Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N K I S A H A B E R L E R P arkinson hastalığına yakalanan şebekler azot monoksit gazının (NO) bir ınhibıtöruyle başarıyla tedavı edildıler; kısa bir süre önce bu gazın beyin hücrelerindeki nötrotransmitörlerle ilgilı ışlevi ortaya konuldu. Bu buluş, titremelere, tonus azalmasına ve sonuçta bunamaya yol açan bu korkunç hastalığın tedavısinde yeni bir yol açıyor. Insanlarda sık görülen bu hastahk, dopamin adı verılen bir maddeyi üreten bazı nöronların tahrıp olrrıasıyla ortaya çıkıyor. Kısa bir süre önce NO'nun bu noronları öldürebılme gücüne sahip olduğu belirlendi. Bu bulguları değerlendiren bılim adamları NO sentezi olan 7nitroindazolu (7Nl) engelleyen bir ılacı deneme fıkrını edindıler. Bu ilaç en azından şebeklerde, dopamın içeren nöronları koruyarak gözle görülür bir iyileşme sağlıyor. Parkinson için bir umut Zenginlerin fetus hucresi ile gençlik tedavisine yasak Astım araştırmalarında yenilikler A hmet Bey 44 yaşında, evli 2 çocuklu bir mimardır. Yaklaşık birbuçuk aydır nefes darlığı, öksürük ve göğsünde sürekli bir baskı hissetmekte, geceleri de bu nedenlerle uyuyamamaktadır. Yakınmalarının başlangıç döneminde önceleri hafif ateş, boğaz ağrısı, geniz akıntısı olmuş ancak kısa sürede öksürük ve nefes darlığı ortaya çıkmıştı. Kullandığı grip ilaçları, öksürük şurupları, vitamin ve ağrı kesicilenn herhangi bir yararı olmamıştı. Gittiği bir doktor astma başlangıcı olabileceğinı söyleyerek kendisine antiastma ilaçlar vermiş ve Ahmet Bey bu duruma çok üzülüyordu. Astma genellikle çocukluk çağında başlayan esasen genetık ancak çevre koşullarıyla da ilgili olan yaygın bir hastaJıktır. Erışkin yaşta başlaması kendiliğinden olabileceğı gıbi bazı ın feksiyonlarla ılışkisı de son zamanların en popüler araştırma konularındandır. Gerek Ahmet Bey gibi anıden başlayan bir astma tablosunun arkasında veya kontrolde giden bir astmalıda aniden kötüleşmenın sebebı olarak hücreiçi bazı mikroorganizmaların rol oynayabileceği gösterılmıştır. Araştırmalar bunların genellikle viral (respira tuar sinsıtial vırus, paraınfluenza ve adenovirus) ya da bakteriyel (Klamıd ya trakomatis ve Klamidya pnömonia) orijinli olduğuna işaret etmektedir. Klamidya antikorla Bir parkinson hastasında dopamin üreten bir nöronun bozulması V. Seks bombası A merikalı seksologlar iktidarsızlığa karşı yeni bir maddeyi deniyorlar; bu madde nitrogliserin. llgili alanda krem halinde uygulanabilen bu ilaç bir saatten fazla bir ereksiyon sağlayabiliyor. Tek elverişsiz yönü ise bağ ağrılarına neden olması. hücrelerle tedavı" diye bilınen, daha çok geçkin zengınlerı söğüşlemek için uydurulan "tedavı" biçimine Almanya'da yasak geldi. Alman Sağlık Bakanlığı, ılk kez Isviçrelı doktor Paul Niehans'ın 66 yıl önce uyguladığı sözümona gençlik tedavisinden son zamanlarda ölenlerin sayısının artması karşısında, bu yasak kararını aldı. Bu tedavi, aptallıktan kansere ve iktidarsızlığa kadar hemen hemen bütün istenmeyen durumlara karşı uygulanıyordu. Sözkonusu "taze hücreler", daha çok henüz doğmamış koyun fetüslerinin organlarından alınıyor, parçalanıyor, süzgeçten geçiriliyor ve "hastaların" popo kaslarına şırınga ediliyordu. Bu uyduruk tedavinın broşüründe, şırınga edilen hücrelerın yorulmuş, hasara uğramış organları yenilemekteydi! Ancak bu tedavi ötedenberi eleştirilmekteydi. Toplam 119 raporda tedavinin istenmeyen ve güçlü yan etkılerıne rastlanıldığı, bir çok hastanın da şırınga edilen maddelerin yığılmasına bağlı olarak öldüğü belirtilmekteydi. (SP 4,97) Kas hastalıkları ve ilaç mgen ve Regeneron ilaç fırmaları, "Beyin kaynaklı Norotrofik Faktör'le (BDNF) yapılan üçüncü faz klinik çalışmanın Amyotrofik Lateral Skleroz hastalarında herhangi bir klinik etki göstermediğıni bıldirdıler. Bu çalışma daha önceki çalışma larda olduğu gıbı ilacın kullanılabilirliğini ve güvenirligını desteklemekle birlikte hastaların solunum kapasitelerinde ve yaşam süresını uzatmada plasebo grubuna göre bir üstünlük Alkol vücuttaki demîre karşı A |ir alkoliğin içkiye bağımlılık oranı kve vucudundakı alkol mıktarı na'sıl anlaşılabilir? PharmaciaUp john kuruluşunun gelıştirdiği bir aygıt doktorlara yeni bir tarama yöntemı su ortaya koymadı. Bu çalışma BDNF'in deri altına verilmesi ile etkisini değerlendirme şeklınde düzenlendı. Daha küçük çapta yapılan ve erken aşamada bulunan ALS'de omurilik kanalı ıçine verme ve Diyabetik Nöropatide deri altı uygulamaları devam etmektedir. Ancak ALS için yeni bir deri altı uygulaması planlanmamıştır. Amgen başkanı Gordon Binder bu sonuçlarla düş kırıklığına uğradıklarını belırttı. ten Japonlar'ın (günde 100 mg'a varabılen fıtoöstrojen) dünya üzerinde en az göğüs kanserine yakalanan insanlar oldukları belirlendi. Şeker hasîaları için pompa Şeker hastalarının başlıca sorunu normal ve tutarlı glisemi düzeyını koruyabıl mektir. Bu nedenle günlük insülin doz larıyla vucuda aşılanmalıdır. Bu sorun, karnın altına yerleştirilen bir pompayla gıderılebılır. Amerıka'da yapılan bir araştırmada bu aygıtın glisemidekı ve kılo alımındaki dalgalanmaları azalttığı görülmüştür. Sigara ve solunum nuyor. CD testı olarak adlandırılan bu yöntem kişinin kullandığı ilaçlardan, tütün alışkanlığından ve vucudundakı hepatık patolojilerden bağımsız olarak alınan alkol mıktarını ölçebıliyor; bu alanda kullanılan daha önceki testler bu özelliğe sahip değillerdı. Alkol oranını saptayabilmek için bu testle transferının anormal bir biçiminin miktarı belirleniyor. Kanın bir proteini ve vücuttaki demırın hücrelere dağıtımından sorumlu olan transferın, sekiz günden fazla bir süre Içınde günde en az 50 g. alkol tüketildiğınde değışıme ugruyor. Ancak bu test, alkolün alındığı an ölçüm yapılmasına olanak tanımıyor. Soya ve kemik erimesi S oya fasulyesinin osteoporozun gelişimini (kemikte incelme) ve menopozun olumsuzluklarını azaltabıldiği düşünülüyor. Bu durum, soya fasulyelerinin içerdiği doğal hormonlar nitelığindeki fitoöstrojenler tarafından sağlanıyor. Bu bulgular, iki grup kadın üzerinde altı ay süresince yapılan çalışmalar sonucu elde edildi. Bu gruplardan birıne doğal hormonlar bakımından zengin bir diyet uygulanırken dığeri için ıse bu tür hormonlar açısından fakir bir beslenme düzeni saptandı. Öte yandan, büyük oranda soya tüke Sıgara içen ergenlik çağındaki gençlerin solunum yeterliliklerının zayıfladığı ve özellikle kızlarda akciğerlerin yeterince gelişmedığı saptandı. Bu bulgular Amerika'da 5000 erkek ve 5000 kız çocuğu üzerinde yapılan çalışmalardan elde edildi. nın gösterilmesi, bu bakterilerin çeşitli yöntemlerle izole edilmesi ve astma ile olan ılgileri Isveç, Italya, Finlandiya, Japonya ve ABD'den bıldırılen çeşitli araştırmalarla doğrulanmıştır. Bu araştırmalardan ılgı çekıcı olan bırınde 46 seroreaktif erişkin astmalıdan 7'sinde ortalama 4 haftalık bir antiklamidyal tedavi ile tam düzelme bildirilmiştır. 18 hastanın astmasında da önemli ölçüde düzelmeler görülmüştür. Bu dururn bir yönüyle midedeki Helikobakter pilori ile gastrıt arasındakı ilışkiyı andırmaktadır. Klamidya infeksiyonu çocuk ve erişkın astmalıları atağa sokan önemli nedenlerden birisi olarak da düşünülmektedir. Acil olarak hastanelere başvuran astmalılarda % 919 arasında oranlarda Klamidya infeksiyonu delilleri bu lunmuştur. Infeksiyon sonucunda bronş doku sunda iltihabi hasar oluşmakta ve hasta vücudunda bu mikroorganizmalara karşı özel antikorlar yapılmaktadır. Bakterinin kendısının görülmesı ya da bu antikorların serolojik yöntemlerle tespıt edilmesi teşhısi koydurmaktadır. Tedavi klasik antiastma ilaçlara antiklamidyal antibıotiklerin eklenmesi ile yapılmaktadır. Ülkemızde de bulunan doxisiklin ve makrolid grubu an tibiotikler bu konuda yeterlıdır (Ahmet Bey de bu ilaçlarla tedavi edildi ve tamamen düzeldı). Klamidya infeksiyonu ile astma arasındakı bu karşılıklı ve karışık ilişkı halen araştırılmaya devam edilmektedir. Bulunması muh temel koruyucu aşılar sayesinde gelecekte astmalıları daha da rahat nefes alacakları günler beklemektedir Doç. Dr. A. Fuat Kalyoncu 5165