21 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

TartışmaEditöre mektup lerlemenin yolları kapalı mı? " Bır gun gelecek çağlar boyu ustunde çalışılmış, şımdı gızemlı olan şeyler kanıtlarıyla orlaya çıkacaklar ve gelecek kuşaklar, bu denlı açık doğruların nasıl gözden kaçmış olduğuna şaşıracaklar" Postmodernizm ve bilimsellik Mutlak gerçegın bılgısıne gıderek yakldşıyor olduğumuz ve ılerledıgımız fıkrı, eleştırel realıst duşunce çızgısıyle, her turlu postmodernıst duşuneeler arasındakı temel ayrım çızgılerınden bırıdır Oyle kı, sadece bu konudakı tutumlard bakarak stnıflandırma yapabıl mek ınumkurıdur Postmodernızmın, bılımın ke.sınsızlıgı konusundakı goruşlerı ve eleştırılerı de yanıltıcıdır Bugun bız "olgular hakkındakı bılgılerımız tam ve nıhaı değıldır" derken, muazzam evrende bu olguları etkıleyen henuz saptayamadığımız etkenlerın bulunabıleceğını ve bunlann bulunduklarında bızım aynı olgulara bakışı mizı değıştırebıleceğını duşunerek tam ve nıhaı olmddıklarını soylemış oluyoruz. Seneca (M.Ö.4M.S.65) C fjmhunyet liılım Teknık dergısının 21 Şuhat 2001 tanhlı 883. saymnda S<ıym Ramazan Karakale nın "Şiddeün Ark<ı Hlanı, Mutlak Bılgı" başlıklı bır YJZISI vayınlandı "Mutlak bilgiye ulaştlmasuun olanaksız olduğunu, matematik ve doğa bilimleri açsından göstermeye çahşacağım" (Su tun 1, Parağraf 2) gıbı ıddıalı bıı gırış cumlesıyle yazısına başlayan Karakale, bunu yapamadığı gıbı, bılım,btlımsel duşuncenm gelışımı, eleştm.akıl, ınutldk bılgı, ılerleme gıbı kavramlar konusunda buyuk karışıklıklar ıçıne duşmuştur Bu yazıyla ılgılı eleştınlenmı başlıca noktalar uzenndcn belırtmek ıstıyonım ğı, ınsanldrın ozgurce ve buyuk olanaklara kavuşmuş olardk bılım, kultur ve sanat faalıyetlerıyle uğraştığı, bılım yapılmasının onunde hıçbır engelın olmadığı hatta her yoldan teşvık edıldığı (bu yuzden de bılımsel gelışmenın çok hız landığı) bır aşamaya ulaştı 0 zaman ve o tarıhten sonra dahı evrendekı her şeyı bılemeyebılırız Çunku evren devasa buyukluktedır ve son derece karmaşıktır O halde "mutlak bilgiye ulaşılma M olanaksızdır" goruşune nıçın ıtıraz ettığım sorulabılır Bunun cevabı, "ılke mış durumdadır Evrende elbette her an her şey değışıyor, donuşuyor, doğuyor ve oluyor Anıa burada tartışma konusu yaptığımız şey, doğadakı değışme değıldır Doğa elbette her an değışıyor ama doğa yasaları degışmıyor Bızım yapmaya çalıştıgımız şey de zaten doğadakı bu değışımın değışmez yasalarını bulmaktır Eğer doğanın değışmez yasaları olmasaydı, bılım yapılarnazdı Dolayısıyla bızım doga yasalarını bulma çabalarımız ve bılgılerımız tarıhseldır ama doğa yasdlarının kendısı tarıhsel değıldır, ezelı vc ebedıdır Sonuç olarak şeyler hakkındakı bilgimızin değişebilir olması, Karakale'nın dedığı gıbı her an her şeyın değı şıyor olmasmdan değıl, değışmeyen doğa yasaları hakkındakı bılgılerımızın, gozlem ve deney yoluyla gıderek ılerlıyor olmasındandır En yüksek otorite ne? "Oysa bilgi alanınuzın tümünde en yüksek otorite eleştiridir. Bılimi dogmaalıktan ayıran özellik eleştirinin otorite kabul edilmesidir. Bilım eleştirel bir uğraştır...Bilimsel nesnelliğin albnda yatan tek şey eleştirme geleneğidir." (sut.3, par 5). Bılım gerçekten eleştirel bır uğraştır. Bılım eleştırısız (aynı zamanda analız ve sentez çabaları olmaksızın da) gelışemezdı Yanlış fikırler ancak eleştırılerek gıderılebılır. Ama bılgı alanımızın tumunde en yüksek otorite o mudur' Bılgı alanımızın tumunde en yuk sek otorite eleştırı değıl, gozlem ve de ney sonuçlarıdır Bılımı dogmacılıktan ayıran ozellık de, eleştirinin değıl, gozlem ve deney sonuçlarının otorite kabul edilmesidir Bılımsel nesnelliğin altında yatan şey de yıne eleştırı değıl, gozlem ve deney .sonuçlarını esas almaktır Genel bır eleştırı otorıtesınden nasıl soz edebılırız? Bır eleştırı bılımsel esaslara da dayanıyor olabılır. dını referanslara da Eleştirinin otorıtesını sağlayan şey de, gozlem ve deneye olan uv gunluk derecesı ve bu temelde yapılan analız ve sentez gırışımlerının gucudur Eğer bır benzetme yapacaksak, bılımsel bır gelışmede gozlem ve denev temel. eleştırı ıle analız ve sentez motor rolu oynar Sayın Karakale bır zamanlar mutlak kabul edılıp de daha sonra mutlak olmadığı anlaşılan bırçok bılgıyı, bılım tarıhınden çeşıtlı ornekler vererek gostermeye çalışıyor Fakat şımdıye kadar mutlak bilgiye ulaşılamamış olmaM, bundan sonra mutlak bilgiye ulaşılamayacdğının nasıl kanıtı olabılir' "Mutlak bilgiye ııldşılmdsı olanaksız mıdır'" sorusu, "evrenle ılgılı her şeyı bılmek olanaksız mıdır"'' sorusuyla eş anlamlıdır Boyle bır sorunun cevabı, "bılmıyoruz" olmalıdır Çunku bu bırçok şeye bdğlıdır Oncelıkle bu soruya cevap bulabılecek olan ınsanlığm, evrenın nılıaı sırlarını çozmeye yetecek kadar sure ıçın varlığını koruyabılmesı gerekır Bunun ıçın de her şeyden evvel dunyamızın ve Guneş'ın yeterınte uzun bır .sure başına bır kazanın gelmemesı gerekır Onlenemeyen bır buyuk mctcor çarpmdsı ya dd guneş ışınlarının bıze ulaşmasını engelleyecek kozmolojık bır olav her şeyın sonunu getırebılır Hatta sevgılı Ay'ımızın bdşına gelecek bır şey bıle ınsanlıgın dunyadakı yaşanı koşullarının ortadan kalkmasına yol açabılecektır Ayrıca bu tur tızıksel engellerle kdrşılaşmasd bıle, ınsanlıgın soyunu çok uzun .sure surdurebılecek zekı davranışı gostermesı gerekır Yanı yoksulluğu ve eşıtsızlığı, şıddetı ve savaşları yok etmedıgı, çevreyı yıkıma goturen dar goruşlulugu aşamadıgı surece de varlığını daha bınlerce (hatta yuzlerce) yıl surdurebıleceğını soylemek zordur İlkesel tutum Dıyelım kı butun bunları da başardı ve ınsanlık bırkaç bın yıl sonra, herkesın sağlıklı ve mutlu olduğu, kıtap okumanın temel bır ıhtıyaç halıne geldı sel olduğu ıçın dır Çunku bız bu yolda ılerlıyoruz. Mutldk bilgiye, yarıı evren hakkındakı nıhaı bılgıye uldşanidyabılırız, bunun hıçbır garantısı yok Fakat ' ulaşılması olasılıgı yok" denemez, çunku ona doğru mesate kat edıyoruz, ılerlıyoruz Bu nedenle mutlak bılgıye ulaşılmasının olanaksız olduğunu soylemek teorık olarak yanlış felsefı olarak tutarsız ve bılımsel olarak da gerçek dışıdır Eğer daha oncekılerı saymazsak bıle, 2600 yıl boyunca gerçeklesmış olan tum bılımsel gelışmelerı ve uygarlığın tum kazanımlarını yok saymaktır Eınsteın'ın genel gorelılık kuramı, ın sanlığı mutlak gerçeğe ve mutlak bılgıye yaklaştıran muazzam bır adımdır (Ama bu adımın bızı mutlak gerçeğe ne kadar yaklaştırmış olduğunu şu anda bılemeyız) Yoksa Gdlıleo'nun 400 yıl once yaptıgı deneylerde saptddığı gerçekler, bugun de aynı şekılde geçerlı olan gerçeklerdır Şu farkla kı, Galıleo hem bu gerçeklerı şımdıkı hassaslıkta olçemı yordu (çunku elınde hassas saat voktu), hem dt bu deneylerı, henuz gravıtasyonel etkılejimler kavramını bılmeden yapıyordu Ama onun bu çalısmaları bıze çok onemlı adımlar attırdı Bugun kım se serbest du^me veya eğık duzlem de neylerını yenıden yapmayı duşunmuyor Beynimize güvenmeyelim mi? Sayın Karakale vazısının sonlarına doğru şunları soyluyor "Beynimize fazla güvenmemelıyız. Atalanmızın iki ayakları üzerine kalkışından bu yana beynımızdeki gelişme çok fazla değil. Daha doğrusu, bilimle birlikte insan beyninin gelişbği düşüncesı hiç de doğru değil. Bütün bunlar, bize doğa karşısında hâlâ biraz alçakgönüllü olmamızı öğütluyor." (sut5, par 1). Nıçın beynimize fazla guvenmeyelım'' Başka neyımız var? Nıçın evrenın sırlarını çozme konusunda çekıngen davranalım' (Neyse kı, Copernıcus Galıleo, Nevvton, Maxwell ve Eınsteın boyle duşunmedıler) Yazının devamı arka sayfada Doğa yasalan değişmiyor Sayın Karakale dıyor kı, " Tarih dışı, tarih ustu, ezeli ve ebedi bir bilgiye sahip olduğumuzu iddia edemeyiz. Her an her şey değişiyorsa, şeyler hakkındakı bilgimızin de değişebilir olduğunu kabul etmeliyiz." (sut.4, par 5) Burada bırçok şey bırbırıne karış 886/1913 Mart 2004
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear