30 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

11 ŞUBAT 2011 CUMA HABER SAYFA 3 Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Girişimi tarafından düzenlenen, Yurtsever Cephe ile Antalya Tabip Odası’nın da destek verdiği eylemde, Sağlık Bakanı Akdağ, hekimlerden özür dilemeye davet edildi SÜLEYMAN YAPICI Bakan Akdağ özür dilesin Ö ğretim Üyeleri Girişimi tarafından düzenlenen ve Antalya Tabipler Odası ile Yurtsever Cephe’nin de destek verdi eylem Akdeniz Üniversite Hastanesi A Blok önünde başladı. Hekimler önce Bakan Akdağ’ı istifaya çağıran basın açıklamasını yaptılar, ardından hastane binasında, hastalara ve yakınlarına bildiri dağıttılar. Yakın Bakış ŞAHİN FiLİZ [email protected] Talihsiz açıklamalar Öğretim Üyeleri Girişimi Sözcüsü ve Akdeniz Üniversite Hastanesi Öğretim Üyesi Dr. A. Merter Özenci, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı hekimlerden ve öğretim üyelerinden özür dilemeye davet etti. Özenci, Bakan Akdağ'ın açıklamalarını talihsizlik olarak nitelendirerek, "Kendisi de bir zamanlar öğretim üyesi olarak çalışmış olan Bakan Akdağ, öğretim üyelerini muayenelerini düşünen, eğitim ve araştırmalarla ilgisi olmayan kişiler olarak tanımlamaktadır. Bu açıklamalar büyük bir talihsizliktir” diye konuştu. Özenci sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da öğrencilerimizin iyi birer uzman hekim olmaları için eğitim vermeyi ve çalışmayı; hastanede, laboratuvarda, toplum için, insanlık için, halkımızın sağlığı için araştırma yapmayı; tedavisi zor, ileri düzey bilgi ve beceriye gerektiren hastalara ekip olarak hizmet sunmayı sürdüreceğiz. Çünkü bizler bunun için varız. Sağlık Bakanını hekimlik karşıtı görüşlerinden dolayı öğretim üyelerinden ve hekim kamuoyundan özür dilemeye davet ediyoruz.” Bakan Yıldırım’a protesto laştırma Bakanı Binali Yıldırım, Alanya Yat Limanı'nın açılışını yaptı. Açılış öncesi parti teşkilatını ziyaret eden Bakan Yıldırım içeride konuşurken, caddede toplanan Büyük Birlik Partisi mensubu bir grup genç de Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü kazanın aydınlatılmasını isteyen döviz ve pankartlar taşıdı. Gruptakiler, zaman zaman çeşitli sloganlar attı. Daha sonra yat limanına giden Yıldırım, Türkiye'nin yat turizmin U Muratpaşa gençliği Evcilmen’in konuğu NTALYA (Cumhuriyet)CHP Muratpaşa İlçe Gençlik Kolları Başkanı Yasemen Karaaşık ve Yönetim Kurulu üyeleri Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen’i ziyaret ederek, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Karaaşık, “Muratpaşa’nın vizyonuna uygun yönetim oluşturduk. Ülkemiz ve Antalya nüfusunun büyük bölümünü gençler oluşturuyor. Yönetimimizde gençliğin her kesiminin temsil edilmesine dikkat ettik. Tüm A enerjimizle, ülkemiz ve partimiz için siyaset üreteceğiz” dedi. Gençlerin, siyasetin en dinamik ve yön verici unsuru olduğunu söyleyen Evcilmen de “Üniversiteliden çalışanına kadar tüm gençliğin yönetiminizde temsil ediliyor olması memnuniyet verici. Tüm enerjinizle pozitif anlamda çalışacağınıza yürekten inanıyorum. Enerjiniz, çağdaş yaklaşımlarınız ve tüm gençliği kucaklayıcı olmanız siyasete değer katacaktır” diye konuştu. illetvekilliği aday adaylığı için il başkanlığı görevinden ayrılan Hüseyin Samani'nin ardından, temayül yoklamalarında öne çıktığı belirtilen Mustafa Köse, AKP Genel Merkezi'nce il başkanı olarak atandı. Köse, düzenlediği basın toplantısında, Ankara'ya davet edildiğini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ataması gerçekleştirilen 35 il başkanı ile yaklaşık 3 saat toplantı gerçekleştirdiklerini anlattı. Bu toplantıda Başbakan Erdoğan'ın tüm il başkan adaylarını tanıma fırsatı bulduğunu belirten Köse, ''Toplantı sonunda kendileri bize mazbatayı verdiler ve Antalya İl Başkanı olarak ilan ettiler'' dedi. M AKP’ye yeni il başkanı de çok önemli bir ülke olduğunu söyledi. Yıldırım, “Deniz turizminde Türkiye Akdeniz çanağında hak ettiği payı almalıdır. Bunun için şu anda sayısı 46 olan ve bağlama kapasitesi 15 bini bulan yat bağlama ve konaklama tesislerinin sayısını hızla arttırıyoruz” dedi. Yıldırım, yapişletdevret modeliyle Alanyalı konsorsiyuma verilen yat limanının 23,5 yıl boyunca çalıştırılacağını bildirdi. Yat limanı için şirketin devlete 5 milyon lira ödeyeceğini vurguladı. epez Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı tarafından alınan karar ile yurttaşlar AntKart'tan aldıkları kartları iade ederek 10 TL'lik depozito ücretlerini geri alabilecekler. Tüketici Sorunları Hukuk Komitesi Başkanı Av. Aydın Türkmenoğlu, AntKart'ın 15 gün içinde karara itiraz edebileceğini açıkladı. K AntKart’a açılan dava kazanıldı Dilekçe ile başvurun Kararın itirazı durumunda Tüketici Mahkemesi’nde davanın görüleceğini belirten Türkmenoğlu, kararın tam olarak hayata geçirilebilmesi için yurttaşların bağlı oldukları Kaymakamlıklara giderek Tüketici Hakları Hakem Komiteleri’ne dilekçe ile başvurmalarını isteyedi. Kararın çıkmasını sağlayan dilekçeyi veren İlhan Deniz adlı yurttaş “AntKart alınırken verdiğimiz depozitoları geri almak için gerekli başvuruları Tüketici Hakem Heyetine yaptım” dedi. Üst geçidin asansöründe mahsur kaldılar A lışverişe çıkan Serap Kabasakal, annesi Lütfiye Çeltek, komşusu Huriye Özalp ve iki çocuğu, Evliya Çelebi Caddesi'ndeki üst geçitten yolun karşısına geçmek istedi. Serap Kabasakal üst geçidi yürüyerek geçerken, yanında bulunanlar üst geçide ait asansöre bindi. Bu sırada elektriğin kesil mesi üzerine asansör içindekiler mahsur kaldı. Kabasakal, yardım istedi. Asansörde mahsur kalan 4 kişi, Antalya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerince kurtarıldı. üheyl Batum’un, TSK için “kâğıttan kaplan” benzetmesi yaptığını basından okuduk. Yandaş medya, “mal bulmuş mağribi” gibi hemen açıklamayı farklı yönlere çekmeye başladı. Hepsi asker sevgisiyle yanıp tutuşuyormuş gibi Batum’un üzerine yürüdüler. Neredeyse linç edecekler. Batum belki üslup hatası işledi. Eleştirinin gerisinde “askeri darbe beklentisine dönük özlem” arayanlar, niyet okuma yarışına girdiler. Niyetleri sadece Tanrı’nın bildiği ilkesini kabul eden İslamiyet bile dinci tayfaya kâfi gelmedi. Kişisel olarak da yakından tanıdığım Batum, demokrat, özgürlükçü ve darbe karşıtı kişiliği ile bilinen Türk aydınlarımızdandır. Yok yere linç edilmesi ona büyük haksızlık olduğu gibi, Türk ulusuna ve TSK’ya da haksızlık demektir. Bu açıklama ile Batum, darbe özlemini dile getirmemiştir. TSK’nın kurumsal şahsiyetini de hedef aldığını anlamak, işi tersine çevirmektir. 12 Eylül darbecisi Evren’e methiyeler düzenler şimdi “darbeye karşıyız”, “sivil toplumdan yanayız” sloganlarıyla TSK’yı dış güvenlik konusunda da zaafa uğratacak yıpratma politikası sürdürdüklerini unutmuş gibi davranıyorlar. Darbecilere yağ çekenler şimdi darbe karşıtlığı maskesine bürünerek asker düşmanlığı yapıyor. Askeri ya da sivil, hiçbir darbeye taraftar değilim. Ama darbeye karşı olmak ile TSK’ya karşı olmak, hatta ona kurumsal düzeyde düşman olmak birbirinden farklı şeylerdir. Kimse Batum’un konuşmasından darbe çağrısı yaptığı sonucunu çıkarmamalıdır. Hele Sayın başbakan, fırsat bekliyormuş ki hemen Batum’a kişisel saldırıya varan sözler sarf etti: “Anayasa hukukçusu olsan ne yazar?” dedi. Oysa çok sayıda subayı darbe suçlamasıyla yargılarken, emirkomuta ilişkisini göz ardı ederek en üst komutanları bunun dışında tutanlar da yine Batum’a yüklenen çevrelerden başkası değildir. Özkök, Büyükanıt ve Başbuğ, yargılama sürecinden neden muaf tutulmaktadır? Ortada darbe hazırlığı varsa, komutanların habersiz olmaları düşünülemez. Bir subayın ya da yurttaşın darbeci olup olmadığını AKP’li olmak ya da olmamak mı belirliyor? Emuhtıradan doğrudan sorumlu olanlara dokunulmazken alt kademedeki subayların neden yargılandığını da aynı çevreler yanıtlamak zorundadır. Batum böyle bir açıklama yapmamalıydı. Bu açıklamaya ben de katılmıyorum. Hatta Hükümet’in bundan bin beter açıklamaları olsa da bunlar dahi Batum’un “kâğıttan kaplan” sözlerini haklı kılmaz. İçeriği biçimselliğe kurban giden bu açıklama kimseyi incitmeden, yapıcı bir eleştiri şeklinde olabilirdi. İçeriğiyle üslubu birbirini tutsaydı, yani Batum’un “niyet”i ile sözleri arasında bu denli açık ara bulunmasaydı, mesajını daha net ifade edebilirdi ve bence şöyle bir açıklama olabilirdi: “TSK, darbe yapmak ve yönetimi ele geçirmek sevdasında olmamalı ve bundan sonra da olmayacaktır. Bu anayasal suçtur. Ancak darbeci olmamak için de etkisizleştirilmek/ etkisizleştirilmeye sessiz kalmak gerekmez. TSK, hukuktan doğan haklarını gereği gibi kullanamadı. Yerliyersiz, isimliisimsiz ihbarlarla yıpratılmaya karşı kendini korumakta zaafa düştü. TSK, onu yöneten subayların ya da AKP’nin değil, Büyük Türk Milleti’nin ve bu Cumhuriyet’in öz malıdır. Özkök gider, Büyükanıt gider, Başbuğ gider, ama TSK hep kalır. İç ve dış güvenliği sağlama görevini yapabilmesi için, darbe yapması değil, anayasal olarak etkili ve haklı olması gerekir. İç ve dış güvenliği sağlayabilecek kadar güçlü olmak ve bu gücünü mevcut anayasada belirlenen yetkileriyle, hak ve sorumluluklarıyla korumak zorundadır. Bunu koruyamaması, en az darbe yapmaya teşebbüs etmesi kadar anayasal suçtur.” deseydi, Batum, haklı niyetini, “yersiz” sözlerle örselememiş olurdu. Yine de derim ki Batum’u eleştirenler önce aynaya baksınlar. Sonra da askeri darbeye karşı olduklarını haykırdıkları gibi, samimi iselercemaat darbesine de karşı olduklarını haykırmalılar. Durumdan vazife çıkaranların bu samimiyetsizliği apaçık ortadadır. Bunu yapmadıkları sürece halkın vicdanında aklanamayacaklardır. S AKP, DURUMDAN VAZİFE ÇIKARIYOR Hırsızlık zanlıları Aksu’da yakalandı A ntalya'nın Aksu ilçesinde hırsızlık zanlılarına yönelik operasyonda 8 kişi gözaltına alındı. Aksu Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 6 aydır sürdürdükleri çalışma sonucunda, dün sabah saatlerinde 8 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda, ''nitelikli hırsızlık'' ve ''çalıntı mal alıp satma'' suçlamalarıyla M.A.E. (30), Y.Y. (20), A.B. (24), B.B. (24), Y.Y. (41), F.Y. (18), U.K. (28) ve S.K. (22) gözaltına alındı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear