27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

20 HAZİRAN 2008 CUMA 7 P A T İ K A Kentin belleği birikiyor EFEKAN GÖKHAN Kent Kitaplığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nin (APİKAM) önemli çalışma alanlarından birisi. Toplumsal belleğin oluşmasına katkı sağlayan Kent Kitaplığı'ndan 2007 yılından bu yana 56 kitap yayınlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun önerisiyle yaşama geçirilen projede amaç, İzmir'in tarihi, kültürel, sosyolojik ve ekonomik kimliğini ortaya çıkarmak. APİKAM Müdürü Oktay Gökdemir, Kent Kitaplığı serisindeki kitapların, kentin ve kentlinin bir bütün olabilmesinde önemli görevler üstlendiğini belirtiyor. Gökdemir, “Amacımız İzmirli kimliğinin oluşmasına yardımcı olmak. Kimlik sorunlarına ve temel yapısal bozukluklara bu kültür faaliyetiyle cevap vererek, onları aşmak istiyoruz. Kitaplarımız sadece akademisyenlerce değil, İzmir'e gönül vermiş araştırmacıların da yazılarıyla oluşuyor. Bu nedenle kitaplar, İzmir'in tarih sürecindeki kültürel, sosyolojik ve ekonomik olaylarını ortaya çıkardığı gibi, popüler bir dile de sahip” diyor. 2008'de 4 kitap yayınladıklarını söyleyen Gökdemir, Temmuz ayında 4 kitap daha yayınlayacakları bilgisini veriyor. Bu yıl yayınlanan kitaplar arasında, Gazetemiz Ege Bölge Temsilcisi Serdar Kızık'ın Ege'nin turistik bölgeleriyle ilgili notlarının yeraldığı “İmbatı Ege'nin”, Yaşar Ürük'ün İzmir'in kültür mekanlarından sokaklarına, camilerine kadar bilgilerin yer aldığı “İzmir Kent Sözlüğü”, Mehmet Karayaman'ın EXPO kapsamındaki “Cumhuriyet Döneminde İzmir'de Sağlık” ve Engin Berber'in meşrutiyetin 100. yılı nedeniyle hazırladığı “Meşrutiyette İzmir 18761908” kitapları yer alıyor. APİKAM bünyesindeki kent kitaplığı, 2007'den bu yana 56 kitap yayınladı Nasılsınız? HALUK IŞIK Kuşkusuz vahim ve utanılacak bir durumdu. Gerçektiler, oradaydılar. Biri Kanada vatandaşlığına girmiş çıkmış, iki genç kadın... Sıkmabaşları, özenli makyajları, vıcık vıcık cehaletleriyle, iç acıtıcı gerçeğimizdiler. İşim gereği, kişilik dramaturgisi yapmayı az buçuk bilirim. Öncü kuvvetliğe soyunmuşlara özgü, tuhaf bir güven içindeydiler. Mustafa Kemal Atatürk’ten, cumhuriyeti belirleyen her olgu ve kavramdan nefret ediyorlardı. Tümce yapıları, sözcük seçimleri, konuşmalarına egemen olan mantık, daha önceden hazırlandıklarını kanıtlıyordu. Hiçbir sözü rastgele kullanmadıkları, derslerine iyi çalıştıkları çok açıktı. Hiçbir soru, hiçbir açıklama, hiçbir kanıt, betonlaşmış yapılarının duvarlarını aşamazdı. Humeyni’yi seviyorlar, Cumhuriyet kazanımlarına büyük hınç duyuyorlardı. Kurulmuş bebekler gibi, düz mantık içinde sıraladıkları tümceler, kuşkusuz sözcülüğüne soyundukları kesimlerce alkışlanıyordur. Fatih Altaylı’nın işi hem kolay, hem zordu. Tahammülünü zorlayarak, bir yüzleşme kapısını daha araladı. Yeni bir şey söylemediler. Yalnızca, fıkradaki gibi “Kurt değildir” diye diye, sonunda kurda yem olan eşek gibi düşünüp davrananlara, “Olanları abartmayalım” diyenlere, “Demokrasinin gereğidir” diyerek, liberallik katsayısı peşine düşenlere, şırrrak! diye ayna tuttular. Duyduklarına inanamayanlara, sormanın tam sırasıdır; ne sanıyordunuz, şimdi nasılsınız? Dünya görüşüm gereği, ilkelinden bilimseline, abuk sabuk olanından zeka ürünü olanına, her düşüncenin koşulsuz kayıtsız dile getirilmesini savunurum. İsteyen Humeyni’ye ilanı aşk eder, isteyen “manda” olacağı bataklığı özleyebilir. Karşılığını mutlaka alacağını bilme koşuluyla, herkesin saçmalama hakkı vardır. Üzüntüm, henüz seksenli yaşlarda olan, dünyanın en önemli antiemperyalist savaşıyla bağımsızlığını kazanmış gencecik bir ülkenin, bu denli ters yüz olmasındandır. Kederim, bu akıl tutulmasının, bir ülkenin zamanlarını çalması, meşgul etmeyi becerebilmesindendir. Uykularımı kaçıran, devrimleri, çağdaşlığı, laikliği, dili, kadın haklarını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığı yaşatmak için; yasalarla korumaya, dahası o yasaları korumaya kadar inen, bir çaresizlik iklimine tutulmuşluğumuzdur. Bir cumhuriyet türküsü hızla yıpratılıp, çocuklarının bir kısmı ana babalarını keserken, bir kısmı yoz ve yobaz karanlıklarda nasıl kaybolup gider? Bizi ağlatması gereken hüzün budur. Bu gazetenin çığlığı, bir sorumluluk örneği olarak, öylece durmaktadır; “Tehlikenin farkında mısınız?” Kaç kanıt ve kaç gösterge, insanı bu soruyla yüzleşmeye çağırabilir? Karamsar bir tablo çizildiğini düşünenler; sıkışmış parsellerinden, dar gruplarından, günü kurtarma aymazlığından, ikbal koşuşturmalarından sıyrılıp, şu ülkenin haline bakmalıdır. Rüzgar gülü şımarıklığında eşinenlere sormak gerek. Pervasızca yoğunlaşan bu vur kaçlar, eylemli bir işgale ve dayatmaya dönüştüğünde, söyleyecek neyiniz kalacak? “Münferittir” diye diye, fıkradaki eşeğin yazgısını mı kabulleneceksiniz? “Mahalle baskısı” yumuşatmalarıyla, “öğretmen – imam” kıyaslamalarıyla mı oyalanacaksınız? Aklın, mantığın ve vicdanın frenlerini boşaltmanın, önündeki takozları fırlatıp atmanın zamanı gelmedi mi? Demokratlık, ne zamandır gericiliğin cüretini savunmak oldu? Gericilik, demokrasi ve cumhuriyet düşmanlığının öteki adıdır. Bu tuzağa düşmek, gaflet ve ihanet değilse, nedir? Yanıtı, “Söylev”dedir. Oktay Gökdemir, ‘Amacımız, İzmirli kimliğinin oluşmasına yardımcı olmak’ diyor. ‘MÜSENNA’ BİR KONSER İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın (İKSEV) düzenlediği 22. Uluslararası İzmir Festivali, sanatseverlere keyifli anlar yaşatmayı sürdürüyor. Bu kapsamda yarın Çeşme Kilisesi'nde “Müsenna – Barok Karnavallar ve Osmanlı Şenlikleri” konserinin dünya prömiyeri gerçekleşecek. Konser saat 21.30'da başlayacak. Proje tasarımı ve yönetmenliği mü zikolog Çimen Seymen'e ait olan Müsenna, Avrupa'yla Osmanlı'nın saray eğlencelerini harmanlayarak Topkapı Sarayı, Fransız ve Venedik sarayları, İstanbul büyükelçilikleri ve kozmopolit şehirlerdeki 17. yüzyıl şenliklerini işliyor. Seymen, hat sanatında aynı metnin sağdan sola ve soldan sağa olmak üzere karşılıklı yazma tarzı olan müsenna tekniğinden esin aldığını söylüyor. halukisik@gmail.co m 16.30, 19.00, 21.20, 'Mistik Olay/The Happening' 10.46, 12.45, 15.00, 17.15, 19.30, 21.45, 'Gelin Benim Olacak/Made of Honor' 11.15, 13.45, 16.15, 18.45, 21.15, 'Hulk2' 11.00, 13.30, 16.10, 18.40, 21.30, 'Indiana Jones' 10.45, 13.15, 16.00, 18.35, 21.15, 'Yirmibir/21' 11.00, 13.40, 16.20, 19.00, 21.40. (0232 373 03 50) G AGORA BALÇOVA: 'Kayıp Krallık/Winx Club' 11.00, 12.45, 'Boleyn Kızı/The Other Boleyn Girl' 16.30, 19.00, 21.30, 'Yirmibir/21' 11.30, 14.00, 19.30, 22.00, 'En Süper Kahraman/Superhero Movie' 11.30, 13.30, 14.30, 15.30, 17.30, 'Indiana Jones' 19.30, 22.00, 'Mistik Olay/The Heppening' 11.00, 13.00, 15.15, 17.30, 19.45, 22.00, 'Hızlı Yarışçı/Speed Racer' 12.00, 15.00, 16.30, 18.00, 21.00, 'Hulk2' 11.30, 14.00, 16.30, 19.00, 21.30, 'Öldür.com/Untraceable' 12.30, 14.45, 17.00, 19.15, 21.30, 'Gelin Benim Olacak/Made of Honor' 12.15, 14.30, 16.45, 19.00, 21.15. (0232 278 10 10) G AFM PARK BORNOVA: 'Öldür.com/Unraceable' 11.15, 13.30, 15.45, 18.15, 21.00, 'Yirmibir/21' 10.40, 13.20, 16.00, 18.40, 21.20, 'Made in Europa' 11.45, 14.00, 16.15, 18.30, 21.10, 'Indiana Jones' 10.45, 13.00, 15.30, 18.10, 21.00. (0232 373 73 20) G ÇİĞLİ KİPA CINECITY: 'Hızlı Yarışçı/Speed Racer' 11.00, 11.15, 13.30, 13.45, 16.15, 16.30, 19.00, 19.15, 21.45, 22.00, (CCmt) 00.15, 00.30, 'Öldür.com/Untraceable' 11.45, 14.15, 16.30, 19.15, 21.30, (CCmt) G AVŞAR PALMİYE: 'Indiana Jones' 11.15, 13.45, 16.15, 18.45, 21.00, 'Öldüren Cazibe/Death Defying Acts' 11.00, 13.00, 15.00, 17.00, 19.00, 21.30, 'O. Çocukları' 11.30, 14.00, 16.30, 19.00, 21.15. (0232 277 48 00) G KARACA SİNEMALARI: 'O. Çocukları' 11.45, 14.00, 16.15, 18.30, 20.45, 'Sex And The City' 12.00, 14.45, 17.30, 20.15, 'Kapan/Fermat's Room' 11.45, 13.30, 15.15, 17.00, 18.45, 20.30. (0232 445 87 76) G AFM FORUM BORNOVA: 'Hızlı Yarışçı/Speed Racer' 10.30, 13.10, 16.00, 18.50, 21.45, 'Öldür.com/Untraceable' 11.30, 14.00, G DENİZ SİNEMALARI: ' O. Çocukları' 12.15, 14.30, 16.45, 19.00, 21.00. (0232 381 64 61) C M Y B C MY B 00.00, 'O. Çocukları' 11.15, 16.00, 21.15, 'Sınırda/Frontiers' 13.45, 18.45, (CCmt) 23.45, 'Mistik Olay/The Heppening' 11.00, 13.15, 15.30, 17.30, 19.30, 22.00, (CCmt) 00.30, 'Hulk2' 11.45, 14.15, 16.45, 19.00, 21.30, (CCmt) 00.00, 'Üç Haydut/The Three Robbers' 10.30, 'Gelin Benim Olacak/Made of Honor' 12.15, 14.00, 14.30, 17.00, 18.45, 19.30, 21.45, (CCmt) 00.15, 'Yirmibir/21' 11.30, 16.15, 21.00, (CCmt) 23.30, 'Indiana Jones' 11.00, 13.30, 16.00, 18.30, 21.15, (CCmt) 23.45. (0232 386 58 88)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear