25 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

NEW EN6L AND'DAN NOTLAR Boston'daki iki yüz yirmi "Kafkasyalı Bin bir çeşit ulus ve ırkın bir arada ve zaman zaman birbiriyle karışarak yaşadığı bir ülkede, bazı bilimsel araştırmalar "ırksal saflık" koşuluna uygunluğu arıyorlar. Siyasi ırkçılıktan farklı gerekçeleri olan bu arayışın "bilimsel" temelleri ya da göstergeleri olabilir mi? Yankı Yazgan ki yüz yirmi Kafkasyalı hasta üzerinde yapılan bir araştırmaya göre.." diye başlamıştı konuşmacı. Yabancı dergilerde yayımlanan makalelerden özetlerin sunulduğu bir toplantıdaydtk. Biz tıp öğrencısi birkaç kişi, geri kalanlar da dahiliye bölümünün profesör, doçent ve asistanlarıydı. Makalenin içerisinde tartışılanlardan fazla bir şey anlayamamışlık, ama benim kafama takılan bir şey olmuştu Utana sıkıla sordum, acaba araştırmanın yapıldığı Boston'da bu kadar çok "hasta Kafkasyalı'yı nereden bulmuşlardı? Konuşmanın içerıği ile ılgılı bir soru olmadığı için "başka?" soruya ge^ildi Hiç olmazsa ıçeriğı anlayabilelim diye, sonradan, makalenin birer kopyasını edindik "Kafkasyalı" diye çevrilen caucasian*1 kelimesinin, (aynı zamanda) "beyaz ırktan" anlamına geldiğini böylece öğrenebildik. Konuşmacının adı, o birkaç öğrencı arasında Kafkasyalı olarakkaldı o yıl boyunca. Sonra da unuttuk gitti Bu "Kalkasyalı" meselesini tekrar aklıma getiren birkaç şey oldu son aylarda. llki Amerikan topraklarına ayak bastığımız günlerdeydi Doldurdugum sayısız formun birçoğunda, cevap vermek zorunda olmadığım, bir soru vardı. "Hangi ırktandım?" Duruma göre "beyaz" veya "Caucasıan'ı işaretliyordum, ama kafamın bir kenarında yeterınce açık olmayan bir nokta kalıyordu Akdeniz'in beyazı ile Kuzey Avrupanın beyazının bir olmadığım biliyordum. Üstelik bu farkın bazı ülkelerde. Akdeniz beyazları içın "belirsiz" gibi bir resmi ibare kullanılmasına temel oluşturduğu da malumdu. Neyse; (ormlardan birinin arka yüzündeki açıklamalardan, resmi görüşe göre beyazın malum beyazlar yanı sıra, Akdeniz kıyısındaki Afrika ülkeleri ve Ortadoğu'yu da kapsadığını görünce beyaz olduğuma aklım yattı. Zaten, beyaz dışmdaki seçeneklerle, atalarımızın Orta Asya'dan gelmış olması dışında pek bir ilişki de kuramamıştım Niye ba/ı yerlerde beyaz' değıl de Caucasian' deniyordu, belirsiz kaldı Beyazın kibarcası "Kafkasyalı" mıydı ki ? Her durumda, hem beyaz hem de Kafkas ırkları ve soyları ile iç içe geçmiş bir halktan geldiğim için tartışmayı kendim adına kapattım • Beyazlık ya da 'Caucasian'lık tartışmasıyla bir sonrakı karşılaşmam buradaki araştırma gruplarının toplantılarından birınde oldu Araştırmaya alınacak kişilerle ılgılı olçütler belirlenirken yaş, cinsiyet, sosyoekonomik durum gibi özellikler yanı sıra beyaz, siyah, Asyalı ya da Latin Amerikalı*2 olup olmadığı da göz bnüne alınıyor. ABD'dekı her ırksal/etnik grubun belli bir kültürel yönelime denk düştüğü varsayımına dayanan bu sosyal araştırmacı ay37572 i rımının yanı sıra, pek çok tıbbî araştırmanın temel aldığı bir ayrım gerekçesi daha var. Irka ait bazı biyolojik özelliklerin (örneğin, ilacın karaciğerde işlenme hızı ve oranı) araştırma sonuçlarının selameti için gerekli olan homoıen grupların bu özelliğini bozabileceği düşünülüyor Sözgelımı, bir ilacın etkili miktarı beyaz ve siyah ırktan olan insanlar arasında iki katına çıkabiliyorsa, "karışık" bir araştırma grubunda hangi dozun kime etkili olabıleceğine karaf vermek güçleşebihr.Dolayısıyla.biyolojık/ tıbbi araştırmalarda da ayrım yapmak bilimsel bir gereklilik olarak görülüyor. Pekı, kim beyaz, kim siyah, bunu "bilimsel" olarak belirlemek mümkün mü? Irkların ve ulusal grupların çeşitli ölçülerde bırbirine karıştığı toplumlarda adamın suratına bakıp böyle bir karar vermek zor "Zenciler birbirine benzemez," Uzakdoğulular ve Latin Amerikalılar da öyle. "Kafatasçılık" diye bılınen ekolün yapmaya çalıştığına benzeyen bir yöntem ilk bakışta en bilimsel gözüküyor: Irka özgü sayılan bazı göstergeler saptayıp, dış görünüşe bakmak ya da beş duyuyla ırk'ına karar vermek.' Kadın erkek ayrımınıda kullanılan "koromozomuna bakma" tekniklerine benzeyen bu yaklaşımın savunucuları, böylesi bir "kafatasçılığı" bilimsel ırk ayrımının zorunlu bir adımı olarak görüyorlar Gerekçeleri şu andakı ayrım tarzı Bu hesapları yapmaktan biraz sıkılıyorum ama; büyükannesı siyah olan bir kişi ve ontın bütün sülalesi ne kadar beyaz görünürlerse görünsünler, siyah ırktan sayılıp araştırma sonuçlarında öyle hesaba katılıyorlar Dikkat edilirse, sadece dış görünüş ya da beş duyuya hitabeden özellikler değil, geçmiş de kurcalanıyor. Oysa, araştırma için önemli olan büyüannenin siyah ya da Asyalı olması değil, kişinin karaciğerinın (ya da başka bir sisteminin) sıyahlara ya da beyazlara ya da başka bir ırktan olanlara özgü bir ritm ve hızda çalı şıpçalışmadığı. Tehlikeli yorumlara açık olan bu açıklama ikna edici gözüküyor. Sözgelimi karacigere özgü böyle bir gösterge keşfolunursa, karaciğer testlerıyle kimin beyaz, kimin bembeyaz olduğuna karar vermeye kalkışacaklar olmasından korkarım. Ylne de, sütün beyazlığına karar verir gibi, bir damla kahve katılmış sütü sütlükahve sayan anlayıştan biraz daha ileri gözüküyor! Şimdi bu ırk ve bilimsellik tartışmalarının iyice karmaşık olduğu beyin ile yaşantı ve davranış arasındaki ılişkiye geçelim Asyalı beyni ya da Afrikalı beyni diye bir şey var mı? Çeşitli uluslara ya da bölgelerde oturan insanlara yakıştırılan kişilik özellikleri ve davranış tarzları beyinlerinden anlaşılabilir mi? Lafın kısası, beyin yapısına ya da işleylşine bakarak "ırk tayini" mümkün mü? Birisi hemen atılıp, kafatası biçimlerin den soz edebilir Sivri kafa, kot kafa, ya da delikosefal, brakisefal gibi değişik kaynaklı terimler kullanabilir. Bütün bunların "kıymeti harbıyesı" (ne demekse) ise tartışmalı! Sözu gecen kafatasının içindeki peltemsi garip organı güzel bir rakımezesınin insandaki karşılığı olmaktan çıkaran yanı nasıl işlediği! Beyini diğer sakatatlar karaciğer ve böbrekten ve bilcümle organlardan ayıran bir yan var: Sözden, bakışta n gülüşten etkilenen bir organ, aoıyla ekşiyle pek bir ilgisi yok. Dış etkenlere, özellikle dıl'ın etkilerine açıklık beyinin işleyiş tarzını kafatasının katı ve değişmez sınırlarından kurtarıyor Örneğin, Jtponyada doğup büyümüş bir Japonun beyninde dil ile ilgili işlemlerin nasıl yürüdüğüne baktığınızda, Batılıların beyinlerindekinden farklı bir örgütlenme ile karşılaşıyorsunuz. Japonca'nın ses ve yazılış özellikleri sonucunda, beynin sağ tarafı (Batılılardakinin tersine) soldan daha fazla dil sorumlulugu alıyor. Aynı Ja«. pon'un, kafatası da kendisine benzeyen ama ABD'de doğup büyümüş kuzeni ise, Ingilizce duyup konuşarak büyüdüğü için farklı bir beyin işleyiş düzenine sahip: Beyninin sol tarafı dile ilişkin işlevlerde söz sahibi. Kafatası ile içindeki arasındaki bu farklılık, kafatasının esas olarak bir "tas" vazifesi görduğünü düşündürüyor Sakın ola kafatasını biçimlendiren, doğuştan gelen etkenleri azımsadığımı sanmayın*3 Ne de olsa, her tasın içinde her şeyi pişiremezsiniz. Fakat beynimizdeki süreçlerin önemli bir bölümü yaşadıklarımız ve onların beynimizde doğurduğu etkilerin ürünü... Iş böyle olunca, beyin ile davranış ve yaşantılar arasındaki ilişkiyi araştıranlar açısından "Kafkasyalılık" ya da "siyah "lık değerlendirmede göz önüne alınacak öğelerden birisi olarak kalıyor. En büyük gucunü genlerden alan bu öğe, genlerın gücünün doğrultusu yaşananlarla çakıştığı ölçüde önem kazanırken, yaşananlar kimi zaman genleri kilit altında tutmayı sağlayabilıyorlar Aynı temel beyin yapısını taşıyan iki insanın, iki ayrı dilin etkısinde farklı beyin işleyişine saMp oluşu gibi, aynı genetlk hastalık potansiyeline sahip iki ınsandan birı hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırıcı etkenlerle hastalanıyor Diğeri ise yaşlanıp ölene değin "genini" bir yerlerde sessiz tutabileceği bir yaşantı sürdürmüş olabilıyor. "Kafkasyalılık" meselesini, herhalde, artık rahatça unutabilirim Siyah, sarı, kırmm ayrımları ise Yeni Ingilizce'de Afrika kökenli Amerikalı, Yerli Amerıkalı (Amerikanın yerlısi?) ya da Asya kokenlı Amerikalı gibi biyoloji ya da renk bilgisınden çok coğrafya bılmeyi gerektirenkavramlara dönüştuler Beynin coğrafyası ise habire değişmekte; okuyup anlamayı ancak öğreniyoruz •1) Amerıka Ingılızcesı sozluKlerıne baMığımızda. ırk bıidıren anlamda. Caueatoid'ın kullanılması nncn lıyor Bu antfopolo|ik terım ile Kafkasyalılar arasnıü.ıkı lark vurgulanarak hem de Ama tıp dergilerıne qo7 M tığınızda Caucatian kolımosının ısrarla kullanıkluj yu ruluyor •2) Yenı Ingilizce ya da Doflro Ingilizce ( roriBi Englısh") diye bılınen akım, boyle renge dayanan tanımlar yapılmasını ayrımcı olarak değerlendınyor Ben de Türkçc'dokı alışkanlıklara uygunluk açısından "siyah ya da sarı' gıbı deyımlerı kullandıQımı soyleyerek mazeret bıldıreyım *3) Örneğin bazı genetık hasialıkların belırlı ırklarda daha çok görulmest, ya da bazt yeteneklerın yıno belırll ırklarda kendını daha fazla bollı elmesı gıbı. Muzık ve sporda sıyahların avantaılılığını ırka ozgu bır yatkınlık ve sosyal koşulların bu yatkınlığı gulıştırmeyı tek çıkış yolu olarak dayatmasıyla açıkiayanlar var Notlar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear