26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

YEŞİL SAYPA Ankarafda hava kirfîlîglnı ithal kömür mü azalttı? Maliyetl çok yüksek, yararsız, hatta sakıncalı birtakım önlemleri ciddl clddl savunduktan sonra, doğa koşullarının etklslyle oluşan küçük bir iyileşmeyi abartıp "uygulanan programın başarısı gibi gostermek ve gereken önlemleri almamak, yarın çok güç durumlara düşmemize neden olur. Refet Erim, eski Başbakanlık Çevre Müsteşarı ıllardır tartıştığımız, çözüm yolları aradığımız ve 1982' den bu yana alınan çeşitli önlemlerle hiç olmazsa artmasını önleyebildiğimiz Ankara'nın hava kirliliği sorununa bu yıl bir başka "boyut" eklendi. Ankara Belediye Başkanlığı'nın öncülük ettiği bir uygulama ile Ankara'da kalorıferlerde zorunlu olarak linyit yerine Güney Afrika1 dan ithal edilen antrasit yakılmaya başlandı. Hesapça bu kömür linyite göre daha yüksek kalorili olduğundan, linyite göre daha az tüketılecek, dolayısıyla gerek partikül (dumanis) gerekse SO 2 ' emisyonu daha az olacagı içın hava da daha az kirlenecekti Konuyla ilgili pek çok kişi karara karşı çıktı, bilimsel toplantılarda, gazete ve dergilerde cıddı eleştirıler yapıldı. Ama benzer durumlarda çoğu kez olduğu gibi, yetkili organtar kararlarından dönmedi, zorunlu ithal kömürü uygulaması yapıldı. Beri yandan bu yıl Ankaralı hava kirliliği açısından, göreceli olarak daha iyi bir kış geçirdi. Yine soluduğunuz hava, özellikle kaloriferlerin yoğun yakıldtğı sabah ve akşam saatlerinde, genzinizi yakıyor, Çankaya sırtlarından aşağılara baktığınızda kirli bir sis perdesi arkasında kenti hayal meyal seçebiliyordunuz, ama sanki kirlilik geçen yıllar kadar değildi. ithal kömür savunucuları, bu durumu politikalarının başarısı olarak değerlendirdiler, demeçler verdiler, hatta Millet Meclisi'nde gündem dışı övgü konuşmaları yaptırdılar. Acaba gerçek neydi? Hava kirliliği, ölçüm sonuçlarına göre gerçekten azalmış mıydı? Azaldıysa ne kadar azalmıştı? Bu azalmada ithal kömürün payı neydi? Yoksa başka etkenler mi bu sonucu ortaya çıkarmıştı? Naftalin yerine kâfur Güvelere karşı mücadelede "kimyasal silahlar" sağlığımızı tehdit ediyor. aharın nihayet kapımızı çaldığı şu günlerde, çoğumuz kışlık glysilerini dolaba kaldırıp, yazlıklarını elden geçirmeye başladı. Paltolar, ceketler, yün kazaklar ve hatta kürkler bu arada sarıp sarmalanıp gelecek kışa kadar "yaz uykusu"na yatırılıyor. Ve hemen hepimiz bunu yaparken, her zamanki gibi avuç avuç naftalini serpiyoruz giysilerin üzerine. Naftalin, güvelere karşı son derece etkin bir "kimyasal silah"tır. Yüksek dozda teneffüs edilen naftalin, bütün sindirim sistemini altüst etmeye yeterli. Bunun baş sorumlusu ise, naftalinin içinde bulunan para diklor benzol adlı bileşim. Baş ağrısına ve baş dönmesine yol açan para diklor benzolün yanı sıra, Batı ülkelerinde en etkili güve zehiri olan Diklorvos da satışa sunuluyor. Kısaca DDVP olarak tanınan Diklorvos, haşere ilaçlarında da saklı. Güvelere karşı duyduğumuz bu korkular, aslında çoğu kez abartılı. Güveler yumurtalarını bırakacakları yeri çok iyi biliyorlar ve seçtikleri kumaşlarda oldukça "müşkülpesent" davranıyorlar. Örneğin sentetik liflerden uzak duruyor, ancak saf yünü, ıpeği ve kürkü tercih ediyorlar. Güveleri kovmak için normalde lavanta kokusu bile yeterli. Bunun için, diktiğiniz küçük torbalara lavanta çiçeği koymak ve dolaba asmak yeterli. Ancak yaz ayları boyunca dolaba veya sandığa kaldırdığınız giysilerde gerçekten de daha özenli önlemler almak gerekiyor. Akla gelen ilk önlem, eczaneden satın alacağınız kâfuru dolaba serpiştirmektir. Başka bir yol ise, bir pamuğa gaz dökmek, yağlı kâğıda sarıp dolabın bir köşesine koymak. Ara sıra tazeleyeceğiniz gazlı pamuk, güveleri kaçırmak için birebirdir. Küçük giysi parçalarını gazete kâğıdına veya sık dokunmuş keten beze sararak kaldırırsanız güveleri kovmuş olursunuz. Çünkü hayvanlar bu maddeleri yemekten hiç hazetmez. Güvelere karşı en etkili yöntem ise taze ceviz yaprağıdır. Naftalinden daha etkili oian ceviz yaprağının giysilerle temas etmemesine dikkat göstermeliyiz, çünkü cevizin lekesi kalıcıdır ve güve yeniğinden daha üzücü olabilir... D B Y sak kış aylarında SO, ortalaması 198, partikül ortalaması 99 olduğuna göre, bu yıl SO 2 bakımından bir miktar azalma, buna karşılık partikül bakımından bir o kadar artış olduğu, özetle öyle abartılacak kadar bir iyileşme olmadığını görürüz. Ama madem ki bu kadar SO ? azalması bile bir ferahlama sağlayabılıyormuş, bunu yeni uygulamanın başarısı sayabilmek için karşılaştırmamızı hava kırliliğini etkileyen öteki öğeler bakımından da sürdürelim. Çünkü eksik değerlendirmeyle doğru bir nedensonuç ilişkisi kuramayız. Toplam yakıtta antrasit oranı Bu yıl Ankara'da ısınma mevsiminin başladığı ekim ayından mart ayı sonuna kadar yaklaşık 256 bin ton linyit, 155 bin ton kok, 66 bin ton taşkömürü, 18 bin ton yerli briket, 8 bin ton ithal briket, 404 bin ton da ithal kömür (antrasit) dağıtıldı. Görüldüğü glbi ithal kömürün kullanılan toplam kömür içindeki payı %44 kadar. Ayrıca sıvı yakıtlı kaloriferlerde 150 bin ton kadar özel sıvı yakıt kullanıldığını da hesaba katarsak bu oran daha da küçülür. Beri yandan teknik şartname koşullarına aykırı olarak iskenderun'da çok tozlu teslim alınan, Ankaraya getirilinceye kadar büsbütün ufalanan bu kömür, satış merkezlerindeki stoklama ve evlere taşıma sırasında "tozuma" nedeniyle ciddi hava kirliliği de yarattı. Bu nedenlerle ithal antrasitin, Ankara hava kirliliğinde gözlediğimiz küçük de olsa iyileşmede, önemli bir belirleyici etken olup olmadığı kuşkuludur. Aylar Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart 8286 4 yıl ortalamaaı 3 5 4 7 4 5 19861987 13 7 6 12 8 11 Bu yılın iklim koşulları Kanımızcâ asıl önemlisi, bu kış yaşadığımız iklim koşullarının geçmiş yıllarla karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkan gerçeklerdir. Zira Ankara çanağı içinde hava kirlenmesi oluşmasının en önemli etkenleri; rüzgârsızlık ve inversiyon olayıdır. (İnversiyon: Yerden belli bir yükseklikte ılık bir hava tabakası oluşması ve bu tabakanın kirli havanın yükselmesini engelleyen sanki bir çatı etkisi yapması olayıdır). Aylar Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart 8286 4 yıl ortalaması 1.2 1.1 1.2 1.4 1.3 1.1 Kirlilik gerçekten azaldı mı? Önce yapılan resmi ölçüm sonuçlarını, hava kirliliği azaltma programının uygulanmaya başladığı 198283 kış aylarından bu yana karşılaştırarak bu yıl kirlilik azalması olarak algıladığımız durumun boyutunu görelim. (Değerler, ekimmart ayları ortalamast olarak, mikrogram/metrekuptür) Yıl SO, 286 192 202 200 156 Saniyede 2 metrenin üstündeki rüzgâr hızının Ankara'daki boyutta bir hava kırliliğini çok rahat dağıtabileceğinı göz önünde tutarsak, gerek günlük ortalama rüzgâr hızı rakamları, gerek 2 M/sn'nin üstünde rüzgârh gün sayıları ile ilgili karşılaştırma, bu yılki göreceli kirlilik azalmasının "sebebi hikmef'ini açıkça ortaya koymaktadır. Rüzgâr hızı ile ilgili bu karşılaştırmalar yanında, inversiyonlu günlerin sayısı bakımından da aynı durumu görüyoruz. Bu yıl 800 milibar altında inversiyon olayıyla karşılaşılan günlerin sayısı son dört yıl ortalamasına göre önemli ölçüde azalmıştır. Ayrıca günlük ortalama hava sıcaklığı, günlük maksimum ve minimum hava sıcaklıkları, günlük nisbi nem ortalamaları, yağışlı geçen günlerin sayıları bakımından yapılan, yer darlığından burada rakamsal ayrıntılarını veremediğimiz, karşılaştırmalar da hep 19861987 kış dönemınde meteorolojik koşulların, hava kirliliğinin artmamasında en önemli etken olduğu gerçeğini kanıtlamaktadır. Sonuç Ankara hava kirliliği gibi süreğenleşmiş (kronikleşmiş) bir konuda alınan olumlu önlemlerle, iyileşme sağlanması herkesi sevindirir. Ama maliyeti çok yüksek, yararsız, hatta sakıncalı birtakım önlemleri ciddi ciddi savunduktan sonra, doğa koşullarının etkisiyle ortaya çıkmış çok küçük bir iyileşmeyi abartıp, "uyuuladığımız program başarı kazandı yanılgısına düşersek ve asıl alınması gereken önlemleri almazsak, yarın doğal koşullar bu yılki kadar denk düşmedığinde çok güç durumda kalırız. Ne kimse böyle güç durumda kalsın ne biz sağlığımızdan olalım.D Alternatif yemek Yoğurtlu Jöle Malzema: 1 kutu frambuazlı jöle, bir kâse yoflurt, 1 pakst bisküvl, yarım kilo süt, 3 çotba kaştflı pirinçunu, 1 paket vanilya, 3 fincan toz şeker, 1 yumurta. YapillŞi: Süt kaynarksn içlne pirinçunu, aoker, vanilya ve yumurta konulur. Ağır ateste karıştırılarak muhallebi kıvamında pişirillr. Derin bir kapta jöle sıcak suda aritilip 1 parmak enlnde kalıba konup dondurulur. Qeri kalan jöle yoğurtla karıştırılıp koyu bir bulamaç yapılır. Kalıba muhallebi, sonra yoğurtlu jöle, sonra da düzgün bir şekllde bisküviler konur. Buzlukta dondurulur. Ters çevrilip servls yapılır. G Partikül 190 110 55 131 133 19821983 19831984 19841985 19851986 19861987 19861987 2.7 1.4 1.6 1.9 1.7 1.7 19861967 kışı öncesindeki üç yılı alır Aynı dönemler bakımından ortalama rüzgâr hızının 2 M/sn'nin üstünde olduğu gün sayısı da aşağıda karşılaştırılmıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear