01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ÇEVRE K İ R L İ L İ Ğ I VE SAĞLIK tümüyle yetersiz, yöntem ve tekniği ise hatalı ve noksan bir uygulama olarak, faydalı ve başarılı olacağı görüşünde değiliz. Bursa ve Ankara'daki uygulamalar bu gerçeğin herhalde somut örnekleridlr. Sayın Mustafa Balbay'ın 5 Nisan 1995 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki yazısından (izniyle) aynen alacağımız bir Temel hikâyesinin, ülkemizdeki uygulamaların en güzel bir özeti olacağı kanısındayız: Temel, köyüne muhtar adayı olmuş. Sormuşlar, Ne vaat ediyorsun? Köyün kıyısındaki bataklığı gösterip, bağırmış, Sizi sivrislneklerden kurtaracağım. Seçimi kazanmış. Sıra sözünü tutmaya gelmiş. Ertesi gün kente gitmiş. Bir koli ilaç ve pompa ile dönmüş. Köylüyü toplamış. Sivrisinekleri nasıl yok edeceğini anlatmış: Kanadından tutacağım. Yüzünü kendime çevireceğim. Pompadaki ilacı da tam burnuna doğru püskürteceğim... Egzoz kaynaklı sürekli hava kirliliğinin, rasyonel ve rantabl ölçülerde azaltılabilmesi veya önlenebilmesinin öncelikle motorlu taşıt üretim teknolOji ve kalitesine yönelik uygulamalarla sağlanabileceği ve bu nedenle söz konusu uygulamanın yeni üretimin tümünde birden başlatılması halinde dahi (trafikteki çevre vebası taşıtların yıllar boyu çoğunlukta kalacağı dikkate alındığında.) bu kaynaktaki kirletıci emisyonlarda beklenen azalmanın, ancnk 1520 yıl sonra görülebileceği kuşkusuzdur. Nitekim, ABD'de, aynı yıl üretimin hemen tümünü kapsayan bir uygulamaya karşın, 19751985 ilk on yıllık dönem içinde CO, HC ve NOx emisyonlarındaki azalmanın, sırasıyla ancak % 53, % 55 ve % 33 oranlarında gerçekleşebildiği saptanmıştır. Ve bu gerçek elbette, kentlerimizde egzoz kirliliğinin önlenmesine yönelik bu tür bir uygulamanın, bilimsel temelden yoksun görüş ve yorumlarla sürüncemede bırakılarak daha fazla geciktirilmemesini zorunlu kılan en önemli nedeni vurgulamaktadır. Işte böylesi bir gerçeğe karşın Çevre Bakanlığı'nın her blri (OPEL hariç), üretimden Çevre Vebası olarak çıkan yerli taşıtlarımızın, 2000 yılına kadar aynen ve her yıl çok daha büyük kapasitelerde üretilmesine fırsat ve olanak sağlayan bir "Sektörel Uyum Protokolünü..", oto motiv sanayicilerimizle kapalı kapılar ardında imzalamış bulunmasını anlamak ve kabul etmek, herhalde mümkün değildir. Türk Standartları Enstitüsü'nce "Can güvenliğimiz" ile ilgili olduğu açıklanmış egzoz gazlarının, azaltılması bir yana, kısa sürede en az iki kat daha artmasına neden olacağı kesin bu tutum ve davranışın, sektörel ve ulusal bazda ekonomik veya teknolojik, geçerli hiçbir gerekçesi de yoktur ve olamaz da.. Aksine, ulusal bazdaki ekonomik kayıplar, telafisi de mümkün olmayan şekil ve boyutlarda söz konusudur. Ayrıca geçerli hiçbir gerekçesi olmadan trafiğe çevre vebası olarak çıkacak yüzbinlerce yeni taşıtın, sonradan çevre dostu haline dönüştürülmesi de, teknolojik verimlilik, dönüşüm süresi, tüketiciye ek masraf ve teşvik gibi pek çok sorunu gündeme getirecek olması açısından uygun olmayacağı da or Sonuç olarak tadadır. Sayın Çevre Bakanı'nın geçtiğimiz aylarda, hava kirliliğinin tehlike sınırlarını aştığı 17 ilimizin valisine "Kirliliğin arkasında mazeretler olmamalı. Valiliklerimizin bu konuda yeterli yetkileri vardır. Kirlilikle mücadele eden kuruluşlar arasında maalesef Çevre Bakanlığı yoktur." şeklinde ilettiği (17.12.1994, Cumhuriyet) görüşleri ile, söz konusu "Uyum Protokolünü" imzalayabilme yetkisi arasındaki çelişkiyi de görmemek herhalde mümkün değildir. Sayın Bakan'ın "Sanayicilere para veremiyorsak da, akıl veriyoruz" şeklindeki açıklamalarının ise (4.8.1993, Hürriyet), böylesi çelişkileri anlamaya, değerlendirebilmeye yeterli olmadığı gibi, kirliliği önleme yetkisinin, dolayısıyla sorumluluğunun Valiliklerde olduğuna ilişkin görüşlerini de, doğru, geçerli veya haklı kılamaz kanısındayız... llginçtir, Türk Standartları Enstitümüzün çevre kirliliği ile mücadeledeki rolü ve etkinliğinin; TSE Genel Sekreteri tarafından (PetroKok sorununda bir kükürt standardı oluşturma çalışmalarıyla ilgili olarak..) aynen ifade edildiği üzere "Biz çalışmaların günahına da, sevabına da karışmayız. TSE sadece bu işlerin sekretaryalık hizmetlerini sunuyor.." (10.8.1994, Cumhuriyet) şeklinde özetlenen bir yetki ve sorumlulukla sınırlı bu iyasi otoritenin hava irliliği konusundaki aklaşımı hep günü kurtarmak doğrultusunda olmuştur. Ne var ki bu gerçeğin, siyasi otoriteyi rahatsız ettiğini düşünmek de pek mümkün değildir. görüşündeyiz. Çünkü, hemen her devirde siyasi otoritenin tutum ve davranışının pek farklı olmadığt, ömeğin bir hava kirliliği sorununu günün koşullarına göre ya mülki amirlerin "ısınmayın, dışarı çıkmayın, araba kullanmayın" şeklinde özetlenebilir emir ve yasaklarıyla, ya da olumlu sonuçları ancak kendi iktidar döneminde ve de gözle görülebilecek şekilde ortaya çıkacak kısa vadeli yetersiz önlemlerle geçiştirilmeye yönelik olduğu, bir gerçektir. Bu tutum ve davranışa fırsat ve olanak sağlayan temel yanılgı ise, elbette "Koordinasyon" yetki ve sorumluluğu ile sınırlı bir görev anlayışının siyasi iktidarlarca tercih edilmesi ve de benimsenmesidir.. Nitekim, Çevre Dostu taşıt ve kurşunsuz benzin üretim ve kullanımını yaygınlaştırmak için gerekli teşvikin, yaklaşık 3 yıl önce Bakanlar Kurulu Kararı ile sağlanmış bulunmasına karşın, bugüne dek yeterli şekil ve düzeyde uygulamaya konulmaması, Çevre Bakanlığımızın sorunlara bakış açısı ve tercihinin (bu Bakanlığın söz konusu konumunun yaptırımcı bir niteliğe kavuşturulması halinde dahi..) pek değışmeyeceğı gerçeğınin bir göstergesi olarak dikkate alınmalıdır kanısındayız. Egzoz gazlarını kaynakta en az % 95 cı'nın, "Hükümetin görevi, bu kuruluşları aldıklarından çok topluma verecek hale getirmek. Denetleyen sensin. Basiretsiz misin? öyleyse neden oturuyorsun orada?" (28.3.1986, Milliyet) şeklindeki görüşlerinin mi daha uygun olacağını, okuyucularımızın beğenisine bırakıyoruz... öncelikle amacı, toplumun sağlık ve can güvenliğine ilişkin yaşam kalitesinin sağlanması olan Çevre Koruma'nın, bilimsel, tutarlı ve kararlı bir Devlet Politikası oluşturulmadan gerçekleşemeyeceğinin, artık dikkate alınması gerektiği görüşündeyiz. Ne var ki, sorumluluğu yürütmeye, siyasi otoriteye ait böylesi bir politikanın; "Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler" ideolojisi adına "Devleti küçültme.." heves ve yarışının, devleti "Izleme ve denetim yetki ve etkinliğinden" dahi yoksun bırakacak şekil ve ölçülerde yaşandığı günümüz siyaset arenasında, yeterli taraftar bulacağı da elbette şüphelidır. Biz, böylesine olumsuz bir tabloya karşın, yetkililerin, entegre olmaya çalıştığımız ekonomik sistemde, benzer sorunların çözümünde izlenen politikalara ve de bu politikaların özellikle gerekçelerine bir göz atmaları halinde, beklenen çözümlerin ülkemizde de sağlanabileceği hususundaki inancımızı sürdürmekte kararlıyız. KAYNAKLAR National Aır Quality and Emissions Trends Report, U.S. EPA March 1990 • Catching Our BreathNext Steps for Reducing Urban Ozone Congress of the U.S. Office of Technology Assessment July 1989 Compilation of Air Pollutant Emlssion Factors. Vol. II. Moblle Sources Sept. 1985 U.S. EPA Clean Alr Technology News. VVİnter 1995 U.S. MECA The Clean Air Act as Amended August 1977 U.S. GPO Wash. 1977 Code of Federal Regulations 40 Protection of Environment July 1, 1985 U.S.A. A Rewıew of Control Strategies for inuse Vehicles. Dec 1974 U.S. EPA Office of Mobile Source Aır Pollution Control Air Pollution Assesment of Air Ouality in AnkaraTURKEY A Report by the NATO/CCMSOct. 1972 Aır PollutionAssesment of Air uualıty ın FrankfurtGERMANY Appendix C NATO/CCMS Number 6 (Final Report) 1977 Emissionsund ImmıssıonmeBtechnık im Verkehrswesen, TÜV Rheinland 1983 Emissionskataster Kraftfahrzeugverkehr. Für das Belastungsgebiet Berlin 1984 Herausgeber: Der Senator für Stadtentvvicklung und Umvveltschutz Recent Trends ın Automotive Emissions Control. SAE SP810 Feb. 1990 lllustrated White Paper on the Environment in Japan EAG of Japan 1982 Report on the development of a longterm national motor vehıcle emission strategy ATDC Australia 1982 Fifth Report Air Pollution Control R.E.P. England 1976 Automobıle Transportation System OTATechnical Report U.S.A. 1979 Motor Vehicle Pollution Control Handbook BARH001 U.S.A. 1974 Auto und Umwelt ZDK VV.Germany 201985 Automotive Emission Control W.H. Crousi U.S.A1971 Energy and the Automobıle SAE SP383 July 1973 Woldwide Emission Control: Automotive Catalyts SAE SP641 1985 Cost and Benefits of Reducing Lead in Gasoline U.S. EPA Feb. 1985 D Egzozlardan çıkan Azotoksit (NO, NO?) ve hidrokarbonlar havaya karışıyor. B Güneş'ın yardımıyla NO; parçalanıyor ve bin oksijen atomu (0) açığa çtkıyor BJ Bir oksijen atomu, oksijen (Oj) ile birieşiyor ve ozon (O3) oluşuyor lunduğunun anlaşılmakta olması ve bu gerçekten hareketle olsa gerek, TSE Başkanı'nın "Standart konusunda Malezya'nın bile Türkiye'den ileri olduğuna.." ilişkin açıklamasının (13.11.1992, Hürriyet), ortaya koyduğu tablo da, kentlerimizdeki hava kirliliğini önleme yetki ve sorumluluğunun "Valiliklerde olmadığıın ve olamayacağının.." herhalde açık ve seçik bir kanıtıdır. Bunun aksini savunmak ise, ancak siyasi otoritenin (sorunları, çelişkiler yaratarak çözümsüzlüğe bırakma pahasına da olsa) sorumluluktan kaçınma arzı ve eğiliminin bir göstergesi olabilir kanısındayız.. Bu koşullarda, başta Çevre Bakanlığı'nın yetki ve sorumlulukları olmak üzere, çevre ile ilgili yasal mevzuat, müeyyide ve kriterlerin; TBMM dahil ilgili ve yetkrii her kademede yıllardır yapılan onca çalışma ve alınmış kararlara karşın, bugün kirlilikle mücadelede olumlu sonuçların sağlanabilmesine yeterli şekil ve düzeyde olduğunu, herhalde kimse savunamaz... oranında azaltan katalizatörlü Çevre Dostu taşıtların (yıllardır sürdürülen olumsuz propagandalara karşın..) ülkemızde de üretilebileceğini 3 yıl önceki üretimi ile ortaya koyan OPEL'e, (bu tür üretimden vazgeçmesini telkin edercesine) Çevre Vebası taşıt üreticilerine göre daha yüksek Motorlu Taşıt Çevre Vergisi uygulayan, daha ucuz satılması herhalukârda mümkün ve de gerekli kurşunsuz benzinin, normal kurşunlu benzinden daha yüksek fiyatla satışında israr eden yetkililerin, bu olumsuz tutum ve davranışlarını değerlendirmede; Sayın Hasan Pulur'un, "Bir taraftan vergiyi yüksek tutacaksın, bir taraftan katalitik konvertör takma zorunluluğu getirmeyeceksin, üstüne üstlük bir de kurşunsuz benzini, havayı kirleten benzinde daha pahalı satacaksın, sonra da Çevre Bakanlığı kuracaksın... Bu devlet gündüz külahlı, gece silahlı değil de nedir?" (14.12.94, Milliyet)şeklindeki görüşlerinin mi, yoksa Sayın Sakıp Saban 437 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear