması gereketı zorlu bir nıücadeledir. Her titreşim özel bir yapıya sahip olduğu için uyarı işareti olarak algılanması zordur. UCLA'dan jeofizikçi Vladimir KeilisBorok ve ekibi titreşimlerin şifresini çözınüş olduklarına ınanıyor. Sismik açıdan hareketli bölgelerdeki geçmişteki ve o anki aktiviteleri kontrol ederek, 2003 yılının ikinci yarısında meydana gelen Kaliforniya San Simeon ve Japonya'daki Hokkaido depremleri hakkında tahminlerde bulundular. KeilisBorok çalışmalarını "buzdağının görünen ucu önermesi" üzerine kurdu. Bu önermeye göre küçük sismik titreşimler daha büyük depremlerin habercisi olabilir. Eğer son beş yıldır bölgede küçük, sık sık olan, küme deprem semptomları tespit edilirse 9 ay içinde büyük bir depremin olma olasılığının yüksek olduğu ileri sürülüyor. Eğer tarihsel bir işaret yoksa, küçük depremler olası anormallikler olarak değerlendiriliyor. KeilisBorok'un hu geriye dönük tekniği, küçük "kuyruk" depremlerinin büyük bir depremi nasıl oluşturduğunu gösteriyor. Bilim adamı bu konuda şöyle konuşuyor: "Kuyruk depremleri bir öncü olabilir. Bu gibı durumlarda daha geniş bir zaman dilimini inceleyerek, bunun bir hazırlık mı yoksa yanlış bir alarm mı olduğuna karar veririz." KeilisBorok, bugüne dek kıskanılacak boyutta, değerli kayıtlara sahip olmasına karşın, ileriyi görme yönteminin daha ileri araştırmalar yapılmadan yararının bilinmesinin rnümkün olnıayacağına dikkat çekiyor. Bilim adamının son tahmini Kaliforniya, Moiave'da, bu sonbaharda 6.4 büyüklüğünde bir depremin olacağı yönünde. Discover. Nisan 2004 GÖNÛL OLUŞUMU P 890/11 10 Nisan 2004