26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

24 TEMMUZ 2009 CUMA 3 ’den SERDAR KIZIK TSK’nin ardından yargıyı baskı altına alma çabalarının, buna direnen hukuk kurumları ve üyelerinin arasındaki mücadeleyi gören yurttaşlar ne düşünecek? Yargının siyasallaştırılmasına yönelik girişimlerden sonra adalet ve hukuka nasıl bakılacak? Savcılar ve yargıçlar arasında siyasi iktidarın istedikleri ya da istemedikleri diye bir ayrımın oluşması, hukuk sistemine yönelik güvenirliliği ne ölçüde etkileyecek? Muhalefetin aykırılık görerek Anayasa Mahkemesi'ne gitmesini ve mahkemenin 33 ayrı yasada aykırılık bulmasını bile, “bizi engelliyorlar” diye yorumlayan bir anlayışa ne söylenebilir? Sorular, yanıtları, tartışmalar ülkedeki yönetim anlayışını sergiliyor. ### Anayasa Mahkemesi’nin mayınlı arazilerin temizlenmesiyle ilgili yasanın bazı maddelerinin yürütmesini durdurması, bir yanıyla gözleri tarıma çevirdi. Yedi yıl boyunca Türk tarımını baltalayan, üreticisini yoksullaştıran anlayışla ilgili Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın kitabı kaynak niteliğinde. Kaymakçı’nın “Türkiye Tarımı Üzerine Notlar” kitabı, AKP iktidarının tarıma yönelik tutumunu tüm gerçekliğiyle sergiliyor. ABD ve AB’de kendi üreticisini salt üretim alanında değil; pazarlama, gümrük muafiyetleri, özendirme, dış satım teşvikleri gibi desteklerle korurken, Türkiye’de iktidar en son fındıkta görüldüğü gibi tarımı baltalıyor. Prof. Kaymakçı’nın 2009 yılında AKP’nin tarım politikalarına yönelik saptamaları, şöyle bir tabloyu sergiliyor: “AKP’nin dışa bağımlı tarım politikaları, tüm hızıyla sürüyor. Bakanlık adından, AB’nin dayatmasıyla ‘köyişleri’ sözcüğü çıkarılmak istenmektedir. Köyişleri sözcüğünün çıkarılmasıyla Türkiye tarımında küçük ve orta ölçekli işletmeler tasfiye sürecine sokulacak, Türkiye tarımında dev işletmeler egemen olacaktır. Dev işletmelerin egemen olması, tohumluk, damızlık gibi tarımsal girdiler açısından dışa bağımlılığı artıcaktır. Bunun yanı sıra perakende pazarlama sektöründe yabancı egemenliği de pekişecektir. Diğer yandan 2009 yılında Türkiye gıda mevzuatı da Avrupa Birliği’nin isteği doğrultusunda değiştirilmektedir. Bu değişiklik sonucunda Avrupa Birliği’nin gıda ürünleri Türkiye pazarını işgal edecektir. Örneğin; yoğurt standardı, Avrupa Birliği kökenli bir firmanın yönlendirmesi sonucu çıkan bir kararnameyle Şubat 2009’da değiştirilmiştir. Bu tebliğe göre yoğurttaki süt protein oranı yüzde 4’ten 3’e ve kuru madde oranı da yüzde 12’den sıfıra indirilmiştir. Bu değişiklikle; sanayide kullanılacak süt miktarı azalacak, yoğurt kalitesi düşecek, Türkiye yoğurt pazarı AB kökenli firmalara açılacaktır. Türkiye’de yılda 400 bin ton dolayında bir yoğurt pazarı vardır. AB’ye ve Gümrük Birliği’ne tek yanlı bağımlılığın bir başka göstergesi piliç eti ihracatında ortaya çıkmıştır. Haziran ayında AB’ye işlenmiş piliç eti ihracatı başlamak üzereyken, ton başına getirilen bin 24 avro vergiyle ihracat mümkün olmamıştır.” Örnekler çok. Tarımda da küresel programı uygulayan iktidarın niyeti açık... serdarkizik@cumhuriyet.com.tr ÇAKMUR, BASMANE’DEKİ ÇUKUR BÖLGESİNİN KENT YARARINA KAMULAŞTIRILMASINI İSTEDİ I Baştarafı 1. Sayfa’da O PROJE! : Çakmur döneminde Kültürpark'ın devamı niteliğinde düşünülen alana ilişkin yarışmada Şükrü Karagöz'ün tasarımının uygulanmasına karar verilmişti. ‘İzmir adına kamulaştırın’ Çakmur, belediye yönetimini arsayı alanların haklarını korumakla eleştirerek 'Oraya halkın hakkını mı, kamunun hakını korumaya mı?' diye sordu. Basmane'de DTM çukuru olarak bilinen, Yüksel Çakmur'un ise “Kültürpark'ın devamı” olarak nitelediği alan ise 6. kez yargıda. Ancak Çakmur, bunu “Belediye başkanları, 6. kez hukukun arkasından dolanıyor” diye tanımlıyor. Buranın “kamusal alan” niteliğini öne çıkararak, Şükrü Karagöz'ün yarışmayla belirlenen ve belediye meclisinde kabul edilen tasarımının uygulanmasını istiyor. Çakmur'un Basmane'deki alanla ilgili görüşleri şöyle: “Bir meclis, onun verdiği karar, ya vardır ya yoktur. Belediye meclisinin kararları kişilere göre değişmez. Belediye bir dükkan değil, kamunun temsil edildiği kurumdur. Orada halkın menfaatleri söz konusu olur ve gelecek kuşaklar öngörülür. Orası eski bir otobüs garajıydı, sonra ESHOT tamirhanesi oldu. Berbat bir görünümü vardı. Bizim zamanımızda, belediye kurumu olarak, meclis ve başkanlık beraber düşündü, şehircilik anlayışına uygun biçimde bir yarışma açtı. Şükrü Kocagöz ve arkadaşlarının projesi belirlendi. Tartışmaya açıldı, sempozyumlarda bilgi alışverişinde bulunuldu. HAKAN D R K Panayıra dönüşmüş fuarda böylesi yapılar kaldırıldı. 360 dönümlük Kültürpark'ın daha çok yeşile kavuşmasını sağlayacak olan temel de o 40 dönümlük parça oldu.” Bu alana ilişkin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na başvurarak SİT kararı çıkardıklarını, ancak kendilerinden sonra bu alanın “satıldığını” anımsatan Çakmur, şunları söylüyor: “Burası, İzmir'deki belirli bir tabakaya satıldı. Mülkiyet hakkı, satış izni de onlara verildi. Belediyenin hakkı yüzde 12'de kaldı. Bir belediye başkanının, hatta ona katılan belediye meclisinin buna ne hakkı var? Burası Kültürpark'ın bir parçasıdır. Yapılanları yargı yoluyla önledik. Ancak belediye başkanları hukukun arkasına dolandı, kanuna karşı hile kullan dı. Orayı alan zümre, temel atmak istedi, Hilton otelinin ruhsatıyla oraya çukur kazıldı. Sorumluluk içinde olan bir belediye başkanı yargıya gideceği yerde, 'burayı ben onlar adına takip edeceğim' diyor. Sorumluluk nerede, hukuka saygı nerede? Oraya halkın hakkını mı korumaya geldiler, kamunun hakının korumaya mı? Kamu yararı ayaklar altına alınırsa, o belediye düzeni ayakta kalabilir mi? Bugünkü yönetim, 'Danıştay'a gideceğiz DTM'nin hakkını koruyacağız. Yüzde 32 pay aldık, belediyenin bir kısmını taşıyoruz' diyor. Bu aldatmacadır. Kamu çıkarı üç dört katlı bir belediye binasının oraya taşınması değil ki. Siz bir haktan vazgeçiyorsunuz. Ayrıca ana projede yer alan 2 bin 600 kişilik opera binasını işin içinden çıkardılar. O zaman bırakın yüzde 32'yi belediyenin payı yüzde 5'e düşer.” Çakmur, bundan sonra belediyenin yapması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Belediye, mülkiyet hakkını kamu çıkarı adına belediye meclisi kararıyla kendine almalıdır. Bunu İzmir halkı adına yapmalı. Karşı tarafın hiçbir hakkı ve yetkisi yok. Çünkü burada hile yapılmış. Hilton'un ruhsatıyla burada çukur açılmış. Belediye önce davaları sona erdirmelidir. TMMOB denetiminde hazırlanan proje belediye kasalarında duruyor, çıkarsalar ya!” Didim’de TOKİ sancısı TEVF K AKBAŞ AYDIN Toplu Konut İdaresi (TOKİ) gözünü turizm merkezlerine çevirdi. Kurumun Akbük’ün ardından Didim’de Hazine’den aldığı denize sıfır konumdaki 560 dönümlük araziye toplu konut yapma girişimi tepki çekti. Didim Belediye başkanı Mümin Kamacı, ilçede toplu konut gereksinimi bulunmadığını, aksine 1520 bin boş konutun satılmayı beklediğini vurguladı. Kamacı, “Didim’de emlak sektörü en durgun dönemini yaşarken TOKİ’nin toplu konutla piyasaya girecek olması Didim’de inşaat ve emlakçılık sektörünü iyice çıkmaza sokar. Didim’in en değerli koylarına çok katlı konut yapılması, ilçenin turizm kenti hayallerini de boşa çıkarır. Çünkü Didim turizm kenti kapsamına alınmıştı. Bu doğrultuda da ilçemizin bakir koylarına tatil köyleri, golf sahaları, 5 ve 7 yıldızlı oteller inşa edilecekti. TOKİ’nin Didim’e katkısı değil zararı olur” diye konuştu. Muğla’ya ecrimisil darbesi ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Muğla Belediyesi’ne, 5 milyon 500 bin liralık kamu arazisini kullanma bedeli (ecrimisil) çıkarıldı. Paranın 740 bin liralık kısmı İller Bankası’ndan gelen paydan tahsil edilirken, Belediye Başkanı Osman Gürün, “Bu Muğla halkına yapılan bir haksızlıktır. Yatırımlarımızın önü kesiliyor” dedi. Muğla Belediyesi, 1967 yılında çevre ve insan sağlığını tehdit ettiği, çevreye pis kokular saçtığı, aynı zamanda görüntü kirliliği yarattığı gerekçesiyle, kent merkezindeki derenin üstünü kapattı. Ardından burayı açık pazar yeri yaparak kamuya açtı. Ancak yerel seçimler öncesi, kamuya ait alanların haksız yere işgal edilOsman Gürün mesi durumunda özel kurumlara ve şahıslara uygulanan ecrimisil için işlem başlatıldı. Muğla Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü, Muğla Belediyesi tarafından üstü kapatılarak açık pazaryeri yapılan 21 dönümlük yere, 5 milyon 500 bin lira ecrimisil çıkardı. Ecrimisilin 740 bin liralık kısmı İler Bankası'ndan gelen paydan kesildi. Yıllardır kullanılan alanın yerel seçimlerden önce ecrimisil kapsamına Belediye Başkanı Gürün, ecrimisil bedeliyle yatırımların önünün kesildiğini söyledi İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir Ecrimisil bedelinin, Muğla Belediyesi'nin gelirlerine önemli darbe vuracağı kaydedildi. alınmasının tamamen kanun dışı ve haksız uygulama olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Osman Gürün, Kamuya Ait Gayrimenkuller Kanunu’nun 11. maddesine göre imar planlarında yer alan ve hazine arazisi üstünde kalan yol, meydan, otopark, yeşil alan, çocuk bahçesi, pazar yeri, mezbaha belediye hizmet binası ve terminallerin defterdarlıklar tarafından bedelsiz olarak belediyelere terk ya da tahsis edilmesi gerektiğini belirtti. Muğla Belediye si’nin bugüne kadar hazineyle hiçbir sorunu olmadığını belirten Gürün, “Biz hiçbir yeri haksız yere işgal etmedik. Burayı da kamu yararına kullandık. Bütçemizin önemli bir kısmını bu ecrimisil götürecek. Yatırımlarımızın bir kısmını durdurduk, bazı yatırımlarımız da yavaşladı. Bu Muğla halkına yapılan bir haksızlıktır. Yatırımlarımızın önü kesiliyor. Yürütmenin durdurulması için idare mahkemesine başvurduk” diye konuştu. eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Haftada bir gün yayınlanır. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear