05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

T ARTIŞM A ültîi Bilim adamı ve kültîir Süleyman Çelik* Sayın Şinasl Özsoylu, 356 sayılı Bılim Teknık'te yayımlanan "Bılımsel Tartışmaların Yerı Neresı" başlıklı yazısında, "çalışmalarının yüklülüğü nedeniyle genel kultür yayınlarını yeterince ızleyemediğini" belırtmektedır Sayın Özsoylu'dan özur dılerım Yanlış anlamaları onlemek ıçın bu ıfadenın açıklanması gerektığı, göruşundeyım Aksı halde, ozellıkle gençler bu ıfadeden, "bılım adamlarının kulture gereksinimleri yoktur" ya da "kültursuz de bilim adamı olunabilinir" sonucuna varabılırler Kültursuz bılım adamı toplumdan ve dunyadan kopuk, fıldışı kulesınde çalışan bır teknısyene benzer Niçin, klmin için? araştırma yaptığını bılmez Boyle şeylerı duşunmez Salt araştırma yapmış olmak ıçın ya da yayın saytsını arttırmak ıçın çalışır Oysa kı bilim adamı, öncelikle topluma karşı olmak uzere, çağından sorumludur. "Hayatta tek gerçek yol gösterıcı bılımdır" ozdeyışıne ınanıyorsak, bılım adamlarının bılım bayrağını en onde taşıyarak toplumu yonlendırmelerı gerekır Bunu başarabılmek ıçın bılımsel formasyonlarının yanında kulturel donanımları da olmalıdır Kendılerını fıldışı kulelere kapatmamaları, dunyaya açık ve genış ufuklu olmaları gerekır öncelikle skolastık duşunceden arınmış bır dunya göruşu ve bılım felsefeslne sahıp olmaîıdırlar Hobılerı ve kulturel/sanatsal etkınlıkler ıçın de zaman ayırabılmelıdırler Aksı halde yaşam damarlarından biri kurumaz mı? Bu nıtelıklerden yoksun, yanı kültursuz bılım adamları ıse yonlendırıcı olamazlar Tersıne, kendılerı kolaylıkla kullanılabılır ya da gudulebılırler Bunların ureteceklerı bılımın topluma/ınsanlığa yarar mı, yoksa zarar mı sağlayacağı, ya da toplumu iyıye mı, kotuye mı yonlendıreceğı gudenın ınsafına kalmıştır Saygın bır bılım adamı olduÇunu bıldiğım Sayın özsoylu, genel kültür derken, sanıyorum, televızyonlardakı yarışmalarda sorulan turde gereksız ansıklopedık bılgılerı kastetmektedır Bu tur yarışmalarda başarı kazananlar, her ne kadar toplumumuzda ve medyamızda, Nobel ödulu kazanmış bılım adamı kadar ıtıbar gormekte ıse de gerçekte boyle bılgılerın kulturle bır ılgısı yoktur Bunları bellegımıze yerleştırmek ıçın zamanımızı harcamaya, kafamızı yormaya degmez Gerektığınde ansıklopedılere bakılarak ö^renılebılınır Bu konuda Sayın özsoylu ıle aynı fıkırdeyım Öte yandan hıçbır etık kural tanımayan, amaç ıçın her şeyın geçerlı kabul edıldığı çırkın rekabetın ve asparagas habercılığın yayın olduğu medyadakı yozlaşma, bazı ınsanlarımızın kafasında "okumaya/ızlenmeye deger mı?" soru ışaretı doğurmuş olabılır Ancak burada da bılım adamı sorumluluğumuz kusup, kızıp ya da tıksınıp kenara çekılmemıze engel olmalıdır Bunun ıçın gerçek gazeteye, namuslu medyaya omuz vermelıyız Medya toplumu yonlendıren en buyuk guçtur Medyanın en buyuk yonlendırıcısı ıse okuyucusu/ızleyıcısıdır Muşterı seçicı/zevkll olursa uretıcılerın kalıtelı urun çıkarmaya ozen gostermelerı gıbı, okuyucu/ızleyıcı kalıtelı olursa medya da kalıtelı olur Bunu başarabılmek, medyayı doğru yöne çekebılmek içın namussuzlar kadar namusluların da bılınçlı ve aktıf olmaları gerekır, Aksı halde meydan şarlatanlara kalır Nıtekım yozlaşmış medyada bugun şarlatandan geçtlmemektedır Şariatanfann maskelerini düşürmek bilim adamlartnın görevldir. örneğın sayın özsoylu'nın mesleğl olan sağlık alanında cın tedavısı yapanlar, muskacılar, alternatıf tıpçılar, ellerıyle şıfa dağıtıp mucıze yaratanlar ve benzerı şarlatanlar medyada cırıt atmaktadırlar Bız buyuk bılımsel araştırmalar yapıp uluslararası bılıme katkıda bulunalım derken korkarım halkımız sağlığını şarlatanlara emanet edecek Umarım Sayın özsoylu ıle bu konuda da aynı göruşteyızdır * Ondokuz Mayıs Univ Tıp Fakültesi, FarmakoloJİ ABD. Oğretım Uyesi Üzüm yemek mi, bağcı dövmek mi? "Doğa (Turkısh Journal of Medıcal Scıences)" Dergısı Danışma Kurulu üyesı Dr Uner Tan ve Edıtöru Dr Şınası özsoylu'nun yazışmaları uzerıne Gunumuzde "bılım adamı" sıfatı ıle anılan kışılerın karşı karşıya oldukları en buyuk tehlıkelerden bırısı. çeşıtlı kavram ve tanımların gerçek ıçerık ve amaçlarından farklı noktalara savrulup, bunun rarkında olmamalarıdır Bılım adamlığı ve bılımsel çalışmanın temel amacı, dogru ve ışlevsel yanı değerlı olan bılgıyı uretmek ve topluma maletmektır Bu bılgının bılım çevrelerıne ıleılmesı görevını bılımsel dergıler ustlenır Yurt dışında yayınlanan Popular Scıence veya ulkemızde okumakta olduğunuz Cumhurıyet Bılım Teknık ekı gıbı bılımsel aktualıte ıçerıklı yayın organları ıse, bılımsel dergılerden farklı olarak, bılgının bırıncı derece uzmanları dışındakı ınsanlara ıletılmesı gıbı bır dığer önemlı ışlevı yerıne getırırler Uluslararası ındexlere gırerek dığer ülkelerle aramızda bılgı alışverışını sağlayan bır dergının, ortaya çıkarılmasının ne denlı bırıkım, yetkınlık ve çaba gerektırdığı açıktır Böyle bır dergının daha etkılı ve kusursuz hale gelebılmesı, ancak ılgılı bılım adamlarının ortaklaşa ve lyı nıyetlı çabalanyla mumkundur Amacı, ulkemızde yayınlamakta olan bır bılım dergısının etkınlığını arttırmak olan bır bılım adamının, söz konusu dergının danışma kurulundan olmak gıbı ozel bır konumu olmasa bıle böyle bır dergıde yanlış veya yetersız bulduğu noktaları aktuel bılım dergılerınde tartışmak yerıne, öncelikle ılgılı kışılere ıletmesı beklenır Bılımsel yaklaşımın özune ters duşen, ulkenın bılımsel ortamına katkısı olmayan gerçek amaçtan uzaklaşarak kışılen hedef alan tutumların, ne denlı olumsuz sonuçları olabıleceğını öncelikle bılım adamları fark etmelıdırler Pozıtıf sonuçlara ulaşmaktan uzak tartışmalar yerıne, bırbırımıze olumlu katkılarla destek olup daha lyıyı uretebılmemız umuduyla • Uner Tan CBT, sayı 350, 355 357 Şınası öz soylu CBT 356 Dr Nafi Aygun Hacattepa ÜnlversitMİ Tıp Fakültasi Radyoloji A.B CAraştırma Görevlisl Düşler ve kuram Sayın Dr Murat Demır'ın 5 Şubat 1994 tarıhlı Cumhurıyet Bılım Teknık dergısınde "Okurdan Bıze" koşesınde çıkan yazısında, benım aynı dergıde yayınlanmış olan "Bedenı ve Zıhnı Yenıleme" (20 Kasım 1993) başlıklı yazıma, ılgıyle okuduğum ve hem duyarlı hem de nazık bır yöntemle yöneltılmış bazı eleştırıler getırmış Yanlış yorumlamıyorsam eleştınlerın temelını Freud'un "duşler kuramını" "ölçusuzce" eleştırmem oluşturuyor Gerçekten de, bu eleştırmemde "ölçusuzce" olmam konuya kısaca değınmemden kaynaklanıyor olsa gerek Konuyu yıne bu köşenın ölçulerı ıçınde yanıtlayayım Freud, duşlerle ılgı kuramını, uyku ve duşlerın nörofızyolojısı ve nörokımyası hakkında hemen hıçbır şeyın bılınmedığı 1901 yılında açıklamıştır Uykuuyanıklık döngusunun temel taşı olan beyın sapı retıkuler yapısının bulunması 1935 lere dek uzamış (Bremer), uykunun duşlere eşlık ettığı kılıt evresı olan REM basamağının Kleıtman tarafından saptanması ıse 1957 tarıhınde gerçekleşmış bıyokımyasalların etkısının kısmen anlaşılması ıse yakın yıllarda gerçekleşmıştır (muramıl peptıtler gıbı, 1975) Bugun dahı duşler, bılımın nesnel kanıtlar ılerı surmesının, laboratuvar uygulamalan yapmasının çok zor olduğu bır alandır Bılımsel temellerı daha sağlam gıbı ya da var gıbı görunen ıkı kuramdan söz edılebılırse de (Crıck ve Mıtchıson 1983 ıle Jouvet1980) bu varsayımlar da kuşkuya ve eleştırıye çok açıktır Böylece, duşler konusunda bır kuram değıl yorum getırmek bıle bızı bılımsellığın dışına ıtebılır Ancak bu konuya bır yorum getırılmışse, hele bu yorum konuyla ılgılı bılımsel verılerın bugunkunden bıle çok daha yetersız olduğu bır zamanda ılerı surulmuşse bu yorumun ya da "kurarrfın sadece şaşılası bır duşgucune ışaret ettığını soyleyebılırız Ancak bu saptamanın saygınlığf uzun yıllar surecek olan, ancak değerı (ozellıkle toplumsal olguları çozumlemektekı bılımdışı varsayımları dolayısıyla) son on yıllardır bazı psıkıyatrlar tarafından tartışılan ve Freud'un da kurucularından bırı olduğu psıkanalız okuluna gölge duşurmeyeceğı kanısındayım Bilim ve universite Dr. Yaman örs Başlıktakı tenmlerden bırıncısının, son zanıanlarda belkı butun dunyada karmaşık, bırden çok anlamda kullanıldığına tanık oluyoruz örneğın Dr Cenk Ter, Dr Cem Sungur ve yıne Dr Ter'ın Cumhuriyet Bilim Teknık'ın sırasıyla 353, 357, 359 sayılarında çıkan ayrıntılı okuyucu mektupları bıze konu ıle ılgılı ıpuçları vermektedır Genelde olduğu gibı bunlarda da "bılım" terımı, açıkça tanımlanmamış da olsa genış kapsamda alınmış, yuksek eğıtımde söz konusu her tur akademık alanı kapsayacak, en azından onlan dışlamayacak bıçımde kullanılmıştır Oysa söz cuğun ılk ve en başta gelen anlamında bılım, dunyada çok değışık örgutlenme duzeylerındekı olguların açıklanmasına, bunlarla ılgılı kuramların, kuramsal yaklaşımların ışığında bılgı uretımıne yönelık bır çabadır Buna göre, fızık, kımya, canlılık bılımlerı, toplumbılım vb temel bilim anlamında bırer bılımdırler, ancak tarih, felsefe, mantık, matematık ıse değıldır Sağlık bılımlerı de (daha doğru olarak uğraşları da) amaçları ve kendılerıne özgu yöntemlen açısından bırer bılım değıl uygulamalı bılımsel alandırlar, temel bılım dallarını ıçlennde barındırsalar da öte yandan, temel bılımcı olsunlar ya da olmasınlar, akademık uğraşı bır yaşam bıçımı olarak seçmış kışılerın kendılerıne ve alanlarına olduğu ölçude genelde topluma, çağına karşı önemlı sorumlulukları vardır Dergımızın yayın yönetmenı Sayın Orhan Bursalı onun 358 sayısında "Universite neredesın?" başlığı ıle ışte bu sorumluluğu anımsatıyor Bır akademısyen olan Fıkret Başkaya, yazdığı bır kıtap nedeniyle yırmı ay cezaevınde yatacak Kuşkusuz yasaya uygun bır bıçımdei "Unıversıteler (bu) anlayışa karşı çıkmalı ve bu yasanın kaldırılması ıçin bır kampanya açmalı" dıleğını belır ten Sayın Bursalı şu öz saptamayı da yapıyor "Aydınlar uyur, savcılar uyumaz " Bu çağdışı durumla ve ünıversıtelerın suskunluğu ıle ılgılı söyledıklerıne tumuyle katılıyorum Ancak eklemek ıstedığım bır nokta da var Sorumluluk paylaşılan bır durumdur Onun ıçın de sormadan edemeyız Savcılar yorum yapmıyoriar mı? Yorumlarının doğrultusu konusunda kendılerı ıçın bağlayıcı ılkeler var mıdır? Hukuk öğretım üyelerımız bu konuda ne dıyebılırler? Sorumluluktan söz edınce kuşkusuz yasa koyucuların konumu da gundeme gelecektır Dergımızın bır sonrakı sayısında da "Bılımden konut fonu alınmasın1" dıyor Sayın Bursalı Ne yazık ki alınıyor Ayrıca, yurtdışında bu ulkeyı ve devletı temsıl etmek uzere çıktığında bır akademısyen (ya da kurumu) bu parayı ödemekte Dışarda bir ayaktopu karşılaşmasını ızlemeye bu ödemeyı yapmadan gıdebılenlere ve onların çevresıne "oy kaynağı" gözuyle bakabılen "sıyasetçılerın" arasında akademısyenler de yok mu? Ya da bır zamanların öğretım üyelerı? Son bır soru "Yukselen" değerler arasında devlet adamlığı/kadınlığı kavramı bulunuyor mu? Dr Korkut Yaltkaya niv. £ 'rof Tıp Fak. Nöroloji ABD. 3614
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear