26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

21 ŞUBAT 2011 PAZARTESİ SAYFA HABER Su yoksa hayat yok Alakır’ın can verdiği Karacaören Köyü sakinleri, yetkililerden gelen “HES’lere karşı çıkmayın. Yarın karanlıkta kalırsınız” türü tavsiyelere oldukça öfkeli. Buna verdikleri yanıt hayli anlamlı; “Elektriksiz kalır çıra ile yaşarız ama susuz yaşayamayız. Su olmazsa hayat olmaz” ALAKIR’IN SON ÇIĞLIĞI ALAKIR’IN SON ÇIĞLIĞI N HAT TOKLU AL ORHAN 5 Heyelan ne olacak? Mustafa DAL 2 K Mustafa BATTAL Hüseyin ERTÜRK umluca Karacaörenli 64 yaşındaki Mustafa Dal, sözlerine, “Bu olamaz” diye başlıyor. Sonra da neden olamayacağını şöyle açıklıyor; “Köyün üst tarafındaki başka HES’ten çıkan suyu, 50 metre yatağında akmadan yeniden borulara alıp götürecekler. Alakır’ın yatağında artık su göremeyeceğiz. Alakır, yaz kış gürül gürül akan bir dere değil. Yaşlılarımız çayın kuruduğunu anlatırdı. 1958’de kuruduğunu bende gördüm. Üstelik burası heyelan mıntıkası. Yamaçlar, su borularının geçmesi için kazıldığında burada yer yerinden oynar.” da şantiye kurulmuş. Şantiye kurulurken de mi haberiniz olmadı. Muhtarlıktan onay almaları gerekmiyor mu?” diye devam ettik. Abdullah Gülez’in yanıtı düşündürücüydü; “Şantiye kurulan yer hazine arazisi. Hazine arazilerini köylünün kullanmasına zorluk üstüne zorluk çıkarılırken şirkete tam aksine kolaylık sağlanmış olmalı. DSİ’nin yetkilileri bize, ‘HES’lere karşı çıkmayın’ diye ricada bulunuyor.” Yaşlı köy bekçisinin uyarısı Sohbetimizi uzun süre sessizce din Su savaşına kurban mı edildik? Karacaören’in genç çiftçilerinden Mustafa Battal, yaşlı adaşı gibi devlet kurumlarının ilgisizliğine hayli içerlemiş. “Bizim içme ve sulama suyumuzu ayırmadan nasıl alıyorlar. Bu nasıl bir anlayıştır. Gelecekte su yüzünden savaşların çıkacağı söyleniyor. Eğer bu savaş olacaksa ilk kurbanı biziz. Şimdiden suyumuzu kaybetme tehlikesi altındayız.” HES’ciler, Alakır’da kullandıkları kum ve çakılı kurdukları ocaklardan bedavaya getiriyor. Yok edilen ormanların yerini ağaçlandıracaklarmış (!) Alakır’da HES’lere karşı ilk direnişi veren 80 yaşındaki değirmenci Ahmet Türkkan, geçtiğimiz aylarda bu uğurda yaşamını kaybetmişti Kuyuların geleceği karanlık Alakır Çayı çevresinde 120 bin dönüm arazinin genellikle kuyulardan çekilen su ile sulandığını öğreniyoruz. Bölgede 200’e yakın kuyu var. Sulama amaçlı kuyular, Alakır’ın taban suyundan besleniyor. Yağışların yeterli olmadığı kış aylarında bile kuyuların birçoğu kuruma tehlikesi altında. Karacaörenli Mustafa Battal, kuyulardaki kurumanın bölgedeki HES inşaatları yüzünden olduğunu söylüyor. Patlatılan dinamitlerin yeraltı su kaynaklarına zarar verdiğini ifade ediyor. Battal, “Birde Alakır’ın yatağındaki suyu keserlerse vay halimize. Kuyular çöle döner” diyor. Karacaören Köyü Azası Abdullah Gülez (37), kahveye sonradan geldi. Bizlere köyü adına, “hoş geldiniz” dedikten sonra kendisine, “Muhtarlığa HES’lerle ilgili bildirim ve bilgilendirme yapılmadı mı?” diye sorduk. Köy azası Gülez, hiçbir yetkilinin muhtarlığı bilgilendirmediğini söyledi. Ardından ikinci sorumuzu da yönelttik. “Köy kahvesinin hemen ardın Alakır Savaşçısı Değirmenci leyen 73 yaşındaki Aşır Uzun, kendisinin Karacaören’de 22 yıl bekçilik görevinde bulunduğunu, bölgeyi karış karış tanıdığını söyledi. Yaşlı köy bekçisi, “Burada 60 çeşit bitki yetiştiriliyor. Karacaören’deki bahçe ve seralardan yurtdışına satılan ürünlerin parası, santralların elektriğini kat kat geçer” dedi. Karacaören’den ayrılıp Alakır’ın kaynağına doğru ilerliyoruz. Yukarılarda Büyükalan, Kuzca, Çaltı, Çayiçi, Dereköy gibi köyler ve onlara bağlı mahalleler var. Artık çok sayıda HES inşaatının olduğu, bazılarının başladığı, hatta bitmek üzere olduğu vadideyiz. Bunun izlerini yolda görüyoruz. Alakır Vadisi’ndeki köylerin kullandığı grup yolu, geçilebilecek gibi değil. Ağır iş araçları, devasa kamyonlar yolu bozmuş. Aracımız yolda kaplumbağa hızı ile ilerleyebiliyor. Dikkatli olunmazsa yoldan çıkıp uçuruma yuvarlanmak her an mümkün. Geçmişte Karadeniz dağlarında kamyon sürücülüğü de yapan Ali Orhan, fotoğrafçılıktaki ustalığını, direksiyonda da gösteriyor. Onun sayesinde ilerleyebiliyoruz. Fotoğraf çekmek için durduğumuzda aracımızın lastiğinin birinin indiğini fark ediyoruz. Daha yolun başında meydana gelen bu olay hayli canımızı sıkıyor. Bozulan yolun ilk kurbanı olan lastiği güç bela değiştirip yola devam ediyoruz. Değirmeni kapalı Yolda önümüze Alakır mücadelesinde kaybettiğimiz 80 yaşındaki değirmenci Ahmet Türkkan’ın değirmeni çıkıyor. Değirmen kapalı. Suyu çoktan kesilmiş. Ama önünde bir çeşme var. Yaşlı değirmencinin ölümünün ardından onun anısına yapılan çeşmeden su içiyoruz. Alakır Savaşçısı Değirmenci Ahmet’i bir kez daha anıp, ışık içinde yatmasını diliyoruz. Değirmenci Ahmet, kamuoyunda çok iyi tanınmasa da bizim için Alakır’daki direniş sembollerinden biri. O, Bergama’daki siyanürlü altın madenciliğine karşı çıkan çizgili pijamalı Hopdediks Bayram’ın Alakır’daki benzeri. Değirmenci Ahmet, 80 yaşında Susuz yaşayamayız Tam masadan kalkmak üzereydik ki Köy sakinlerinden Hüseyin Ertürk, bekçi amcayı doğrulayan, özlü ve düşündürücü bir söz sarfetti: “Elektriksiz kalır çıra ile yaşarız ama susuz yaşayamayız. Su olmazsa hayat olmaz.” Bunun anlamı çok açık. Karacaörenliler, sadece Alakır’ın elektriği ile yaşamak zorunda kalsalar bile bu hali ile HES’lere karşı olduklarını söylüyorlar. Suyun öncelikle doğaya can vermesi, tarlalarını, bahçelerini sulaması gerektiğini biliyorlar. elinde çakar almaz tek kırma tüfeği ile Alakır’ı korumak için nöbet tutuyordu. Onun varlığından rahatsız olan HES’cilerin şikayeti üzerine, sıcak bir yaz günü köyünden alınıp Kumluca’ya götürüldü. Jandarmada ifadesi alındı. Yaşlı kalbi, yapılanları kaldıramadı. İfade verip çıktıktan birkaç saat sonra kalp krizi geçirerek aramızdan ayrıldı. Onun varlığına katlanamayan HES’ciler yakında eski değirmeninden sonra çeşmesini de susuz bırakabilirler. Mücadele kaybedilirse suyun sahibi onlar olacak. Değirmenci Ahmet Dede’nin çeşmesine su vermemek dahil istedikleri gibi hareket edebilecekler. HES mücadelesinde HES mücadelesinde hayatını kaybeden hayatını kaybeden değirmenci değirmenci Ahmet Türkkan Ahmet Türkkan HES’lerin kum ve çakılı da Alakır’dan A hmet Dede’nin değirmenini geçince biraz ileride ADO’nun Alakır Çayı kenarına kurduğu kum, çakıl ocağı ile karşılaşıyoruz. Yöredeki HES inşaatlarının kum, çakıl gereksinimi buradan karşılanıyor. Ocak nedeni ile çayın doğal yatağı darmadağın edilmiş, çevredeki orman büyük zarar görmüş. Ocakların verdiği zarar sürüyor. ADO’nun kum çakıl ocağını geçince karşımıza başka bir inşaat çıkıyor. Devasa vinçler, Alakır’ın hemen üzerindeki bir tepede harıl harıl çalışıyor. Burada ADO’nun 6 HES’inden biri olan Kozdere HES’in enerji üretecek ünitesi inşa ediliyor. İlk bakışta çay yatağından yaklaşık 100 metre yükseklikte yapılan santralın neden burada olduğunu anlayamıyoruz. Çünkü, su hayli aşağıda akıyor. Merakımızı gidermek için çok beklememiz gerekmiyor. Kozdere HES inşaatının biraz C MY B C MY B ötesinde karşımıza, vadinin yamacına yapılmış su kanalları çıkıyor. Alakır’ın aktığı yataktan çok yukarıdaki kanalları görünce durumun vehametini daha iyi anlıyoruz. Alakır’ın suyunun artık doğal yatağından akmayacağını, bu kanallarla, borularla yamaçlardan geçireleceğini görüyoruz. Bu devasa boru ve kanal sisteminin kapasitesi ile aşağılarda akan Alakır’ın debisini karşılaştırıyoruz. Kış aylarındaki suyu bile kanalı ve boruları doldurmaya yetmez. Yani hesaplar Alakır’ın tüm suyunu bu boru ve kanal sistemi ile taşımaya yönelik olarak yapılmış. Sistem faaliyete geçtiğinde Alakır’n yatağında tek damla su kalmaz. G YARIN: S N T DEĞ RMEN ’N N DRAMI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear