Katalog

8 DOĞU AFRİKA DOĞU AFRİKA 9 Fotoğraflar: Saadet Çertez, Bukla arşivi Saadet Çertez ilimanjaro denince akla, K o meşhur “Kilimanjaro’nun Karları” filmi veya ki Tanrının beyaz evi, Kilimanjaro tabı gelir. Kilimanjaro, Afrika’nın en yüksek doruğu, Tanzanya’nın kuzeyinde büyük sönmüş bir yanardağ. Afrikalılar oraya Tanrı’nın beyaz evi derler. Dünyanın en eski kıtası olan Afrika, herkes tarafından gezip görülecek kadar cazip bir yer olarak görülmemiştir. 1998’de “Dünyanın Mağara Resimleri” dia gösterisini izlediğimde Afrika ve yağmur ormanları beni büyülemişti. O zaman, Afrika’ya gitme hayali kurmaya başlamıştım. Afrika, dünyanın diğer yüzüydü. Sadece Afrika’ya gitmek yetmezdi, oranın en yüksek noktasından Afrika’ya bakmak gerekirdi. İşte orası da Kilimanjaro idi. Hayalimi gerçekleştirecek ve onun doruğuna çıkacaktım. Alternatif turizm yapan Bukla acentesi ile temaslarımız sonucu bir grup oluşturduk ve hazırlıklara başladık. Öncelikle yoksulluk içindeki bu kıtada, mevcut hastalıklardan korunmalıydık, zaten Tanzanya, sarıhumma aşısı olmayana vize bile vermiyordu. Bunun yanında, tetanos, hepatit A, B, menenjit, tifo, sıtma için önlemlerimizi aldık, hazırlıklarımız tamamlandı. Sabah 06:00’da İstanbul’dan yola çıkıp Amsterdam’dan aktarma yaparak 15 saat sonra Kilimanjaro’ havaalanına indik. İlk öğrendiğimiz kelime “cambo” yani merhaba oldu. Mosh’de kalacağımız otelde çok hoş karşılandık. Otel görevlileri nazik ve güler yüzlüydüler. Odalarımız gösterildi, cibinlikli yataklar güvenli bir uykunun habercisi gibiydi, çünkü sıcak ve sinek bizi korkutuyordu. Heyecandan ne zaman uyuduk bilmiyorum. ?