21 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

B İ L İ M T A R İ H İ K İ M Y A Bilimde yamlgılar Eski bilgilerin, kuramların ve açıklamaların sürekli olarak yenileriyle değiştirildiği tarihsel bir süreci olan bilim, niçin hataya düşer? îsmail Murat Deney tüpü olmadan kimya Çeviri: Doç. Dr. Zeki Tez ımyacılar araştırma bakımından ye nı olanaklara gayretle sarılmaktadır Bunlar arasında uç ana konu önde gelmektedır llkı, en temel anlamda kımyasal tepkıme verebılırlığın anlaşılması ve onun nasıl denetlenebıleceğıdır Ikıncısı ka talızlerın anlaşılmasını gelıştırmek, uçuncusu ıse yaşam sureçlerının molekuler duzey de anlaşılmasını gelıştırmektır Kımyasal değışımlerın nıçın ve nasıl cereyan ettığının ıncelenmesı yenı aygıtlar kulla narak oldukça kolaylaştırılmıştır Lazerler, bılgısayarlar, molekuler ışın demetlerı lyon sık lotron rezonansı ve pek çok gereçler yenı araştırma yaklaşımlarını başlatmış ve kolaylaştırmıştır Bunlardan lazerler özellıkle yararlıdır Onların kısa atım ( puls) surelerı, 10* sanıyeden 10 1 2 sanıyeye dek olan zaman aralıklarındakı kımyasal tepkımelerın ıncelenmesıne ızın verır Lazerler aynı zamanda, ayarlanabılen aşırı derecede dar frekanslı ışık kaynakları ve bu nedenle buyuk tanılama duyarlığı ve seçımlılığı sağlarlar Yuksek guçlu ve keskınce ayarlanabılır lazerlerle bır örnek ıçındekı çogu molekullerın özel bır serbestlık derecesını uyarmak ola naklıdır Bu uyarılmış durumların suregeldığı aralık boyunca boyle molekuller, sankı özel serbestlık derecesı yuksek bır sıcaklıkta ımış ve molekulun gerı kalan tum serbestlık de recelerı dondurulmuş gıbı tepkıme verır Bugun blz, molekullerın temel durumdakı kımyası konusunda daha çok şeyler bılıyoruz Onların uyarıcı etkı altındakı davranışının ıncelenmesı, bızım anlayışımızı ve önemlı uygulamalan tasarlama yeteneğımızı buyuk olçude gelıştırecektır Katalızörler gunumuzde teknolojık açıdan önem taşımaktadırlar Buyuk sınaı uretımın % 20'sının katalızor yardımıyla uretıldığı kestirilmıştır Mevcut turlerın çoğu deneysel araştırmalarla gelıştırılmıştır Şımdılerde sureçlerın molekuler duzeydekı temel ıncelemelerını kolaylaştıran yenı duzenekler kullanılır hale gelmıştır Bunun bır sonucu, yuzey bılımının hızla gelışmesıdır Yuzeylerdekı atomların doymamış bağ yapma yeteneğı yuzunden burada, çozeltıdekı ya da gaz fazındakı tepkıme veren maddelerın bır araya getırıl mesınden farklı bır kımya vardır Eğer kımyacılar yuzeyler uzerındekı molekul yapılarını tanılayabılırlerse buradakı olayları anlayabılecek ve denetleyebıleceklerdır Ötekı araştırma alanları homojen katalızlerı, metal "cluster"kımyasını ve stereoseçımlı katalızörlerı kapsar Homojen katalızın önemlı bır dalı, organometalık kımyadakı araştırmalardan gelıştırılmıştır Bır ornek, metanol ve karbon monoksıtten tıcarı asetık asıt uretımınde radyum dıkarbonıl dııyodurun kullanılmasıdır Stereoseçımlı katalızörlerden yenı keşfedılmış olanlar, bıyolojık molekullerın sentezınde önemlı uygulamalara sahıptır Eğer bır karmaşık molekul pek çok asımetrık karbon atomlarına sahıpse ve sentetık bır sureç bun ların hepsını uretıyorsa urunun yalnızca mınicık bır kesrı, ıstenen bıyolojık etkınlığe sahıp olabılmektedır (Science, 224) İ nsanlık tarıhıne bır "yamlgılar tarıhı" gozuyle bakmak herhalde ılgınç olurdu Kışısel ve ulusal yanılgıların ayrıntılı bır dokumu bıze çok şey öğretebılırdı Tabıı bu arada ınsanlığın kolay kolay ders almadığını da söylemek gerek Bız şımdılık konuyu bır ölçude sınırlayarak tarıhtekı bazı bılımsel yanılgılar uzerınde duracağız Bılım nasıl ve neden dolayı hataya duşer, yanılır? Bılımın yanılgıya duşmesı as lında onun doğasıyla yakından ılgılı bır konu, bılım, eskı bilgilerin, kuramların ve açıklamaların sureklı olarak yenileriyle değıştırıldığı tarihsel bır sureç Evrendekı olayları daha yetkın bır bıçımde açıklayan daha yenı, kapsamlı kuramlar ortaya çıkarken, eskılerı bırer yanılgı olarak ortadan kalkıyor ya da daha dar kapsamlı bı rer kuram olarak yenısının ıçınde erıyıp gıdıyor Bılımsel 'yanılgının bır yuzu, bılımın söz konusu ılerleyıcı doğasından kaynaklanıyor Yanılgının ötekı yuzu ve belkı de asıl yuzu, bılımadamlarının deneysel sonuçlar tersını gösterdığı halde belırlı bır goruşte ayak dıretmelerıdır Geçen yuzyıllarda oldukça sık rastlanan bu tutum, gunumuzde en azından doğa bılımlerı alanında artık terk edılmış durumda Galıleı nın guneşın uzerındekı lekelerı teleskobuyla görduğunu söyledığınde Skolastıkçılerın unlu bılgıne, teleskobunun merceklerını sılmesını öğutledıklerını, çunku Arlsto'nun, Guneş'ın bır krıstal kure kadar puruzsuz olduğunu /azdığını soyledıklerı gunler artık geçmışte kaldı Ancak daha yarım asır once unlu Alman Nazı (ızıkçısı Lenard, Einsteın'ın Gorecelık Ku ramı'na veryansın edıyor ve "Yahudı zıhnıyetının bu çarpık urunu" karşısında "Alman fızığını savunuyordu Bır fızık kımya ya da bıyolojı ders kıtabını elımıze alıp karıştırdığımızda, o bılım dalının sankı tam ve eksıksız bır yapıya sahıp olduğu ızlenımını edınırız Oysa bu duşunce yapısının özellıkle son uç yuz yıl da boy attığını ve ona emek veren çok sayıda doğa bılımcımn urunu olduğunu çoğunlukla gozden kaçınrız Daha doğruya gıden yol hıçbır zaman duz bır çızgı ızlemez Yolun uzerınde bırçok çıkmaz sokak ve dolambaçlı patıka vardır Elımızdekı ders kıtabında bıze anlatılan yalnızca sonuçlardır Sosyal bılımler ıse daha farklıdır ve bılım uğraşının kışısel boyutu sosyal bılımlerde daha belırgındır, ayrıca toplum bılımlerınde yanılgılara karar vermek doğa bılımlerındekı kadar kolay sayılmaz Esir, flojlston ve entelekie. Buyulu sozcukler ızlenımı veren bu uç kelıme, artık bıze pek bır şey ıfade etmıyor Oysa 1700'lerın kımyacıları ıçın flojıston, 1800'lerın fızıkçılerı ıçın esır ve 1900'lerın bıyologları ıçın entelekie sozcuğu doğanın anlaşılmasında kılıt rol oynayan bırer kavram nıtelığındeydı Esırsız evren, flojıstonsuz kımya, entelekıesız canlı duşunulemezdı bıle o zamanlar On sekızıncı yuzyıl kımyacıları yanma olayını açıklamada flojıston kuramını kullanmaktaydı Yunanca alev anlamına gelen 'phlox' sozcuğunden turetılen flojıston, bır tur alev tozu demektı Yanan madde nın flojıston çıkarmasıyla ağırlığı azalıyor du (aslında yanma urunlerı gaz bıçımınde uçup gıdıyordu) Komur gıbı kolay ya nan maddelerın bol flojıston ıçerdıklerı, ayrıca komur ıle bırlıkte ısıtıldığında, metal cevherınden metalın saf bır bıçımde elde edılmesıne dayanılarak flojıstonun aynı zamanda bır metalleştırme tözu olduğu ılerı suruluyordu Elde edılen metal yenıden ergıtıldığınde flojıstonu uçup gıdeceğınden gerıye kalsınasyon olayı sonunda aslında bır oksıt katmanı olan kalks maddesı kalıyordu Işler buraya kadar lyı gıdıyordu Flojıston kuramı yanma olayını açıklıyordu Ne kı ağırlık ölçumlerı kalks denılen maddenın saf metalden ağır olduğunu gosterdı Deney sonucu, kuramla çelışmekteydı Kımyacıların pek sevdıklerı floIistonu kurtarmak ıçın bır ek varsayım yapıldı Flojıstonun ağırlığının negatıf olduğu, dolayısıylaeklendığı maddeyı hafıflettığı, çıktığı maddeyı ağırlaştırdığı duşuncesıne gıdıldı Aslında butun olan bıten kımyasal tepkıme, "flojıston" ve negatıf ağırlık" gıbı kavramlar olmadan oksıjen gazının varlığıyla çok daha kolay açıklanabılecektı Nıtekım Prıestley ve sonra Lâvoısıer'nın çalışmaları yanma olayının bır oksıdasyon olduğunu, metallerın ısıtıldığında oksıjenle bırleşıp oksıtlendığını (kalks katmanı) ve yanma olayı ıçın oksı jenın gereklı olduğunu ortaya koymuştu (Bkz Bılım ve Teknık, s 39) Bır flojıston taraftarı olan Boyle, cam fanus ıçındekı mumun sonmesınden 'bır maddenın yanması ıçın çıkardığı flojıstonu almaya yetecek kadar havaya ıhtıyaç vardır" sonucuna varıyordu Prıestley ıse oksıjenı bulmasına karşın yıne flojıston varsayımına başvuruyor ve oksıjenı "flojıston yutan gaz" olarak adlandırıyordu En sonunda Lavoısıer flojıston sevdasından vazgeçerek yanmanın "oksıjen" dıye adlandırdığı bır gazla gerçekleştığını ılerı surduğu yazısında şunları soyluyordu Insan aklı çağındakı goruşlerın rahatlığına sahıptır ve doğadakı olayların seyrını belırlı bır göruş noktasından ınceleyen kışı yenı goruşlere guçlukle varır Ilerı surduğurn goruşlerın doğrulanması ya da çurutulmesını zamana bırakmak gerekır " Flojıston tum yanılgısına karşın kımyanın sonsuz çeşıthlıktekı olgularının bır kuram olarak bırbmyle ılışkısız görunen bıroluşturmuştur Flojıston açıklayıcı bır kavram olarak bırbırıyle ılışkısız gorunun bırçok olguyu duzene sokmuş, ancak deney ve gözlem sonuçları karşısında yetersız kalmıştı Gözlem sonuçları karşısında yenılgıye uğrayan bır başka varsayım da fızıktekı esır varsayımıydı Ondokuzucu yuzyıl fı zıkçılerı, butun uzaya yayılmış bulunan esır adını verdıklerı seyyal bır maddenın elektromanyetık dalgaları ılettığını ılerı surmuşlerdı Maxwell ışığın elektromanyetık karakterde olduğunu keşfedınce esırın varlığına kesın gozuyle bakılır olmuştu Interferometre (gırışımolçer) adındakı aygıtla yapılan ölçumler, bır ışık demetının hangı yonden gelırse gelsın hızında bır değışme olmadığını gosterdı Oysa bır esır ruzgârı ya da akıntıs» soz konusu olsaydı ışığın bır yönde daha hızlı, ters yönde ıse daha yavaş ılerlemesı gerekırdı Böylece ışığın hızını etkıleyecek dıngın bır esırın varlığını kanıtlayacak olan deney dumsuz sonuçlanmış ve esır varsayımı tarıhe mal olmuştu (Bkz Bılım ve Teknık, s 17) Bıyolojı de kurgusal kavramlardan nasıbını almış bır bılım dalıdır Yuzyılımızın başında yenıdırımselcılık (neovıtalızm) adlı bıyolojı akımı bır tur "canlılık ruhu" anlamına gelen "entelekie" kavramını temel almaktaydı Yenı dırımselcılığın onde gelen temsılcılerınden Hans Driesch, canlı doğadakı bırçok surecın ve özellıkle embrıyonal gelışımın belırlı bır amaca yönelık bu doğal guç olmaksızın yalnızca fızık/kımya yasalarıyla açıklanamayacağını savunmaktaydı Driesch'ın entelekie tanımı şöyle "Entelekie enerjı değıldır, kuvvet değıldır, sabıt değıldırentelekıe entelekıedır, uzaysal olmayan bır doğa faktorudur " Entelekıenın empırık yöntemlerle (deney ve gözlem yoluyla) bır bıçımde ölçulmesı ve varlığının kanıllanması mumkun değıldı Yıne bu kavramdan yola çıkarak söz gelımı embrıyolojının ozgul yanlarına ılışkın test edılebılır mantıksal sonuçlar turetmek mumkun değıldı Ustelık entelekie varsayımı, bır dızı çözulmesı mumkun olmayan sözde sorun yaratmıştı Örneğın "entelekıenın kaynağı neydı, organızmanın ölumunden sonra nereye gıdıyordu?" vb Flojıstonun tersıne metafızıkkurgusal nıtelıktekı entelekie kavramı bılımsel yönden verımsız bır fazlalıktı Unlu duşunur Bergson'un 'elan vıtal'ı (yaşam atılımı, bu kavram da canlılık olayının bır amaca yönelık entelekie benzerı felsefıkurgusal bır gırışımdır) evrım ve organızmayı ancak bır 'elan locomotıf'ın buhar makınesını açıkladığı kadar açıklayabılmekteydı Butun tutarsızlıklarına karşın vıtalızmın 4O'lı yıllara değın belırlı bır yaygınlığa ulaşması yakın geçmışte bıle bılımsel yanılgıların kolayca yıkılmadığını gostermektedır Kuşkusuz DNA'nın keşfı, "yaşamın gızlerının entelekie olmadan çozulmeyeceğı" göruşunun gerılemesınde onem taşır Vıtalızm yanılgısı unlu bır bıyoloğun dedığı gıbı, "maddenın atomsal yapısının temelınde ınsan duşlemını aşan ıncelıklı ve karmaşık sureçlerın gerçekleşebıldığının unutulmasının sonucudur Doğa bılımlerlnın ılerlemesınde daha gelışkın yontemler ve aygıtlar gereklı bır koşul olabılır, ama yeterlı değıldır Bılımadamının kışılığı ve bılme ısteğı olmazsa hıçbır ılerlemeden söz edılemez Yenı sorularla, yenı bır bakış ve önsezı yeteneğıyle olguların yaratıcı bır gözle farklı bır açıdan değeriendırılmesı bılıme asıl anlamını kazandırır l K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear