21 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

PS İ K İ Y A T R İ Ülkemizden bir psikoterapist: Dr. Engin Geçtan gözüküyorlardı' Psikoterapiden herkes yararlanabilir • 25 yıldan fazla bir süredir, Türklye'de psikoterapi uygulayan bir pslklyatrlstslnlz. Bu klinik yaklaşımın ülkemizdeki aüreclnln aktil bir tanığısınız, bir bakıma. Psikoterapi ile Türklye arasındaki illşklyl bize anlatır mısınız? • Sorunuzu ıki ayrı yönden cevaplamak uygun olur, kanımca; Türkiye'de halkın psikoterapiye karşı tutumu ve psikiyatrının psikoterapi yoluyla halka sunabildigi hizmetler! Yıllar önce bırı bana "iyi sağlık hizmetinin sunuluduğu yerde daima hasta da olur" demişti Yaşadıkça bu sözün doğruluğuna ben de ınandım. Bu nedenle, az önce sözünü ettiğim iki ayrı yönün aslında birbiriyle karşılıklı bağımlı olduğu kanısındayım. Otuz ıkı yıl önce mezun olduğum Tıp Fakültesi'nde bize yalnızca betimsel [descriptive] psikiyatrı öğretilmişti, klinik çalışmalarını tümü de bu yöndeydi ve "kendi çevremde" psikoterapi ya da dinamik psikiyatri kavramlarından söz edildiğini duymamıştım. O kadar ki uzmanlık eğitimim için gıttiğim AÖD'de psikiyatrinin ne denli farklı boyutları olduğunu farketmeye başladığımda, öğrendiklerimin Türkiye'de uygulama olanağı olmadıgı duşüncesine kapıldığım olmuştu. Ama beş yılı aşkın bir süre sonra yurda döndüğümde yanılmış olduğumu, biraz da sevinerek gördüm. O yıllarda, özellikle Ankara'da, psikoterapi alanında hizmet verilmeye başlanmıştı, ben ve birkaç meslektaşım tarafından. Bir süre sonra bu çalışmalar, zaman açısından, gelen talebı karşılayamaz hale geldil • Pek çok psikiyatrik bozukluk, organik ozolllkleıi bulunarak açıklanmaya çalışılıyor ve bunda önemli başarılar sağlanıyor. Bu gellsmeler nedenlyle pek çok kllniayen, uygulamalarını tamamen blyolojlk temellere yaslandırdı, hatta paikoterapinin ölüm duyuruları yapıldı. Ancak bu Indlrgemecl yaklaşım aon birkaç yılda değişikliklere uğradı ve paikoterapl, görülen Ihtlyaç uzerlnediriltlldl. Davranif nörolojlai alanında söz sahibi bir kişi Dr. Meşulam, paikiyatrik aorunlarda her şeyi nörolojik yaklaşımla açıklama eğlllmini bir metaforla eleştirlyor: "Nörolo|lk yaklaşım, bir meaa|ın anlamını öğrenmemlzde(mesajınyazıldığı)mürekkeblnkimyasal analizlnin aağlayacağı katkı kadar yararlıdır." Slz, blyolojik yaklaşımın pslkoteraplye ne glbl bir etkl gösterdiğinl düşünüyorsunuz? Psikoterapi gerçekten ölmüş müydü? Denetimsiz üreme süreci • Özellikle 1970'li yıllarda psikoterapinin gelişmiş ülkelerde bir krız geçırmiş olduğu izlenimine katılıyorum. Bunun temel nedenini denetimsiz bir üreme (Proliferasyon) süreciyle açıklayabilirim. Orneğin, ABD'de 300'den fazla ve çoğu bilimsel temelden yoksun yenı terapi ekolünün ortaya çıkışı. Bunun yanısıra niteliksiz ve yeterli eğitimden yoksun kişilerin klinik çalışmalara yönelmelerinin getirdiği kısmi yozlaşmanın beyin fizyolojisi ve bıyokimyası konusunda bilgilerimizin hızla arttığı bir döneme rastlaması sonucu psikoterapi bir süre ikinci planda değerlendirilmiştir. Ben bunu bilimsel evrimin doğal bir evresi olarak değerlendiriyorum. Çünkü günümüzde sarkaç orta çızgıye doğru hareketini tamamlamak üzeredir. Ruh ve beden dualizmi ortadan kalkmıştır. Öğrendıklerimiz, psikoterapiyi bugün psıkobıyolojı denen bilimsel yaklaşımın çerçevesine oturtmaya başlamış ve yeniden önem kazanmasına neden olmuştur • Psikoterapi süreclnln hedefi tedaviye gelende bir değişim sağlamak olmakla birlikte, bu süreçten etkilenen sadece tedaviye gelen kişi olmuyor. örneğin, sürecin içinde yer alan psikoterapist.,.. Acaba nasıl etkileniyor bu süreçten? Terapiat koltuğunu siz nasıl yaşadınız bugüne kadar? • Psikoterapist koltuğunu yaşamak pek de kolay bir şey değil. Çıraklık dönemindeki terapistlerin ilk görüşmeleri video banda alındığında, terapistin tedaviye gelene oranla çok daha huzursuz olduğu gözlenmiş! Yaşantılar terapistin kişilik özelliklerine göre farklılık gösterebilir. Kendi adıma, böyle bir çalışmanın bana kazandırdıklarının daha fazla olduğunu düşünüyorum. insanın, bazı sınırlar içinde de olsa, kendisini yeniden yaratabilmesine tanık olmak sizde de bazı değişiklikler oluşturabiliyor. insanın kestirılmezliğini onunla birlikte yaşamak kendi yaşamınızı bir törenler dizisı olmaktan çıkarabilmenizde size yol gösteriyor. Tedaviye gelen kişilerin de terapistin olgunlaşmasına bir tür katkıda bulundukları, yıllar içinde onu da bir tür "tedavi" ettikleri görüşüne katılıyorum. Ayrıca ofisinizde otururken farklı dünyaları ve ilişkilerini yakından tanımak, insanın bırey olarak içinde yaşadığı mikrokosmosu hızla tanımasına ve orada süregelenlerı daha yansız değerlendirmesine neden olabiliyor. Ancak bunların hiçbirısi bedelsiz değıl; örneğin ofisımde birlikte olduğum kişilerle paylaşılan dürüstlüğü, içtenliği yaşamaya alışınca, nasıl başlayıp nasıl biteceğını önceden kestirebildığiniz bir tören izlercesine katıldığınız sosyal ortama zaman zaman yabancılaşma duyguları yaşayabiliyorsunuz. • Biraz klşlael olacak ama, merak ettim. Yeniden başlamak mümkün olsa, psikoterapist olmak çekici gellr miydl yine? • Aynı durumu ikinci kez yasamayı gerekse pek yeğlememekle birlikte psikoterapi bir durum değil. Aynı şeyleri tekrar yaşamanın pek mumkun olmadıgı bir süreç olduğu için tercihim yine aynı olurdu. D "Genel Psikiyatri" uygulaması Ancak günümüzde psikiyatrinin bu konuda halkımıza nitelik ve sayı yönündon yeterli bir hizmet sunabildigi kanısında değilım. Halkın beklentıleri, Türkiye'deki psikiyatri uygulamalarının verebildiğinin çok ötesinde. Çünkü arada geçen yıllar boyunca, toplumun geçirdığı dönüşümler, kitle haberleşme araçları (özellikle TV) ve içinde yaşadığımız sosyopolitik ortam konuya duyulan ilginin artmasına neden oldu. Buna karşılık psikiyatri geleneksel tababete paralel bir biçimde "genel psikiyatri" uygulamasıyla sınırlı kaldı. Başlıca nedenlerden biri üniversite kliniklerinde formel psikoterapi eğitim programlarının geliştirilmemış olması. Artan talep, formel psikoterapi eğitimi görmemiş ya da en azından davranışların psikodlnamiği hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan ve çoğu başka disiplinlerden uzmanlaşmamış kişilerin bu hizmetleri üstlenmesıyle sonuçlanıyor. Tabii, psikiyatri konuya sahip çıkmadıkça bu kişlleri eleştirme hakkına da sahlp olamaz. • Palkoterapi İçin başvuran kişlnin bazı "vasıfları haiz" olmaaı gerektlğl şeklinde yaygın bir inanç var. Bu vasıflar bireyln problemlnden veya değişimlni Istedig\ şeyden çok, kürtür ve eğltlm düzeyl, yaaı glbl özalllklarl olarak aunuluyor. Slzce, kimler palkotarapldan yararlanabilir? • Değişmek için ciddi bir niyet taşıyan ve terapistı ile ışbirliği içinde gerekli çabayı gösteren herkes psikoterapiden yararlanabilir. Tabii, terapistin ehlıyetı ve kişiliği bu değişiklığın gerçekleşmesinde önemli bir etmen. Ancak psikoterapi, her şeyden önce, terapistle tedaviye gelen kişi arasındaki ilişki, kaynaşma ve işbirliğinden temellendiği için, nadir de olsa terapist gerekli deneyime, tedaviye gelen de ciddi bir niyete sahip olduğu halde verimli bir süreç oluşturulamayabilir. Konu açılmışken, psikoterapinin ancak belirli bir yaşın altındaki ya da belli bir kültür düzeyindeki insanlara yararlı olabileceği biçimindeki, kaynağı belirsiz kanıya katılmıyorum. Psikoterapi denılen süreci yaşamak yalnızca biraz yürek isterl Formasyonları ne olursa olsun bir çabayı göze almış ve kendi yazgılarını biçimlendirebilme sorumluluğunu üstlenebilen insanların "seçkin kişiler" olduklarına inanıyorum vardır. "Burada, bu odada, şimdi bana söyledikleriniz, hayatınız ve onun size ifade ettiği anlamdır." Psikoterapinin aleti, esas olarak, sözcüklerdir. Freud'a göre sözcükler, başlangıçta sihirdiler ve günümüze kadar eskil sihirli güçlehnın büyük bölümünü korudular. Zira, sözcüklerle [birisi] bir başkasını müthiş mutlu kılabilir ya da derin bir umutsuzluga sürükleyebilir. "Söylenenler, yani sözcükler, yanısıra takınılan tutumlar, vücut ve yüz hareketleri de daha tali olmakla birlikte, psikoterapistler için anlamlı olmakta... Psikoterapi için başvuran kışilerın problemlerinin adları başvuranların sayısıyla eşittir, en azından. Günümüzde psikiyatrik tanılar, bilimsel araştırma ve istatistiklerde nesnellik ve kolaylık için elzem olmakla birlikte günlük klinik uygulamada işin çehresi değişiyor. Anlamsızlık, amaçsızlık ve boşunahk duyguları, dış dünyası son derece mükemmel gözüken pek çok 'başarılı' kişinin iç dünyasını dolduruyor. Bu durumu bir 'tanı' ile adlandırmak ne ölçüde anlamlı? Diğer yanda, psikoz tanısı konmuş kişilere psikoterapi uygulanamayacağı düşüncesi sıkı bir tartışma konusu. Psikozun aktif dönemi geçip de hasta gerçeklikle bağlantısını tekrar kurduğunda psikoterapilerin, özellıkle grup tedavisinin çok yararlı olduğu genel kabul görüyor Birröportajsırasında,WoodyAllen'abirscru: "20 yıldan sonra analiziniz artık nasıl gidiyor?" Cevap: "Ağır ağır". Soru: "E, peki, ne yapmayı düşünüyorsunuz?" Cevap: "Teraplstime bir yıldahaşanstanıyorum". Psikoterapinin süresi hedeflere göre oldukça değişken Ancak kısa süreli bir tedavi olmadığı malum. Bununla birlikte, özellikle belirtlleri oldukça kısa sürede gidermeye yönelik davranışçı tedavilere karşılık, analitik kökenli psikoterapidede hedefi daraltan, ama yıne de degişimi hedefleyen kısa süreli tedavıler giderek artan bir ilgi ve uygulama artışı gösteriyor. Psikoterapinin sonunda neler oluyor? özellikle son onbeş yılda alanı nesnel bilgilere göre yönlendirmek amacıyla yapılan kontrollü çalışmalara göre başvuranların çoğunun semptomları gideriliyor. Bir kesim, hayatla başa çıkmak, hayatı daha iyl yaşamak için daha iyi donatılmış olduğunu düşünüyor. Birçok kişi, bugün ve dün arasındaki bağlantıları kurmuş oluyor, yaşadıklarının farkına varıyor. Yazının başındaki, şu sovgillsl terk eden arkadaşınıza dönellm. Üzüntüsü, sıkıntılı hall slzln desteğlnlze rağmen aürdü ve bir teraplste basvurdu. Terapi ona neler getlreblllr? Bu aynlığın doğurduğu duygular hakkında konuamak, onlan irdelemek giden aevglliyl geri getlrmeyecek, tabll kl. Geri gelae blle bu teraplnln hlkmeti değll. Ama, arkadaşınız gerçeklikle yüzyüze geldlğlnde, yltlrdlğl kişi İçin açıkça ve gerçekten üzülecek. Üzüntüsünü tam olarak yaaayabilecek. Belkl de terapi süreclnde, lliakislnin neden sona erdiğini anlayablle~ cefc, bunda kendlsinln ve insanlarla lllakl biçimlnln ne glbi bir rol oynadığını görebllecek. Sonraki ilişkilerinde acı çekmeyecek ve daha "lyl" lllşkllmr kurabilacek, belkl de. Hepsl bu. D
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear