26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

3 NİSAN 2011 PAZAR SAYFA HABER 3 nattan vazgeçin çağrısı EMO, İstanbul’da yapacağı mitingin kararını Antalya'da aldı. 24 Nisan'da gerçekleştirilecek mitingte, AKP Hükümeti'ne bir kez daha nükleer santral projelerinden vazgeçmesi çağrısında bulunulacak FARUK KESKİN Refleks YUSUF HACISÜLEYMAN [email protected] E Motosikletli genç trafiğe kurban oldu ethiye’deki trafik kazasında 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Kemer beldesinin Ortaköy mevkisindeki köprüde meydana gelen kazada, Faruk Öztürk'ün (18) kullandığı 48 GZ 062 plakalı motosiklet, sürücüsü henüz tespit edilemeyen 48 GE 553 plakalı kamyon ile çarpıştı. Motosiklet sürücü Öztürk’ün olay yerinde yaşamını yitirdiği kazada motosikletteki Mehmet Ali Hıra (18) ise yaralandı. F lektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) Antalya'daki 42. Dönem 3. Koordinasyon Kurulu Toplantısı'ndan, AKP Hükümeti'nin yaşanan son felaketlere rağmen ısrarla savunduğu nükleer santral projelerine karşı eylem kararı çıktı. Aynı zamanda 'Nükleer Karşıtı Platform'un sekretaryasını yapan EMO'nun, 24 Nisan'da İstanbul Kadıköy'de gerçekleştirme kararı aldığı 'Nükleer Santrale Hayır' mitingine, TMMOB'a bağlı diğer meslek odaları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun da destek vermesi bekleniyor. MYK üyeleri ve 14 şube yöneticisinin de hazır bulunduğu basın toplantısında, konuyla ilgili açıklamalarda bulunan EMO Genel Başkanı Cengiz Göltaş, ülkenin geleceğine karşı sorumluluk hissi duyan kişi ve kuruluşlara 24 Nisan'da düzenleyecekleri mitinge katılma çağrısında bulunarak, “Toplumun bütün kesimleriyle birlikte sesimizi daha gür bir şekilde hem dünyaya, hem de ülkemizdeki yöneticilere duyurmayı hedefliyoruz” dedi. lişmeler ışığında; nükleer santral programlarını bir kez daha gözden geçirmeye bu konuda diğer ülkelerin almış oldukları sorumluluklara benzer sorumlulukta hareket etmeye davet ediyoruz” dedi. Budala ir okuma grubu oluşturmuşlar. Yeni düşünceler, daha doğrusu sosyal gelişime yönelik farklı düşünceleri öğrenmek istemişler. Grup biraz büyümeye başlayınca ve okuma kulübüne yeni üyeler kabul edildikçe bu meraklı gençlerin grubundan toplumu yönetenlerin de haberi olmuş. Grubun üyeleri tutuklanmış ve idam cezasına çarptırılmışlar. İdam anını ve idama gidişi sırasındaki duyguları bir kitabında şöyle tasvir eder yazar, romanın kahramanının ağzından: “Birkaç kişiyle birlikte idam sehpasına çıkardılar kendisini, işlediği siyasi suçtan dolayı ölüm cezasına mahkum edildiğine dair yargı kararını okudular yüzüne. Bu beş dakika içinde akla hayale gelmez bir hayat yaşayabileceğini düşünüyor, bu nedenle de, o son anı düşünmeye bile gerek duymayıp, önündeki zamanın planlamasını yapıyordu: Arkadaşlarıyla vedalaşmaya iki dakika ayırıyordu örneğin, kendi kendine son bir kez düşünmek için ayırdığı süre de iki dakikaydı, kalan süreyi de son bir kez çevresine bakınmak için ayırmıştı. “Ah, bir yüzyıl bile yaşayacak olsam, her anın değerini bilir, tek bir dakikayı bile boşa harcamazdım”.” Yazarımız, idamı bekleyenlerin sekizinci sırasındadır. Genç yaşta, adını, liderinden alan “Petraşevski Topluluğu" olarak anılan kitap okuma grubuna üyelikten ölüme mahkum edilmişken son anda Çar, 1. Nikola tarafından affedildikleri haberi gelir. Suçu kitap okumak olan idamı bekleyen kişi Fyodor Mihailoviç Dostoyevski’den başkası değildir. Dostoyevski ölümle yüz yüze geldiği bu anı en güzel eserlerinden biri olan “Budala” isimli romanında Prens Mişkin karakterinin ağzından anlatır. Zaman kavramının insan için ne kadar önemli olduğunu her halde ancak “zamanı elinden alınanlar” bilir. Dostoyevski, 22 Aralık 1849'da gözleri bağlanıp kurşuna dizilmeyi beklerken gelen af ile 5 yıl Sibirya’ya çalışma kamplarına gönderilmiş. Kitap okumak cezasız kalmamalı diye düşünüyor bazılarımız, 160 yıl sonra bile. Oysa bence sorgulanması gereken “zamanın yitip gittiği” değil midir? Ömür dediğin çabucak gelip geçiyor, hangimiz her şeyi, her yapmak istediğimizi sığdırabiliyoruz ki su “kısacık” ömre. Dostoyevski, kitabında tümüyle iyi bir insanı anlatmaya çalışmış, kahramanı Prens Mişkin olaylara hep iyi yanından bakmaya çalışmış, her söylenene inanmış... Ve ona, romanın diğer kahramanları “budala” sıfatını takmışlar. Yoksa her şeye iyi yönüyle bakmak insanı bazen gerçekleri görmekten uzaklaştırıyor mu? Zamanı elinden alınanların, her bir dakikanın önemini bildiğimiz halde, duygularını ne kadar anlayabiliyoruz? Bazen hepimiz biraz “Prens Mişkin” olmuyor muyuz? Dostoyevski “Budala” için, “amacım bütünüyle güzel bir insanı anlatmak” diyor. Ben umutsuz değilim bu konuda, inanıyorum ki “bütünüyle güzel insanlar” ülkemizde daha etkin rollere geldikçe ülkemiz de bütünüyle daha güzel bir ülke olacaktır. Güzel bir Pazar günü geçirmeniz dileğiyle… Not: Okumak isteyenler için, Dostoyevski, “Budala”, İletişim Yayınları. B Tüp gaz benzetmesi Japonya'da yaşanan felaketten sonra AKP Hükümeti'nden nükleer santral inadından vazgeçmesinin beklendiğini anlatan Göltaş, “EMO olarak, Türkiye'nin gündemine dayatılan nükleer santrallerin sağlıklı çözüm olmadığını ifade ediyoruz. Tüm dünya nükleer projelerini yeniden gözden geçirip hatta bundan vazgeçerken, ülkemizde ne yazık ki, 'tüp gaz' düzeyinde bir benzetme ile nükleer santral kurma kararlılığı yetkililer tarafından ortaya konulmuştur” diye konuştu. Nükleer enerjide dönüm noktası Japonya'da yaşanan deprem ve tsunaminin dünya nükleer enerji tarihinde dönüm noktası olduğunu belirten Göltaş, 'Güvenlik önlemleri o kadar iyi ki depremlerin tamamında nükleer santraller sınavı başarıyla geçti' diyenlerin bugün ne kadar büyük bir yanılgı içerisinde olduklarının anlaşıldığını söyledi. Göltaş, “Bu ülkenin enerji alanında karar veren yöneticilerini, AKP Hükümeti'ni, Japonya'daki son ge A Halı sahada maç yaparken hırsızları yakaladılar lanya’da bir apartmanda karşılıklı oturan kardeşlerin evine giren hırsızlık zanlısı iki kadın, girdikleri dairelerden birinde ev sahibiyle karşılaştı. Kadınlar kaçarken, binanın karşısındaki halı sahada maç yapan polisler tarafından yakalandı. Polis memurları, binadan çıkarak kaçmaya çalışan zanlı G.G. ve L.M'yi yakalayarak gözaltına aldı. G.G'nin hırsızlık suçundan 8, L.M'nin ise 9 sabıkasının bulunduğu belirlendi. Mecliste ‘kasırga’ esti SÜLEYMAN YAPICI ğunu söyledi. A Kamerunlu Bakanın yeğenleri M ntalya'da kendilerini ''Kamerunlu bakanın yeğeniyiz'' diye tanıtarak bir emlakçıyı dolandırdığı öne sürülen Fransız vatandaşı iki kişi gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen zanlılardan A.M.E tutuklandı. Diğer zanlı ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. uratpaşa Belediyesi 2010 Mali Yılı Faaliyet Raporu, önceki gün görüşüldüğü meclis toplantısında yaklaşık 2 saatlik tartışmanın ardından AKP’nin ret, CHP ve MHP’nin olur oyu ile kabul edildi. AKP’li meclis üyeleri, Muratpaşa Belediyesi’ne yönelik ‘Kasırga Operasyonu’nu gündeme getirdi. AKP Grubu’na ilk tepki Meclis Başkanı Mustafa Karaman’dan geldi. Karaman yargıya taşınan bir olayın mecliste tartışılmasının anlamsız olduğunu söyledi. 2010 yılı faaliyet raporlarını eleştiren AKP ve MHP’li meclis üyelerini dinleyen Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen ise söz hakkı kendisine geldiğinde eleştirileri yanıtladı. Evcilmen, alınların açık başlarının dik oldu Hedefler gerçekleşiyor Kasırga Operasyonu’nun yargıda olduğunu ve bu konuda konuşmanın yersiz olduğunu anlatan Evcilmen, iktidar partisinin her türlü kısıtlamasına rağmen projeleri hayata geçirmenin gururunu yaşadıklarını söyleyerek, “Seçim zamanı ver diğim sözleri yerine getirmediğimi söylediler. Ben iktidar partisinin tüm baskılarına rağmen söz verdiğim projeleri hayata geçirmeye devam ediyorum. Bugüne kadar kreş, açık basketbol sahaları, açık sinemalar, engelli parkları, muhtar evleri, heykel parkları, açık ve kapalı pazar alanlarının açılışlarını gerçekleştirdik. Bizlerin alnı açık başı diktir” diye konuştu. Batılı yatırımcının gözü Türkiye’de İ ngiliz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Melvin Cottrell, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaret etti. ATSO Başkan Yardımcısı Adnan Vucudi Özen ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Peker ile görüşen Cottrell, Türkiye'nin, büyüyen ekonomisi ile yabancı yatırımcıların gözdesi haline geldiğini söyledi. Avrupa ekonomisi yerinde sayarken, Türkiye'nin tek başına büyüdüğünü belirten Cottrell, bunun kıskançlık yarattığını söyledi. Avrupalı yatırımcıların gözünü Türkiye'ye çevirdiğini anlatan Cottrell, “Yabancılar Türkiye'de son dönemde özellikle yüksek teknoloji ve hizmet sektöründe yatırım imkanlarını araştırıyorlar. Bu, Türkiye için büyük bir fırsat. Umarım Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirir '' dedi. Cottrell, son dönemde sadece İstanbul bölgesinde değil, Anadolu'ya da açılmaya başladıklarını, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin çeşitli illerinde temsilcilikler açmayı planladıklarını anlattı. ATSO Başkan Yardımcısı Adnan Vucudi Özen de ATSO'ya kayıtlı İngiliz ortaklı 133 firma bulunduğunu ve 2010’da Türkiye'ye gelen İngiliz turistlerin yüzde 16'dan fazlasının Antalya'yı tercih ettiğini söyledi. Başkanla görüştürmediği gerekçesiyle açığa alındı İ çişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Atilla Şahin, bir soruşturma için geldiği Isparta'da, kendisini Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın ile görüştürmediği gerekçesiyle Özel Kalem Müdürü İrfan Veli Kayacan'ı açığa aldı. Isparta Valisi Memduh Oğuz, Mülkiye Başmüfettişi Şahin'in, Belediye Başkanı Günaydın'ın makamında olmasına rağmen, Özel Kalem Müdürü Kayacan'ın kendisini görüştürmediğini ileri sürerek açığa alınmasını istediğini, söyledi. Özel Kalem Müdürü Kayacan da, Günaydın'ın Başmüfettiş Şahin geldiğinde BAKA’nın Antalya'daki toplantısına katıldığını, akşam saatlerinde grup toplantısına katıldığını söyleyerek, ''Başkan Günaydın, geç olduğu gerekçesiyle, Şahin’le ertesi gün görüşebileceğini söyledi” diye konuştu. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear