28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 ŞUBAT 2011 PAZAR SAYFA HABER 5 AÜ Öğretim Üyeleri Derneği, türbanlı öğrencilere soruşturma açmayan Dekanlıklar ve Rektörlük hakkında suç duyurusunda bulunacak Üniversite huzursuz AÜ Öğretim Üyeleri Derneği üyeleri, bir yandan öğrenci ve öğretim üyeleri üzerindeki baskının arttığını söylerken, diğer yandan da yerleşkeye türbanlı giriş yapanların yeni bir huzursuzluk nedeni olduğunu söylüyor Baz istasyonuna dava A NTALYA (Cumhuriyet)Akdeniz Üniversitesi’nde alınan sıkı güvenlik önlemleri, fakültelere ve yerleşkeye konulan kameralar, öğrenciler ve öğretim üyeleri hakkında açılan soruşturmalar, yerleşke içindeki baz istasyonu, öğretim üyeleri arasındaki ayrımcılık iddialarıyla başlayan huzursuzluk, şimdi de türbanlı öğrencilerin yerleşkeye alınması, ilahiyat fakültesi ve cami açılmasıyla devam ediyor. Antalya’da 40 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek kurduğu Antalya İlahiyat Fakültesi Yapılmasını Destekleme Derneği tarafından yaptırılacak fakültenin temel atma töreni TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in katılımıyla yapılacak. Prof. Ahmet Yaman’ın dekanlığını yapacağı fakülte önümüzdeki yıl 50 öğrenci ile faaliyete başlayacak. Yerleşke içine fakültenin yanı sıra bir de cami inşa edilecek. 19 yıl sonra İlahiyat Fakültesi’nin ve caminin kuruluyor olmasının yanı sıra yerleşkeye türbanlı öğrenci alınması, türbanlı derse giren öğrenciler hakkında öğretim üyelerinin tutanak hazırlamasına rağmen haklarında soruşturma açılmaması ise öğretim üyeleri ve öğrenciler arasındaki huzursuzluğu giderek artırıyor. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Necati Dedeoğlu’yla üniversite içinde yaşanan gerginlikleri konuştuk. Yetki kötüye kullanılıyor ektörlerin YÖK Yasası’nın kendilerine verdiği yetkiyi kimi zaman kötüye kullandığını anlatan Prof. Dedeoğlu, “Mesela kendisine yakın olanları ödüllendirebiliyor. Kendisine karşı muhalif olanları cezalandırabiliyor. Yasalar var tabi, uzun sürse de bazı haksızlıkları geri alabiliyoruz. Bazen kadro istiyorsun, vermiyor. Çünkü, kadro vermemek yetkisindedir. Bunun davası olmaz. Yasalara göre uygun davranıyor. Ya da hiç istemiyorsun ‘profesör atadım’ diyor. Bunlar hep yapıldı” diyor. Akdeniz Üniversitesi’nde 4 rektör gördüğünü, ilki hariç diğer üç rektör bu tür uygulamalarda bulunduğunu anlatan Prof. Dedeoğlu, “Ama şu anda bütün bunların uygulamaları daha sert. Kişileri ayırıcı, baskı kurucu bir yönetim tarzı var. Oysa kendisi tarihçi. Hem de Cumhuriyet tarihçisi. Harp Okulu’ndan, asker kökenli. “ R A kdeniz Üniversitesi yerleşkesi içine geçtiğimiz yıl kurulan baz istasyonlarını da anımsatan Prof. Dedeoğlu, bazların kaldırılması için öğrenciler ve öğretim üyeleriyle birlikte eylem yaptıklarını belirterek, “Baz istasyonlarının kurulmasıyla ilgili bir de dava açmıştık. Şimdi bu dava devam ediyor” dedi. Tutanak hazırlanıyor soruşturma açılmıyor Y YÖK’e karşı eylemler ğrencilerin ve öğretim üyelerinin YÖK’e karşı olduğunu anlatan Prof. Dedeoğlu, “Çünkü YÖK 12 Eylül’ün bir ürünü. O dönemde çıkan anayasa ve diğer yasalar gibi, otoriter, baskıcı, özgürlükleri sınırlayıcı, antidemokratik bir yasadır. Biz de her yıl üniversitede YÖK’ün kuruluş yıldönümünde yerleşke içinde basın açıklamaları yapıyoruz. Çünkü en çok sıkıntısını çeken bizleriz. Yönetim kadrosunun yaşadığı bir sıkıntı yok. YÖK yasası rektörlere son derece büyük yetkiler tanımıştır. Üniversitelerden demokrasiyi kaldırmıştır. Eskiden senatolar vardı. Kararlar paylaşılırdı, şimdi bütün yetkiyi tek kişiye bağladı” diyor. Ö aklaşık bir aydır türbanlı öğrencilerin üniversite kapısından içeri alındığını anlatan Dedeoğlu, şunları söyledi. “Eskiden öğrenciler geri çevriliyordu. Şimdi derslere türbanlı öğrenciler giriyor. Bu yıla kadar başlarını örtmemiş öğrenciler, şimdi türbanlarıyla giriş yapabiliyor. Bir kere türbanlı öğrenciyi kapıdan içeriye aldınız mı öğrenci de kendisinde derslere girme özgürlüğü hissediyor. Ben şöyle düşünüyorum. Rektöre türbanlı öğrencileri içeri alın talimatı veren güç, öğrencilere de türbanınızı takın talimatı vermiştir. Biz, soruşturma açılması için tutanak tutuyoruz. Ama soruşturma açılmıyor. Şimdiye kadar kaç tutunak hazırlandıysa, hiç soruşturma açılmadı. Çok önceden bu konuda tutanak tutulduğunda, soruşturma açılır ve ceza verilirdi. Benim bildiğim son dönemde 1520 tane böyle hazırlanmış tutanak ve açılmamış soruşturma var. Yemekhanede fiyatların yüksek olduğu gerekçesiyle eylem yapan öğrenci hakkında soruşturma açılıyor ancak kıyafet yönetmeliğine uymayan öğrenci hakkında soruşturma açılmıyor. Bu da yerleşke içindeki barışı engelliyor.” Dekanlarla ve rektörle ilgili. Rektör hakkında, öğrencileri yerleşkeye yönetmeliklere aykırı soktuğu için, dekanlara da derslere giren öğrencilerle ilgili işlem yapmadığı için suç duyurusunda bulunma hazırlığındayız. Şimdiye kadar rektör hakkında bu kadar çok dava açılmış değil. Rektörlük de davayla uğraşıyor, öğretim üyeleri de davayla uğraşıyor” dedi. Hoca, öğrenci karşı karşıya Türbana ilişkin uygulamaların öğrenci ve öğretim üyelerini karşı karşıya getirdiğini anlatan Prof. Dedeoğlu, “Öğretim üyelerine ‘türbanlı girişlerin takipçisi olun’ dedim. Dekanlara da yazı yazdım. ‘Suçtur suça alet olmayın. Öğretim üyelerinin tutanaklarını dikkate alın’ dedim. Rektöre de yasal önlem alması gerektiğini hatırlattık. Ama bir yanıt gelmedi. Biz şimdi suç durusunda bulunuyoruz” diye konuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay ve Danıştay’ın türbanla ilgili kararları olduğunu ifade eden Dedeoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Türban bir dini semboldür. Öğrencilerin kendi dinsel sembolleriyle girmesi, diğer öğrenciler üzerinde baskı yaratıyor. Kimse kendi dinsel tercihini göstermek durumunda değildir. Bu simge kaldı ki kadın özgürlüğüne, laikliğe aykırıdır. Yargıtay kararında türbanının ideolojik olduğunu söylüyor. Bu kadar basit. Diğer öğrenciler üzerinde baskı kurmaya yönelik ve bir siyasi simge durumunda. Kişilerin dinsel tercihlerinin açık göstergesi olarak türban kullanılıyor.” Sıkı güvenlik önlemleri E n son üniversiteye sivil polis sokulduğunu, kameralarla yoğun güvenlik önlemlerinin alındığını anlatan Dedeoğlu, “Her yerde kamera var. Geçtiğimiz günlerde Fen Fakültesi’nden bir öğretim üyesi hakkında soruşturma açıldı ve bu sırada fakültenin içinde 17 tane kamera olduğu söylendi. Bir fakültenin içinde 17 kamera var. Kim gözetleniyor bu kadar kamerayla. Bu baskıları hissediyoruz ve huzursuzuz” diye konuştu. Suç duyurusunda bulunacak Soruşturma açılması konusunda dekanlığa yazılar verildiğini, dekanlığın da bunu rektörlüğe ilettiğini, rektörlüğün ise YÖK’e ilettiğini anlatan Prof. Dedeoğlu, “Bu topu taca atmaktır. Dekanın o yazıyla birlikte soruşturma açması gerekir. Biz Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği olarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmak üzeriyiz. niversiteye bir ilahiyat fakültesi açılacağını ve cami yapılacağını da anlatan Dedeoğlu, şunları söyledi: “Geçen gün rektörlükte bir toplantı vardı. İlahiyat fakültesinin kurulmasının kuruluş kanununda olduğu söylendi. İlahiyat fakültelerinin uygulama yerlerinin de cami olduğu belirterek, bir de cami yapılacağı anlatıldı. İyi de üniversite Prof. Yaman, açılalı yıllar oldu. Kanunda vardı da öte fakülteye dekan ki rektörler niye kurmadılar. Diğerleri ka olarak atandı Üniversiteye cami ve ilahiyat fakültesi Ü nunu bilmiyor muydu? Bunlar belli bir eğilimin, hükümetin yaşam biçimini üniversiteye dayatmasının bir sonucudur. Birden bire bu gereksinimin doğması, yönetimin üniversitelere baskısının bir sonucudur. Baskı olmasa bile üniversiteye belki kadro için, belki bütçe için boyun eğiştir. Ben bunları cumhuriyet savunucusu, tarihçi bir profesöre yakıştıramıyorum. Boyun eğmeyen pek çok üniversite var.” Teknokent ödülü Ş C MY B C MY B aibeli bir öğretim üyesinin ödüllendirilerek, Teknokent’in başına getirildiğini savunan Prof. Dedeoğlu, “Teknokent yönetimine getirilen Mustafa Helvacı’nın durumu niçin şaibeli? Çünkü Amerika’dan aldığı doktora diplomasının sahte olduğu iddia edildi. Biz bununla ilgili soruşturma açılmasını istedik. Ama soruşturma a ç ı l m a d ı . Mustafa HELVACI Rektör srafil Tam tersine KURTCEPHE ödüllendirildi. Biz iddiaların araştırılması gerektiğini söylediğimizde kendisi bizi yalancılıkla, iftiracılıkla suçladı. O yüzden ben de tazminat davası açtım. Bu dava da devam ediyor” dedi. R Öğretim üyelerinin hayatı değişiyor da, ceza alıyor. Haklarında soruşturma açılıyor. Aynı şekilde öğretim üyelerinin hakkında da soruşturma açılıyor. Kaldı ki bunlar yasal haktır ve burası bir üniversite. Bunlar eskiden beri vardı zaten. Biz de bu uygulamalara ilişkin görüşlerimizi zaman zaman basın açıklamalarıyla dile getiririz” dedi. ektörün, dekanları da kendisinin atadığını ve politikalarını dekanlar üzerinden sürdürdüğünü anlatan Prof. Dedeoğlu, “Hoşa gitmeyen her hangi bir öğretim üyesinin hayatı kolaylıkla cehenneme çevrilebilir. Bunlar eskiden de vardı aslında. Öğrencilerimiz en ufak bir davranışlarında, basın açıklamaların
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear