21 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 Her mevsimin farklı bir gizem taşıdığı, tüm zamanların masalını anlatan Birgi'de olduğunuz, önce ‘sessizliğinde’ anlaşılır. 12 ARALIK 2008 CUMA ONA SESSİZLİK YARAŞIR 'Birgi, insanı özüne o kadar yakınlaştırır ki, başka zaman ezip geçtiğimiz ayrıntıları bir bir yakalarız. Belki de Birgi’de insanı mutlu eden şey budur.' SEMA SEZEN Bir yer düşünün. Uzayıp giden yollarında sonbaharı yaşama sevincine dönüştüren. Oraya ulaştığınızda sanki uzun yıllar görmediğiniz bir dostun sıcaklığında karşılayan sizi. Öyle bir yer ki, taş sokaklarından yürümeye başladığınızda sizi yüreğinizden tutuveren. İşte böyle bir yerdeyim. Masalın gerçeğe karıştığı, olağanüstü bir doğa, sessizlik ve Birgi... Birgi'yi, ilk kez yazın bir akşamüstü gördüm. Sonra tüm mevsimlerin, tüm zamanlarında. Gördüğüm her zamanda yeni bir gök vardı Birgi’de. Her mevsimin, günün her anının, buradaki ahşap evlerin taş sokaklarına yeni anlamlarla düştüğünü gördüm zamanla. Taş sokaklara kaptırıp yürüyünce kendi öykümde, başka başka öykülerin izini buldum. Kendimden çıkıp şöyle bir ötelere iliştiğinde gözlerim, erişkin bir doğaydı gördüğüm. Gözlerim taştı içimden. İşte Birgi’de masalım böyle başladı. Ya da ben, yaşanan bir masalın içinde var kıldım kendimi. Birgi’yi bağırarak anlatmak istemem. Çünkü sessizlik çok yaraşır ona... Bu şehrin başladığını önce bu sessizlikten anlarsınız çünkü. Sessizlik giderek bir gizeme dönüşür. Her mevsimin gizemi farklıdır Birgi’de. Dedim ya her anın... Eğer sabahsa, doğa uzun bir güne hazırlanır yavaşça kıpırdayarak. Eğer sabah ve ilkbaharsa, bütün renklerin yeniden kurulduğu zamandır. Çiy damlalarının, ahşap evlerin pencerelerine sıralanmış bahar çiçeklerinin, kuşların, çocukların saatidir. Eğer sabah ve sonbaharsa, bütün renklerin artık olgunlaşıp, insanı kendine çektiği zamandır. Pencerelerde sonbahar çiçeklerinin, bahçelerde kasımpatılarının, tarhanasını sonbahar güneşine sermiş kadınların zamanıdır. Mis gibi tarhana kokusunun... Ve avlularda serili tarhananın üstüne düşen koskocaman, kızarmış bir çınar yaprağının. Kaç yıllık onlarca çınardan birinin sonbahara dönüşen yaprağıdır bu. Evet görürüz ve duyarız bunları... Kimi der ki Birgi’nin havası çok temiz, zihnim açıldı... Kimi başka bahane bulur elbet şaşkınlığına. Ama ben bilirim, Birgi; insanı özüne o kadar yakınlaştırır ki, başka zaman ezip geçtiğimiz ayrıntıları bir bir yakalarız. Belki de Birgi’de insanı mutlu eden şey budur. Nicedir unuttuğumuz insan oluşumuzu anımsamak. Bu yüzden bağırmak yakışık almaz bana göre. Birgi’de ahşap evlerin arasında sokaklar öyle güzel kıvrılır ki, bu evlerde yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu anlamaya çalışırken birdenbire bir dönemeç heyecanlandırır beni. Çünkü her dönemeç bir yaşama anıdır; küçücük şehirde geniş bir coğrafya yaratır. Bir de iki kanatlı kapıları vardır her evin. Taş duvarlı evlere çok yakışır kapılar. Bazen aralık durur. Evlerin ve Birgi’nin gizeminin görüntüsüdür sanki bu duruş. Geçmişin, geleceğin, düşün, gerçeğin eşiği... Bir gün Birgi’den çok uzaklara gideceğim belki. Birgi masalımda gezinirken bile bu gerçeğim aklıma geldiğinde özlerim Birgi’yi... Uzağında, bir de özlem eklenecek Birgi masalıma bilirim. Ama olsun ‘ayrılık da sevdaya dahil’ demedi mi ozanımız Atilla İlhan... C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear