Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Aylak Bilgi TahirM. Ceylan Galatasaray bugün artık efsane bir takım. Bu efsunun nasıl yaratıldığı kadar, efsunu yaratan nedenlerin aynı zamanda onun yıkımını da hazırlayacaklannı anlamamız gerekiyor. Birileri "nasıl her çıkışın bir inişi varsa Galatasaray'ın başarılarının da artık sonu geldi" diye düşünebilir. Evet sürgit bir başarı olamaz, ama takım ustaca yönetilirse Uverpol'un Ingiliz liginde bir zamanlar yakaladığı, peşpeşe bir düzineye yakın şampiyonluğu bu takımın da yakalaması, tümüyle olanak dışı değildir. Yapılması gereken, doğru bir psikolojik ve fizyolojik müdahaledir. Galatasaray'ın yüksek başarısına karşı ödediği, psikolojik bedeller vardır. Fatlh Terim, az rastlanır bir granitti. Hoyrat ve yalın kişiliği, onun gergin yapısına ek bir sertlik katıyordu. Takımın oluşma sürecinde; Terim'in inat fakat fedakar yapısı, futbolcularının gözünde onun efsunlaşmasına neden oluyor, her futbolcu takımdaki o başdöndürücü girdabın içine girdikçe, bu efsundan payını alıyor, kendi gözünde kendi de efsunlaşıyordu. Bugün herkes Galatasaraylı futbolcuların hakeme itiraz etmesinden yakınıyor. Evet öyle, çünkü her futbolcu her olayda kendini haklı görüyor. Bu yalnızca karşı takımın oyuncularına karşı olmuyor, cılız biçimde, takım içinde de karşılıklı olarak bu hak savunusu ve müdahale sürüyor. Işte bu efsunlaşma ve kendini daima haklı görme arasında bir doğnısal bağlantı var. Eğer kendinizde ve takımınızda efsunlaşmış birgüçgörmeye başladıysanız, sizin için, haksız bulunmak dayanılmaz olur. Kendinizi çok önemserseniz, kendinizi hep haklı da buiursunuz. Önemliler, adaletli bir hakka asla rıza göstermezler; onlara göre yalnızca önemli olmak nedeniyle de haklı olunabilir. Tabi ki bu düşünceyi ağzıyla söyleyebilecek az kişi bulunur. Ama gerçekte pek çok "önemli"nin aklında yüzdürdüğü ya da için için kabul ettiği düşünce budur. Galatasaraylı futbolcular, hakemin aleyhlerine verdiği her karara yalnızca itiraz etmiyor, aynı zamanda çok ta şaşırıyorlar. Bu şaşkınlık, her futbolcu için özgüveni oranında yükseliyor. Çunkü futolculara başarılarla beraber aşılanan önemlilik duygusu, onlarda bir özgüven de yarattı. Avrupa Takımlanna karşı eksik olan teknik, çok koşarak kapatıldı. Oyuncular önemli olmanın getirdiği sorumluluk ve koşmanın verdiği yorgunluk arasında sıkıştılar. Şimdi gerilim ve öfke var. Birsüre sonra, gerilimin yarattığı stres oyuncuların bedenini daha sert kazıyacak, öfke ve itiraz daha da yoğunlaşacak, herşey bir tıkanmayla sonuçlanacak. Işte bu noktada takıma psikolojik bir müdahale gerekiyor. Müdahalenin ana başlığı şu psikolojik içeriği taşımalıdır: Başansızlığını inkâr etmek değil, kabul etmek çok daha yüksek ve uzun erimli başan getirir ve sizi daha önemli yapar. Onun için topu kaybetiğinizde bunu kendi başarısızlığınızı inkâr etmek için hakeme saldırmayın, aksine önemli bir futbolcu olmanıza rağmen topu başarısız biçimde kaybettiğinizi düşünün. Bu düşünce sizi yeniden topu kazanmak için kamçılar. Öte yandan "önemli" ama yorgunsanız; aynı zamanda sinirli ve küskün de olursunuz. Basın, yönetim, evdeki eş, gözü kara bir antrenör ve kendi hayalleri; bulunduklan önemden aşağıya düşmemesi için futbolculan hep zorladı bu güne kadar. Ama artık yorgunlar. Kasian kalkerli bir sicim kadar sert, kemikleri bir tınıdan nem kapacak kadar ağnlı. Bu futbolcuya, karşı takımdan birisi, artık dokunsa suçtur. Çünkü dokunma, yalnızca dokunma değildir artık. Bunca yorgunluğa, bunca öneme, velhasıl öteden beri büyütülmüş kişisel tarihe yapılmış bir açık "saldırı'dır. Bir zamanlar Dinamo Kiev diye efsane bir takım vardı. Herkes onu, ikibinli yıllann takımı diye gösterirdi. Karşı takımdan birisi topu ayağına alınca, başında üç tane Dinamo Kiev'li biterdi. Çok sert ve duygusuz bir antrenörie yönetiliyoriardı. Futbolculan bir robota dönmüştü. Bugün hala Dinamo Kiev var ama tükenmiş olarak. Bir iki ay önce, Galatasaray'lı oyunculardan Okan Buruk'un kasık ağnlan nedeniyle uyuyamadığını okudum gazetelerden. Galatasaray'da tükeniş, en çok koşandan basladı. Bütün bunlara bağlı olarak, takımın insanüstü güç kullanımından, sürdürülebilir ve ekonomik bir güç kullanımına geçmesi gerekiyor. Terim'in yarattığı insanüstü ögenin, yumuşak birgeçişle ortadan kaldınlması gerekiyor. Uygun bir geçişle, her oyuncunun kafasındaki efsunlaşmış önemi, gerçekçi bir çizgiye oturtmak; eşzamanlı olarak ta, gücü optimum verimlilikte kullanıp, dinlenme fizyolojisini kulanmak ve bu sayede kontrollü bir başarısızlığa rıza gösterip, tükenişin önüne geçmek şarttır. Galatasaray yönetimini bunu yapacak olgunlukta görüyorum. Ayrıca şunu da söylemek isterim: Herkes Galatasaray yönetimini, açıkça başansız bulmasa da; sanki övgüye değer de bulmuyor. Bence yönetim, aklı başında adamlardan kurulu. Bu yönetimi, herşeyden önce, ateş topu gibi bir takımı ve başındaki delifışek antrenörü, müthiş bir beceriyle idare etmesinden ötürü kutlamak gerek, o günlerde tam bir yetişkin gibi davranmasını bildiler ve her çevreden gelen çocukluğu, ustaca savuşturdular. 728/8 Galatarasaray efsunu Beyin ne kadar genç ise içki o kadar zararlı Son yapılan araştırmalar aşırı içkinin gençleri yetişkinlerden daha fazla etkilediğini ortaya çıkarttı. Gençlerde öğrenme ve bellek oluşumunu olumsuz yönde etkileyen içki, beynin kapasitesini yüzde 10 dolaylarında düşürüyor. merikan Madde Bagımhlıgı ve Zihinsel Saglık Hizmetleri Dairesi'nin Madde Bagımhlıgı iürması adı altında yürüttügü bir çahşma ABDde 1220 yaşlan arasındaki 2 milyon gencin ayda en az bir kez içki içtigini gösteriyor. Amerikada pek çok lisede yürurlükte olan içki yasağına karşın Harvaıd School, Halk Sağhğı kursusunden Henry Wechsler, 5 lise öğıencisinden 2'sinin düzenlı olarak ıçkı ıçtigine dikkat çekiyor. Bu, en az üa haftada bir olmak kaydıyla erkeklerin bir seferde 5 duble, hzların ise 4 duble içki içmesi anlamma gelmektedir. Karacigerde siroz rıskı onlarca yıl sonra ortaya çıkacagı ve kalp krizi de emeklilik kadar uzak göründügü için içki ıçen gençlerin çok azı içkinin vucutianna verecegi zarar konusunda kaygı duyuyor. Ancak son yıllarda gerçekleştınlenı bir çahşma gençlerin tehlikeyle flort ettigınin açık kanıü. Gençlerin beyni 20 yaşına kadar gehşimini sürdurdugu ıçın aşm miktarda içki içen gençlerin zihinsel kapasitelerinin önemli bir bölümü büyiık kayba ugruyor. Bu kayıp ne yazık ki yaşlüardan daha fazla. Düzenli ve sürekli içilen içkinin, yeuşkinlerde hareket yetenegi kaybından psikoza uzanan bir dizi bozuMuğa yol açtıgı uzun süredir biliniyor. Ancak alkolün genç beyinler üzerindeki etkisi konusunda henüz bilinenler çok az. Bugüne dek gençlerin beyinlermın yetişkinlerden daha elastik oldugu ve bu nedenle alkolden daha az zarar gördügü inancı yaygındı. Ancak bazı bilim adamlan şu goruşe karşı çıkıyor. Bu konuda yürütulen çalışmalardan şimdiye dek elde edilen on bilgilere gore bayiıı Jaşon, 19 ne kadar genç ise o kadar • Ifklyle lllsklsl: 14 yaşında, 18 yasmdakilerin gittiği birpartide ilk içkisini içti. Şimdi fazla etkileniyor. Duke Unihahanın ıvf veya 4 gunu içki içiyor. • En fazla tükettlği mlktar. "Okulda bir bira içme yarışmasında 17 şise bira içtim." versıtesıden sinirbilimci Scott • AlkoMn etklsl: "Fazla miktarda alkol nedeniyle birkaç kez hasta oldum. Ancak bi Swartzwelder, "Bulug çagınlincimi hiç yitirmedim. Okuldaki basanmı sosyal yasantım olumsuz yönde etkiliyor, içdaki bir çocugun beyninin sinir ki değil." sıstemı henuz gehşimini tamamSotla, 18 lamamıştır. Bu nedenle beyın • Ifktyle lllfklsl: 14 yasmda ilk içkisini içti. Şimdi birkaç haftada bir içiyor. • En fazla tükettlği mlktar "Tam olarak bilemiyorum, ancak bazı durumlarda al sisteme giren her şeyden etkileçaktan uçtuğumu hatırlıyorum." niyor" diye konuşuyor. • Alkolün etklsl: "Okulda başarılı bir öğrenciyim. Okul yaşantımı etkileyecek kadar İçki, genç beyınlerin ozelhkle içki içmem." hipokamp ve prefrontal kortekTerry, 19 • Ifklyte lllfkbl: 13 yaşında bir dükkandan sarap çalarak ise basladı. Hahanın iki ve sine zarar verir. Hipokamp beyya üç gunu içiyor. nin iç kısımlannda bulunan iki • En fazla tükettlği mlktar. Bir seferde 9 kadeh sarap beyaz çıkıntıdır; ogrenme ve • Alkolün etklsl: "Pek çok kereler hasta oldum, ancak hiçbir zaman bilincimi yitirmedim. Çok içtiğimi lark edersem, alkolü sistemimden dısan atmaya çalısınm. İçkinin oku bellek oluşumu gibi işlevlerden sorumludur. Alnın iç kısımlannlumu etkilediğini gördüğüm anda hemen bırakınm." da yer alan prefrontal korteks Stanley, 19 • Içklyle lllfkbl: Bir arkadaşının evinde 14 yayndayken ilk içkisini içti. Şimdi yalnızca ise beynin ana karar alma merhafta sonları içiyor. kezi ve sağduyunun sesidir. • En fazla tükettlği mlktar. 1 litre sarap. » Alkolün etkbl: "Bir keresinde bilincimi tümüyle yitirdim. İçki içtiğim geceleri izleyen Başta prefrontal korteks olamak günlerde saat 12:00 veya 1:00'e kadar yataktan çıkamıyonım. Dolayısıyla okul ödevlerimı yapamıyorum."