27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C 2 N İ S A N 2 0 1 0 C U M A / Y I L : 6 / S A Y I : 2 8 7 ‘ŞEHİRDE İRADE EKSİK’ DEÜ GSF Sahne Sanatları Bölümü Başkanı Tuncay, tiyatroyla ilgili yapılması gerekenlerin bilindiğini, ancak yerel yönetim tarafından uygulamaya geçilmediğini söylüyor. SAYFA 3 BALKONDA TARIM ZAMANI Kendi yiyeceğini yetiştirmek artık bir hobi değil, zorunluluk. Kentliler, bulduğu her karış toprağı değerlendirmeye çalışıyor. SAYFA 5 HENTBOLDE ÇİFTE ZAFER MEV Koleji, okullar arası şampiyonada küçükler ve yıldızlarda İzmir birinciliğine uzandı. Büyükşehir de kulüpler arası mücadelede şampiyonluğu rakiplerine bırakmadı. SAYFA 6 Yöre halkının gözü gibi baktığı ormanda altın madeni için ilk etapta 7 bin 500’ün üzerinde ağaç kesildiği ileri sürüldü Baltalar Kozak’a girdi! OZAN YAYMAN Koza firmasının madeni için Kozak Yaylası’ndaki ağaçlar kesilmeye başlandı. Yayladaki Kaplan Köyü yakınlarındaki Çukuralan mevkisinde ve Aşağıbey Köyü Yelli mevkiinde 7 bin 500’ün üzerinde ağaç kesildiği öne sürüldü. Bölgede yaşayanların her bir ağaç için yangına karşı nöbet tuttuğu Kozak yöresinde yaşanan çevre felaketi, önceki günlerde bölgede incelemelerde bulunan milletvekilleri tarafından da yerinde tespit edildi. Kozak Yaylası’ndaki Kaplan, Çamavlu, Hisarköy, Ayvatlar, Okçular, Aşağıbey, Yukarıbey, Aşağıcuma, Demircidere, Hacıhamzalar köylerinde 10 bin civarında kişi yaşıyor. Bölgenin başlıca geçim kaynağı, yaklaşık 30 milyon ağaçtan toplanan fıstık çamı. Yöre halkının yaptığı araştırmalara göre, Kozak Yaylası’ndan yılda 50 milyon doların üzerinde, fıstık çamı ihracaatı yapılıyor. Bölge insanı, yaşam kaynakları olan ağaçlara zarar gelmemesi, incelemelerde bulunan maden komisyonu üyeleri tarafından da yerinde görüldü. olası bir yangınla karşılaşılmaması için büyük çaba gösteriyor. Büyük bir örgütlülüğün sahnelendiği Kozak Yaylası’ndaki her bir evde, orman yangınıyla mücadelede kullanılan araç, gereçler yer alıyor. Çevrecilerin yoğun karşı çıkışı ve kesinleşen çok sayıda mahkeme kararına karşın, siyasi iradenin verdiği yeni izinlerle uzun yıllardan bu yana Bergama Ovacık’taki altın madenini işleten Koza Altın’ın, bölgedeki son hamlesi Kozak Yaylası oldu. Altın cevheri çıkarılması için bölgedeki ağaçların kesimine başlandı. Bölgede geçtiğimiz hafta incelemelerde bulunan TBMM Madenciliğin Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi CHP Milletvekili Ergün Aydoğan, ağaç kesimini yerinde gördüklerini söyleyerek, “Çok geniş bir alanda ağaç kesildiğini tespit ettik. Yeraltı kaynakları çıkarılırken, doğaya ve çevreye zarar vermemek gerektiğine bir kez daha tanık olduk. Kesilen ağaçların ve bölgenin fotoğraflarını çektim. Bunları TBMM gündemine taşıyacağım. Yöre insanı, yerüstü zenginliklerinin, yeraltında olanlardan daha fazla olduğunu dile getiriyor. Bu konu üzerinde hassasiyetle durulmalı” diyor. Aydoğan, komisyon üyesi milletvekillerinden Halil Ünlütepe ve Hasip Kaplan’ın, Bergama Ovacık Altın Madeni’nde karşılaştığı davranışlara da dikkat çekerek şunları söylüyor: “Kozak Yaylası’nda görüştüğümüz halk, Koza çalışanları tarafından ciddi tehditler aldıklarını aktardılar. Yer yer darp olaylarının da Kozak Yaylası’ndaki ağaç katliamı, bölgede Ağaç katliamının başladığı Kozak Yaylası’nda yer üstü zenginlikler, yerin altından çok daha fazla. yaşandığını dile getirdiler. Maden sahasında milletvekillerinin hakarete uğradığını bir ortamda, Kozak Yaylası’ndaki halkın endişelerini daha iyi anlayabiliyoruz”. Kozak Çevre Derneği Başkanı Mehmet Akın, ağaç kesimlerinin devletin izniyle gerçekleştirildiğini kaydediyor. Akın, “Katliama göz göre göre izin veriyorlar. Büyük bir orman yok edilmek üzere. Yüzlerce yılda oluşan bu ormanı yok etmek isteyen zihniyeti lanetliyoruz. Koza Altın, siyasi iktidarın rüzgarını arkasına alarak hareket ediyor. İktidar gücüyle yöremizi talan edecekler ve ardından çekip gidecekler. Bu durumu hangi vicdan sahibi açıklayabilir” diyor. Yöre halkından Gülbin Karabudak, “Kozak Yaylası için idam kararını verdiler ve uygulamaya aldılar” diyor. Aşağıbey Köyü Muhtarı Sıtkı Bilgi, kısa ve net konuşuyor: “Ankara’nın Kızılay Meydanı’nda nasıl ki hayvancılık yapılmaz ise Kozak Yaylası’nda da madencilik yapılamaz.” İNCİRALTI LİMANTEPE Yeşile plan... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir’in kent merkezinde kalan ender yeşil alanlarından biri olan İnciraltı’nın turizm merkezine dönüştürülmesi için başlatılan girişimlerde yeni bir aşamaya geçiliyor. Bölgeye ilişkin 1/25 bin ölçekli çevre düzeni planını tamamlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1/5 bin ölçekli nazım imar planı ve 1/binlik uygulama imar planlarını hazırlıyor. İmar planları öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi, Balçova Belediyesi ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü yetkileri bir araya gelecek. Bakanlığın, imar planları yapımı için bu kurumlara yazı gönderdiği, toplantılardan ilkinin 20 Nisan’da, ikincisinin de 5 Mayıs’ta Balçova Termal Otel’de yapılacağı belirtildi. Bölgedeki imar planlarına karşı açılan davaların zaman kaybettirdiğini savunan Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya “Bunun yanında İzmir’in geleceğinin önüne ipotek konuldu. İnciraltı planlandığı zaman sadece Balçova’nın değil İzmir’in hatta Türkiye’nin önü açılacak. Burası termal turizmi ve olanakları ile Belek ve Kemer gibi yerlerin yakaladığı popülariteyi yakalayacak” diye konuştu. Toplantılarda yapılacak düzenlemeler, daha sonra koruma kurulunun onayına sunulacak. Ardından askıya çıkarılacak. Önceki planda İnciraltı, termal turizm, SPA, kür, pediatri merkezleri ve sağlık turizmi merkezi olarak belirlenmişti. Tarihe dalış İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Çeşmealtı Güzelleştirme Kalkındırma ve Koruma Derneği, Urla Limantepe bölgesinde dünyanın bilinen en eski liman örneklerinden biri olarak kabul edilen yapıda sürdürülen su altı kazı çalışmalarının turizme açılması için ''Su Altında Tarih Yolculuğu'' adı altında proje hazırladı. Dernek Başkanı Erden Can, bölgeye çekilecek turistlere kazı bölgesinde dalış yaptırılarak, ortaya çıkarılan liman kalıntılarını yerinde sergilemek istediklerini söyledi. Urla Limantepe Sualtı Arkeolojik Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hayat Erkanal da Urla'da İskele ve Çeşmealtı bölgesinin, hem kara hem de deniz bölümlerinin arkeolojik sit alanı olduğunu, bu nedenle de serbest dalışa kapalı alanlar olduğunu, ancak projeyle kazı ekibi rehberliğinde bölgede dalışlar yapılabileceğini söyledi. B İR YAZ GECESİ RÜYASI... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Devlet Opera ve Balesi, 27 Mart’ta prömiyerini gerçekleştirdikleri “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adlı baleyi, yarın Sabancı Kültür Merkezi’nde yeniden sahneleyecek. Felix Mendelssohn’un Şekspir’in eserinden uyarladığı bale, Mehmet Balkan’ın kareografisiyle sahneleniyor. Metinleri Şefik Kahramankaptan tarafından hazırlandı. Müzik düzenlemesini Andrej Barlog yaptı. Bale sanatçılarının yanı sıra, sekiz kişilik konuşmacı grubu, iki soprano solo, yirmi kişilik koro sanatçısının rol alacağı eser, orkestra şefi Espartaco Lavalle Terry yönetiminde sahnelenecek. Lale Balkan’ın sahneye koyduğu Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın dekorları Tayfun Çebi, kostümleri Sevda Aksakoğlu, ışık tasarımları Müfit Özbek tarafından hazırlandı; koro şefliğini de Ahmet Kahyaoğlu üstlendi. Eserde başlıca rolleri; Kıvanç Ekin, Timur Varlıklı, Aslı Çilek, Burcu Olguner, Yasemin Altınel, Emre Kaynarsu, Tolga İyiuyarlar, Aslı Ayhan, Banu Dağcıoğlu, Yarın Mançe, Özgür Tuncay, Olcay Tunceli, Dolun Doyran, Erkan Kurt, Mahmut Akyol üstleniyorlar. Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın dünya prömiyeri de 1997 yılında Almanya’nın Hannover kentinde yine Mehmet Balkan’ın koreografisiyle gerçekleştirilmişti. Eserde, insanın her dönemde merak ettiği büyü ve sihir sayesinde yaşanan yanlışlıklar dans diliyle sunulurken, gülmece, konuşmacılarca oyuna eklenmekte; orkestra ve koronun katılımıyla farklı bir sahneleme biçimi yaratılmaktadır. Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın konusu şöyle: Bir tiyatro gösterisi öncesinde tüm oyuncuların domuz gribi olması nedeniyle yönetmen büyük sıkıntı içindedir. Bulabildiği çare, teknik görevlilerin oyuncuların yerine prova yapmalarıdır... Yönetmenin bu çaresizliği, ormanların görünmez ruhları tarafından da izlenmektedir. Orman ruhlarının kralı Oberon, periler kraliçesi Titanya ile evlat edindiği çocuk nedeniyle tartışmakta, Titanya da Oberon’un yardakçısı Puk’a yüz vermesinden şikayet etmektedir... Bu karışıklığa tiyatrocular da eklenecek; prova yeri olarak ormandaki meydanlığı seçeceklerdir... ’den SERDAR KIZIK Yat!.. Atatürk'ün, “Gelmesini bir çocuk gibi heyecanla bekledim” dediği yatı Savarona, satışa çıkarıldı. Özal dönemindeki özelleştirme furyasında, yapişletdevret yöntemiyle işadamı Kahraman Sadıkoğlu'na 49 yıllığına satılan yatın, 29 yıllık kullanım hakkı, yeni alıcısını bekliyor. Aralarında bazı Arap şeyhlerinin de bulunduğu yabancı işadamları, pazarlıkları sürdürüyor. ¦ Devamı SAYFA 3’te C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear