26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

13 ŞUBAT 2011 PAZAR SAYFA HABER 3 Cehenneme çevirir Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, akaryakıt dolum tesisleri sorunu görüşmek üzere hafta içinde toplanacak. Kimya Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Güzelyürek, olası felaketlere dikkat çekti Refleks YUSUF HACISÜLEYMAN yhacisuleyman@yahoo.com P’den Balyoz Davası’na protesto A ntalya İşçi Partisi İl Başkanlığı Balyoz Planı Davası’nda mahkemenin verdiği tutuklama kararlarını protesto amacıyla dün Orduevi önünde basın açıklaması düzenledi ve TSK’ya sahip çıkılmasını istedi. Partililer 'Mustafa Kemalin Askerleriyiz’, ‘Ne ABD Ne AB Tam Bağımsız Türkiye’, ‘Orduya Uzanan Eller Kırılsın' sloganları attı. Basın açıklamasının ardından yurttaşlara Harbiye marşının bulunduğu CD'ler dağıtıldı. İşçi Partisi İl Başkanı Bilal Şimşir, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sahip çıkılmasını istedi. Türk ordusuna yargı eliyle darbe yapıldığını söyleyen Şimşir, orduya yönelik saldırıların kuralsız ve kanunsuz olduğunu ifade etti. Şimşir, “Yaşananlar bir yargılama ya da bir dava değildir. Bu bir düşman saldırısıdır. Amerika'nın BOP eşbaşkanlığı ve F Tipi Gladyo tarafından yürütülen saldırılar devam etmektedir” diye konuştu. FARUK KESKİN K Meclis borçlanma talebini kabul etti KORAY GEÇGEL onyaaltı'ndaki akaryakıt dolum tesisleri Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu'nda da tartışılacak. Hafta içinde düzenlenecek toplantının ilk gündem maddesi olarak görüşülecek olan akaryakıt dolum tesisleri sorunu yeniden kent gündemine taşınacak. Kim ya Mühendisleri Odası Antalya İl Temsilcisi Celal Güzelyürek, Antalya, Burdur, Isparta ve Afyon'un da akaryakıt ihtiyacının karşılanmakta olduğu Konyaaltı'ndaki dolum tesislerinde oldukça ciddi hacimlerde siloların bulunduğuna işaret ederek, burada meydana gelecek olası bir patlamaya kolay kolay müdahale edilemeyeceğini söyledi. Siloların birbirlerine yakın mesafede bulunduklarına da dikkat çeken Güzelyürek, “Bu bölgede uçak yakıtları da depolanmaktadır. Meydana gelebilecek bir patlama anında diğer silolara sıçrayarak müdahale şansı bile tanımayacaktır. Böylesine bir durum Konyaaltı'nı cehenneme çevirir. Konutlarla iç içe bulunan bu dolum tesisleri kent için pek öyle görmezden gelinecek bir sorun değildir. Hiç bir şey insan hayatından daha önemli değil” dedi. Eşgüdüm Kurulu toplantısında konun ele alınıp görüşüleceğini de ifade eden Güzelyürek şunları söyledi: “Siloların her biri tek başına bomba niteliğinde. Bölgede çeşitli firmalara ait silolarda benzin, motorin, etanol petrol türevleri depolanmakta. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen patlamanın nedeniyle net bir bilgi alamadık. Önlemlerin yeterli olup olmadığını da bilmiyoruz. Birtakım yorumlar sadece onların verdiği bilgilere göre yapılıyor. Faturanın, hayatını kaybeden iki işçiye kesileceği endişesini taşımaktayım. Antalya geçtiğimiz hafta meydana gelen patlamayı çok ucuz atlattı diyebilirim.” üyükşehir Belediyesi'nin 49 milyon TL'lik borçlanma talebi mecliste oybirliğiyle kabul edildi. CHP Grup Sözcüsü Erdem Armen, son iki yılda önemli miktarda borç ödeyen Büyükşehir'in buna bağlı olarak kredibilitesinin da arttığına dikkat çekerken, AKP Grup Sözcüsü Murtaza Tamyürek ise borçlanmaya karşı çıktı. Tamyürek, “60 ay vadeli alınmak istenen bu borç, sonraki dönemde de ödenmeye devam edilecektir. Meclis toplantısına bu talebin Mayıs ayından sonra getirilmesi gerekirdi. Ayrıca ortada herhangi bir proje de gösterilmiyor. Önceden de krediler çekildi, ancak ortada bir proje varken böyle bir istekle meclise sunulurdu” dedi. MHP Grup Sözcüsü Reşat Oktay'da 49 milyon TL'nin harcanacağı yerin açıklanması gerektiğini ifade etti. Akaydın da önceki belediye yönetiminden kalan projeleri tamamlamak için çalışma yapacaklarını, 1.5 ay sonra projelerin tamamını halkla paylaşacağını söyledi. Akaydın, Geçmiş dönemden kalma yüksek faizli borçları ödediklerini de söyledi. B Emekçiler AKP'nin kölesi olmayacak SÜLEYMAN YAPICI orba Yasası’na karşı tepkiler büyüyor. KESK Antalya Şubeler Platformu, DİSK, TMMOB ve TTB üyeleri, TBMM Genel Kurulunda görüşülen ''Torba Tasarı''yı protesto etti. Defterdarlık önünde bir araya gelen grup, 'Tayyip sonun Mübarek olsun’, ‘Emekçiyiz, Haklıyız kazanacağız’, ‘AKP torbanı al başına çal' sloganları eşliğinde basın açıklamasını gerçekleştirdi. T KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Nurettin Sönmez, AKP İkitidarı’nın bütün itirazlara rağmen tasarıyı geri çekilmediğine dikkat çekti. Emekçilerin AKP'nin istediği köleler olmayağını söyleyen Sönmez, “Bu yasa iş güvencemizi elimizden almayı, sürgünleri yasallaştırmayı, esnek çalışmayı evlere sokmayı, gençlerin emeklerini ellerinden almayı içeren bir yasadır” dedi. BAKA EMITT’te B atı Akdeniz Kalkınma Ajansı'nın (BAKA), turizm potansiyelini güçlendirmek amacıyla Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı’na (EMITT) katıldı. Bölgenin zenginlikleri Fuarda, BAKA, Isparta, Burdur ve Antalya'nın standları büyük ilgi gördü. Antonion Çeşmesi maketi ile Isparta standında Eğidir Gölü tasviri dikkat çekti. Fuarda, antik çağlardan bu yana çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Batı Akdeniz Bölgesi'nin, tarihi eserleri, müze ve ören yerleri, doğal güzellikleri, gölleri, akarsuları, denizi, zengin fauna ve florasının yanısıra, bölgenin sağlık, inanç ve kültür, kongre, yat, spor, av ve yayla gibi alternatif turizm zenginliğini de ziyaretçilere tanıtılıyor. Ödünç memurluk geliyor Yasa ile işsizlik fonunun yağmalanacağına dikkat çeken Sönmez, Sönmez, “Sürgünler yasallaşacak, ödünç memurluk getirilecek, çalışma yaşamı esnekleştirilecek, gençlerin ve çocukların geleceği çalınacak, denetimsizlik aratacak. Sermayenin talepleri dinlenecek” diye konuştu. Tarihi ev kül oldu A kseki ilçesi Cemerler Köyü’nde çıkan yangında yörede ''düğmeli ev'' olarak adlandırılan, özgün mimarisi bulunan ahşap bir ev tamamen yandı. Abdullah Kara'ya ait yaklaşık 70 yıllık evde gece bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangına Akseki Belediyesi’ne itfaiye ekipleri ile Akseki Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait iki arosözle müdahale edildi ancak ev tamamen kül oldu. Yangını haber alarak köye gelen Abdullah Kara, alevleri göz yaşlarıyla izledi. on dönemlerde acı ama bir o kadar da gerçek olan bu söz çokça hatırlatılmaya başlanıldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki bir mitingde açılan ve Türkiye’ye “işgalci” sıfatını yakıştıran bir pankart. Siz de defalarca haberlerde izlemişsinizdir o pankartı. Kim hazırladı, kim o insanların eline o pankartı verdi, tuttu, tutturdu gibi soruların peşine düşüldü hemen. Gösteri hakkını, toplanma hakkını kullanan insanların arasına her zaman karışabilen provokatif pankartlara, sloganlara rastlanılmıştır. Burada önemli olan toplanan kalabalığın bu pankartın arkasında durup durmadığıdır, onu kendi gösterisinin bir parçası olarak görüp görmediğidir. İçimizi ürperten de bu korku değil mi? Değişik vesilelerle, gerek tatil gerekse yatırım amaçlı araştırmalar amacıyla Kıbrıs’a gidip geliyorum. Geçen seyahatimde birkaç Kıbrıslı ile konuşurken şunu düşündüm, Kıbrıs harekâtı 1974 de, o yıl “doğabilenler” bugün 37 yaşında, o yıl 5 yaşında olanlar ve “hayatta kalabilenler” 42 yaşında. Yani yaşadıkları topraklarda Makarios ve sonraki darbeci yönetimin insanlık dışı ırk ayrımcılığını, haksızlıkları, estirdikleri terörü, işkenceleri ve en son olarak anne baba, anneanne büyükbabalarını nasıl katlettiklerini, toplu çukurlara gömdüklerini görmediler. Oysa tüm dünya televizyon sayesinde gördü o vahşeti. Buradaki eksiklik nedir? Kıbrıs Türkleri bugünkü ekonomik durumdan ve yaşam koşullarından mutlu olmayabilirler, anlayışla karşılarız, sanki Anavatandakiler çok mu mutlu? Ama onlar ekonomik koşulları ne olursa olsun hayatta olabilmenin, var olabilmenin mutluluğunu Anavatandan onlar için gelip şehit ve gazi olanlara borçlu olduklarını hiç unutmamalıdırlar. Ancak yeni nesile ne okullarda, ne de aile içinde 1974 ve öncesi yeterince anlatılmazsa işte o zaman bu pankartları görürüz. İnsanı ne kadar incitiyor değil mi? Türkiye’ye, Anavatana dil uzatılması birçoğumuzu derinden yaralıyor. Belki de şimdi bazılarımız Atatürk’e dil uzatıldığında gösterilen tepkinin de nedenini daha iyi anlayabilmiştir. Anavatan olmasaydı Kıbrıs Türkleri bugüne kalmazlardı, peki ya Atatürk olmasaydı? Anavatan da hangi bayrak dalgalanırdı? Parayı veren düdüğü çalar. AnavatanYavru vatan ilişkisinde bu sözün yeri hiç olmamalıdır. Türkiye düdüğü hiç ağzına almamalı, Kuzey Kıbrıs da para istemeyi bırakmalıdır. Anavatanın en büyük yardımı, yılda gönderilen üç yüz milyon dolar hibe ve dört yüz milyon dolar kredi değil, orada yatırımlar yaparak Kıbrıs’ın kendi kendine yetebilmesini sağlamak olmalıdır. Yani her gün balık vermek yerine balığın nasıl tutulacağı öğretilmelidir. Kuzey Kıbrıs’ın üç ana gelir kaynağı var. Biri Anavatandan gelen yardım, ikincisi turizmden, üçüncüsü Eğitim/Üniversite sektöründen elde edilen gelirdir. Son yıllarda Türk turizm şirketleri otel yatırımlarını oldukça hızlandırdı ve art arda yeni oteller açılmaya başlanıldı. Türkiye’den giden Türk turist sayısı yaklaşık 250 binli rakamlarda. Türkiye dışından doğrudan uçak seferi yapılamamakta, uluslar arası ambargo var. O halde Türkiye olarak ne yapabiliriz? Kuzey Kıbrıs’a yabancı turistlerin nasıl daha kolay ulaşabileceğini düşünmeliyiz, çünkü Kuzey Kıbrıs turizminin gelişebilmesi ancak ulaşımın rahat, kolay ve ucuz olması ile sağlanabilir. Kuzey Kıbrıs’ın turizm açısından çok büyük bir artısı var, o da Casino (kumarhane) işletmelerinin var olmasıdır. Özellikle Rusya’da Casinoların Sibirya bölgesine taşınmasından sonra örneğin MoskovaAntalyaLefkoşe hattının Türk Hava Yollarınca oluşturulması Casino turizmini oldukça geliştirecektir. Böyle bir hat oluşturulursa havacılıkla ilgili uygulama boşluklarından yararlanılarak uçak Antalya’ya inmeden bile Türk hava sahasına girdikten sonra rotasını Ercan Havaalanına doğru çevirebiliyor. Bir turistin ortalama harcamasının 550 Amerikan Doları olduğunu düşünürsek ki kumar turizminde bu çok daha yüksektir, Kıbrıs için ilave sağlanabilecek 100 bin turist ile Anavatanın sağladığı ekonomik yardım kadar turizm geliri artışı elde edilmiş olacaktır. Antalya turizmcileri bu işlerin nasıl başarıya ulaşabileceğini nelerin yapılması gerektiğini biliyorlar yeter ki ortak bir platform oluşturulsun. Bu ortak turizm platformunun bile manevi bağların kuvvetlendirilmesinde önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Güzel bir Pazar günü geçirmeniz dileğiyle… S PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR MI? C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear