26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 13 ARALIK 2011 SALI GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN ntalya ile Isparta’nın kesişim noktası olan Yukarı Köprüçay Vadisi’nde birkaç hidroelektrik santralı (HES) inşa edilmesi, bunların inşaatına doğadan malzeme sağlayacak kum çakıl ocağı açılması gündemde. Sütçüler ile Manavgat’ın sınırları arasındaki bölgede yapılacak HES ve taş ocaklarının doğada önemli ölçüde tahribat yaratacağını tahmin etmek zor değil. Örneğin Sütçüler’e bağlı Darıbükü Köyü’nün bir kısmının sular altında kalması gündemde. Arkadaşımız Yusuf Yavuz’un çektiği fotoğrafa bakınca Darıbükü’nün doğa ile iç içe, güzel bir Toros köyü olduğunu görüyoruz. Bu köyün bir kısmının sular altında kalacak olmasına üzülmemek mümkün değil. Yukarı Köprüçay Vadisi’ndeki HES’lerin üreteceği enerji, vereceği zarara değecek mi? Bölgedeki doğal yapı ne ölçüde tahrip olacak? Kısacası atılan taş ürkütülen kurbağaya ne kadar değecek? Bölgede yaşayanlar ile çevreye duyarlı yurttaşların tek bilgilenme kaynağı ÇED toplantısı. Yürürlükteki ÇED Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesi, halkın yatırımlar konusunda bilgilendirilmesini, onların görüş ve önerilerinin alınmasını zorunlu kılıyor. Taş ocağı kurulacak, HES yapılacak bölgede ÇED toplantısı yapmak pek kolay bir iş değil. Firmalar halka gerçekleri söylediklerinde tepki göreceklerini biliyorlar. Bunun için bu tür toplantıları mümkün ol A Kış ortasında dağ başında ÇED toplantısı duğu kadar yapmamaya çalışıyorlar. Yapmak zorunda kalırlarsa ya gereğince duyurmuyorlar, ya da gözlerden ırak, ilgisiz yerlerde düzenlemeyi tercih ediyorlar. İşte son örnek, Yukarı Köprüçay Vadisi’nde 4 adet baraj ve HES ile taş ocağı kuracak olan firmadan geldi. Konu ile ilgili 2 ÇED toplantısı yapılması söz konusu. Bunlardan biri 22 Aralık günü yatırım bölgesinden hayli aşağılarda bulunan Manavgat Değirmenözü Köyü’nde düzenleniyor. Proje nedeni ile bir kısmı sular altında kalacak Sütçüler Darıbükü Köyü sakinlerinin, kış ortasında Torosları aşıp Antalya tarafına geçmesi gerekiyor. Yaz aylarında bile zor bir coğrafyada kış yolculuğu yapmak herkesin harcı değil. Darıbükü’ndeki yoksul köylülerle yaşlıların hiç değil. Firma, ikinci ÇED toplantısını da Sütçüler Kasımlar Beldesi’nde yapıyor. Bölgeyi iyi bilen arkadaşımız Yusuf Yavuz, bunun da Darıbükü sakinlerinin katılmaması için olduğu görüşünde. Oysa ÇED Yönetmeliğinin söz konusu maddesinde, “Toplantı için projeden en çok etkilenmesi beklenen yöre halkının kolaylıkla ulaşabileceği merkezi bir yerin seçilmesine özen gösterilir” diyor. Ama halktan saklayacak bir şeyleri olanlar bu kurala uymuyor. Çevrecilerin her iki toplantıda yoksul Toros köylülerini yalnız bırakmaması gerekiyor. Bütçede stadyum için kaynak ayrıldı BMM, Türkiye’nin 2012 yılı bütçesini belirlemeye çalışıyor. Meclisteki bütçe görüşmeleri, siyasi gündemin devreye girmesi yüzünden zaman zaman sert geçiyor. Bazı bakanlıkların bütçesi belli oldu. Antalya’ya yapılacak stadyum ve spor salonu için beklenti içine girdiğimiz Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçesi 4.5 milyar lira olarak belirlendi. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın genel bütçesi belli ama ayrıntılarını yani içindeki belli kalemleri bilmiyoruz. Bizim merak ettiğimiz konu, bütçede Antalya’da yapılacak stadyum için ne kadar kaynak ayrıldığıdır. Bu konuda bir bilgilendirme yapılmadı. Bilgilendirme olmayınca, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesine Antalya’nın yeni stadı için herhangi bir kaynak ayrılmadığı kanısına varıyoruz. Gündoğmuş’a gün doğar mı? G T Aksi durum olsaydı, iktidar partisi AKP’nin Antalya milletvekillerinin bunu hemen duyuracaklarından eminiz. Başta Menderes Türel ve Sadık Badak olmak üzere iktidar partisinin 6 milletvekili çoktan müjdeyi verirdi. Menderes Türel, kendisinin Büyükşehir Başkanlığı sırasında Antalyaspor’a tahsis edilip, Mustafa Akaydın döneminde, “İçinde orman varmış” denilerek geri alınan Döşemealtı’ndaki arazi konusunda, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığı görüşmeyi yeni bir müjde olarak kamuoyuna duyurdu. Türel, arazinin tekrar Antalyaspor’a verileceğini önemli bir gelişme olarak bildirdi. Buradan yola çıkarak stad için bütçeye kaynak konulsa, konuya duyarlı Menderes Türel’in bundan haberdar olup hemen duyuracağını tahmin ediyoruz. Ses sizliğe bakılırsa olumlu bir gelişme yok. Gençlik ve Spor B:akanlığı bütçesine kaynak konulmadıysa iktidar milletvekillerinin mutlaka yapılacağı konusunda söz verdikleri stadyum nasıl inşa edilecek? 100 milyon lira civarındaki maliyet nereden karşılanacak? Antalya’dan tekrar arazilerini satması, spor alanlarını, parklarını ticarete ve konuta açması mı istenecek? TOKİ, Atatürk Stadı’nın yerinde otel yapma karşılığında Antalya’ya yeni bir stad önerisi ile mi gelecek? Koruma altındaki Atatürk Stadı’nın çok değerli alanını feda etmemiz mi istenecek? Böyle olacaksa bugüne kadar yapılan tartışmaların, verilen sözlerin anlamı var mı? Yanılmayı isteriz ama bu sessizlik pek hayra alamet değil? zı olmayan esnaf, bazılarını alıp işyerlerine süs olarak kullanmaya başladı. Ama esnaf asıl üzüntüyü akşam hava kararınca yaşadı. Hurmalarla beslenen Kadınyarı’ndaki mağaralarda barınan yarasalar, bu kez aç kaldılar. Hurmaları bulamayan yarasalar ağaçların çevresinde epey tur attıktan sonra geri döndüler. Bu manzara birkaç gün boyunca devam etti. Cadde esnafı, “Hurma meyveleri kesilmeseydi yarasalar aç kalmayacaktı. Olgunlaşmayan hurmaların neden kesildiğini anlayamadık” diyorlar. ulvar ve caddelerdeki palmiye ve hurma ağaçlarında budama işlemi yapan, Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri, benzeri bir çalışmayı Cengiz Toytunç Caddesi’nde de gerçekleştirdi. Zamansız budama yarasaları aç bıraktı B Ekipler, Kadınyarı yakınlarındaki hurma ağaçları budarken, henüz olgunlaşmamış hurma meyvelerini de kestiler. Olgunlaşmamış hurma meyvelerinin olduğu dalların kesilmesi cadde esnafını üzdü. Bunların çöpe atılmasına gönülleri ra ündoğmuş, Antalya’nın en küçük ilçelerinden biri. Dağlık coğrafyadaki bu küçük ilçeden öteye yol bağlantısı olmadığı için, yani gidilip dönüldüğü için fazla gelişemiyor. Arazi yapısı dağlık olduğu için olanakları da oldukça kısıtlı. Bu şirin ilçe, dağlık olmasına karşın Alanya, Manavgat gibi turizm bölgelerine çok yakın. Bu yüzden yetkililerin sık sık tekrarladığı alternatif turizm için biçilmiş kaftan. Gündoğmuş, birçok doğal güzelliği ve tarihi yapının da bulunduğu bir ilçe. 30 – 40 kilometre aşağıdaki Alanya ve Manavgat sahilleri turist kaynarken Gündoğmuş’un bundan yararlanmaması büyük bir eksiklik. Ne yazık ki süreç içinde gerek bu eksiklik, gerekse ilçenin kalkınmasına yönelik projeler yaşama geçirilemedi. Böyle olunca Gündoğmuş sürekli göç veren ilçelerden biri oldu. Antalya, Burdur ve Isparta’nın bölgesel kalkınması için çaba harcayan Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) tarafından Gündoğmuş’ta düzenlenen toplantı dikkatimizi çekti. BAKA yetkilileri, kaymakam, belediye başkanları ve kamu yöneticileri ile yaptıkları toplantıda, “Gündoğmuş’un gelişmesi ve sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlayacak araştırma, geliştirme, planlama ve fizibilite çalışmaları ile projelerin neler olabileceğini” görüşmüşler. Alara Çayı ile birlikte Uçansu Şelalesi, Ümütlü Mağarası, Eğrigöl, Karıngöl ve Paşagölü gibi doğal güzelliklerin turizm için nasıl değerlendirilebileceği, rüzgardan enerji elde edilmesi konuşulmuş. BAKA’nın katkısı ile Gündoğmuş’un kaderinin değişmesini, ismine yakışır şekilde artık bu şirin ilçeye gün doğmasını umuyoruz. HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear