26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

27 NİSAN 2011 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 KONUK YAZAR Op. Dr. Eylem Şeker Arı Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü üm dünyada her yıl 500 bin kadın rahim ağzı kanserine yakalanıyor. Kadınlarda ölüme neden olan kanser türleri arasında meme kanserinden sonra ikinci sırada yer alan rahim ağzı kanseri ile doğru mücadele için bilinçli ve tedbirli olmak gerekiyor. Rahim ağzı kanserine HPV (Human papilloma virus) adı verilen ve genital bölgeye temas yolu ile yayılan bir virüs neden olur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara yol açan HPV virüsü, bazen aylarca hiçbir bulgu vermeden yayılmaya devam edebilir. Virüsün belirtilerine, bulaşma olduktan birkaç ay veya yıl sonra rastlandığı durumlar “sessiz enfeksiyon” olarak adlandırılır. Sinsice yerleşen virüs yıllarca belirti vermeden kalabilir HPV virüsü kadınlarda ve erkeklerde genital siğillerin yanı sıra; kadınlarda rahim ağzı kanserine, erkeklerde de penis kanserine neden olabilen, ciddiye alınması gereken bir enfeksiyondur. Öte yandan, her virüs taşıyan kişiyle cinsel ilişkide bulunmak, sağlıklı kişide enfeksiyonun ortaya çıkacağı anlamına gelmez. Bazı kişilerin bağışıklık sistemi bulaşan virüsü ortadan kaldırabilmektedir. Ancak, bağışıklık sistemi tarafından etkisiz hale getirilemeyen bir virüsün de, yıllarca hiçbir belirti vermeden varlığını koruyabileceğini unutmamak gerekir. Hiçbir şikayet olmadan, kişi yıllarca enfeksiyonu taşıyabilmektedir. Bu durum, hastalığın yayılmasına engel olmadığı gibi, virüs ilişki sırasında bulaşmaya devam edebilmektedir. Her genital siğil rahim ağzı kanserine dönüşmez! “HPV” yüz civarında alt tipi olan bir virüstür. Bu HPV tiplerinin bazıları genital siğillere; bazı tipleri ise kadında rahim ağzındaki hücrelerde, ileride kansere dönüşebilecek değişimlere neden olmaktadır. HPV virüsü tipleri rahim ağzı kanserine ne T Rahim ağzı kanserinden düzenli kontrolle kurtulabilirsiniz den olma olasılığına göre risk gruplarına ayrılmıştır. Daha çok siğile yol açan tipler, rahim ağzı kanseri açısından düşük risk grubunda olan türdendir. Dolayısıyla her genital siğil rahim ağzı kanserine dönüşecek diye bir durum söz konusu değildir. Kişide HPV enfeksiyonu olup olmadığını anlamak için vajinal sürüntüden ya da virüsün neden olabileceği düşünülen, siğilin kendisinden örnek alınarak incelenir. Tetkik sonucuna göre HPV enfeksiyonunun olup olmadığı, varsa tipi saptanabilmektedir. HPV’nin neden olduğu hastalık, tedavi sonrası tekrarlayabilir HPV virüsü enfeksiyonu sonucu oluşan siğiller; yakılarak, dondurularak, cerrahi ya da lokal kremler yardımıyla tedavi edilebilir. Bu tedavi sonucu siğilin kaybolması, bir daha ortaya çıkmayacağı anlamına gelmez. Bazı kişilerde tedavi sonrası siğil tekrarlamazken; bazılarında sık aralıklarda yeniden siğil oluşumu gözlenebilir. Her yeni siğil oluşumunda tedavinin tekrarlanması gerekir. HPV virüsü enfeksiyonlarında, tedavi olmaksızın, kişinin kendiliğinden virüsü vücudundan atabildiği bilinmektedir. HPV aşısı ile korunmak mümkün Enfeksiyon sonrası sinsice yayılıp, ciddi sonuçlara neden olabilen HPV virüsü, ciltten cilde temas yoluyla kolayca bulaşabilmektedir. Bu nedenle virüsten korunmak için prezervatif kullanımı etkili bir korunma yöntemi değildir. Öte yandan, ülkemizde de HPV virüsüne karşı geliştirilmiş iki aşı bulunmaktadır. Rahim ağzı kanseri ve siğillere karşı korunmaya yardımcı olan aşıların koruyuculuğunun kaç yıl sürdüğü ise henüz netlik kazanmamıştır. Bu nedenle, aşı olan kişilerin düzenli jinekolojik kontrollerini ve yıllık smear testlerini yaptırmaları gerekmektedir. Çocuklarda kafa travmasına dikkat Çocukluk döneminde en sık hastaneye başvuru nedenlerinden biri olan kafa travmaları, ciddi hasarlara yol açabiliyor zellikle çocukların en hareketli oldukları oyun çağlarında; ufak gibi görülen kazalar, düşmeler ve diğer darbeler, tekrarlandığında beyin ve zeka fonksiyonlarında ciddi hasarlara yol açabilir. Memorial Antalya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, çocuklarda kafa travmaları ve alınması gereken önlemleri anlattı. Ö 27 yaş arasında daha tehlikeli Kafatası kemiklerinin henüz yeterince gelişmediği 02 yaş arası çocukların kafa travmasına karşı fiziksel olarak daha korunaklı olduğunu belirten Op. Dr. Kılınçoğlu “02 yaş arası çocuklarda başa gelen darbeler sonucu kafatası bir pinpon topu gibi davranıp, çöker ve sonra hemen eski halini alır. Alttaki beyin dokusu da elastik olduğu için bunu en az hasarla atlatmaya çalışır. Ancak travma şiddetli ise kemik ve beyin dokusunda hasara ve kanamalara yol açabilir. 27 yaş arası çocuklarda ise kas yapılarının daha güçlü olması nedeniyle bebeklik çağı düşmelerinden farklı sonuçlar gözlenir. Bu dönemde kafa travmasına ek olarak, iç organ hasarları ile eklem kırık ve çıkıkları da olabileceği için, düşmeler daha tehlikelidir. Kafatası kemikleri bu yaş grubunda sertleştiği ve esnekliğini kaybettiği için; kırık, çatlak, çökme ve beyin dokusunda hasar riski de artar” dedi. H ER ŞEYİ BAŞI SAĞLIK N Travma sonrası belirtiler Op. Dr. Kılınçoğlu, travma geçirmiş çocukta; bilinç kaybı, uyku hali, kusma gibi belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Travmadan sonraki 24 ve 48 saat önemlidir. Bu süre içinde çocuk, takibe alınmalıdır. Başlangıçta belirti olmasa da, sonradan yeni bulgular ortaya çıkabilir” dedi. Sivri burunlu ayakkabılar tırnak mantarı nedeni Mantarlar, mayalar, küf mantarlarının neden olduğu ve tırnak altında oyulma, ufalanma, kalınlaşma, renk değişikliği ile kendini gösteren tırnak mantar enfeksiyonunun tedavi edilmesi gerekir ırnakta görülen mantar kozmetik sorun olmasının yanında, tırnak yatağı ve plağını tutan bir enfeksiyondur, tedavi edilmesi gerekir. Memorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban, mantarların sağlam tırnaklardan çok hasarlı tır lk müdahale önemli T T naklara yerleşme eğiliminde olduğunu belirterek, “Ayakları sıkıştıran küçük veya sivri uçlu ayakkabılar, bilinçsizce yapılan manikür ve pedikür, tırnaklara gelen darbelerde tırnağın yapısı bozulur ve enfeksiyonlara yatkın hale gelir” dedi. Nemli ve ortak alanlar Mantarların özellikle ortak kullanıma açık, ılık ve nemli yerlerde yoğunlaştığını anlatan Çoban, sözlerine şöyle devam etti: “Dış ortamlar genellikle havuzlar, ortak duşlar, soyunma odaları, steril olmayan manikür ve pedikür aletleridir. Bulaşmanın temel rol oynamadığı durumlar ise elleri sudan çıkmayan ev hanımları, ayakların banyodan son ra ıslak bırakılması, terleme gibi durumlardır.” Tedavi yöntemleri Mantar ortaya çıktığında, dermatoloji uzmanına başvurmak gerektiğini söyleyen Çoban, “Ağızdan alınan ve tırnağın üzerine sürülen ilaçlarla tedavi sağlanır. Tırnak mantarlarından korunmak için ayakları ıslak bırakmayın, tırnakları darbelerden koruyun, sivri topuklu ayakkabılardan kaçının, ortak alanlarda terlik kullanın” dedi. ravma sonrasında kusma, uyku hali, bilinç kaybı, şişlik, morarma ya da kasılma nöbetine rastlandığında mutlaka tam donanımlı bir sağlık merkezine başvurulması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Kılınçoğlu, “Bilinç kapanmışsa, baş arkaya yatırılmalı ve bir kaşık arkası ile dile bastırılmalıdır. Bu müdahale hava yolunu açık tutma açısından önemlidir. Şiş olan yere soğuk uygulanması, hem kanamayı hem de şişliği azaltır. Panik yapmamak ancak hızlı hareket etmek doğru olacaktır” dedi. Metabolizmayı hızlandırın ağlıklı kilo vermek için besinlerin 6 öğüne paylaştırılması, 3 saatten fazla aç kalınmaması, günde en az 22.5 litre su içilmesi, yemeklerin yavaş yenmesi, günlük aktivitelerin arttırılması ve akşam yemeklerinin geç saate bırakılmaması öneriliyor Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Diyetisyen Berna Ertuğ, baharla birlikte kazak ve kabanların yerini alan ince kıyafetlerin, kış boyu vücutta biriken fazla kiloları ortaya çıkardığını belirtti. Ertuğ, kısa zamanda, hızlı kilo vermek uğruna uygulanan yanlış diyetlerin, verilen kiloların kısa zamanda geri alınmasına neden olduğunu vurguladı. S 3 saatten fazla aç kalmayın Kilo vermek isteyenlere metabolizmalarını hızlandırmayı öneren Ertuğ, besinlerin 6 öğüne paylaştırarak tüketilmesi gerektiğine işaret etti. Ertuğ, kan şekerinin dengelenmesi için 3 saatten fazla aç kalınmamasının önemine değindi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear