05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM DİİNYASINDAN HABERLER Şizofreni ve beyinde bozukluklar King's College Hastanesi bilimcilerinden psikiyatrist Robin Murray'e göre, şizofreniye gençlik döneminde yakalanmış hastaların beyinlerinde bozukluklara rastlanma olasılığı oldukça yüksek, oysa Du hastalığa yetişkinlik döneminde yakalanmış hastalarda beyinsel bozukluklara çok sık rastlanmıyor. Murray, erişkinlik döneminde ortaya çıkan şizofreninin daha farklı bir biçime, örneğin manik depresyona dönüşebileceğini düşünüyor. Bugüne değin toplandığı veriler, şizofreniye gençlikte yakalananlarla erişkinlikte yakalananların beyin yapıları arasında tarklılıklar bulunduğunu gösteriyor. Murray, çalışmalarını 300 kadar psikozlu (gerçeklik algılayışı büyük ölçüde çarpık olan hastaların tümüne verilen genel ad) hastayla yürütüyor. Çalışma ekibi, tek tek her yetişkinle karşılıklı olarak konuşuyor, her türlü kalıtımsal ve çevresel faktörün (örneğin doğum sırasında geçici bir süre için oksijensiz kalma vb.) bireyin hastalığıyla bir ilişkisi olup olmadığını görebilmek üzere ailelerin geçmişlerini ve doğum kayıtlarını inceliyor. Murray, bu insanlarda şizofreniye yol açan şeyin, gebelikte ya da dogumdan hemen sonra beyin hücrelerinin gelişimini engelleyen genetik ya da çevresel veya bu faktörlerin ikisini de etkileyen bazı kusurlardan kaynaklanmış olduğunu düşünüyor. Uzun yıllardır süren araştırmalardan elde edilen bulgular, şizofrenili hastaların beyin yapıları ile normal insanların beyin yapıları arasında fiziksel farklılıklar olduğunu gösteriyor: Şizofrenili hastaların ventrikülleri (beynin merkezindeki boşluk) daha geniştir, hipokampusları da (hafıza ile ilgili bir yapı) ortalamadan daha küçüktür. Murray, virüs enfeksiyonlannın ya da gebelik döneminde beyni besleyen oksijen miktarında bir yetersizliğin hipokamptaki hücrelerin gelişimini etkileyebileceğini düşünüyor. Niye kadınlardan çok erkeklerin etkilendiği sorusuna yanıt olarak da Murray şunları söylüyor: "Fetüsün gelişimi sırasında erkek beyin, dişi beyine göre daha yavaş olgunlaşmaktadır. 35. haftada dişi beyin tamamen gelişmiş iken, erkek beyin henüz gelişmesini tamamlamamıştır. Ayrıca erkek beyin, gelişiminin ilk evrelerinde dişi beyine göre belirli işlevlerde daha çok uzmanlaşmıştır. (ö.u. • New scientist, 1732) Depresyonda uykusuzluk tedavi ediyor azı endojen depresyon vakaları hastanın uykudan yoksun bırakılmasıyla tedavi ediliyor. Münster Üniversitesi'nden Prof. Rainer Tölle'nin bildirdiğine göre gece yarısından sonra 01.30'da uyandırılarak bir uğraşı programı ile sabah 08'e kadar uyanık tutulan 31 depresyon vakası üzerinde yapılan gözlemlerde gece saatlerinde gezinti, oyun ve sporla uyanık tutulan hastaların sabah duygu durumlarında düzelme oldu. Beş günlük aralarla üç defa yinelenen uykusuz bırakma uygulamasında test hastalarının dörtte üçünde uykusuz kalma sonucunda en azından bir kez olumlu reaksiyonlar alındı. Münsterli psikiyatristler depresyonda uykusuz bırakma tedavisinin şimdiye kadar çok az kullanıldığını belirtiyorlar. B Dudak okuma yöntemi B ilgisayar için insan sesi, birbirine uymayan sonsuz bir veriler kaynağıdır. Sesi tanımada makinenin yapabileceği en fazla şey, sesleri çözümlemek ve belleğindeki seslere en yakın düşen sözcüğü bulmaktır. Bu kadarı, birçok uygulama için yeterlidir. Bilgisayar bir sözcüğü yanlış anlayıp hata yaptığında, siz yalnızca sözcüğü tekrar edersiniz. Oysa jet uçağı kullanma ya da uzay mekiği yönetme gibi kritik işlerde hataya yer yoktur. VVİndsor Locks'taki Hamilton Standard'da uçuş mühendisi yardımcısı olan Steve Smith, sözcük tanımada yeni bir yaklaşım geliştirdi: Bu sistem dudaklarınızı okuyor. Smith, kullanıcının dudaklarına ayarlı bir video kamera ve sözcüğü tanıtan dudak hareketlerinin video sinyallerini çözümleyen bir bilgisayar kullanıyor. Daha sonra sonuçlar bir sözcük tanıma programınınkilerle birleştiriliyor. Smith'in dudak okuma yaklaşımı özellikle benzer sesli sözcüklerdeki hata payını oldukça azaltmış durumda. Çözümlenecek video bilgisinin fazla miktarda olması nedeniyle tanıma süreci, pratik kullanımda şimdilik çok yavaş işliyor. "Veri yönetilebilecek karar elverişli bir biçime sokulmalı ve kısaltılmalıdır" diyen Smith'e göre çözülmesi gereken bir başka sorun da görüntü üzerine düşen farklı ışıkların etkisi. Smith, "Bu sorun kamerayı ışık düzeylerinin denetlenebileceği bir başlığın içine yerleştirerek giderilebilir. [ J A vitamini yaşam kurtarıyor M ilyonlarca yeterince beslenmemiş çocuk, düzenli olarak A vitamini verilirse ölümden kurtulabilir. 15 bin Hintli çocuk üstünde yapılan bir çalışma, fazladan A vitamini alan çocukların ek olarak vitamin almayanlara göre yaşama şanslarının yüzde 46 daha fazla olduğu görüldü. Dünyada 2040 milyon çocuğun yeterince A vitamini almadığı göz önünde bulundurulduğunda çalışmanın önemi belirginleşiyor. Araştırmada incelenen çocuklardan üçte biri uzun süre yeterince beslenmemiş çocuklardı ve en çok yarar gören onlar oldu. Vitamin almayanlara oranla ölüm riskleri yüzde 89 azaldı. (m.a). Yunusları öldüren virüs, fokları da tehdit ediyor kdeniz kıyılarında bulunan yüzlerce yunusun, iki yıl önce Kuzey Denizi'nde yirmi bin foku öldüren virüsün bir benzerinin bulaştığı belirlendi. Yunuslar bol, ancak biyologlar, virüsün foklara bulaşması halinde son keşiş foklarını ortadan kaldıracağından endişe ediyorlar. Ağustosun sonundan itibaren, Fransa, italya ve ispanya kıyılarında 400'den fazla ölü yunus bulundu. İspanyol araştırmacılar, fok salgın hastalıkları konusunda uzmanlaşmış laboratuvarlara örnekler gönderdi. Belfast'taki Veteriner Araştırma Merkezi'nden Seamus Kennedy ve arkadaşları, yaptıkları testler sonucunda, yunusları öldürenin morbillivirüs olduğunu belirledi. Kennedy, virüsün, fok virüsüyle aynı olup olmadığını saptamak için araştırmaları sürdürdüklerini söylüyor. Yunuslarda, Kuzey Denizi'ndeki foklarda saptananlara benzer belirtiler görüldü. A Öldürücü bir virüsün son kurbanlan yunuslar Kennedy, beyin zedelenmesi ve pnönomiye yol açan akciğer zedelenmesi buldu. Virüs ayrıca, akyuvar hücrelerini yok ederek hayvanları öteki hastalıklara karşı korumasız hale getirdi. Biyologlar, virüsün balinalar ve keşiş fokları dahil tüm deniz memelilerine bulaşacağından korkuyorlar Karadaki memelilerde morbillivirüs, bir tür içinde hızla yayılabiliyor. Sığırlarda görülen bir morbil liviral hastalık, daha önce bu tür bir virüsün etkisi altında kalmamış tüm hayvanları öldürebiliyor. Aynı durumla, deniz memelilerinde de karşılaşılabilir. Salgın, Balearic Adaları çevresindeki merkezinden kuzeye ve güneye doğru yayılıyor. Son olarak, Fransa kıyılarında 50 ölü yunus bulundu. Beş keşiş foku ise, Kuzey Afrika ve İspanya kıyılarından toplandı. Hollanda'ya gönderilen örnekler çok kötü ayrıştırıldığı için fokların nasıl öldükleri konusunda bir bilgi edinilemedi. Akdeniz ve Atlas Okyanusu'nda yaşayan keşiş fokları, dünyanın en az sayıda kalan memeli türlerinden biri. Binden daha az keşiş fokunun yaşadığı tahmin ediliyor. Kennedy'ye göre, virüsün keşiş foklarına bulaşmama şansı yok denecek kadar az. Bu nedenle, virüs yayılmadan harekete geçilip bir aşılama kampanyası yapılması gerekiyor. (m.a. New Scientst 3 Ekim 1990)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear