30 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN 1 ŞUBAT 2011 SALI G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN [email protected] Alakır'ı ve Değirmenci Ahmet'i unutmayalım C B eydağları üzerindeki Bakırtepe eteklerinden doğup 70 kilometre sonra Kumluca – Finike arasında sınır oluşturarak denize dökülen Alakır Çayı üzerinde 8 adet hidroelektrik santralı (HES) yapılması gündemde. 8 HES'in, 6'sı Antalya merkezli ADO Gruba ait. Çevrecilerin, köylülerin derelerini, sularını korumak için yürüttükleri mücadelenin bir ayağını yargı süreci oluşturuyor. Alakır çevresinde yaşayan on binlerce çiftçi ile çevreciler konuyu yargıya taşıdılar. Yargıdan öncelikle burada başlayan HES inşaatları için yürütmeyi durdurma kararı talep ediyorlar. Duyumlarımıza göre mahkeme konuyu araştırmak için bilirkişi oluşturmuş. 3 kişilik bilirkişi heyeti bölgede inceleme yapacak. HES'lerin çevreye, doğaya zarar verip vermediğini, suyun özgür akmasını, çevrede yaşayanların kullanımına yönelik engel oluşturup oluşturmadığını araştıracak. Alakırlılar, bilirkişinin raporunu bir an önce tamamlamasını, mahkemenin ivedi şekilde karar vermesini bekliyorlar. Çünkü bu tür yatırımlarda yargı kararı uzarsa oldu bitti ile karşıya karşıya kalınıyor. Atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmiş oluyor. Alakır, çok önemli ve özel bir bölge. Alakır Çayı, çevresindeki doğaya, ekili alanlara, meyve bahçelerine can veriyor. Alakır Çayı yazın neredeyse kuruyacak seviyeye geliyor. Yöre sakin Aday adayları panik içinde lerinin en çok sordukları soru şu; "Yazın çayın suyu bırakın 8 santralı, bir tanesini bile çalıştıramayacak kadar azalıyor. Hal böyle iken neden bu kadar HES yapılmak isteniyor. Sadece 6 ay çalıştırılabilecek HES'le bu kadar harcama yapılmasını anlayamıyoruz." Evet bunlar can alıcı sorular. ADO Grubu gibi piyasayı iyi bilen bir yatırımcı, yılın 6 ayı üretim yapamayacak birçok santralı neden inşa etme gereği duyar? Bile bile zararı göze alır mı? ADO Grubu'nun bu konuda mutlaka bir açıklaması olmalı. Ama şimdiye kadar duymadık, göremedik. Belki bundan sonra duyup, görürüz. Kamuoyuna açıklama yapılmazsa Alakırlıların arasında dolaşan söylentiye inananların sayısı giderek artmaya başlıyor. Alakırlılar, "HES'ciler, boru içine aldıkları suyu yazın bize satacaklar. Onlara para vermeden tarlalarımı zı, bahçelerimizi, seralarımızı sulayamayacağız" diyorlar. Alakırlıların endişesinin çevrecilerde paylaşıyor. HES projelerinde bir amacın suyun kullanımına sahip olmak olduğunun altını çiziyorlar. Alakır konusunda duyarlılığımızı yitirmememiz gerekiyor. Çünkü burası sadece bölge sakinlerinin değil hepimizin sorunu. Bu arada unutmamaz gereken bir kişi daha var. O da, çakar almaz tek kırma tüfeği ile Alakır Çayı kenarındaki su değirmeninin başında nöbet tutarken tanıdığımız Ahmet Türkkan. 84 yaşındaki yaşlı değirmencinin direnişi Alakır'ın sembolü idi. Bir HES inşaatında çalışanların ihbarı üzerinde çağırıldığı karakolda ifadesi alındı. İfade verip çıktıktan sonra yaşlı kalbi çektiği strese, üzüntüye dayanamadı. Değirmenci Ahmet Dedeyi bir kez daha anıyoruz. 16 bekliyorduk, 14 olacak ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), adrese dayalı sisteme göre yaptığı 2010 yılı nüfus sayımı sonuçlarını Yüksek Seçim Kurulu'na göndermiş. Bu verilere göre nüfusumuz 73 milyon 722 bin 988. YSK, illerin çıkaracağı millekili sayılarını yakında açıklayacak. Yeni nüfusa göre bazı illerin milletvekili sayıları düşmesi söz ko T nusu. Bunlar arasında Afyon ve Isparta'nın olduğu söyleniyor. Umarız bu iki ilimizin vekil sayısı düşmez. Antalya'nın milletvekili sayısının 13'ten 14'e çıkacağı yolunda söylentiler var. Genel beklenti 16 olacağı şeklindeydi. Milletvekili sayısının bir adet olsa da artması sevindirici. HP Antalya İl Örgütünde yaşananlar en çok aday adaylarının moralini bozmuşa benziyor. Hayli tedirgin oldular. Heyecanlarını da yitirmeye başladılar. Bu noktaya nasıl gelindi? Şunun şurasında 5 10 gün önce basında, "En çok milletvekili adaylığı talebi CHP'de... CHP'de aday adayı sayısı şimdiden 150'yi aştı. 200'ü bulması bekleniyor... Aday adaylarının gözü ön seçimde...." şeklinde haberler yapılıyordu. CHP tabanının, aday adaylarının tüm ilgisi, ön seçime kilitlenmişken birden farklı bir gelişme oldu. İl Meclisi (yönetim kurulu) içindeki Özer Ülken karşıtlarının CHP genel merkezine 15 istifa dilekçesini ilettikleri haberi gümdemi alt üst etti. Geçen hafta sonuna Özer Ülken'in il başkanlığının düştüğü haberi ile girdik. Hafta başında ise Ülken'in karşı atakla birkaç istifayı geri aldırdığı haberleri ile başladık. Hatta, CHP'nin önceki genel başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın, Özer Ülken için devrede olduğu iddia edildi. Baykal'ın konu ile ilgisinin ne ölçüde olduğunu bilmiyoruz. Ama şurası biliniyor ki Antalya'daki kaos genel merkeze yansımış durumda. Belki yarın yapılacak MYK toplantısında Antalya hakkında karar verilmeyecek ama kısa bir süre içinde mutlaka masaya yatırılacağı bir gerçek. CHP Genel Merkezi, Antalya hakkında bir karar verecek. Onun da ne olduğunu o zaman göreceğiz. Aslında CHP Genel Merkezi'nin bir an önce Özer Ülken ve yönetiminin durumunu netliğe kavuşturması gerekiyor. Zaman Antalya'da CHP'nin aleyhine işliyor. Tabanda tedirgin bir bekleyiş var. Özellikle de milletvekili aday adaylarının morali bozuk. İç kavga nedeni ile aday adayları önlerini görememekten şikayetçi. Çoğu, bu şartlarda Ülken ile seçim sürecinin sağlıklı şekilde yürümeyeceği inancında. Kaos kısa sürede giderilmezse çoğu durumlarını gözden geçirmeyi planlıyor. Adaylıktan çekilmeyi düşünmeye başlayanlara rastladık. Kaotik ortam biraz daha devam ederse, CHP Antalya'da 150 – 200 aday adayının yarısını bile bulamayabilir. zun süren bir bilinç kaybından sonra normal, sağlıklı yaşama dönüp, tekrar günceli izlemeye başlasaydım, içinde bulunduğumuz yılda seçimlerin yapılacağını bilebilirdim... Yok, hep yapıldığı gibi ekonomi musluğunun açılmasıyla filan değil, yalnızca siyasilerin demeçlerini izleyerek bu kanıya varabilirdim… Gerçi, bilinç kaybı sırasındaki haber yoksunu(!) günlerimde, başbakanının kendi meclis gurubunda köklü değişikliğe gideceğine ilişkin verdiği sinyali büyük olasılıkla duymamış olacaktım. Böylece gurup başkanvekili neyim parlamenterler dışındakilerin, sütre gerisinden atışlarını anlamayacaktım. Örneğin Ömer Çelik gibilerinin yerel kasaba mikrofonlarından yargıya, muhalefete sövüp saymasına bir anlam veremeyecektim. Başbakanın gözüne girebilmek için en hırçın, en saldırgan olma yarışına girmesini çözemeyecektim… Ama yine de anlardım... Mahşerin atlısı(!) Kars valisi gibilerini takip ederdim. Yardım dağıtma yarışında en pervasız davrananlardan çıkartırdım bir şeyler olduğunu. Kaymakamlar da önemli… Abuk subuk isimli, ne olduğu belirsiz projeleri, peşine basını takıp abartılarla açıklayan kaymakamlar bana ipucu verirlerdi… Yoksa anlattıklarım bir ayırıcı tanı değil; zaten son yıllarda hep böyle mi yapılıyordu? İktidar, politikası gereği üretime yönelik fabrikalar, tesisler açmayacağına göre yeni moda olan spor tesislerinin abartılı açılışları beni uyandırırdı. Bilmem kaç trilyon harcanarak yapılan spor tesislerindeki “el ve cep” dağıtımlarının çok adil oluşundan öte, yeri de bir seçim yatırımını anlatırdı. Dahası, özellikle Alanya’da halkın seçime olan ilgisizliğinden, bunun yerel değil bir genel seçim olduğunu anlardım. Çünkü halkın, çıkarını, özellikle mülkiyet haklarını zarara uğratabilecek yerel adayı, belediye başkanını seçerken daha fazla irade ortaya koyacağını bilirdim. Ankara’daki milletvekilinin ona zararı dokunmayacağı için, “olsa da olur olmasa da” tavrını anlardım. Hem, sandığa yansıyan irade kişilerin değil, partinin dayatması olanlar değil miydi? Rejim mi tehlikedeymiş? Boş ver canım… En kötüsü de, il ve ilçelerdeki siyasi parti temsilcilerinin demeçleridir. Genel merkezden gönderilen, yerel sorunları teğet geçen mesajları halka anlatmakla görevli hoparlörlerin(!) işi ne sevimsizdir. Ne zorlanırlar anlamadıkları kelimeleri anlatmaya çalışırken. Ve de sorumluluktan ne kolay sıyrılırlar, eğer hesap sorulursa! U Seçim Rüzgârları HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear