27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C 2 7 T E M M U Z 2 0 1 0 S A L I / Y I L : 6 / S A Y I : 3 1 7 Doğu ve Güneydoğu’dan Ege’ye gelen on binlerce mevsimlik işçi, kavurucu yaz güneşi altında ter döküyor Aileleriyle birlikte çadırda yaşayan mevsimlik işçiler, tıpkı karıncalar gibi, kışın ayakta kalabilmek için yaz döneminde canla başla çalışıyor. Karıncalar mesaide... OZAN YAYMAN SARUHANLI Her yaz döneminde, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Ege Bölgesi’ne olan mevsimlik işçi göçü bu yıl da dolu dizgin... Mardin, Şanlurfa, Diyarbakır, Gaziantep gibi yerleşimlerden Ege Bölgesi’ndeki tarlalara çalışmak üzere gelen aileler, yine ovalarda. Manisa ve Aydın başta olmak üzere bölgedeki tarım arazilerinde şu an on binlerce mevsimlik işçi çapa sallıyor, ürün topluyor... Yaşadıkları yerleşimlerden aylar öncesinden yola çıkan çoluk çocuk, yaşlı kadın tüm aile bireyleri, ekmek parası için toprakla bütünleşmiş haldeler. Toprak üzerine kurdukları çadırlarda yatan, sabahın ilk ışıklarıyla ayağa kalkarak, tarlada çalışmaya başlayanların öyküsü, karıncalarınkinden farklı değil. Onlar da, kış aylarında ayakta kalabilmek, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yaz döneminde canla, başla uğraş veriyorlar. Manisa’nın tarım deposu niteliğindeki Saruhanlı ilçesinde yer alan tarlalardaki hareketlilik görülmeye değer. İlçede şimdi salatalık toplama dönemi. Ardından üzüm bağlarına girilecek. Çoğunluğu yurtdışına gönderilen salatalıkları toplamak için mevcsimlik işçiler, alınterlerini toprağa bırakıyor. Saruhanlı’dan Salihli’ye dek 40 kilometrelik karayolunun her iki yanındaki tarlalarda, şu aralar yaklaşık 5 bin mevsimlik işçi ürün topluyor. Sayının ağustos ayındaki üzüm toplama dönemiyle birlikte 10 bine çıkacağı vurgulanıyor. Saruhanlı’daki mevsimlik işçilerin tamamına yakını ilçenin Büyük Belen beldesinde konuşlanmış. Beldenin yerleşik nüfusu 3 bin. Ovalarında ise 5 bin işçi barınıyor. İşçiler hemen tüm ihtiyaçlarını beldeden karşılıyor. Cuma günleri Büyük Belen’in pazarı. İşçilerin gelmesiyle birlikte bölgenin pazarcı esnafı da cuma gününü heyecanla bekliyor. Çünkü, 5 bin kişilik bir nüfusa mal satma olanağına kavuşuyor. Büyük Belen’in yerlisi ve bakkal dükkanı işleten Mustafa Akça, belde sakinlerinin mevsimlik işçilerin yolunu gözler hale geldiğini söylüyor: “İşçiler geldiği vakit biliyoruz ki, bölgemizin ekonomisi canlanma dönemine girdi. Ürün tarladan alınacak, üretici kazanacak. Ürün fabrikaya satılacak, fabrika işleyecek, yerleşik işçilere kazanç olanağı sağlanacak. Fabrikada işlenen ürün İstanbul’a, İzmir’e ve yurtdışına gönderilecek, aracılar kazanacak. Nakliyeci kazanacak. Gelecek benim bakkal dükkanımda, raftaki yerini alacak ben para kazanacağım. Şimdi tüm bunları düşündükten sonra, ne olduğu belirsiz bir Kürt açılımı diyorlar ya, ben de diyorum ki, üretim açılımı lazım bu ülkeye, üretim...” Mevsimlik işçiler için gün çok erken saatlerde başlıyor. Sabah saat 05.00 gibi çadırlarından çıkarak, tarlaya adım atıyorlar. Uğraşları, hava kararıncaya dek sürüyor. Günlük yövmiyeleri 40 ile 50 lira arasında değişiyor. Nisan ayının ortasından bu yana tarladalar. Toplayabildikleri ürün, arazinin ölçeğiyle sınırlı. Ertesi gün yeniden boy veren salatalıkların, dalında kalmaması için günde 14 saate varan sürelerle çalışıyorlar. Bir işçinin 4 ay kadar süren ürün toplama döneminde elde edeceği kazanç ortalama 5 ile 6 bin lira arasında değişiyor. Bu parayı Saruhanlı’dan sonra, Mersin’e seralara, Karadeniz’e fındık toplamaya da gitmeleri durumunda 10 bin liranın biraz üzerine çıkarabiliyorlar. Elde ettikleri kazanç ise kış aylarında yaşadıkları şehire döndüklerinde kışı çıkarmalarına yarıyor. Bazı aileler ise tarla kiralama yoluna gidiyor. Arazi sahibiyle yapılan anlaşmaya göre, toplanan ürünün kazancı yarı yarıya bölünüyor. Bu yönteme başvuranlardan birisi de, Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı Sürekli Köyü’nden ailesiyle birlikte Saruhanlı’ya gelen Erdinç Yavuz. Yavuz, 4 aile birleşerek 20 dönüm tarla kiraladıklarını ve toplamda 30 kişiyle her gün ürün topladıklarını anlatıyor. “Bizim köy 300 kişilik ama tarlalar bir kişiye ait. Boş olan araziler ise devletin kontrolünde. Yoksul köylüye, ekip biçecek alan ve olanak yok. Bizlere de, batı illerine gelerek, tarla kiralamak ve bu yolla ekip biçmek kalıyor” diyor. “Mayınlı arazilerin topraksız köylüye devredilmesini savunanlar var” sözüne verdiği yanıt ise umudu ve umutsuzluğu bir arada yansıtır nitelikte: “Hiç verirler mi beyim? Bak sen o mayınları da bize temizletmesinler. Temizlettikleri yetmezmiş gibi sonra giderler yine kişiye verirler yeni bir ağa yaratırlar. Ama keşke verseler de çoluk çocuk aylarca gurbette kalmasak. Yaşadığımız yerde ekip, biçsek.” ŞEKİL BOZUKLUKLARI Zeytinler mercek altında İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, ''Ayvalık zeytin çeşidi meyvelerinde görülen şekil bozukluklarının olası nedenlerinin incelenmesi ve üreticiye yönelik uygulamaların geliştirilmesine'' yönelik hazırladıkları projeyi hayata geçireceklerini söyledi. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne (TAGEM) sundukları projenin 107 proje arasında en yüksek puanı olarak ArGe programı kapsamında 300 bin liralık hibeyle desteklenmeye hak kazandığını kaydetti. Projeyi Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ile birlikte yürüteceklerini aktardı. İtalyan Bari Akdeniz Araştırma Enstitüsü'nden gelen İtalyan uzmanların bölgede zeytin virüsleri testleri yapacağını, Van 100. yıl Üniversitesi ve Ege Üniversitesi öğretim üyelerinin de çalışmalara katkı koyacağını dile getirdi. A yrıntılar ışığa çıkıyor ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Troya savaşının geçtiği, felsefe tartışmalarının yankılandığı topraklarda, geçmiş dönemin ayrıntıları gün ışığına kavuşuyor. Apollon ve Athena'nın kutsal toprakları olan Gülpınar ve Behramkale'deki arkeolojik kazı çalışmaları sürüyor. Son 15 yıldır Efes Pilsen'in sponsorluğunda gerçekleştirilen çalışmalarla ilgili bilgi veren Gülpınar kazı sorumlusu Prof. Dr. Coşkun Özgünel, bölgenin Troya Savaşı ve gerçek hikâyesi açısından değer taşıyan, Apollon için yapılmış Smintheion Tapınağı’nın günışığına çıkarıldığını belirtiyor. Tamamı 40 bin metrekare olarak tahmin edilen alanın 6 bin metrekaresinde kazı çalışmalarının sürdüğünü kaydediyor. Behramkale’deki çalışmalarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Nurettin Aslan, Athena Tapınağı’nı da kapsayan ören yerinde “Aleksandria Troas” adlı, sosyolojik açıdan değerli ve antik dönemdeki yaşam şeklini öğrenmek için çok iyi bir kaynak niteliğindeki şehir yerleşkesi bulunduğunu söylüyor. 1853’te keşfedilen ve 1866’da kazılmaya başlanan alandan çıkan Herakles Kentaur (at adam), sfenks, boğa, aslan ve ziyafet figürleri içeren frizler dahil bir çok eser günümüzde yurtdışındaki müzelerde sergileniyor. Behramkale’den çıkarılan eserler de Louvre ve Boston Fine Arts Museum’da sergileniyor. Santrallar dinlemeye takıldı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çeşme’ye kurulması planlanan çok sayıdaki rüzgar santralı, “dinleme” engeline takıldı. Genelkurmay Başkanlığı, santralların bölgedeki askeri tesislerde bulunan dinleme istasyonlarına etkisinin araştırıldıktan sonra yaşama geçirilmesini istedi. Genelkurmay'dan rüzgar santralı kurulacak olan yerlerdeki belediyelere gönderilen yazıda, rüzgar pervanelerinin manyetik alan oluşturarak, dinleme cihazlarına zararı olup olmadığının araştırıldığı bilgisi verildi. Konuyla ilgili yaklaşık 1 aydır araştırma yürütüldüğü bildirildi. Çeşme Yarımadası’nda 14 yatırımcının, söz konusu raporu yakından izlediği vurgulandı. ZEYTİNLİADA Karantinadan müzeye BALIKESİR (Cumhuriyet) Balıkesir'in Erdek ilçesi açıklarındaki Zeytinliada'da “arkeopark projesi” uygulanacağı ve Türkiye'nin ilk ''ada müzesi'' olacağı açıklandı. Adada çalışmalarını sürdüren kazı ekibinin başkanı Yrd. Doç. Dr. Nurettin Öztürk, Zeytinliada'nın, Osmanlı döneminde ''karantina adası'' olarak kullanıldığını anımsattı. Öztürk, “Adadaki kazıların tümünü, iki yıl içinde tamamlayacağız. Adada bir 'Arkeopark Projesi' uygulamak için Koruma Kurulu'na yaptığımız başvuru olumlu karşılandı ve projemiz, bu ay içinde onaylandı” diye konuştu. ÖREN YERLERİ ÖZELLEŞTİRİLİYOR ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Kültür ve Turizm Bakanlığı, aralarında Ihlara Vadisi, Sümela Manastırı, Bodrum, Antalya, Afrodisyas, Kaunos, Efes ve Sedir Adası’nın da bulunduğu 48 müze ve ören yerini, 13 Eylül 2010 tarihinde ihaleye çıkartıyor. Bakanlık buna gerekçe olarak, beklenen gelirlerin elde edilmemesini gösteriyor. “Müze ve Ören Yerleri Gişelerinin İşletimi, Giriş Kontrol Sistemlerinin Modernizasyonu ve Yönetim İşi” adı altında yapılacak özelleştirme kapsamına, Antalya’da 13, Muğla’da 6 müze ve ören yeri bulunuyor. Bu illeri sırasıyla İzmir, İstanbul ve Nevşehir izliyor. Bakanlık özelleştirmeye ilişkin şu gerekçeyi savunuyor: “Müzelerimizin sahip olduğu potansiyelin ziyaret gelirlerimize doğru oranda yansımadığı görülmektedir. Başta genel tanıtım, pazarlama ve satış kanallarının yetersizliği ile teknolojik uygulama, denetim, ziyaret yönetimi, insan kaynağı gibi alanlarda yaşanmakta olan sorunlar gelir seviyesini ve ziyaret tecrübesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunlara getirilecek çözümlerin yanı sıra ziyaretçi erişimini kolaylaştıran ve özendiren müze ve şehir kartları gibi uygulamalar ve çeşitli pazarlama yöntemlerinin ülkemiz kültür turizmi hacminin büyütülmesine önemli ölçüde katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.” ’den SERDAR KIZIK Sorunlar Çözülürken!.. Yazlık ve turistik beldelerimizin sorunlarını konuşurken, arkadaşımız Hakan Dirik, “Abi Özdere b.k kokuyor” dedi. Yakın çevremizle ilgili bilgiler dökülmeye başladı. Biz de saçalım... Yerlisi yabancı turistiyle yazlık nüfusu yüz bine ulaşıyor Özdere’nin. Menderes Belediyesi’ne bağlı. ¦ Devamı SAYFA 2’de C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear